MİKİ DEFİNE PEŞİNDE ?0 SK MrDamm ” Bi DAĞ | | ASA YORUM Uça D BAT BU | YAŞASI-I-I N? COCUKLAR & Dön FİLLERİ AL> DIKTAN- SONRA I— ) a 174 KAHRAMAN KİIZ — Şimdi de bana, — bütün hayalım müddetince hatırlryacağım bir âlicenap- lık dersi verdiniz.. Bırakın!.. Bu defa söy lemek sırası bende, mösyö, Kılıcınızı, ka. nınızı ve buna teklif ettiğiniz yardımı, e. Ber tehlikede bulunsaydım, maalmemnu. niye kabul ederdim ve o zaman muhak- ka ki bir kraliçeden daha iyi muhafaza edildiğime kanaat getirmiş olurdum.. Trankavel ürperdi: — Madam! Madam! Size yemin edi. yorum ki, söylediğiniz mükemmel mükâ. fata lâyık bir sadakati iyi takdir ediyor. SUNuz.. Annais devam etti: — Eğer tehdit edilseydim! Fakat kral tarafından kardinal rütbesi alan ve her zaman daha çok rağbette olduğu anlaşı- lan Liyon başpiskoposunun müdahalesi, bu asil senyörün kardeşi ve kral nezdin. deki terahbüsleri, bütün tehlikeleri ben. den uzaklaştırdı., Genç kız iki saniye tereddüt etti. Bel. ki de içinde uzak ve gayri şuurf bir ne- damet uyanıyordu... Birdenbire kararmı vererek: — Mösyö Trankavel, dedi, dost ola. İm. Bundan evvelki tesadüflerimizi ha. tırmızdan silin ve, benim gibi, ancak bu akşamti görüşmemizin hatırasını muha. faza edin. Trankavel vedam soğukluğu önün. de. bütün vücndü buz kesilmiş bir vazi- yette, dehset icinde hareketsiz kaldı. De. mek her gev bitmişti. Her şey amâ? Hiç ü mesafe vardı. Şimdi ise bir kralım kiziyle fakir bir eskrim mu. allimini >vıran bhir uçurum mevcuttu. Anmais: — Elveda müsyö Trankavel! Dedi ve elini uzattı. Trankavel bu eli almadı. XXXINI KURTO SOKAĞININ MUHASARASI Kralın kızı, fakir eskrim mualliminin üzerine eğilmek istemediği elini geri çek- ti. Kalbi bir defa daha şiddetle çarptı. Biraz evvelki isyan, gururunu tekrar kam çiladı. Genç erkeğe, görüşmenin hitam bulduğunu göstermek — istiyormuş - gibi, şimdi artık tamamiyle KLaranlıfa gömü len binaya doğru döndü. Dudakları tit. redi. Belki, tamir edilemez bir söz sövli. yecekti... “Tam bu anda, biraz ötede ka. ranlıkta bir inilti.. Soanra bir çığlık du- yuldu. Daha sonra sendeliyen bir gölge belirdi... Bir ses inledi: — Kaçın!.. Anmais ileri atıldı. Trankavel kulağı. nı kabartarak doğruldu.. Gölge yere yı. kılarak tekrarladı: — Kaçın geliyorlar.. . Annais adamın üzerine eğilerek ba. Zardı: — Sen misin, Lanslo? Kim yaraladı seni? Söyle!... Bu adam, bir hizmetçi kısla heraher evin isderini gören ihtivar ve sadık bir hizmetlârdı. Boğazındaki korkunç ya. radan kanlar akıyordu. Büvük bir va ret sarlederek, hırlar gibi mırıldandı: — Orardtalar.. Otuz kişiden fazla...Ka. çın... Sen Priyak... Fatla sövlemedi, son bir dela hırtadIr ve ebediyen hareketsiz kaldı. — Anna'in gözlerinden vakıcı bir göt yaşı damlast arzdı. Bu sarlık ihtivarı cidden seviver. du. Bu ölüm onu merhamet içinde alt üzt etti. Sonstz bir tatlılık hareketi'e, ceredi otların Üüzerine uzattr. ve sonra doğrularak kolalrmı göğsünde kavurtur. du.. Uzaktan giddetli darbeler duyuldu. Frankavel sakfn bir sesle: —Kanror kırrorlar. dedi. Antaiş de, düşüncesinden uyanarak mırıldandı: FEVKALADE... $İMDİ HAKIKİ BİR KRALİ> ARTIR KURTUL- BÜK/.. Ç KA HELE BENDE YAFETTE BiR & KAHRAMAN RIZ 175 —— e aa eee aa ai — Sen Priyak!... Ölümü tercih — ede; rim!... — Görüyorsunuz ki, sizin için ölme- Ye hâlâ hakkım v: ö pıda yeni C| suldu. Tran- kavel kılıcını çekti. Göz lar parladı. Ürpererek Anmaisin üzeri. ne eğildi ve şöyle dedi: — Size ait olan bu kılıcı, bu hayatı, bu kanı almak ji t rum! bulunı Trankavel düsünce, kuvvet ve ruhum fevtatheser bir mikyas aldığı rüva'arda bağırıldığı zanne"titen bir sedde haykırdı: — Şu halde, ileri! Sen Priyakla adamları Kurto sokağı. * »elmislerdi. Bir an içinde, bütün terti. alındı. Korinyanın bıraktığı haydut sayesinde, Sen Privak, : gruplar vardı. çıkarken açık brrakmış - olduğu avıya doğru yürüdü. Yanmnda, en ve cesur sekiz adamı vardı! Trankaveli ele geçireceklerdi!.. Bu esnada, Lanslo, Annai den getirmiş olduğu bu ihtivar ve sadık hi-metkâr, elinde bir idare kandili bu. Turluğu halde mutat devriyesini yapırvor ve binanın en zayıf noktası olan bu kü- çük kapıya yaklaşryordu.. Raskas, Trankavelle Annaisi yalnız pasına ele geçirmek ve bu suretle Rişli. ükâfattan — yalnız çin, neler yarmak ç ü yerde bırakmış- birazda, onları kurtarıp kurtaramı. tık. Fakat Raskas bunları — düşünürken, yacağımı da düşünüvordu. Her ne olursa olsun, bu dütünce bir hayli uzun sürdü. Raskas faaliyete geç. meğe karar verdiği zaman, hava iyice ka- rarmıştı. İlk düşüncesi, Korinyanın İzi ni bulmak oldu. Bu, onun için bir çocuk oyuncağıydı. Hemen, yarı açık d ü çük kapıya yürüdü. Kapının kilidini tet> kik etti ve mırıldandı: — Sefil rahibin buradan geçtiği bes- belli. Sürmeleri çekip kapıyı — yavasçâ kapamış. Sonra da kardinalin yanma kosmustur. Herhalde kendi kendini bif hayli da methetmiştir, abdal!... Buradati çıktığıma göre, gene buradan içeriye gİ receği muhakkaktır. Binaenaleyh, kendi- © sini burada beklemem lâzım. Böylece düşünen Raskas, yan taraf” " taki büvük bir ağacın arkasına saklandI: Bir müdrlet sonra, bu nevi seylere alrsık olan kulakları, uzaktan, kendisi icin bi yük bir manavi ifade eden gürültüler duY du ve saklandığı yerde doğrularak söylef di. — Adamları verlestiriyorlar.. _Şîm(fl gelecekler.. Eh! Hele gelindler de, sonrü- smr görürüz?... A!.. Bu da ne?... Bahçede, hafif bir ışık ağır ağır ilef> liyordu. Birdenbire bu 1sik süratle ilef ledi: İhtiyar Lanslo da bu gürültül duymustu! Bir anda kapıya yaklaştı. akta Korinyan basta ilerliyordu Kapıyı diziyle itti, açamadı; ayni zamaft da, kapmın arkasında bir soluma duydi — Bizi bırakmak — istemiyen birisi var! Diye bağırdı ve daha büvük bir d detle kar . Kağt açıldı. Sen Pris yak, elindeki kamayrı, önünde eğilmiş ©* lan Korinyanın omuzları üzerinden U29" tarak, sert bir darbe indirdi. Avni #4 manda boğuk bir çığlık ve sendeliyen * yak sesleri duyuldu. Rahio bahçeye dalarak: — Zaler!... İleri! Diye hağırdı ve arkasma dönünlü hayretler içinde kaldı. Ne Sen Priyâk' ne de adamları, kendisini takip edivarlâ” dı. Kapı şiddetle kapanmıştı. Korinyâf