Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
“İEİRİNCİKANUN — 1937 A — n S gidebilecek miyiz ? Saatte 5000 kilometre sürat ! Ülğü a Yüz yılda ilmin, fennin göster- Yi m;k_fllîr karşısında insan, her şe- v'*hin kün görmiye alıştı. Hakikaten İah B a_yalleri, gayri mümükün sayı- baga *i bugün hakikat oluyor: Şu Tn ga “Bün yaprlamiyan bir şeyin ya “miîi- Yapılamiyacağını, yapılmak ih- | ’uuım_:zluhmad:ğmı iddia etmek dog- -B&manmızm babaları, hiç şüphe- Mobili, gramofonu, tayyareyi, qd T İ değir, ka öttti _ Âfrikanın, Amerikanın en vimleri bile bunlarda bir fev- n görmüyor. Mademki bir gün q İsten D İ HT Şi h akara uçulabiliyor, yarın İş , Güsi bir âlet meselâ bir mermi ’yh n' aya gitmek imkânı bulunmi :.ĞE' bu gaye iledir ki, Amerikalı N Godar insan dehasının şimdiye be £ fasavyur ve tahayyül etmediği ’q,ı kilde bir makine yapmiya çalışı- '—_ “üelerdenberi bıkmadan usanma- | Btce Ve gündüz bunu meydana ge f&q“ğmşıyor. ' bip fesör, Nev York cıvarında, boş ' q“”ım ortasındaki atölyesinde, bir _bh—:"_uüıinin. daha döogrusu havai lenn tecrübelerini yapıyor. Eğer % tecrübeleri muvaffakiyetle th Tse sürat kanunları âlt list o- -îl'*_ki devirlerde taş devri, tunç .ıde “Dildiği gibi bulunduğumuz dev %iıı t devri denilmek lâzım gele- * Üy kn "ıqu i:’*klr yeni değildir. Üç yüz yıl İYesterli rahip Vilkin de bunu Müş ve aya seyyahat adIr küçük Çt y b'-hı azmıştı. l& V., Yakın bir devirde Edgar Po, Hteni ve H, G. Vels gibi meşhur Ki 'e:"er de bu rüyaya kapıldılar, bir Üker Le? * yazdılar, Fakat bu rüyanın h!seıım?m Ppek Uzak Ueğll gllk., : %İı- €hin en müşkül ciheti mermi- | Cazibesinden kurtulmasını te pı_:bümektcdir. *Sör Godar üçer metre boyunda Nhlr:; Y_apmış. bunların ileriye dog- | h'%ıl. Stini, Esans ve Oksijen dolu —l% ı'li temin etmiştir. Bu suretle "m;mtloü kilometrelik bir sürat elde Bin. hı"ıîmğî“îıcyh on üç yolcu taşıyan bir İ:ş, hât::m: Nc'v Yor_ktan L(ı.ın.draya gidebilecektir. Bu gidiş pek zpa"'âc ir şey olacak. Mermi pek sıkı îîîçe“ekak' Arzı saran hava tabakalarını « Ve hava boşluğunda seyredecek şten %ı_'g:hîı ş İk 3; "ktur_ | ke :ıt“' böyle bir alet nasıl sevk ve h'îgce;;ğüecek. hususiyle yere nasıl l!'r'?î?o Pi h iş ııfğ Cazibesinden nasıl kurtula- Öince bu da hal olunmuş gibi- 4. hava bulunmiyan yerde taz 'Sunuz değil mi? Gayet basit. a _leıjıfrî, Üyroskop, denilen ve - Üğünün ispat için kullanılan “ZŞ,%SÜ Ontrol edilecektir. ÜKEA : ? Godar bunu küçük âletler hki h “_e"ühe etmiş ve memnutiiyet * Ahıi :""îıer elde etmiştir. Şmmgv’rübenin büyük modellerde —*N sğ Mvaffakiyetle tatbik olunabile ?%3; iştir. mdü'“% meselesine gelince: Bu bi t& gy Oğü kadar güç bir iş değildir. İ İlçt_ v lometre süratle seyreden b.::!hn“ 80 kilometre yaklaşınca ! wh“î fren Yyapatcak ve bu suretle E% İle Sına girecektir, Sürati hava h "ı*hbı kendi kendine azalacaktır. Rlı:qa! $ka havaf merminin yan taraf 'İ’e,e « Madeni kanadlârr di var K t z lî* 8I Tileceği sırada bunlardan is- K, Pa , l*re“d.r düşünen yalnız pro- ıkıq" iqırdeğîldir. Fransada da, E.Pe ıî*!ılıhmllı: Sİ altımda buna benzer bir qr_ğ' Maj ktadır. Bu âletin 30 milyon 'ü%îyımüâı_îîağ: tahmin edilmekte- V' Übapeş CN göre bu âlet iki ka- N %%Uıaqk ve bir de pilat ye 8. Saatte 5000 kilemet *îrı:î:;lîîtrigi akıllarına bile ge- ; ir. Bunlara o kadar alıştık | HAB!';R_-_:_- Aksam postam | hat da büsbütün müstakildir: İçlerinde mevki sahibi ler, evraklarr dosyaları Petro! i âhesi bir kadın Bu gibi kadınlar içinde hayatı en ziyade dikkâte, tetkike değer birisi vardiır ki o da (Entellicens Seryis) memurlarından (Gertrüd Bil) adlr bir kadındır. Bu: daha küçük, güzel mavi gözlü, şŞirin ve sevimli bir kiziken — bazan deniz kenarıma gidiyor, güzel gözle- rini uzak ufuklara dikerek düşünü- yordu. İlk evvel gemici, sonra tayya- reci olmak istedi. Nihayet 1915 de, memleketine hiz met İcin bu gizli teşkilâta girdi, Mı- sıra gitti. Kahirenin bütün resmi ve kibar salonları bu şık, — zarif ve güzel kadına kapılarını açtı,. Az son ra Mısır kibarlarının mahbubesi ol- du. Hlebir ziyafet, hiçbir garden- parti yoktu ki matmazel (Bil) davet edilmiş olmasın... Halbuki o, nihayetsiz çöllerde dörle düşüp Kâlkmak, onlarla konuş- mak, dertleşmek İstiyordu. Her şey- le alâkadar oluyordu: — Misırlıların millf hareketleri, petrol — meselesi, ilh.. Onun bilmediği hiçbir siyasi İç- timaf, iktisadi bir hâdise yoktu. Erkek kıyafetine girdi, Misırdan Sudana geçti. Sonra — Hicaza, daha sonra İrandan Hindistana gitti. Bağ datta iken zabit üniforması taşıyor ve herkes kendisine (zabit — vekili) diye hitap ediyordu. Bu, bin bir gece diyarının parlak ve aylı gecelerinde sihirli bakışları- nı Musuldan — ayıramıyordu. İşte, Musul petrolları işindeki büyük hiz- metlerinden dolayıdırki — İngiltere Rralr tarafından (İmparatorluk sö- valyesi) rütbesile ve bir nisşanla tal- tif ölundü. Matmazel (Bil) ne kervanların hücumundan, ne İsyan eden kabile- lerden korkar. Onun düşündüğü an- cak bir şeydir: Kralma hizmet et- mek. Bu güezl süvari, yorulmak nedir, bilmez. Eski Padmir imparatorluğu dahilindeki petrol işlerinde parmağrı vardır. Ve bu işi Idare eden ipin ucu âa onun narin parmakları arasında- IP, Bu seyahatleri — esnasında, deve- ci kıyafetile dolaşan meşhur (mira- Arap dişi Bu esrarendgiz kadın Arap kabilelerine hükmediyor Çölde, palmiyelerin gölğesinde secdeye kapanan yerlilere ken- disini halâskâr olarak tanıtıyor ÜYÜK ve küçük — devletlerin hemen hepsinin birer gizli teşkilâtı var- dir. Bu teşkilât, harbiye veya hariciye nezaretlerine merbuttur. dolaşmak, çadırlarda yatmak, yerli- | Ya- Almanların (gizli teşkilât)ı, fransızların (İkinci büro)su, İngilizlerin de meşhur (Entellicens Servis)i gibi... Bunlar harpte, sulhte, daima sefer her halindedir. Binlerce kadın ve erkek ajanları vardır. Bunların bazıla- vi menfaat temin etmek, para kazanmak için çalışımlar. Birçokları da sırf vatana hizmet etmek bu müşkül, müşkül olduğu kadar tehlikeli kabul ve bu uğurda bazan canlarını feda ederler.. güzel kadımlar pek çoktur. Vatan aşkile yatlarını, hattâ kadınlıklarını feda etimekten çekinmezler. Büyük hükümet adamlarınım, erkânı harbiye daireleri memurlarının mahremiyetine girer- calarlar, yahut da kopyesini alırlar . vazifeyi lay Lavrens)le karşılaşıyor, ondan talimat alıyordu. (Gertüd Bil) Hint yolu'üzerinde, gözü dalma açık bir bekçi idi. Aldığı malümat Lomn- dranın çok işİne yarıyordu - Bu gü- zel kadın, 1928 de kısa bir hastalık- tan sonra öÖldü. İngiltere hükümeti, gizli ajansları nı birer kahraman telâkki'eder. Hat tâ kral, bir gün bunlardan bahseder- ken; “bizim en iyi — diplomatları- Mmız...,,; demiştir. (Gertrüd Bil)in açtığı yolu ta- kip eden İngiliz — kadınları, kızları çoktur. Fasın cenubundaki çöllerde dolaşan esrarengiz bir kadımın Arap kabileleri-üzerinde çok — büyük bir nüfuzu vardır. Hattâ Aranplar kendi- sine (Dişi Lâvrens) lâkabını ver- mişlerdi. Halbuki hakiki ismi (Mi- sis Helen Person) idi. Çölde, Palmiyerlerin — gölgesinde secdeye kapanan yerliler kendisini İslz'âm ım-halâskârr olarak. ;tanıyor- lardı. çöli lm-ı ç (Helen) Fasta büyürhüştü. Arap elbisesile geziyordu. Aran — kadın- larr gibi yüzü peceli — idi. İki kere yaralandı, ve adamlarıile — beraber çöle kaçarak kurtuldu. İki, yüzlü bir hasta bakicı 1918 ikinciteşrin ayında, Belçika- Ir genç bir hastabakıcı kızın, göğsün de hem Almanların (Demir salibi), hem de Fransız — ve Belçika (harp madalyeleri) ile dolaştığı görülüyor du. Mareşal Hayg, ordu emirname- sinde “hizmetindef, Yyararlıkların- dan sitayişle,, bahsediyordu. Bu kadın, (Ruler)deki seyyar bir : hastanede yaralı Alman askerlerini tedavi ederken topladığı malümatı günü gününe İngiliz, Fransız karar- gâhına bildirmek Süretile müttefik ordulara çok büyük hizmetlerde bü- lunmuş, hareketlerini kolaylaştır- mıştı. Bu kadımın ismi (Marta Ku- nokaert)dir, ve bugün bir İngiliz za- biti ile evlidir. Bazan gördüğü acı günleri, geçir- diği -tehlikeli anları düşündükte tit- remekten kendini alamaz, ve ğit BÖZ- leri söyler; “Bütün dünya kadınları dizlerin- de salladıkları yayrularına - kin ve nefreti değil, sevgiyi Öğretmelidir. Belki bu suratle yeni yetişen — nesli Baş, diş, nezle, grip, romatizma ve bütün ağrılarınızı derhal keser. iİcabında -ünde 3 lı:—.ışeı ılılıı(nablllr 'sim ve markaya dikkat. Taklitlerinden sakınınız. yolcu taşryabilecektir. Alman profesörün tasavvur cettiği bu sürat karşısında Amerikalı profesö rün temine çalıştığı sürat karşısında tav şanla kaplumbağanın hikâyesini hatır latmaktadır. Ararada, saatte bir kaç yüz kilometre değil saniyede 112 kilometre fark vardır. Bu âletlerin her ikisine de $ :ğ%î:dî:d:.l Profesör Obert de, pro 1ç hâ.h!';orm getiren bir mermi | r. Bu makinenin ağır | Slacak, 3 tonluk yük ve 10 | hikikt bir mermi demek dogru Jdeğil- dir. Çünkü ileri hareketini şiddetli gaz ifrazı suratiyle bizzat kendisi temin e- decektir. Düşünüldüğü gibi bir gün bunlar hakikat oluverirse âlimlerimize dünya dar gelecek, icad fikirlerini yıldızlara çevirecekler., Aaba insanların hayalinde yaşayan bu büyük proje tatbik sahasrna ne zaman geçecek7.. i Ve biz bunu görebilecek miyiz?. . * * BU Yi ya e ME casus Belçitalı Dişi Lâvrense umumi harp ' gibi bir felâkete : atıl- maktan kurtarmağa muvaffak olur- lar...; (Marta) memleketi düşman tara- fından işgal olunduğu zaman birçok ları gibi kaçmadı. Hastabakıcı ola- rak onların hizmetine girdi. Ayni zamanda (Entellicens Servis)e malü mat yeriyordu. Bunu yalnız üç kişi biliyordu: Annesi, ve 63 numaralı ajan.. j Annesi, bir manav — dükkânı aç- mıştı. Kızının aldığı haberleri, bu- raya gelen gizli memurlara veriyor- du. Bir gün, Alman üniforması altıns Martanın. hayatına dalir çevrilen filmden bir sahne Casut Maria — bitler, kendisini erinin Lavrensi! yakalanıyor da Fransaya hizmet eden (Alsasll Alfona) İle birlikte hastafnenin altn daki gizli bir yoldan Alman mühim- mat — deposuna kadar gittiler, bir bomba koydular. ' Birkaç gün sonra (Marta) kol sü- E. atinin kaybolduğünü”gördü. Ve kü- çük meydanm duvarma yapıştırılan bir jlânda şunu okudu: İ “Askeri polis tarafından yakala nan bir askerin üzerinde birçok eşya ila beraber bir de kol saati — bulun- muştur, Sahiplerinin müracaatleri..,, İlânmın altında eşyaların — cinsleri yazılmıştı. Bunlar meyanında: M. C. & markalı bir altın saat.. de vardı. (Marta) polis dalresine gitti. Za- karşıladılar. Saa- ti verdiler. Fakat, ertesi günü evini bastrlar, genç kızı alıp götürdüler. Yolda, bir amele: — “Cesaret kücük hemşire..,, diye bağırmıştı. (Marta) teliditlere, — işkencelere rağmen hakikati söylemedi. İnkârda devam etti. Zabıta; mühimmat deposunun al- tmma bomba konulduğunu haber al« mış,ve bombanın yanında kol saati- ni bulmuştu. Sahibini ele gecirmek icin yukarıda — söyledifimiz hileye müracaat etmişti. (Mâarta)nın muhakemesinde şa- hitlik için çağrılan başdoktor: “Vu- renbuürg dükası elinden demir salip nişanını aldığını..,, süöyliyerek hiz«e metlarinden bahsatti. Fakat, faydas sr olmadı. Divanrharp hükmünü ver- di: İdam!.. ş Fakat, idam olunmazdan- evvel mütareke topları atıldı. Hapishane« lerin kapıları açıldı. (Marta) da ser« best bırakıldı. KUŞ TÜY iyi bir dostumuzdur. Memur, işçi herkes yalnız İlira ile bir yastık edi- nebilir ve yoörgün dimağını dinlendirir. Fabrika ve deposu İstanbulda Çak makçılar Sandalyeciler sokak Ömner Balioğlu, T. L. 23027. Satış yer- İeri; NevnStekda ve Anleafada Yerli Maellar Pazarlarıdır. Uzun kış gecelerinde bize rahat uyku — veren yastık, şilte ve yorganlariyle en HAZIMSIZSIK —— Hayatın zevkinden insanı mahrum eder PERTEV Karbonat komprimeleri Çok temiz bi - Karbonattan ve toz karbonat almaktaki müşkülât göz önünde tutularak yapılmıştır. l HER ECZANEDE SATILIR.