| | | l Ş. *E . B L RE S C — 292 — ARIZ. S / ; Orta Boylu, orta bünyeli, genç bir zat. Hayatta gayeniz, iyi geçindirecek oldukça rahat yaşatacak vasılayı bulmaktır. Şöhret Bibi şeyler sizi ikinci derecede alâkadar eder. Kabiliyetleriniz hakkındaki hüküm. lerinizde zaman zaman liereddüde düştü. ğünüz vakidir. Çalışmaktan — yılmazsınız, bir işi sonuna kadar götürmekte zorluk çekmezsiniz. Tamamen üysal — değilsiniz, fakat çok da inatçısınız denemez, tabialı. nız tahakküme mütemayil olmakla beraber uysal olduğunuz vakiller de az değildir. Yaşınız 20.25 etrafında olacaktır, yani her halde gençsiniz. İşlerde dikkat hassanız, pek kuvyvetli görünmediğinden — yaptıkla. rınızı tekrar kontrol etmeğe alışmalısınız. Ümümi malümatınızı da arlırarak şimdi. lik sizin için memuriyet daha uygun olsa gerektir. Diğer düşünceleriniz hakkında bir müddet -onra tekrar müracaat edebi. lirsiniz. — 293 — Y. E. R. 38-83: Tayyare piyangosunda hangi numarala- tın kazanacağını grafoloji ile bulmağa im- kân yoktur. Bunu, belki falcılar üzerlerine alabilirler. Grafoloji ve grafoloji — sayesin de insanın kusur ve meziyetleri, tablat ve karakteri tayin ve tesbit olunur. : —291— Falih M. Tavil: Genç, şişmanlamağa müstait — bir bün- ye. Karakterinizin en büyük vasfı, elinize geçen fırsat ve vesilelerden nasıl istifade edeceğinizi hakkile tayin edememnizdir, meselâ tutumlu olmağa ihtiyacınız olduğu Halde elinize geçen — paranın büyük bir kısmını sarfeder, ve az masrafla da iktisa- da riayet etmek İstersiniz, halbuki para e- linizde iken heyeti — umumiyesini nasıl kullanmak icap ettiğini baştan düşünmez- siniz. Bu misal, hayatınızın birçok kısım- larında geçen hâdiselerin bir örneğidir. Pek tıysal da değilsiniz. Samimisiniz, bu samimiyel sizi kolaylıkla lâubaliliğe sev- kedebilir. Ameli işlere - kabiliyetiniz pek fazla görünmemektedir. — Başladığınız bir şeyi bitirmediğiniz dalma . vaki — olabilir. Heyecanlı şeylere merakınız ve alâkanız vardı. Bir defa daha müracaat ediniz ve bu yazdıklarım hakkındaki düşüncelerini- zi de bildiriniz. , —295— M. S. M. No, 183-183: Uzunca ve orla boylu, genç, orlaya ya- kın bir bünyede. Açık ve iyi kalbli. Yal- nız biraz müleredditlir. Hayalta fazla tec- rübeniz yok,. Dikkaliniz iyidir, fakat daha çok kuvetlenebilir, bu imkândan islifade eimeniz gerek. Bugünkü cemiyet hayalı- nın iİcaplarına uymanız pek kolaydır, fa- kat henüz bu hususta eksikleriniz vardır. 'Ameli işlerde kolaylıkla muvalffak olabile- cek bir istidaltasınız. Uysal olmanız da İ- yidir. Umumi malümalınızı da arllırarak ve tavsiyelerime de dikkat ederek hayat- ta muvaflak olmanız pekçok mümkündür, muhtemel olan da buduüur. —296— Taksim, ÂAyyıldız 938: Dikkati iyi, ne yapacağını — düşünerek yapan bir karakter. İşlere zor taralından başlamak ve evvelâ zor kısmı bilirmek İs- tersiniz. Yarin rahat etmek için bugün ü- zülmeğe ve çalışmağa razısınız. Hayalt si- zin için (günü gününe) yaşanılan bir şey değil, bir bütündür. Bu kanaat ve telâkki- niz çok iyidir. Bir işin — teferrüatına gös- | terdiğiniz dikkat de pek şayanı memnuni yetftir. Tahlile devam etmek için parmak izinizi, elinizin şeklini ve söylediklerim hakkındaki mütlaleanızı beklemekteyim, —297— Ankara A. Ç. K: Sol el ile yazmamışsınız. Tabil şeraitle yazılmış diğer bir yazınıza da lüzum gö- rüyorum. Tam bir tahlil için bunlara in- tizar etmekle beraber şunları da bildiri- yorum: Bünyece zayıf — değilsiniz. Hatlâ dolgün vücutlu olmağa istidadınız fazla- dır. İtiyatlara bağlılığınız çok — büyüktür, alıştığınız bir şeyi daima — tekrarlamağa mülemayilsiniz. Zekânız — işlektir, yalnız yaptıklarınızı bitirdikten sonra konirol et- miyorsunuz. Başkalarının size ehemmiyet vermeleri İcap eui'ğlne kanisiniz, kendini- zi beğenmektesiniz. Yaşınızı — isteklerimi gönderdikten sonra söyliyeceğim. Siz bun | lara ne diyorsunuz. ? , —298— F. S, A: Tahlillerim hakkında kullandığınız (- Profesör Sanerk Graolo'i ve Grafometri Cevapları veren m ça . SI sandan dolayı teşekkür ederim. Dikkalini zi kuvvetlendirmek için takip edilecek bir ' çok yollar vardır. Bunları tafsilâtile bu sü- | tunlarda yazmağa imkân — yoklur. Yalnız | size şunları bildiriyorum: İ — Bir resime, bir fotoğrala kısa bir müddet bakınız. Gördüklerinizi not edi- niz, Sonra tekrar ve daha uzun — müddel | bakmız. — İlk görebildiklerinizle sonradan gördükleriniz arasında farkı tayin ediniz. 2 — Tabii ilimlerin tatbikat ve müşahe- de kısımlarile daha fazla alâkadar olunuz. 3 — Bilhassa yaplığınız her işi — bizzat kontrol etmeğe alışınız. Zekânız iyidir. Hayatta muvalfak olmak en büyük hedefinizdir. — Söz dinleme vas- fınız da çok iyidir. Hayatta muvaffak ola- cağınız da muhakkaktır. Bir ay sonra tek- rar müracaat ederseniz, bazı söyliyecekle- rimi o vakit anlalırım. $ —299— K..D. K. Ö.Y: Gençsiniz, yaşınız 20 etrafındadır. Zekâ- nızi küvvetlendirmeğe ihtiyacınız var. Cid di işlerle de pek alâkalı — görünmüyorsü- nuz, Eğlence temayülünüz fazladır. Aileni- zin maddi vaziyetinin iyi olduğunu ve bu- na güvenmekte bulunduğunuzu tahmin e- diyorum. Bu vaziyelinizi hic iyi bulma- maklayım. — 300— Kasımpaşa. Ü. R. T; Hayır.. Bu ilk sualinize cevaplır. Hali- hazırdaki işinizi muhafaza etmeniz, daha muvafıktır, bu da ikinci sualinize ccvaı'ı-tî'. Yaşınız 30-35 dir. Bu da üçüncü sorgunu- za kâarşılıktır. —İ301— Beyoğlu, T. O. K. Er: Dikkat ve hedefinizi ve bütün varlığını- zı bir nokta üzerinde loplamış görünüyor- sunuz. Tahminime nazaran, birine âşıksı- nız ve bu yüzden kendinizi kaybetmiş va- ziyette bulunuyorsunuz. Soğuk kanlılıkla bir karar verebilmek için, muhitinizden ve size onu halirlatan her şeyden bir müddet uzak yaşayınız. En büvük ıstırahların en müessir ilâcı budur. Unutabilmek. j YANLERİ SS SK 3H CAYHTAdYA BİSYALIY WAĞIWNTİ TAld wns10 AKIL JAYTFA' INYW NELUZ N39 — ©/ E — « İTHWYWN NNAN Nİ S İ AOA 3938 N!F v d AVST0 idvila -- 1)He>3 SOW!YIKA WNEF NUWYA NALWYALAEH ŞAW EfNAYNA ka$ Üa FWİĞYE YAY ö T ENNS DY ) ö ananLan y A, / - 17138 WİA ) VA — Z ÜY AWT Vak Y!9 KAL E VB0 FNALAL INIS OAT bina:.0 «apılarında duruyorlar. haiye tindeki memurlar, kendilerine tahsis edilen bürolara yerleşmişlerdir. Bun- dan sonra, Rişliyö, günün iki üç saa- tini orada geçirecektir ve kardinal sa- rayının artık canlanmağa başladığı söylenebilir. Fakat, meçhul bir sebepten dolayı, Rişliyö, Ruayal meydanını henüz ta- mamile terketmek istememiştir. Bu bina birkaç zaman için, onun işine ya- rayacaktır. Ve biz onu, demin de de- diğimiz gibi, akşam Üüstüne doğru, onu her zamanki mesai odasında, geniş göminenin yanında buluyoruz. Vaktin geç olmasına rağmen peder Jozef ora- dadır. Çünkü kati harbin arifesinde idiler, | * Rişliyö acı bir tavırla şöyle di- yordu: — Evet, mahvetmem lâzım gelen prens, bana arzularını kabul ettiriyor, kendisini bir dost olarak dostlarile be nim düşmanlarımla beraber kabul et- memi, onlara ziyafet vermemi istiyor. Peder Jozef de omuzlarmı silkerek şu cevabı veriyordu: — Çocuksunuz! Sizin içinizde isyan eden şey, gururdur. Evet! Bu adama hâlâ dost görünmek mecburiyetinde- siniz. Çünkü tali onu tahtın basamak- ları üzerinde dünyaya getirmiştir. Fa- kat düşünün ki on üçüncü Lui ölürse, Gaston da tahta çıkarak An d'Otrişle evlenirse, siz mahvolacaksınız.. Siz ve eseriniz, bizim eserimiz.. Ve baş rahip içinden ilâve etti; — Benim eserim! Kardinal bağırdı: — ÂAh! Cesaret edebilseydim! Peder Jozef, korkunç bir sükünetle: — Cöesaret etmek lâzımdır, dedi. İs- ver misiniz size, doğru dürüst düşün- meğe bile cesaret edemediğiniz hakiki düşüncenizi söyliyeyim. İşte sizin ken di kendinize söylediğiniz sözler “Ah! Cesaret etseydim, bir hamlede, hali 206 KAHRAMAN KİZ hazırdaki ve istikbaldeki kat'i hakimi yetimi temin etmiş olurdum, Eğer ce- saret etseydim. An d'Otrişin bütün ümitlerini kırardım. Eğer cesaret et- seydim, Göstonu matmazel dö Mon- pansyeyle evlenmeğe icbar etmeğe lü- zum kalmazdı. Eğer cesaret etseydim, Goston, Flörideki evimden sağ olarak çıkmazdı.,, Rişliyö, çılgına benziyen bir ses cı- kardı, sarardı ve birdenbire doğrula- raş dehşet içinde mırıldandı: — Susun! Susun.. Peder Jozef de ayağa kalktı ve sesi- ni katiyen alçaltmadan devam etti: — Eğer cesaret etseydim, yemek masasının başında bile Gostonla doöst larmı katlettirirdim. Sonra krala, ha- yatma karşı suikast tertip edildifine dair kati delilller bulunduğunu sövler- dim. Ona, kendisini öldürmek istiven sefilleri cezalandırdığımı söylerdim. Darağacında öleceklerini anlayan al- cak suikastcilerin isvan ettiklerir' ve döğüş neticesinde öldüklerini söv'er- dim. İste krala bunları söy'erdim ve kral bana, yani kurtarıcısma sar''ıp tesekkür ederdi.. Cesaret etsevdim, iste bövle yanardım.. İste bendi ker7i- nize sövledi#finiz sözler, Rislivö! Ve . ben de size sunu söylüyorum: Cesaret etmek lâzımdır! Risliyö so'uyarak bir dakika sühti- netini muhafaza etti. Biran onun solu, yuğgundan baska bir sey duyvulmadı.. Sonra, kardinal, odasının kamılarını biraz araladı, ve tektar kendisine #ü- lümsiverek bakan peder Jozefin önüne gelerek boğuk bir sesle şöyle dedi: — Cesaret etmek istemediğimi size kim söyledi? Peder Jozef sakin tavrile cevap ver- di — Bunu istediğinizi bilivorum. Dü- güncenizi vyüksek sesle sövledim, cün- kü söz, arzuya kati bir şekil verir. Söy KAHRAMAN KIZ 207 — lemek hemen hemen yapmak demektir. Süzle filiyat arasındaki mesafe, arzuy la söz arasındaki mesafeden daha kı- sadır, buna emin olabilirsiniz. Şimdi anlatın bakayım, ne gibi tedbirler al- dınız? - Bunun üzerine, kısa ve seri sözler- le, vaziyeti gözden geçirdiler. Rişliyö şöyle dedi: — Lonjumoda, müsellâh, on iki ki- gi bulunatak ve bunlara Sen Priyak kumanda edecek, son ana kadar mese- lenin içyüzünü bilmiyeceklerdir. — Çök iyi. Ya Flöride? — Flöride büyük bir itimat hüküm ferma olacak. Orada birkaç hademeyle yaverimden başka hiç kimse bulun- mayacak. | — Çoök güzel, Saat kaçta masada bu lunacaksımız? — Öğle üzeri. Sen Priyakım sas-t bde gelmesi lâzımdır. -— Bu işi ben Üüzerime alıyorum. Dük d'Anju kaç Misafirle gelecek? — Üç veya dört. — Kimler olduklarını biliyor musu- HUz? — Bunu öğrenmek imkânmı bula- madım, Fakat Sezar dö Vandomla kardeşinin orada bulunacaklarını tah- min ediyorum. — İnşallah öyle olur! O zaman mü- kemel olur. Evvelâ nasıl harekt ede- ceğimizi tayin edelim.. Tam öğle üzeri masaya yerleşirsiniz. Ben de öğle üze rı Lonjumoda. bulunacağım. Sen Pri- yak emin bir adamdır. İş kolaylıkla halledilecektir. Sen Priyak eve gire- cek. Misafirlerinizin — bulunacakları salona bitişik odada, adamlarile bera- ber yerleşmesi için tertibat alm. Adam lar, sizin bağıracağınız, bir söz üzeri- ne içeriye hücum ederek işlerini göre ceklerdir. Binaenaleyh, sizin yapacağınız ye- gâne sey bu sözü bağırmaktır. Bu ke- limenin ne olacağını tayin edelim, —- Bunu siz tayin Şdîn! — Baat biri çalmasını beklersiniz Bu andan itibaren Sen Priyak oradâ bulunacak ve bekliyecektir. Siz d© İsayı kurtarmağa giden kuvvetli V? cesur adamların bafırdıkları bir sö bağırın. Tanrı böyle istiyor!. Rişliyö, kendisini hakimi mutlak kılacak olan bu sözü iyice hafızasın$ nakşetmek istiyormuş gibi tekrarla” dı. —- Tanrı böyle istiyor! Tam bu sırada, sadık hademelerde? biri, hafifçe kapıyı vurdu. Rişliyö $4 rardı ve vahşi bir mücadeleye hazlif” lanmış gibi vaziyet aldı. Peder J0 gidip kapıyı açtı ve sakin bir sesle gor” du: — Ne var, dostum? — Aşağıda bir asilzade var ve hf ne pahasına olursa olsun kardinal hA7 retlerile görüşmek istiyor.. j Aynı günün akşamı, Düşes dö gev” Tözün ikametgâhınm bulunduğu sen Loma sokağında gürip bir Talell vardı Bürüda şinü söylümek meburll l urada ş yi htivi — tindeyiz ki bu dar yolun yarısı, İ 0 ettiği birkaç güzel İkametgâhla ler mahallesi, harap birkaç küçük İ nasile de, halk mahallesi olarak tel yi # — ki edilebilirdi. Bu fakir evlerden * tam Sevrözün muazzam ikame ' karşısındaydı. Saat ona doğru iki erkek bu M | zam binadan çıkarak ve eski a.'ub'l'î’nf | gibi kolkola girerek Sentonore gokt” ğına doğru çıktılar. İçlerinden birisi şöyle diyordu j — Marki, bizim bahsintiği umut© © dınız, herhalde, değil mi? K, Diğeri de şu cevabı veriyordu: — 4, — Ama yaptımnız, ha, azizim & SSJİ Bunu unutmama imkân var mi? meşum kardinalm penceresi —ÖN