MÜLÜ OLDU- BURADA ao (ŞTE KAPTANIN VEi DIİĞİ PLÂNA BAK, İŞTE Yğı( AK(.)RULUK HA.. (ŞTE PLANA GÖRE BİR AGAÇTA (DİĞERİNE , GİTMEMİZ.L ZIMDIR 1.. 122 XKAHRAMAN. KIZ —. — Bir dakika — durun, Size, niçin hiç kimseyi getirmediğimi söyliyeyim. — Bundan bana ne?... Vaziyet alın! — Bunun, benim için büyük bir ehemmiyeti var, şövalye. Şunu iyice bilin ki, buraya şahit getirmedim. çün- kü kılıcımızı — elinizden düşürürken, bu hicabı hiç kimsenin görmemesini iştedim... — O bir defa olur! Sefil! eörürsünüz! e — Maatteessüf, tekrarlamak mec- Mmuriyetinde kalacağım. Çünkü, ikimiz le de alâkadar olan b'risi, bu gece ba- a u:.ıikuı cemiyetinin İki namzedi umuzu ve sizi öldürmenin doğru olmıyacağını — söyledi. Şönlyo.nibıı sabah çok mesudum ve sizi öldürme- ğe bir türlü razı olmuyorum. Ayni işin içine girdik, dostum. Kılıçlarımızı kın larma sokalım ve - düellonun bitişini “Bel Ferronyer,, de — tesit edelim? Luvinyi, ağzınt açmış. gözleri fır- Jamış olduğu halde, dinliyordu. Bir- denbire bağırdı: — Birisi mi?.. Birisi size, beni 8- dürmemenizi tavs'ye etti? — Hayır, hayır, dostum, 9, sadece, biribirimizi boğazlamıyacağımızı um- duğunu, ikimizin de, müşterek gaye uğ runa çalışmamız için yaşamamız icap ettin'ği ösyledi... Luvinyi müthiş bir ıstırap çekl- yordu. Hıçlırmak istiyordu. Dudak- larına doğru tehdit ve hakaret nida- ları yükseldi. Son bir gayretle, kendi sini tuttu ve kekeledi: — Kont. Siz'n teklifinizi kabul et- miyorum. İkimizden sağ ka'acak olan, onu korumağa ve müşterek gayeleri miz için çalışmağa kâfi gelir. Hazır o- lun? — Muhaskak ööğüşmek mi istiyor. uz? ıun— Hazır olun diyorum! Yoksa, ken dinizi müdafaa etmeseniz bile üzerini- € atılır ve sizi öldürürüm! Bir an sonra, Luvinyinin aalıcı, ikin ci defa olarak, elinden sıçradı. Luvinyi tekrar koşup kılıcını aldı ve — tekrar, bütün kuvvetiyle Şalenin üzerine atıldı. Kılbıç gene sıçradı. Bu defa Luvinyi kıltcı yerden - kaldızmadı, boğuk - bir sesle bir şeyler mırıldadı. Şale, onun: “Beni öldürün! beni öldürün!...,. de- diğini duyar gibi oldu, ama pek de &«& min değildi. Sükünetini muhafaza e- derek dikkatle rakibine baktı. Luvinyi birdenbire arkasını döndü — Şale onun hıçkırdığını düydü. - Buü, onün, kalbi- ni samimiyetle sızlattı. Yavaş yavaş kıltaını kınmma soktu, mantosunu aldı, adım adım geriliyerek, atıra kadar gel di ve orada bir ses, bir tahrik nidası bir çığlık veya bir barış teklifi bekledi. Fakat hiç bir şey duymadı. -Hattâ. a- Haçlar arasında kaybolan Luv'nyivi bi- le görmedi. Bunun Üzerine atına bin- di ve yavas vavaş Poris yolunu tuttu. Sale, dürllonun net'cesiri düşese bildirdi. Fakat ona, sadece. — birkaç faydasız hamleden sonra, Luvinyiyle kend'sinin, barışmıdan ayrıldıklarını söylemekle iktifa etti. Düses: — Sövalye kıymetli bir adamdır. Onun ölmemesine memnun — oldum. Ded? ve Salenin gözleri içine bakarak İlâve etti: — Sonra da, öonen, beni - sevdiğini biliyorum... Ona karşı muhabhetim var. Şale sapsarı kesildi ve kalbinin sid- detle carptığını hiszetti. O ramın Tus vinyinin ıstrratonr anladı ve gene © za- man, onu öldürmediğİne pişmean oldu. Düşes şöyle düşündü: —Ah! Erkekler! Erkekler. Sizi ancak aşkla idare etmek kabildir Ehi Öyle olsun, mademki Luvinyi ben' Be- viyor.... Kollarını Şalenin boynuna doladı ve çıldırtan bir sesle göyle dedi: G TİŞME Te PESİN ÇİZEN ŞURADAN BİR DE- YA RE GEÇİYOR! d g CO YAZAN :wALTD?ŞH RİN ERKEN -4 KAZMAYA / LARIZI N KAHRAMAN KTZ 125 — Dinle... Ölünciye kadar sevil- mek istiyorum!... « eçve- - miy5 DÜd bam vi p Küçük ormanda, Luvinyi artık ağla mıyordu. — Yere oturmüştü. — Çehresl- nin çizgileri takallus etmiş, gözlerinde garip ve korkunç kıvılcımlar parlryor- du. İçinde yeni hisler beliriyordu. Na- muslu erkeğin son meziyetleri, nefret altında ezilmiş bir halde biribiri arka- andan sövüyordu. Kardenalin huzu- runda başlıyan cürüm alçakca cürüm. zihnini büsbütün kızıştırıyor ve öraya yerleşiyordu. Luvinyi ayafa kalktığı zaman, bambaşka bir adamdı. — Bu akşam umumi bir toplantı var. diye düşündü, Şalenin — metresi, orada yen! bir faaliyet plânı teklif etti., Ve korkunç bir seele mırıldandış; — Ben de orada olacağım!.... XXIV KORİNYAN VE RASKAS Raskasla Korinyan, “içinden Sağ ol-rak çıkılmıyan,, bu höcrede, ne ka- dar kaldılar? Belki, aradan beş veya altı gün geçmişti. Fakat bunun far- konda değillerdi. Çünkü geçen zamanı ölçecek bir vasıtaları yoktu ve esasen *bununla meşgul olmuyorlardı. -Yalnız, artık susmağa tahammül edemedikleri zaman, ara sira, yekdiğerlecine bu su- ali soruyorlardı. Raskas şöyle diyordu: — En aşağı ikt gündenberi bura- dayız! Korinyan ise itiraz ediyordu! — Ben hesap ettim: Buraya geldi- Çimiz en aşağı iki ay oluyor. — Delis'nir, Korinyan! — Siz de küstahsınız, Raskas! Böylece, hâkaret ve küfürlere yol aclıyor, derken iş, kavgaya dökülüyor- dü. Zülmetler İçinde vereyan eden bu kavgalardan, Raskas daima şalip çıkı- yordu. Bu zaferlerin başlıca mili, kü- çücük vücudu diz üzerine çöküyor, son ra birdenbire yaylanıyordu. Böylelik- İc kalası ya Korinyanın midesine ve- | i yahat karnına bir. memrmer pilind., Ççarpıyor ve onu yere seriyordu. Arasıra, höcrenin kapısı değil d& küçük bir delik kapağı açılıyor ve © * radan, kendilerine, suyla ekmek veri: liyordu. Ekmek simsiyah ve kuru. SU ise gayet gar'p kokoluydu. İki baht bunları yiyor ve eski ziyafet İ" lemlerini hatırlıyarak kendilerini t6 selli etmeğe çalışıyorlardı. Bir defa, her biri bir köşeye Ssıkf” mış olduğu halde, uzun müddet kontf” mamışlardı. Nihayet, gerek zulmetifı gerekse sükütun dehşeti içinde eziltü Kofrinyan, şöyle mır:ldandı: — Öldünüz mü, dostum?., Raskas: — Henüz ölmedimt Diye cevap verdi ve, ayni zamsancik bir kahkata attı. Bü kahkaha, Korinyana gayet ıl*î göründü. Bu belki de delil'ğin ilk şanesiydi. — Niçin gülüyorsunuz? â — Çünkü bir şey düşünü: Birinci Korinyan efendisinin akıbe » ne mârüz kalacaktır. — Hal'hazırda, da giphesiz, açlıktan ölmek üzeredir . Korinyan gayri ihtiyari cıWM — Açlıktan ölmek... — Evet. Çünkü ev kapalıdır V€ ğ kimse ona yiyecek ;ukmiyme" k; açlıktan öltektir veya ölmüştür. vallı Korinyan! Korinyan bağırdı: ğ — Fakat mademki, bire, ” dti yem:k get'riyorlar!... . Raskas lükeyt bir tavırla: H — Aklınızı mr wnın'o"“':;', dedi. Sizden bahseden kim? Ben ker E'mden bahsediyorum. Ama kalti fanız varmış, hat... pe — Asil sizin kalın kafanız var! "” mek köpeğinize... _j — Evet, birinci Korinyan ST y taktım! Siz de, benim yemek ı.! ğim dostuma Raskas ismini taktınır 7 Korinyan hiddetle bağırdı: , Üi 4 *