B ÜTÜN tafsilâtile karakterinizi; meziyet ve kadar vazih ve sarih olarak bususiyet lerinizi; Cevapları veren; PROFESOR SANERK Grafoloji ve Grafometri mütehassis ; BZi hayrete düşürecek tuttuğunuz veya düşündüğünüz Işte muvaffak olup olmuyacağınızı; nihayet beş farkla yaşınızı aize söyliyebilirim. Bana Bir gazeteden, bir kitaplan veya aklınızdan aylardaki imzalarınızdan ikisini Bönderiniz. —İi05— Sultanahmet R. K. 22, —30 . 35 yaşlarında, uzun boylu ve şişmandası- hiz. Ruhan bedbin görünüyorsunuz. Tahlil neticelerime göre, bedtenliğiniz daha fazla uzvi ve bedeni sebeplerden mütevellit görünüyor. Yani sizde sinir zafiyeti, mide bozukluğu, inkıbaz fazla rahatsız etmedikleri için bın;hr Ü- zerinde ehemmiyetle dürüyorsunuz. Fakat bu satırları okuduktan sorra dılı» kat ediniz ve en #yisi kendinizi bir dok- tora dikkatle muayene ettiriniz ve bun- d'.tn sonra düşündüklerin'zi ve bu tah- H neticelerine dair kanaat ve mütale - alarınızı - mümkünse sarih adresinizle - bildiriniz. 5 — 106 — Şişii — Gülfem 5 — 20 —25 yaşla - rında narin yapılı, hassas bir zat. Birar vehimlisiniz ve Ükkat etmezseniz daha fazla vehme de kendinizi kaptırabilir- siniz. Hayatınızda fazla alıngan olma - ğa hiç lüzum yoktur. Maddi vaziyeti - nizin iyi olduğunu tahmin ediyorum.. Yarın; endişe ile düşünecek vaziyette bulunmuyorsunuz., O halde vehim ne- den? Bir de kıskanç yaradılışta görü - nüyorsunuz.. Bu da saadetinize engel olabilecek âmillerdendir, bunu da tadil ediniz, — 107 — Bağlarbaşı C, S. D. 99 — Genç, uzu- na yaklaşan orta boy.. Bünye itbariyle iyi, sıhhatçe mucibi şikâyet bir şey yok. Hassas, zeki ve biraz inatçı bir karak - ter, Tabakküm etmekten hoşlanmadığı- nt zannettiği veya söylediği hâlde ta - hakküm ediimekten de hoşlanmaz. Ar- zularının yerine getirilmemesi bir hâ - dise doğurabilir. İntizamı sever, Bl iş- terine kabiliyeti iyddir. “Yalnız yorucu saydığı işlere pek mültefit görünmemek tedir. Beğenmekten ziyade beğenilmek; temayür etmek te başlıca istekleriniz - Hendir, Çok iler derecede bulunmayan inattan vaz geçmeniz ve hoşunuza git- mese bile başkalarını memnun edecek işelri ihmal etmenizi tavsiye ederim. — '08 — Boğaziçi L. D. 45 — Gençtiniz. Bir i;_i bir çırpıda çıkarmaktan, ince — ve dikkat isteyen işleri yapmaktan hoşlan- mağa mütemayil bir tablattesiniz. Göz- Terinizde şimdi z&af var mı? Kestireme- dim, yalnız şüphelendim.. Eğer bu şüp- helerimize iştirak ediyorsanız, bir göz doktoruna müracaat edehilirsiniz, Eğer şimdilik böyle bir şikâyetiniz yoksa, çalşırken duürüşünüza dikkat ediniz. Gözümün önüne çalışma canasında faz- la eğilen sempatik bir sima geliyor. İç- lisiniz, burada bundan anladığım mâna da şudur: Düşünce ve hisler'nizi ortaya atmaktan ziyade içinizde saklarsınız. Tutumlü olmağa istidadınız vardır, Bir şeyin şekline ve harici vaziyetine ehem: miyet vermediğin'z anlar vandır. — El içlerine istidadınız iyidir. — 109 — Bir Bayan 37 — Bayan değil, baysı- nız. Yaşınız ortadır, büyük bir ihtimalle 35 yaşındasınız. Boyunuz uzundür. ve uzuna pek yakındır. Orta bir vücutte- siniz. Zekânızın herkesinkinden üstün olduğuna inanıyorsunuz. Başkalariyle alay etmek hoşlandığınız - şeylerdlen biridir. Muziplikten zevk — duyarsınız. Tebistcü gskhameti görünmüyorsu- nus. Bilâkis başkalarının dertlerine »en az - lâkayt kalmak, m?mm - sıflarınırdan biridir. Bu, ileri bir hod- binlik te fade eder- nyım her ;z, ve herkes yalnız sİZ'N için yaratılmış de- | | yazacağınız dört aatırlık — yazıyı; #00 Bildir. İnşan, kendine karşı beslediği müuhabbeti yalnız kendi ruhunda değil, Laşkalarının, etrafındakilerin ruhunda da toplamalı ve diğerleri /çin de kendi- sinde geniş bir muhabbet ve hürmet Payı ayırmalıdır . —1l0— Kadıköy B. M. U. — Bir şeye karar vermekte atele etmiyen ve verdiği ka- rarı da mutlaka tatbik etmek istiyen bir karakter. Yalnız bir şeyi tetl?k ve mu- hakeme ederken tetkik ve muhakemeye yarayan unsurları daha mantıki bir şe- kilde toplayacak yerde dağıtmaktası - mız. Bu hal hükümlerinizde isabetsizli- ği arttırabilir. Bünyece iyle'aiz ve şiş - manlamağa müstait bir teşekkülden'niz, 'Tutumlu olmağa temayülünüz Jazla - dır, Kendinize ait şeyleri başkalarına olduğu gibi, söylemek ve anlatmakta ih tiyatlısınız. Teşebbüslerinizde bunları en az zahmetle, en kısa zamanda ikmal için icap eden todbirleri almak hassanız çok iyidir ki bu da öşleri düşünerek baş- lamanız neticesidir. Krymet verdiğiniz hareketlere başkalarınnı ida kıymet ver- mesini ister ve bunu temin edecek hu- susları ihmal etmeze'niz, Yalnız son zamanlarda biraz'bedbin görünüyorsu- nüz, Bu, bugün için tashihi lâzım - bir halinizdir. —1 — K. T. D. 2 — Orta boylu, vücutça iyi teşekküllü ve âyi bünyeli, #aal ve çevik bir zat.Hayatta diğerlerini harekete ge- tirmek için onlara menlfaat göstermek Tâzım geldiğini ve karşılıksız bir şey ol- madığını bilir ve hesaplarınızı buna gö- te yaparsınız. Boş durmaktan - sıkılan bir karakterdesiniz. Bütün bu kabiliye- tiniz neticesi, olduğunuzdan, bulundu - ğunuz mevki ve derecedne memnun de- gilsiniz. Serbest ve açık ruhlusunuz. Ailenize bağlı bir tabiattesiniz. Esaz itibariyle işinizde dikkatlisiniz. Bütün bu hassalarınıza rağımen daha fazla mu vaffak olamıyorganız, bunu - bütün iyi kabiliyetinizi; bir işten en iyi neticeyi alacak surette, ayni zamanda bu iş üze- rinde teksif edememekte araymız. E- ger vardığım son hüküm size kâfi de- recede vazih görünmüyores. bunun iza- hını isteyebilirsiniz. —l12- Bülent Ersoylu — Gaztede size na- sıl! hitap edeceğimi göstermemiş oldu - ğunuz için isminizi yazmak mecburi- yetind kaldım. Genç bir yaştasınız. Vi cut itibariyle size dolgun veya şişman denemez. Boyunuz orta sayılır. Açık konuşur, etrafı düş tanek ister- Biniz. Hayatırızdaki hedefleriniz. pek hayali ve lddiakârane değildir. Esasen uysal ve mütevazi bir karakteminiz var- dır. Yalnız etrafınıza, mubhitinize uy - makta güçlük çekmektesiniz. Konuşma tarzınıza, giyinmenize daha çok dikkat etmeniri tavsiye ederim, Çünkü yazınız- dan anladığıma göre; etrafınızda en iyi tesirler yapmak hususundaki şiddetli arzunuza rağmen 'bu hususta kusurları - mız mevcuttur. Hayatta kendisine ben- zemek istediğiniz insanları İyi intihap edirz, Tahsilinizi de ilerletmenizi ehem miyetle tavsiye etmekteyim, —3 — Ortaköy — Akasya 3, — Gençsiniz, Büyük bir ihtimal ile yaşınız 20 veya 25 tör, Uzunca boylu görünüyorsunuz. Size zayıf demek daha doğru olur. Pa- Taca çok sıkıntıda olduğunuzu tahmin ediyorum. Bu yüzden müteessirsiniz, Genç yaşta olduğunuza ve tembel —de bulunmadığınıza göre, çalışır ve haya - tınızı tanzim edebilirsiniz. mütcessir elmağa lüzüm yoktur, Biraz müsrif eli olduğunuzu anlıyorum. Bu huyunuzdan x vazgeçmenizi bilhassa tavsiye ederim, hamlediyor ve gözümün başkalarında bulunduğu neticesine varıyordu. Yazan! Kenan Çinili — Melekzad Çinili ( ERKEK — KIZ No: li — Tercüme ve iktibas hakkı mahfuadur ” ) Bir gün, fazla kıskançlığını bahane yaptım: Parmağımdan nişan yüzüğünü çıkarıp suratına fırlattım ! Feriköyüne gidiş gelişlerim bana yeni yeni ah )aplar temi? etti: Bunların arasında bir de sabıkalı Piç Ahmed vardı O, gerçi dışarıya bakıyordu. Fakat gözlerinin hiç bir şeyi görmediğine e- mindim.. O, yalnız istikbali düşünü- yor, nişanlılık çağına kavuşmasının zev- kini tadıyordu. Ya ben!.. Bense, günlerce kendimy hazırladığım bu gayritabii hareketin sonunda önüme çıkaracağı acıları... Kimbilir benim bu çocukça hareketim aile muhitimde işitileceği gün ne fırtı « nalar kopacaktı? İşte ben bunlar: düşü- nüyor, hattâ daha ileriye vararak ken- dimi evlâtlrktan reddedilmiş bile görü- yordum. * *« » Leylâyla yedi sekiz ay nişanlı kal. dım. O, gittikçe artan bir geçimsizlik - te, her yaptığımı fazla görüyor, hare - ketlerimi tahtlide başlıyordu. Aşikâr bir şekilde kıskançlık alâmetleri gösteri . yordu. Ben bunun sebeplerini anlamıyor de- gildim. Ondan uzak kalmıya çalıştıkça, kız olduğumun farkına varrlacağından mütevellit bir korkaklık ve çekingen . lik gösterdikçe o bunu başka şeylere Fakat ne yapatxrlirdim ki, başka tür- lü de hareket edemezdim.. Ben onu ne kadar yola getirmeye ve kıekançlığı nin mânasız olduğunu ne kadar anlat - maya çalıştımsa kıskançlığı bu nisbette arttı ve artık tahammül edilemez bir hale geldi. Nihayet ondan ziyade beni her gün yakıp kavuran üzüntüden kurtulmak için kıskançlığını yüzüne vurarak ay « rılmak teşebbüsünde bulundum. Beni asabileştirdiği günlerden birinde par - mağımdan nişan yüzüğünü çıkartarak suzatına fırlattım ve evden çıkıp gittim. Aramızda böyle bir vak'a geçtiği gü mün akşamr annesi haber gönderdi. Gittim, kızı ile aramızda geçen hidise. yi anlattım. Artık nişanlı kalmamıza im- xün olmadığını, çok kıskanç olduğunu, tabammül edemediğimi söyledin. Annesinin ve akrabalarının israrları Üzerine gene barıştık. O günden sonra da onu daha sakin, daha uysal buldum. ... Feriköyüne gelip gidişlerim, beni bu muhitte de çok çabuk tanıttı. Leylânın mişanlısı, yani ben, krsa bir zaman için- de buralarda yeni yeni ahbaplar temin etmiştim. Bunların arasından iyilen, fenaları fena göründükleri halde bana karşı çok samim hareket edeneleri, dost luk gösterenleri de vardı. Bunlardan biri Piç Ahmettir. Bu bir sabıkalıdır. Fakat sabıkaları, onun iyi ahlâkma küçük bir nakisa bile ver memiştir. Bu muhitte onu herkes se- ver, çünkü o herkese hürmet eder. Piç Ahmetle bir gün yolda karşılaş. tım: — Kenan bey, dedi, seni davet ede- teğim benim düğüne. Malüm ya artık evlen'yorum. Gelirsin tabil , Davetine gitmekliğim pek tabii sa- yılmazdı. Fakat kendisini sevdiğimi ve bana karşı iy? hareketlerini beğen- diğimi bildiği için nazının geçeceğine Bükmediyordu. Dogrusu ben de, bu iyi kalpl sabıkalıyı kırmak istemlyordum. — Ne zaman düğün? — Bu gece, kardeşim.. — Pekâlâ.. Fırsat bulursam gelirim. — Fırsat bulursamı ynl Muhak kak beklerim. Gelmezsen gücüme gi- der doğrusu. — Gelirim, Ahmed. ü—' Eksik olma.. Beni çok sevindirir- © akşam, Feriköündeki Piç Ahme- b ile Piesinsede ı Nihayet önu bir kahvede pastra oyna vken buldum. Oyun masast önüin yaltla ştım din evine, onun düğününe gittim. Dü- ğün evi, aşağı yukarı hep kendi ayarın da, hatta azılı külhanbeylerle doluydu. Piç Ahmet, davetini kabul ed'p gel- miş olmamdan dolayı büyük bir mem- nuniyet gösterdi. Ve bunun işareti ol- mak üzere de içki masasımın en mute- na yerim bana ayırdı. Oturduk. İçtik ve eğlendik. Ardaan bir saat kadar ya geçmiş, ya geçme- mişti: Küçük odanın kap:er açıldı. Cı- gara dumanları arasından içeriye giren hayalin kim olduğunu farkettim, Bu Leylâya tebelleş olan ve onu işinden çıkâran usta başıydı. Bu tesadüf ikimizi de memnun et- memişti. Kinli bakışmaların hiç de iyi bir neticeye varmayacağını hissedince avağa kalktım ve düğün sahihinden bana izin vermesini rica ettim. Abhmet, usta başı ile aramızda geçen hadiseyi biltyordu. Fazla ısrar etmedi. Düğün evinden çıktım. Doğru evime gidip yatınayı kararlaştırmıştım. Tenha ve karanlık Feriköy sokakla- rında, ayaklarım burkula burkula yol almaya başladım. Düğün evile kendi evim arasında bir hayli.mesafe vardı. En az yirmi dakika, böylece karanlık sokaklarda yol alacaktım. Beş dakika ya yütümüş, ya yürüme: Leylâ ile buluştuğum miştim ki arkamda bir ayak sesi pey dahlandı. Dönüp baktım. Siyah bir ka- raltıdan başka bri $şey göremiyordum. Bu sırada yolün en berbat, ne karan- lık, en kötü bir yerinde bulunuyordum, Bu karaltı içimde bir şüphe doğur- du. Yavaşça paltomün önünü çözdüm. D>ima üzerimde taşıdığım küçük brov nik tabancamı çıkardım, Emniyetini açarak paltomun cebine soktum. Ayak sesi, gittikçe yaklaşmış, ta yanıma ka- dar gelmişti. Arkamı görmiyordum ama gölgenin hemen yanımda olduğu- nu hissediyordum. Evvelâ şüphemi'n bir kuruntudan ibaret olduğunu sandım, Gölgenin de benim gibi bir yolcu olabileceğini dü- şündüm, Ben böylece kendimi tesline çalışırken her ihtimale karşı durmanın ve bu karaltıyı önüme almanın daha iyi olacağını hesaplamıştım. Fakat gölge önüme geçmedi. Israrla arkamda durdu ve bu sırada ,onun ko- nuşmaya başladığımı duydum. Bu usta başının sesiydi: — Kenan bey; diyordu. Hatırlarsı- nız, fabrikaya gelerek bana Leylâ hak. kımda bazı şeyler söylemiştiniz. Bundan î'“' da Leylâyı işinden çıkartmışlar- l ken; ride aleybimde bazı şeyler söyl niz, Şüpheniz doğru, Leylâyı kari” ben çıkarttırdım. İşte şimdi d& M nızdayım. Ötede beride söyledill Ti yüzüme karşı da söylemenizi yorum . b Sesinden mütbiş bir ninie BÖ geçirdiğini arılıyordum, Mı'ımkîa'ğ ğu kadar soğuk kanlı görünme şarak: — Haydi, işine git, dedim. BG"'; *sıl tanırsan tanı ehemmiyeti Wxgy nız ben, Feriköy külhanbeyi G6 & Gece yol kesen, silâhla mul Für. Gece yarısı karakollarda, HAS' ği nelerde sürünmek istemiyorsan geri. v çuıî Bunu söylerken tabancamı d;'w mış bulunuyordum. İş'n tid'“_“ '.—d' nu anlayan ustabaşı cevap bile V gö Siz benden şüphelenmiş ve 5*':';.' lerzdet ye cesaret gösteremeden gel .nml'" geri döndü. Karaltı ve ayak $8T | ge mamer kaybolmasından sonrd yoluma devam ettim, Ustabaşının gece yol nn’*;ğ tabancayla mukabele etmefö: — gür muhitinde dallanıp budaklanM ST İle> nu nereden işitmişlerdi? Kh“ ıw[, mişti bilmiyordum, fakat ert # , " gae hiyetini anlattım. Leylâ ı:î“w den, benim düğün evine git müteessirdi. d gör — Gece seni takip etmişler müşler, dedi. , ' Bu dedikodu; adımın ii’“"î; arasında anılması hiç de h“_wî; değildi. Ustabaşıya için İSİR ,_M lermeye başlalım. Iş bu "”"_u eti dükten sonra bu adanı, Te perti” kahvelerden birinde rezil SÜ v ok sine kapıldım. Bunun bİr 9';,,9 duğunu o zaman idrak ©d Bugünü hatırlarkan ımiuüy:ı ben neler d0 yöre l düşünüyorum. ve Zavallı bir kızı işinden 'd'",wı:; erde tam bir gün kovaladır vin :ıı bir kahvede pastra W * l — Bana bak, Leylâdan ne istiyol bakla yolumu kestli izah etsen e?.. O tavrını H.ç bozmadi gıtlardan birini masâ Zumimdniamtan a (— üi ğ BAD AM L alallamalaema ... Pa D F D S gğ gŞo smem