Fikir ve güzel sana:-devlet yardımına muhtaç mı 7? Sanatkâr her zaman için hür olmalı Sanatkârın eserini satın almak daha doğru ve yerinde bir yardımdır Hüseyin Cahit ve Se,felt.n Asaın (fikirleri Ş Hüseyin Cahit, devlet — himayesi nin bugünkü sanat seviyemizi yüksel | tip yükseltemiyeceği hakkındaki su- alime keskin ve kat'i bir cevap ver- di: — Hayır, beıı devlet himayesinda sanati anlamağı. Böyle bir şey ola- maz, —Bunu sanatkârın himayesi şek- Tinde izah edemez misiniz? — Devlet sanatkârı ne şekilde hi- mayo odebilir?.. Evvelâ mevcut Ba- natkârı tayin etmek lâzımdır. Yani kim sanatkârdır, kim değildir diye.. Sonra sanatkârlar arasında bir tas- nif zarurldir. İyisini, kötüsünü ayır- mak için... Aksi takdirde önüne ge- ien kaleme veya fırçaya sarılır, sa- natkârım diye ortaya atılır. Bundan onu kimse menedemez.. Hani sanat- kâr?.. Sanatkâr nerede ki iyisini kö- tüsünden ayıralım.. Hem bunu kim seçecek?.. Ve, Bay Hüseyin Cahit, bu fikir et rafında epeyce tafsilât verdi. Sonra, bu mevzaun bir başka cephesine geç tim, — Burhan Toprak ve Leopold Levi, devletin sanatkâra siparişler vermek suretile onu bir nevi himaye altına almış olabileceğini söylediler esasen başvekil de Meclisteki nutkunda dev Tetin sanat işlerine müdahalesini ih- sas etmişti. Bizcede bu — müdahale sanatin lehine olacaktır. — Binaena- Teyh, bu şekil, sanati, içinde bulun- değersizlikten — kurtaramaz — Ben buna kani — değilim, Bir kere sanatkâra sipariş vermek onu himaye etmiş olmak demek değildir. Şipariş her zaman için mümkündür. Ben “devlet himayesinde bir sanati anlamam,, dorken tabil bu şekli kas detmedim. Mevzuubahs olan sanatin devletleşmesi, İtalyada yapıldığı gi- bi teşkilâtlaştırılmasıdır ki — bu da her cihetçe sanatin devlet kontro lüne girmesi demektir. Burada sözünü kestim: — Sanat devlet tarafından muay- yen maksatlara — seykolunabilir mi — Tamam, ben de onu söyliyece- ğim.Sanatkâr her zaman için hür ve serbest olmalıdır. Aksi takdirde ken disinden beklenileni veremez. Nite- kim İtalyadaki — teşkilâtın da, ben, iyi neticeler vereceğino asla kani de- Bilim. Nihayet, devlet, — sanatkâra siparişler verebilir, onu yetiştirmek için akademiler, konservatuvarlar açar; fakat bunlar sanatkârın mut- laka iyi eserler vermesini intaç ede- €ek devlet müdahaleleri — şoklinde anlaşılmamalıdır. Tabil sanatkârın himayesi demek de bu değildir. — Devlet, rahat çalışmak imkânı- v temin ettiği takdirde eserin vasıf- ları yükselecek midir? — Yani bizde noksan olan devlet himayesi midir? — Şüphesiz hayır. Zaten ben dev- letin rahat çalışma imkânlarını na- sıl temin edebileceğini tayin edemi- yorum, Bunu temin — için yapı- lacak fodakârlıklarla doğrudan doğ ruya sanatkârın eserin! satın almak herhalde onun daha lehine bir hare- kottir. Noksan olanın devlet himayesi o- lup olmadığı — meselesine gelince; bana kalırsa, sanatkâr, eserini her zaman verebilir. İyi eser yoksa, bu, herhalde sanatin himayesizliğinden mütevellit değildir. Hatırıma geldi. Hakkı telifin ka- bulü hakkındaki — düşüncelerini de öğrenmek istedim. — Ben, dedi, hakkı telifin tanmm- masile sanatkârın ne şekilde hima- ye edilmiş olacağını — anlayamıyo- rum, — Efendim, hakkı telifin tanınma &ı sanatkârı kendini vermeğe sevke decektir deniliyor.. — Bilâkis. Esasen — mahdut olan değerli tercümeler do yapılamaz ve fikir hayatımız kapanmış, baltalan- maş olur. ... “Seyfeddin Asal,.a göre... Seyfeddin Asal, konservatuvar » da, mutad. koe - man dersini ve- riyordu. Dersini yarım bırakmak nezaketini güster di. Yiyaretimin sebebini izah et- tim. — BSize, muayyen bir nizam dalre sinde söylemek i- « çin düşündüğüm gistemli bimaye şeklini ve umduğum neticelerini anlatayım; tabil sözle— rim, kendi branşıma ait olacaktır. Memlekette iyi musiki eseri elde edebilmek için her şeyden evvel iyi musiki adamı yetiştirmek icap eder. Bunun için yapılacak şey szimfonik orkestralar, operalar kurmak değti, sadece konservatuvarlar açmaktır. Bunlar, memleketimizin bolli başlr şehirlerinde biran evvel açılmalıdır ki, oralarda sivrilecek elemanlarla ve Türk unsurile simfonik orkostra- Yar, öperalar, baletler yapılabilsin.. Elimizde eleman olmadan opera ve orkestra yaparsak bunları yabancı- Tarla toşkll otmek — mecburiyetinde kalacağız. Mesolâ, İstanbul konservatuvarı on,'ön beş sonedenberi çalıştığı hal- deancak birtek — orkestraya malik olabilmiştir. Hâlen Ankarada devlet konservatuvarı, İstanbulda belediye konservatuvarı var. Bunların en gen el geçen senc Bursada açtırdığımız- dır. İmdi, konservatuvarlar bollaşınca yetişecek elemanlara mahreç olmak üzere simfonik orkestralar tesis olu- nur; Bugünkü haldo hiçbir vatandaş çocuğunu müzisyen olarak yetiştir- mez. Halbuki mahreç olunca, zikret- Uğim yerlerden yetişecek olanlar hi- maye göreceklerinden rağbet ve de- ğör artar, Ancak musiki mektepleri- le söylediğim orkestralar teşekklil et tikten sonradır ki musikimiz — ama- törlükten çıkıp profesyonelliğe ge- çecektir. Bu şekilde hlmaye gören sanatkâr, elbette çok daha İyi inki- şaf edecek. Bana 14.lırsa, müzikteki kısırlığı- mız mahreçsizliktendir. Dovlet hi- mayoesi tasarladığım şekilde temer- küz eder etmez, kısa bir zamanda bi- rinel derecede elemanlar ve değerli eserler meydana çıkacaktır. Esaszen bu kabil mahroçler “toplayıcı,,dır- lar. Müzlayen, ressam, — dekoratör, muharrir kolayca bir operet müesse- sesi etrafmna toplanabilirler. Mesele evvelâ sanatkârı yetiştirmek ve ar- kasından ona bir “mahroç,, bulmak- tır. Bakınız, Almınyıan propaganda nezaretinin gayet faal bir müzik kö- lu vardır. Bunun da başlıca vazifesi memlokettoki sanatkârları, musiki topluluklarını (orkestra, opora ve- salre gibi), evet, bunları hariç mem- leketlerde tanıtmaktır. Propaganda nezareti artistlere ecnebi memleket- lerde angajmanlar bulur. Kongsor- ler verdirir. Alacakları — kritiklere göre daha yüksek ve büyük musiki merkezlerine gönderir. Bu tetkilât sayesinde musiki eheimmiyetini e8- ki Viyananın elinden yavaş yavaş Berlin almaktadır. Sonra şunu da ilâve ediniz ki dev- let yardımar sanatkârı — fazla tazyik etmemeli, kontrol veya sgevketmek gibi kayıtlara tabi kılmamalıdır. E- sasen bu, musikideo — gayet güç bir şey olduktan başka onun muhtaç olduğu serbestiyi de — tahdit etmek demektir. Kendi kendine çalıRşmak imkânmnı bulan bir sanatkâr, devlet himaye- &İ altında elbette en iyi esorini vere- cektir. Rusyada otuz bin nüfuslu bir şehirde bile devlet himayesinde sim fonik orkestra vardır. Seyfeddin Ass'a tacottiir ettim. Zahir Sıdkı Güvem Kızile seyahat eden bir adam Bilet param yox derken Kırk yamalı yeleği cebinden 3831 lira çıktı ! Ceyhan (Hususi) — Siirt vilâyetinin Şirvan kazasına bağlı Hasran köyünden olduğunu söyliyen elli yaşlarında İsa a. dında beli bükülmüş, ayağı topalca bir dam, beraberinde 15 yaşındaki kızı Fat. ma olduğu halde Adanadan trene - bilet- siz binmiş ve yolda kendisinden bilet so. rulunca parası olmadığı cevabını vermiş. tir. Diğer yolcular, bu baba kızın haline acımışlar, aralarında bilet parasını toplı yarak memurlara vermişlerdir. Tren me- murları, Ceyhana gelince bu fakir adam Ta kızına beldeiyeden yardım temin etmek için kendilerini polise vermişlerdir, polis dairesinde vaziyeti şüpheli görülen İsanın üzeri aranınca 40 yamalı yeleğinin — ce binden tam 331 lira çıkmıştır. İsa memleketinde evini sattığını. Çu. kurovada bir seyahat yaptıktan — sonra menileketine dönmekte olduğunu söyle- miştir. Keyfiyet memleketin'ien sorul. müştür. Paraları emaneten maliyeye ya tırılmıştır. Ehli hayvan servetimiz Konvada on senede 618 bin baş arttı Konya, (Hususi) — Çok eski çağlar. danberi ehli hayvanatın yatağı olan Koy yada son savaşlar — yüzünden hayvanat çok azaldı. Yeni rejim, her işte olduğu gibi hayvancılığa da ehemmiyet verdi ve milli? servetimizin bu cihetten de art. masına sebep oldu. Konyada birkaç senedenberi - devam eden müthiş kuraklıkların hayvanat üze rinde yaptığı tahribata rağmen 927 se. nesinden 937 senesine kadar on sene zar fında vilâyet hudutları dahilinde muhte- Hif ehit hayvanatta 618591 baş artış var. dır. 027 senesinde viliyetimizde 2212630 hayvan mevcutken 937 sayımında bu rakam 2.831.221 e çıkmıştır. Bilhassa bu artış 926 yılı ile 937 yılmda mühim fark lar göstermektedir. Aşağıda da görülece. Bi veçhile 986 yılında hayvanat mevcu. du 2.400.152 fazlalıkla 2834221 adede çıkmıştır. Bu yekünlara yaşı itibariyle vergiye tâbi olmıyan elli bin hayvan da- hil değildir. Şu hale nazaran vilâyetimiz de üç milyona yakın ehli hayvan — var. dir. 086 ve 987 senelerinde yapılan sayı. ma göre hayvan adetlerini — cinsleriyle aşağıya yazıyorum: 936 937 Cins Adet Adet Koyun 1320586 - 1587632 Kilkeçi 303441 — 341151 Tiftikkeçi 484400 — 578826 Deve 4869 — 56T7 Marda 13344 13751 Sığır 174511 — 195070 At, kısrak, iğdiç 43519 — 41296 Merkep 63180 — 6Go2M Katır 1293 1604 Yekün 2400152 2834221 — Eyxede tütün satışları İzmirde tütün satışları yeniden hara. retlenmiştir. Bnudan evvel Seydiköydi bazt firmaların adamları tarafından köy- Tünün kandırılmak istendiğini ve tütün fiyatlarının düşürülmek istenmesi muva- cehesinde buradaki tütüncülerin bazı di- leklerde bulunduklarını yazmıştık. İnhisarlar umum müdürlüğünden ve. rilen malümata göre, Seydiköyde züram kandırılmak istenmesi hâdisesini haber alan inhisar idaresi bemen harekete ge. patıldığı halde alınmıyan tütün- leri mübayaa etmiş ve piyasanım normal vaziyeti muhafaza etmesi için birçok ver lerde her seneden fazla tütün — almıştır. Seydiköv tütüncülerinin dileklerinde te. mas ettikleri bazı noktalar Üzerinde de icap eden tedbirler alınmıştır. Roportaılar “Üzüm,, ve G Aşk » diyarı: Manisa... ğ Bugün ne taraflan bakarsanız bakımi4 Manisa bam başka bir çehre göstel Aanizanım her sene yeliştirdiği 37 milyon kilo nefis İzmir 1 (Hususi muhabirimizden) — Izmirin kulağı dibinde bulunan Mani. sayı bir senedir görmemiştim. Bir ha- tıranın icabı beni tekrar buraya çekti. | Doktor Lütfi Kırdar Manisaya yeni | vali olduğu sıralartda kendisile konu. şurken bu vilâyetin imarı için ne dü- şündüğünü sormuştum. Böy Kırdar, daha o günlerde tasar. ladığı kalkınma çarelerini izah eder- ken * — Muvalflak olacağım! Demişti. Muvaffak olacağım.. Bu cümle, insa nın nefsine ve enerjisine BERIEĞİYİ Ttl- madın iladesıdae. Cumhuriyet vali: sözünde de bu ifade okunuyordu. Şimdi aradan bir sene gibi müsait bir zaman da geçmişti. O halde valinin Bözü tahakkuk etmiş ve Manisanın çeh | resi değişmiş olmalıydı. Şu anda Manisadayım. Ve yukarda ki tahminlerimde akdanmadığımı ilk müşahedelerimden edindiğim intibadan anlıyorum, Üzüm diyarı hakikaten güzelleşmiş. Güzelleştiği kadar zindeleşmiş de. A- deta gürbüz bir genç gibi ayakta düru- yor . Artık burada çamurlu ve gölgesiz caddeler yok. Onlar yerini asfalta ve fidancıklara terketmişler, . n V MERREENEELESETÜTEETUNRANENEESUZ SEREMMUN Yurdun Dilekleri izmitliler neler istiyorlar ? İzmitin merkez kazasına bağlı köy ve mahüalle parlli ocaklarının yıllık toplan- kları bitmiş ve halkın tesbü edilen di tekleri merkeze gönderilmişlir. Bu di teklerin en başında şu var: Köylüye yakacak odun, şehirliye man gal kömürü, Buadan sonra, islekler şöyle sıralanı- yor: Hastanede bir doğum evi - acılması, tütünlerin İzmitte işlenmesi, çeşme ve kaldırım yapılması, Balaban — sırganum İzmite getirilmesi, orla okulun - liseye tahvlli, mezbehanın şehir haricine çı- karılması, eâddelerin - aydınlatılması, körfez dahitindeki — kazalar ve bütün iskelelere ucuz ücretle muntazam sefer ler yapacak vapurlar temini, okul öğ- retmenlerinin yeknasak eldize giymesi, bozuk yolların tamiri, şehre bol su te- minl vesalre vesalre.. Bu dileklerin dirçoğu evvelki senes lerdekiekongrelerde hazırlanan rapor- larda zikreditmiş — olduğu halde yeni gtt raporlarımnda lekrar edilmişlir. Bu- nun sebebi de, köngrenin, b diteklerin tekrar edilmesini faydalı görmesidir. Yukarıda sayılanların, tesbit edilen dilek Üstesinin ancak ellide birini leşkil ettiğini söylertem İzmitlinüta ne kadar çok ihliyaçlar içinde bulundağu anlaş- lır. 'zmlililer, bu dileklerin — bünük bir krarmı kendisine tonllük etntesi tibarite Ber gl icinde Beledineden daha verimli calışmalar bekeliyorlar. | ! îımıılı üzümlerinden Bundan başka, gecenin karanlığ! koca ve tarihi şehri yutamıyor; bir şelâlesi sanki “Sultan dağı,, nın maçlarından Gedize doğru akıyor bi.. Hele o bir yığın adacığın arö! gelişi güzel serpilivermiş olan hat lerin nerelere gizlendiği bir türlü ” nemiyor? Bunların yerini güzel muntazam yapılı kübik”binalar mış. Koca Sinanın ölmez eserleri artık harabe halinde değildir, billh “Müradiye camü, Sinanın armi ki tahkim edilmiş. Sağdan soldan, aşağıdan yuka bakmız; Manisa eskisi ile müna: olmayan başka bir çehre ırıcdıyofı wimli ve şirin bir çehre.. Hakikatte en feyyaz topraklara Jik bulunduğu için senevi vasatt he la mülhakatile beraber 37 milyon * üzüm, on milyon tütün, 14 milyon muk ve 8 milyon zeytin veren vE miktarın yüzde otuz beşini kendi $7 resinden istihsal eden Manisa, bu / hur tarım ve üzüm memleketi, bf ne kadar muhtaçtı!. Üzüm.. denince bu şirin diyarıt $ eski hususiyetleri hatırlanır. Öyle Jinal hususiyetler ki şu anda Ol daha iyi hatırlamak için bulundu! pencereden ovayı seyrederken, gö rim, asmalar arasında rengürenk ©4 selerile kolkola gezinen Manisanıtl et kızlarını görüyor gibi oluyor. Manisada “üzüm..,, denilince sından “aşk,, 1 da fısıldamak lâzım: mutlu böyle bir beldeye, . H6 bir kaç KA Ş * A Kastamonide memurlara yardım sandıği Kastomunu (Hususi) — Şehrilf memurlara yardım sandığı adlı bir tS7 kül vücude getirilmek üzeredir. Hef © mur, ayda bir liradan on liraya sandığla para bırakacak ve lüzumt cüz'i bir faizle sandıktan istikraz c0#5 cektir. Izmirde bir çiftilk köylüye salılıyo' İzmir, (Hususi) - — Evvelce AT dukzadelere ait olup- Ziraat bank” devren intikal eden Bulgurca çiltlil tılığa çıkarılmıştır. 37000 dönümdeti ret olan bu büyük çiftlik için vilit bazı düşünceleri vardır. y Çiftliğin, burada öturan yerli satılması ve bedelinin uzun vadeli ? sitlerle ödenmesi münasip — görüliü Esâasen burada oturan halk da, dalif, velce vali Fazir Güleçe başvurarak " bir temennide bulunmuşlardı. 4 Vilâyet makamı, alâkadar banikl temas halindedir. Ziraat bankasınlfi | kadar köylülerin müracaatini İyi lavacağı ve çiftliği taksitle satacaği T edilmektedir.