lt BİRİINCIKANUN 1937 HABER —Z KADINLAR Kîır » Öğleden sonna giyilecek şık bir türü vardır. Tobdur. Kadife düğümlü asorti garni- Mavi venktedir. Kış mevsiminde nasıl makyaj bUd.:ık boyaları Gi !ı,ı Zellik verir diye kullandığmiz vıq" boyalarımın birçok MAZATFAtI *"!ı biliyor musunuz ıı." ” sabah kalktığınız zaman & Üa Strafını hafifçe şişmiş gö « Dudaklarmız acıyor. — Daha yüyor, deri — çatlamaya Be,” Sonra soyulur... Vüliy ha boya, — daha doğrusu bo- !xn e A hayi olduğu kimyevi maddele- “alığı — sebebtir. İraedüvisi: İlk evvel raj kullanma- m.,_"”ı meli, Sonra dudaklara yu- f Şller pomadlar sürmeli. — Biraz İma Ti olmalı. Çünkü hastalığın yi? fle göçmesi için en az iki haf- $ İBüra küllerinden diş tozu '45 ( S8ra küllerindeti mükemmel bir diş C,ı " Yapıla bileteğini biliyor musunuz? * küllerini temiz bir kapta topla. " İterisine az Yire, miktarda manyezi z, bir kaç damla nane re- z yünleri amoriy larla ya eski ve yırtılmış r edersiniz. ve yahut kâfi miktard. ömı vücuda getir rden Panmasını temin için en Tfi yumurta akı ile kapa- h ı- Uöra B“ 'u!:l.k kapatılmış zarflar, | in yapmali ? nin kolayca cereyanım; temin edecek şeyler kullanmız. Yüzünüzün çok — kızardığını - veya morlaştığını gördünüz. mü gu kremi kullanınız Oksid dö zenk l0 gr. Asetat nötr dö plomb iğgr Liniman oleo-Kalker 15 gr Lanolin 5Sgr Vazelin nöte 10 gr. Rüzgârlı ve soğuk bavalarda Rimel kullanmak İyi değildir. Havanın tesi- riyle gözler nz veya çok sulanır, âde- ta yaş akar, Rimeller erir, yüze akar, gözlerin içersine de girer, daha ziya- de yaşarmasına sebeb olur. Şu halde Rimeli yalnız güzel ha- valarda kullanınız. Kışm, şehirde, dağ larda bunun yerine yağ'ı kalem elir- meler daha iyidi Suvarelare gitmek İçin hörhalde bir vare rodu ister, Bu da çok masrafı olur. Her keseye eltermez. İşte bunun için, okuyucularımıza m suvarede, hem de ziyaretlerde gı' yilebilecek bir rob moödeli veciyoruz: Kollarını; arka taraftaki dantelâyı çı- kardınız mı, güzel, dekolte bir suva- re robu olur. Bu rob için 90 santimetro eninde bir kadifeden 3 metroluk bir parcâ i- le 80 santimetro genişliğinde dante- lâdan'1,50 santimetro kâfidir. Bir milyon yedi yüz bin liraya satın alınan elmas “Tanrının gözü!,, Elmas kraliçesi elmas kralını nasıl atlatmış ? Elmas kraliçesi ; ,Füt broştan başka bir şey tak- mıyor. Sebebini soranlara şöy- le cevap veriyor: Kendimi sey- yar bir kuyumcu camakânına benzetmek iİstemiyorum Bvyelâ şunu tasrih edelim ki dün yada yalnız bir elma& kraliçesi var- dır. Fakat, elmas piyasasını idare eden beş altı kişi daha vardır ki bun lar, taclarını hiçbir neale, hiçbir par lamentonun kararına borçlu değil- lordir. Böyle bir hak da taleb et- mezler. Başlarındaki taclar, çalış- malarının semeresidir. Bunlar; cidden bambaşka, em- salsiz adamlardır. Dünya servetinin beşte biri bunların elindedir. Muay- yean bir ikametgâhları yoktur. Zira, ömürleri bir diyardan bir diyara git mekle geçer. Bazan Okyanuslarda, bazan Amstoerdamda, Kapda, yahud da Nevyorkta görülürler, klâs neti- cesi bir mahfazadan çıkarılarak, ihtilâl sebebile hakikf bir - tacdan düşen değerli bir taş onları biribirle- rine düşürür, biribirlerine harp İlâ- nma sevkeder. Madam Holt — Levis, bir- elmas kraliçesidir. Fakat rahat — ve huzur görmiyen bir kraliçe... Biricik gayesi, elmas — piyasasını elinde tutmaktır. Bu, pek de kolay bir iş değildir. —Blmas kraliçe ve kralları ve daima münasebette bu- Tunurlar, fakat bu, biribirlerine o- yun etmelerine, biribirlerini aldat- malarına mani doğildir. Yalnız, pi- yasanın sarsılması ihtimaline karşı birleşirler, bunu muhafaza için çe- Nkten bir kale vücuda gotirirler. Elmas kraliçesinin hayalı Pek tabildir ki bir elmas kraliçe- sinin hayatı, alelâde bir faninin ha yatına hiç benzemez. Acaba bu yüksek kadın nasıl ya- sar? Pırlantalarla süslü, — azametli kibar bir kadın mt?.. Hayır!.. Elmas satân bü — kadın kat'iyyen elmas taşımaz Madam (Holt Levis), kısa boylu ve gişman- ca bir kadındır, sevimli bir — siması vardır. Gayot sade gİyİnir, İnsan so- kakta görse kibar bir evde çalışan fam dö şambrlardan biri zanneder, Üzerinde ik bir zümrüt broştan başka bir şey taşımaz. Bunun da de- Beri pok azdır. Bir gün, onun bu sadoliğine hay- ret eden birisi, koleksiyonun en gü- zel patçalarından birini niçin Yak- madiğtir sormuş. Elmmas — kraliçesi cevabı vermiş: — Kendimi seyyar bir. kuyumcu eamekânına döndürmemek için.. Fa kat, şunu da,söyliyeyim ki pırlanta- lar bana yakışmıyor — Kiymetli bir şey takdım mı berkes bunu yalancı zannediyor Madam (Holt Levis) en kibar, en yükgek adamlarla tahi$ır ve bunun- la iftihar adar Dalma krallarla; kra- liçelerle, prenselerle, milyonörlerle ır Hindistana — gitti mi, eler onun şerefine kaplan av- larr, sivafetler tertip ederler, en gü- zel fillerini emrine verirler Geçon sene Efganistandaâ pek gârip bir müameleye maruz kalmış- ti Madam Holt - Lovts, bu defa ora- ya eolmas satmak için — değil, satın almak için gitmişti. Prenslerin bi- rinde, meşhur (Küht Nur) — elması kâdar güzel ve İsanın doğuşundan yüz sönn evveline ait değferli bir taş vardı. Paraca sıkmtıya düşen prens bunu gatmağa karar vermisti, Ma- dam (Holt - Levla) In ır)da bu'acluğunu habor almca Bizlice kendisini davot etmişti. fakat bir züm- Madam (Holt - Levis) hemen ©e vap verdi, ikl gün sonra geleceğini bildirdi. Ve yola çıktı. Tıpkı bir kra- liçe gibi merasşimle karşılandı. Ak- şam yemeğinden sonra prene, sat- mak istediği elması — gösterdi. Bu, ecidden fevkalâde — bir şeydi. Ve şu sözleri söyledi: — Bu taşın ismi “Tanrının götü,, dür. Şimdiye kadar kimseye felâket, musibet getirmemiştir. Bu — akçam düşününüz, yarın pazarlığı yaparız.. Madam (Holt - Levis) taşı görün- ce aklı başından gitmişti. Homen işi bitirmek istiyordu., — "Yarma kalan dona kalır..,, sözü hatırımna gelmişti. Belki prens, yarına kadar cayıverir- di. Belki, kondisinin Efganistana niçin geldiğini anlayan rakiplerin- den biri çıkıp geliverirdi. — Fakat, düşündü, İşi tacil etmeyi de muvafık bulmadı. Pronsin fazla para fstame. Bi thtimali vardı. — Poki, dedi, ve odasmma çekildi. Taşın parlaklığı gözünün. önünden gitmiyordu. Bütün gece gözüne uyku girmedi. Sabahlayin erkenden kalktı; oda- smr havalandırmak için — pencereyi açınca yağmur serpildiğini — gördü. rengi attı. Garip bir itikat Madam (Holt - Lovia)in bir zaafı vardı: Yağmur yağarken kat'iyyen elmas satın almazdı! Alrm ve satım işlerinde dafına havanın — açık olup olmadığına dikkat ederdi: — Yağmurlu havalarda — bir şey satın aldım mi mutlaka başıma bir telâket gelir.. Derdi. Kahvaltıdan gonra prensin yanınma gittiği zaman onu biraz dü şünceli buldu, Salonda birçok nedim ler, hizmetçiler vardı. Prens, ken- disini yanındaki koltuğa oturttu. Bir aralık kulağına döğrü — eğildi, yayvaşça şu sözleri söyledi: — Bu işi buğün bitiriverelim, Zira karım, taşın satılması aleyhinde. Bu tün gece başımın eftini yedi, durdu.. Madam (Holt - Levis) — gözlerini pencereye çevirdi. Yağmur bardak- tan boşanır gibi yağryordu. — Başile cevap verdi: — Acelesi yok, prensim... Yarına bırakalım.. Etganistanda yağmur başladı mı birkaç — gün devam eder. Madam (Holt - Levis) ertesi gün yağmurun dinmediğini görünce bir — hastalık bahane etti. Odasından çıkmadı. Beş gün geçti. Yağmur hâlâ yağıyordu. Ve nihayot hakikati prense söyleme- &86 mocbur oldu. Prona gülerek: — Şu halde, dedi. Yağmurun keslil mesi için hocalara dua - ettirmek Jâzım., Fakat, masralı, size ait. Müadam (Holt - Levis), kabul et- ti. On hocaya onar dolar verdi, Ho- balar parayı aldılar, duaya başladı- lar. Fakat, bulutlar bir türlü dağıl- mıyor, yağmur kosilmiyordu. Krali- çenin canı sıkılmağa başlamıştı. Sa- rayda,yınray halkında bir başkalık görür gibi oluyordu. Prens de artık acele etmiyordu. Herhalde bir şey vardı. Higzmetçilerinden birini bu liğin sebebini anlamağa me- Hizmetçimin, — ertesi gün eline sıkıştırdığı bir kâğıt parçasın- da şunlar yazılı idi:“Openhaymer işi duymuş. Vekilin! yola çıkarmış bir iki güne kadar buraya gelecekmiş!,, Elmas kralı Madam (Holt - Levis) titremeğe başlamıştı. Demek en müthiş rakibi Openhaymer vekilini yolluyordu. Şu halde iş borulacaktı. Sör Openhaymer; elmas kralları- nın kralıdır. Meşhur Jonker elması- nr 70.000 İngiliz lirasımna satın alan odur. Bu taş 726 krat Aağırlığında- dır. Ve bütün dünyaca malümdur. Madam (Holt - Levis), onun vekl- H gelmeden işi bitirmezse kaybede- coği muhakkaktı. Halbuki yağmur hâlâ devam edi« yordu. Kendi kendine: “Ne yapma«s lı?.. diyo söyleniyor, bir çare düşü- nüyordu. Nihavet, hileye müracaato karar verdi. Şu mealde bir mektup yardı, hizmotçisile Openhaymerin vekiline gönderdi: *“Tanrının gözü elması ben satın aldım. Fakat, muhafaza etmek iste- miyorum. Arzu ederseniz beni Bom bayda bekleyiniz, sizinle bir iş yapa- lrm. Derhal cevap verinir..,, Bu manevra muvaffakiyotle neti- celendi. Vekll şu cevabı verdi: *“Pekâlâ.. Bombaya — dünüyorum, orada sizi bekliyeceğim Artık müsterihti. — Hrtesi gün de yağmur kesilmişti. Uzun pazarlıklar dan sonra elması bir milyon — yedi yüz bin franga satın aldı. Efganistandan ayrıldi. — Fakat Bombaya uğramadı. Doğru Nevyor- ka gitti. Madam (Holt - Levis) bun- dan bahsedoerken daima — şu şözleri söyler: “— Hğer Sör Openhaymer bizzat Bombaya gelmiş olsaydı, hiç şüphe- Biz kendisini atlatamıyacaktım. Her ihtimale karşı Efganistana — kadar gelmekten çekinmiyecekli. Ve ben de bu işten bir milyon kazanamıya- caktım...,, Yaşamak Hakkı Hikmetin En güzel eseri HABER'de Neşredilecektir — Pek yakında —