İNDE 255 SK dT Denenlli” 'Ö00 vAZAN YAKT DRsnms FIRABA İŞTE YEN! AA - Te İkas eT YİNE EFENDİNZ.. ŞEİMDİDEN YM&V FİRAGA AFRIKANIN EN iYi RENBERİDİR.CULUBE YE SAĞ SALIM GöTÜ NIN RÜR - 4 GÖBEĞİNE G'GW—ECE“ ÜN , SElMişTi ÜÜZER SEY HAZIRJARAL MÜKEMMEL DŞ BEKLİYOR, YAYECEK V( WYAYDİ GiDELiM İYE nyR SAN'DIKLAR- BEN YAPACAĞIMI YAPTIM SŞİMDİDEN SONRAOLUP | BİTENLERDENŞMES'UL DEĞİLİM , NE | çözmi” CANBO,BUANAJ) CANBD MENC, T7 ; URİ ah AT hP SİZİ SELAMLIYORLAR Vi ŞZUN Bir | K, SArvA MA:J?’”İ'%%&!"Ş K KÖYLERİNİ BEĞENİPR BE _' SEYYAHAT. SÜRR MEDİĞİNİZİ SORU) MYEr SA TEN SONRA, KEŞİF KÂFi. ESİ AYAK SBASILMA- ğ;w VE OR KA £KHRKWNAN KIZ Raskas sordu: . g — Demek yarın Sen-Deni kapısının tiz, ele alryorsunuz, öyle- 'NN Evet, ve siz de Monmartr kapıtı- h & we eğer Trankave 'şkhhlanamz. bana haber verecek değil mi?2.. B Yemin ediyorum. Siz-de tabil ay Bekilde harekete edeceğinize yemin Yorrunuz, Şümdilik hoşça kalın dos :— Evime dönüp, yarın için hazıtkği l edeceğim. FO B_er. de manastre dönüp muvalfa nenm için dua edeteğim. i Unun üzerine iki caşas yekdiğerin Aynıklılar. Rtakas çöyle düşündü: “Yarm sabah erkenden ında buluna. da kendi kendine şöyle - Yarın erkenden gizlice gidip Son TÜy, SAki ikametgâhm yakınlarında va & alacağım. H, “kas Güşüncesine şöyle devem et - S Fakat gu rutbetlânün altınları Na? Büç taşmıyor. Cebleri biraz ha el L Kotinyan da şöyle mırıldandı! Birdy Cöbitmdeki altınları nasıltk manat hç — Htsdcı rahip alacak, İyisi ei bun lıı,.'nı"*")l.- bir hizmetçi krrın günah ki qhç'h-&ğım yerde birakayım. Bel h»ş;“" m alevlerinden kurtarrlacak daha başka n gatip bir yer'n kaprsm rüna getifler n için evinizde hazırlıik yap _q;hi z şey bu mu? ’%“ Ahastıtdaki duanızı burada mt bim:e Bmn — ——— — KIK SEN-LÂZARDAKİ KÖŞK Tuzak harımdı., Rişliyö bu tuzağı mükemmel bir hale getirdi: Raskasla Korinyarın idaresi altında bulunan iki kapıdan maada, Parisin bi tün kapıları kapatılmıştı. Bir tek insa- nın yakalanması için alınan bu tertibat ta, korkunç ve sinsi bir hal vardı. Trankavel, ertesi günü getenin mü- him bir kısmmı Moliş ve Montaryola Giz sarayındaki rüyasını anlatmakla ge çirdikten sonra, Monmartr kapısımdan çı karak Sen-Lâzara doğru yollandı. Atı- nın üzerinde ağır ağır ilerliyor, düşünü yordu. Kalbinde garip bir sevinç vardı. Uzun kılıncı atenin belini darbeliyor ve Trankavel gayri ihtiyart elini kılırtı- nen kabres'ne götürüyordu: Bu kilmç, biras sonra, ona Anhaitin dostluğunu kazandıracaktı. Üst tarafr sonra kendili ginden gelecekti. Üst tarafıl.. Aşki Mevzuu bâhs olan evin önünde a- tendan ihdiği zaman, saat ot ikiyi çaldı. 'Tam vüktinde gelmişti. Sen Priyak da bu eve döğrü yol nuşti, Yanlız, bu yölü ©, saat on bi u katetmişti. Kalbinde bir dehşet vardı, F â ıgtı ki, Kardinala kurulan bir pusuya gidiy İzn atına birirmiş Paris halkı kâar Kaha çıktığı taman giydiği elbiseleri Biymişti. 8 en! kapısından — Sen-Lüzara kadar aç anlar 'ı-a;ndı. Bu ânlar. Gan her biri, ona yüz kere meşum olabi lirdi. Ağır ağır gitmesi emredilmişti. Sen Priyak atinim böğrüne mahmurları Ük bir gayret yak görmemek i yördu. Her ağaçın, her taainin arkasından, kendisini yere sere tek bir kâma darbesi, bir kurşun bekli KAHRAMAN KIZ 23 — Gideçeğim!.... Diye mırıldandı ve süratle odadan çıktı. Rilişyö yalnız kalınca düşündü; — Giüdeceği muhbakkaktır! Fakat dönecek mi? Eğer kama, vazifesini gö- rürse, ne değişecek? Gayet az - bir şey, Bir göğtün yerine bağka bir göğüs. Fa- kat böylelikle, Şalenin, beni nasıl bir ziyafete davet ettiğini öğreneceğim. Bu Sen Priyak — iyi bir hizmetkardı. Ne yapalım! Feda edilmesi lüzim ge- Jen insanlar vardır. 'Tam bu sırada, bir odacı içeriye gi- Terekt —Monsenyör, dadi. Peder Jözef bu rada, rahip Korinyanla cüce Rashas da emirlerinizi bekliyorlar. Bir an sonra, kardinalin emri üzeri ne, iki tastıs beraberce içeri giriyorlar- dı. Korinyan mağrur bir tavırla: — Monsenyör, dedi, eğer, bana, yarın Monmartr kapısınm baş muhafız- Jığını verirseniz, Tratıkaveli sapasağlarm 'bağlanmıry bir vaziyette size getitirim! Raskas da hiddetle bağırdı: — Monsenyör, bana yarın Sen-De ni kapısınım baş muhafızlığını verin, Trakaveli bir suçuk şeklinde size ge- tireyim. Bu gözleri ayni zamanada bağırmış- lardı. Bu gözlerle beraber Raskas raki- bine tehdidklâr bir nazar etfetti. Kotin yan da, ayni tehdidkâr tavurla bu bakı şa mükabele eiti. Kardinal sert bir sesle onları kendi lerihe getirdi. — Anlatın Bakalım, dünkü arbede esnasında ne yaptınız mösyö GÖ Sen- Priyak, bir aralık sizin kendisini yalnız bırakmanızdan şikâyet etti. Rişliyö hakikatı öğrenmek İçin bu yalanı uydurmuştu. Kard'nal daha sert bir tavurla ilâ ve etti. — Möyüö dö SemPriyak şimdi bu- radan çıktı. — Filhakika, ona tesadüf ettik; fa kat bu asilzadenin benim aleyhimde böy le bir gey söylemiş olduğunu bilsey- dim, yanmdan geçerken iltifat etmez- dim, — Behn de ona şapkamı çıkarıp se- lâmlamazdım. Böyle yalan... Hem de asilzade olacak!.. Yazıklar olsun 1.. Bunun üÜzerine Rişliy8 sordu: <- Demek mücadeleden kaçmadı. nız öyle mi? Kotlayan dogrüldu, uzandı, bir baş hareketiyle başlığını düşürdü ve yum ruğunu beline dâyıyatak! — Monsenyör, lütfen bana bakmiya tenezzül etsinler, Karşısında rutbetlü- nun düşmanları karşısında bir tek defa kaçmamış sadık birhizmetkârı görecek tir. Kardinal onların gözleri içine baktı. İki casus da yerlere kadar iğilerek mr rıldandılar: — Elimizden gelen her şeyi yaptık. — Pek âlâ şimdi söyleyin bakayım adamı ele geçirmek için ne yapmağa hiyetinir var?. Kofitiyanla Raskas yekdigerine bir nazüt atfedetek derhal anlaştılar. Tek- tar müttefik oluyorlardı. Rahip şöyle dedi: — Monsenyör, Raskasa sorarsınız, 'Trankaveli bütün bir gece gözetlemek için hayatımızı üç dela nasıl tehlikeye attığımızı size anlatır. Kardinal heyecanla sordu: — Onu gördünürz mü? Raskas ağrını açmak Üsere bulunan tahibin sözünü keserek bağırdı: — Tabit değli mi? — $Şu batde ânlâtın bakayım! Raskas Korinyana baktı. Kor Masalın hazır olduğunu anladı ve göyle dedi;