Hayata dair Sia örhel. ig gündür hep Teruel'de yaşı» Yoruz: düşüncen Gün miz orada, gi tea Zitperi Haberlere göre bir deli, |, V“İSE düşüyoruz. İtiraf e- wn ki daha bir ay evvel çoğumuz bilmiyorduk. *Te- lek ağ i diye sorsalar mem- il Yece İM Bra ei da tayin ede- © Şej ri irin leri bile r Yarar, ( St bon) dez Süz üni arın biş s6, malbeur isr. Dökülen kan da in- kısmına dünyayı öğre- yak | nasıl bir kasabadır? miç küçük müdür" ir? Bilmiyorum. Bildiği- MR gl k olarak bildiğimiz bir wt, ira, içi bugün oranın ateş ve Oluru” öy 1s olduğudur. Kaç hahe- SA Ya sun, Şitadi o hanelerin bir çe veya - yıkılmıştır. Nü- Adar olursa olsun, şimdi © iye vie kismi - çoluk çocuk - ya Yalı abuk değ, Yâ hicret © yollarındadır, deni bil e t içindedir. Ternel şeh Ur Me İyorum; fakat halini tasav- N Ören mek, tasavvur edip de ür Mİ Keatedi nd? kimiyi e zanacak? Bu anda Teruel er di İndedir? Birinci | sunle he- haz © Cevap veremez; kime sor Mağ Ancak ümidini süyliyebilir. &- la, , MİE isc ancak kasabada olan; diye, ön ya verebilir; çünkü mütema- Kiya ribirine zıd haberler geliyor. Bü- Nüfusu dey eğ kimin yalan söylediği "özü, niz » Belki de kimse (o yalan sy yanlışı doğru sanarak, in bak; yen ile söylüyor, Bugünkü ha ui kikati ancak çok sonra, de- ma veya Keçici bir sükün tecssüs Sonra anlaşılacak? mk Da uzanacak? Katiyetle bir mi Miz e neyiz ama imizi de Mei miyelim? Elbette hükümet- Miyan np ötekilerin yenilmesi» iz Seri Niçin? Franco asi oldu- maka Hayır, Zaten o generali denizi Için ondan “asi, diye nlere hak veremiyorum. İs- Vr fena bir şey değildir. İs- Min elin A, va hükümet Fi a sayılı da AE n di b ma LU “rgieek ek miydi ih deği, Pranco'ya ii bir halk hükümeti okrat bölkümete isyan et- ii Denta arın yerine müsavatsız 4 1, iş fikirlere dayanan bir ongurmak istediği için kas sün kazanmasını bunun &- “MİYoryz. me ve omun zaferini is- n sadece bir parti ile, rle dövüştüğünü söylü- Yalan olduğunu biliyo- si) pe laz alağ'da ( Halk cep- ia tez kommunisiler de var; ee, die, Şistler, sosyalistler, radi- B., e 'mokratlar, hattâ Baroja, İlik in Rİbi milliyet, yor af. Franco Yol güle sine Tün, Kiyentaş Yop, e in Paz, ei hemen bütün karşı harbediyor. nm hemen bütün muharrir. San de sn Tptkârları - sağ taraftakiler man iartakilör de - Franco'ya m “ing gn için Franco'nun ye- sna ii “panyol milletinin kazan : Ki, k yoruz, Sha ir Milletle çarpışan ne İNE sre, azansa bile zaferi ne Olu « Bunun için - haberler Moy " m oem - ümidimizi kaybet- Baz Nurullah ATAÇ Uz rab e ömlekleri olm ay el ayacak | A çok 5 patates » kabukları tini, ire ve zar gibi soyulma Kal SN Parmaklık yapılmaması ve İm, #rarlardan sonra yeni bir ile (renk gömleği denilen) erinin boyları da tahdit zalarda hazır olarak nlekleri badema 90 len tuzun Veni m tasarruftur, ar ay başmdan perverler, ka- : olamıyacaktır. | Limandaki balık akını , Kimlerin işine yaradı, : kimlerin işine yaramadı Bu sayede yüzlerce açıkgöz fırsattan istifade ederek yeni bir geçim yolu bulmuşlar.. ' azat : ş lık ak günün meselesi ol Üç dört gündür, görülmemiş bir süret- © devam edip giden akin, y yonci balıkç alnız proles- ri de fan yerlerinde, büyük bir balık avı faaliyeti başladı Bu arada, fırsaltan istifade etmek İs- nı üçüncü bir zümreş rda boş gezen, yahut pazar Yeri rinde hamallık, ayak işleri yapmakla ge. çinen bir yığın insan teşkil ediyordu. Ya ni, balık başladığı gündenberi, eroe, hattâ binlerce insan bu yüzden yeni bir geçim yolu bulmus oldu, Y sa musevi çocuklar, balık avr yapılan yerlere adetâ akımla üşüşmekte, açık akarı sinde, havadan mik, nmaktadırlar ... para ka Bilmem, bu Ww de Karaköyden geçtiniz mi? geçtinizse; Köprünün başladığı yerde el- bet sağınıza VOL bakmışsınızdır. O- düğü balık, hep balık 2- n insanlardır. Ben, bilhassa ip konuşmak için oraya ka- dar gittim. Evvelâ köprünün Kadıköy iskelesine indim. Burada iskele kenarm. başlıyan avcılar, Galata rıhtımının man müdürlüğü önüne uzanan kısmına kadar her tarafı hmcahme doldu: lardı. Denizde her karış başında bir o sallanıyor, ve her an bu oltalardan dür- dü beşi ucunda kocaman birer balık sal- lanarak sudan çekiliyordu. unda, iskele üzerinde top- lananlardan başka, denizde bir sürü ka- yık da bu işle meşguldüler. Yüzlerce insan, durmadan dinlenme den palamut oyakalamakla meşguldüler, ler, yakaladıkları balıkları, yan - larında getirdikleri #epetlere, çavalyelere dolduruyorlardı. Fakat bazı açık gözler, aralarında şirketler kurmuşlar, her balık yakalarır yakalanmaz, satış işiyle uğra. şan ikinci bir arkadaşa geçiriyor, o da hayvanı canlı canlı iskelede dolaştıra- rak satıyordu. Bu satışlarda fiat, 5 kur ruş olarak tesbit edilmişti. Küçükler: — Beş kuruşa canlı canlı palamut. çilti iki çeyrek diye avaz avaz bağırıyor- Vardı. Çok geçmeden bir müşteri çıkıyor. ellerindeki malr alıyor. çocuk bu sefer de koşup ortağından veni mal alıp onu satıyordu. Burada seyirciler Rah Ama arsına sokuldum. u palamut akını yü. Ri ne Film seyretmek. Galatamn Haliç cihetinde balık aulıyanlar Ona, yanında baska bir verdi — Niçin böyle söylüyorsun baba, köp rünün bir de öbür tarafına geç de bak. Orada da başka balık tutuyorlar. Filha- kika palamut birçok balıkları kaçırdı a- ma, yine de hiç başka balık kalmadı denemez!. “Köprünün öbür tarafı, sözleri aklı- mı başıma getirdi. Demindenberi bura. ya saplanıp kalmıştım. Hemen Kadıköy isketsinden ayrılıp. Haliç cihetine geç - tim. Meğer buranın vaziyeti daha ente resanmış, Sahil baştanbaşa kayıklarla dolduğu gibi, motörler, mavnalar, duba- ların üzeri tıklım tıklım balıkçılar tara- imdan istifade edilmişti. Balıkçı deyince, bunların hepsini pro- fesyonel balseyr sanmaym, bu tarafta da Kadıköy adam cevap iLügalnâmei Zâhir TURK yk 6m e KEUMAT vE le 12.3 kayan PE skelesi ve rıhtım cihetinde ol- matörler bulunüyor- du. Hele motörcülerden, mavnacılardan, daha dolrusu işi mı sahilde olanlardan eline bir olta alıp da, balık tutmıyan yoktu. Yaltız aradaki fark, bu cihette de palamut yerine “çinkop” yani İüferin küçüğü bulunmasındaydı. Ve burada balık satışı siz, biraz daha tabii şekilde yapılı yordu. Eline canlı canlı birer balık alıp, halkın arasında avazı çıktığı kadar ba- kırarak malı satmıya ler yoktu. İstiyen balıkçılardan birinin yanma sokuluyor. tanesi yüz paradan duğu gibi a2 daha 903. çalışan açıkgöz bir miktar çinskop alıp yoluna devam e- diyordu. Yaşlıca bir balikçr ile konuştum, bir taraftan oltası ile meşgul olurken, bir ta- raftan da bana şu tafsilâtı verdi? — Kaç senedir böyle bir akm görme- mistik, Şimdiki manzara bir şey değil sabahleyin gelmiş olsaydınız, şaşkmlık- tan ağzmız açık kalırdı. Burada millet elle balık tuttu, Hayvanlar öyle üşüşmüş lerdi ki, denize elini daldırmak bir ba. lık tutmak için kâfi geliyordu. İki gün- dür az çok mallara müşteri bulunuyor ama, daha bir müddet ayni bolluk de vam ederse, artık malı bedava da ver- sek kimse almaz. Onun için, bana sorar» sanız bü bolluk artık bitmelidir. Bu he- pimizin selâmeti olacaktır. İhtiyar adamdan sonra, daha beşon kişi ile konuştuk, profesyonel balıkçılar hep ayni şekilde düşünüyorlardı. Fakat birkaç gündür, geçimini bu yüzden te- min eden açıkgözler, yağmur duasına çi- kar gibi balık duası ediyor, bolluğun bitmeden, tükenmeden devam edip git - mesini istiyorlardı. Ben balığı çok seven bir adam oldu- ğum halde, bu kadar balık bolluğu doğ” rusu beni bile tiksindirdi, Doğrusunu İs- terseniz, ben de balıkçıların fikrindeyim. Her şeyin fazlası fazla oluyor!... HABERCİ Putbot., Köprünün sağında ve solunda balık em ile meşgıd olanlar Tarih diyor ki: — Mehmetçik siperin içinde neyi arayordu ? U MUMİ harpte, İngiliz ordusu Kütülümmare'de bir kaç defa yenilmiş, Mehmetçiklerin dualı sün- güsü, düşman göğüslerinde kanlı iz“ ler ve eserler bırakmıştı. İngiliz erkânı harbiyesi,, ordunun bozgunluğu karşısında no yapaca- ğını şaşırmış, feci bir vaziyete düş- müştü, Bu elim mağlâbiyet karşısın- da, İngiliz gururu, İngiliz azameti fena halde kırılmıştı. Düşman ordusu muhasara altina alınmıştı. Türk askeri düşmana no- fes aldırmıyordu. İngiliz ordusunun başında general Tavzent vardı, Mağlübiyet, ricat, as- kerlerinin enerjilerini (o kaybetmesi kumandanı harap etmişti, - cağmı şaşırmış, âciz ve zavallı, hü— cumlar yaptırıyor, faydasız huruç hareketlerinde bulunuyordu. İngiliz erkânıharbiyesi, Tavzent owlusunu kurtarmak için iki defa ordu teşkil etti, ona yardımcı yolladı, fakat iki ordu da Türk (o askerine, Türk hucumuna dayanamadı. Kicat etti ve kaçtı. Bunun üzerine üçüncü bir ordu da» ba teşkil etiler, Ve 1916 o yılmmö5 nisan sabahı Türk ordusuna Ani bir baskm yapmağa karar verdiler. Türk ordusu, Türk kumanda he- yeti İngilizlerin hücum kararını, ya- pacağı ani taarruzu sekiz sant evvel haber almıştı. Bunun için, yan ateşi» ne mâruz kalan (Felâhiye) birinci müdafaa hattı boşaltıldı. Bütün kuv- veller ikinci müdafaa hattına çekil- di. Birinci hatlara yalnız kırk dür düncü alaydan iki bölük bombacı bi rakıldı, İngilizler, güneş (doğmadan, bir kaç bini geçen top mermisi attıktan sonra hücuma geçtiler, Birirci bat- ta bulunan bombacılar güzel bir mü dafan yaptılar, Mevcut bombalarile mukabelede bulundular. Düşmanı © peyce meşgul ettiler. Nihayet ellerin de birer bombadan başka kalmadı, Son bombalarını fırlattılar, Sonra mütevekki! ve mütevazi, vazifelerini başarmış olmanın zevkile, alayla” rma ulaşmak üzere, geriye dönerken 440 aydan Ankaralı Halil, sipe rin içinde yere eğildi, bir şey arama ğa başladı. Arkadaşları: —Hişst.. Çekii?!,. Çabuk gidiyoruz diye seslendiler. Halil cevap vermedi, Araştırma- smda devam etti. Kurşunlar yızıldı. yor, toplar gürlüyor, tehlike yakla- şıyordu.. oOFakat Halil top gürle- mesine, kurşunların vizir vızır başı nm üstünden geçmesine ehemmiyet bile vermiyordu. o O, mütemadiyen siperin içinde bir şeyler arıyordu. Arkadaşları tekrar seslendiler: — Heyr?.. Halim!.. Sağır mı ol- dun?.. Düşman nerede ise karşımıza Hüseyin Rüştü 'Tn'pan (Lâtfen saylayı çeviriniz) ol. Gen in edi — : iailikmielinen: si dindi d bir şey | inni İt ski edinin menammek bilmem öndind sai minelii sönen