14 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

14 Aralık 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 B ÜTÜN tafsilâtile karakterinizi; meziyet ve kadar vazih ve sarih olarak hususiyetlerinizi; muvaffak olup olmıyacağımızı; nihayet beş fark bir gazeteden, bir kitaptan veya aklmızdan y aylardak! imzalarınızdan ikisini gönderiniz. Cevapları veren: PROFESOR SANERK Grafoloji ve Grafometri mütehassıs kusurlarınızı; sizi hayrete düşürecek tuttuğunuz veya düşündüğünüz işte la yaşmızı — size söyliyebilirim. Bana azacağınız dört satırlık yazıyı; goön — 102 — Kadıköy, Araşan: Şahsımıza ait tahlillerim hakkmda yazdıklarınızı bittabi okudum. Tahlil neticelerinin sizi pek tatmin etmemiş olduğunu yazıyor ve bıma ait bazı misaller de veriyorsunuz. Bana ayrıl- mış bulunan gazetenin pek mahdud kısmımın tahammülü nispetinde sizin - le bir daha konuşmaktan zevk duyu- yorum: 1 — Diyorsunuz ki: yaşım 23 tür ve siz 30 dan fazla tahmin ettiniz. A- ziz muhatabım, evvelâ sunu lütfen kabul buyurunuz ki, yaş tahminlerin- de daima (5) fark kabul etmek lâzım- dır. Ve bu gazetemizde mükerreren i- lân edilmiştir. Siz yaşınızım 23 olduğu nu söylüyorsunuz. Ben de otuzdan faz- la tahmin etmişim, pek âlâ (23) beş daha ilâve ederseniz 28 eder. Bu ne- vi hataalr, yazmızı tetkik ederek de - ğil, hattâ sizi bizzat görenler ve sizi görerek yaşınızı tahmin etmek isti - yenler tarafından bile yapılabilir. E- ğer yaşmızı meselâ 40, 50 veya daha fazla tahmin etmiş olsaydım, bu tak- dirde tahmindeki hatam cidden dik- kate lâyık olurdu. Sonra şu da var: Avrupada ve bü - tün dünyada grafologlar yaş, boy tah minine kat'iyyen yanaşmazlar ve gra- foloji kitaplarıda da yazıdan yaşm, ve boyun tahmin edilemiyeceğini yazar lar. Eğer ben buna da teşebbüs edi - yorsam, bunu yalnız grafolojiye de- &il, bunun daha mütekâmil sekli olan grafometriye ve bu sahadaki tetrübe- lerimin kazandırdığı bir usule güve - nerek yapıyorum, Elimde, şimdiye ka- dar tahlilleri yapılmış yazılarım yüz- de yüz isabetli olduğunu bildiren bir- çok mektup, beni de, bunları okuya - cak herkesi de fazlasiyle tatmine kâ- fidir. “ 2 — Bana “dolgun yapılı bir zat,, denemez. Uzun boylu, iri kemikliyim diyorsunuz. ÂAziz okuyucum size dol- gun vücutlu değil, dolgun yapılı de- dim, bu iki tabir arasmdaki farkrı, ta- mamen düşünerek yazdığımı kolaylık- la kabul edeceğinizden eminim: benim dolgun yapılı dediğim şeye siz, (ben iri kemikliyim) diyorsunuz. Bunda da mutabıkız demek oluyor. 3 — Tavsiyelerinizi pek arifane 've iki taraflı buldum diyorsunuz. Rica e- derim, bütün yazdıklarım okuyunuz... Göreceksiniz ki, bunlar açık, sarih ve kat'i şeylerdir. Bizde şimdiye kadar grafoloji adma yapılan, bu ilimle hiç bir alâkasr-olmryan iddialardan başka bir şey değiliİir. Ben, gazetecilik yap- mak için değil, memleketimizde maa- | lesef tanmmamış ve hakkile anlaşıl- mamış bir ilmi, tanıtmafa bir vesile bulmak üzere bu tahlilleri yapmağa muvafakat etmiş bulunuyorum. 3 — Grafolojide hicğbîr vakit, bir tek mektuptan - bu mektup nekadar u- | zun olursa olsun - kat1? hükümler çı- karılmaz. Fakat okuyucularımızdan muhtelif zamanlara ait yazılar iste - mekteki zorluktan dolayı işi bu kadar dar sahada tutmıya mecbur bulunuyo- rum. Mademki siz tatmin edilmek is- tiyorsunuz, o halde muhtelif tarihler- deki yazı ve imzalarmızdan parçalar göndermelisiniz. e 4 — Bon söz olarak şunu da ilâve edeyim: tahlillerime dikkat buyurursa | nız meziyetlerden ziyade kusurlar ü - zerinde durmaktayım, Bunun ne kadar Büç olduğunu derhal teslime nafiz ze- kânız fazlasile müsaittir. Akıllısın, zekisin denecek bir kimsenin bunun aksini iddia etmesi hiç de varid değil- dir. Fakat zeki değilsin denecek bir kimse, hakikatte böyle de olsa, bu | hükmü kolaylıkla kabul etmekte zor - luk çekecektir, Şimdiye kadar muhte lif vesilelerle yapılmış veya halen muhtelif isimler altmda gazetelerde yapılmakta olan tahlillere bakınız: hepsi de birer methiyedir. Ve bunla - rın başka türlü olmasıma imkân düşü- nülemez. Bu kadar konuşma ile bana ayrılan sütundan mühim bir kısmını size has- retmiş bulunuyorum, eski yazılarınız- dan parçaları bekliyorum. — 103 — Bursa, i, H. D.: Görünmekten ve yaptığını göster mekten hoşlanan orta boylu bir zat, Sıhhatiniz iyidir. Bünyeniz iyi yapılı- dır. Asahbiyete mütemayi! bir karakte- riniz var. Dikatiniz pek ileri değildir. Bir işte muvaffak olmak için bütün vasıta ve melekelerinizden istifadeye alışmış bulunmuyorsunuz. İhmalkârlı- ğa da kolaylıkla kaçabiliyorsunuz. Dü şündüğünüz bir işi en kısa zamanda bitirmek istersiniz. Bu nal, işleriniz- de bazı eksiklik ve kusurlar tevlit ey- lemektedir. 'TTeşebbüs fikriniz, ve kabiliyetiniz iyidir. Ve daha çok da inkişafa müsa- ittir. Başkalarını taklidden ziyade bir geyi bizzat bulmak ve yapmağı arzu edersiniz. Yalnız işlerinizde intizama kâfi derecede ehemmiyet vermiyorsu- nuz, bu hal bçllibaşlı kusurlarınızdan birini teşkil etmektedir. Elinizin şek- lini açık yapacak yerde kapalı yap- mışsınız. İsterseniz, bir de açık bir el resminizi gönderin. — 104 — Nişantaş 9999 B. Uzunca boylu ve zayıfsınız. Yaşmız 23-28 olmak gerek. Sizi ağıt hareket- li ve tembelliğe müsait görüyorum. Kendinize güveniniz fazla değildir. Ha yatta uğradığınız bazı muvaffakıyet- sizlikler bugünkü haleti ruhiyeniz ü- zerinde pek menfi şekilde tesirler yap- mıştır. İrdaneizi kuvvetlendirecek ve sizi faaliyete sevkedecek tedbirleri a- lırsanız, hayatınıza büyük muvaffakı- yet unsurları ilâve etmiş olursunuz. — İ05 — Aksarday 8. _T. Şengör: Genç, zeki, fâal bir zat. Bir işte İ- şin heyeti umumiyesini ve bu arada bu işin teferrülatını da ihmal etmiyor- sunuz, Yalnız teferrüatı, işin bir par- çası olarak, adetâ süs olarak ya parsımız. Seri hareketleririz — vardır. Fazla iddiakâr ve inatcı olmaya da pek mütemayilsiniz. Bu huylarımızı tadil etmenizi ehemmiyetle tavsiye e- derim. Size diğer bir tavsiyem de: ke- tum olmanız ve sahsmıza, yaptıkları- nıza ait şeyleri kat'i bir lüzum olma- dan başkalarma anlatmamanızdır. Bu tavsiyemin ne kadar yerinde olduğu- nu şimdiye kadar olan hayatınızı dü- şünerek derhal teslim edebilirsiniz. U- nutmayınız ki, bucün destlarmız o - lanlar yarm rakipleriniz olabilirler. Saatli Maarif Duvar Takvimleri Taklitlerini almamak için dikkat etmelidir. lumatı, Arabi, eseller, türlü . hava değiıiklik[eriniı tarihi vakalar, darbi havi bu kiymetli. Takv Saatli Maarif kvir Merkezi Maaaril Kitaphanıi Her maniler, İâtifeler, ıin taklidi çıkmıştır. Takvimi adına ve x.ı'."r, '[' mnllıi. vınkı'tıleri,' fııtınaları_'ı Ruhi " ayları; Mmevsimler,.! hikâyeleri Aldanmamak- için saat resmiİne dikkat etmelidir. yptancılara' büyük- iskontolar "yapılır Yazan: Kenan Çinili — Melekzad Çinili ( ERKEK — KIZ ) « a r ’ — Tercilme ve iktibas hakki muhjuzdü © Leylâ iİle Mecnun ,, gibi... Leylâ, gittikçe alevlenen bir aşkla bana bağlanıyor Ondaki bu alevin tehlikeli bir şekil almamasına çalışıyoıd"m; fakat, o âdeta beni kovalıyordu ; elim'eline değdiği zaman titriyordu GEÇEN TEFRİKALARIN HÜLÂSASI Taşıdığı erkek elbisesi, Bayan Me- lekzadın ailesiyle >arasının açıl- masına sebeb olmuş, Erkek - Kız Kayseriye kaçmış, acı ve gülünç bazı maceralardan sonrüa tekrar e- Ailesinden hiç kimse, artık erkek elbisesini çıkarmasında ısrar et- miyor. Bay Kenan, dilediği yer- de, dilediği gibi gezip doölaşıyor. Bu sırada, bir fikir zihnini kur- calhyor: —üsker elbisesinin ka- dınlar üzerindeki tesiri pek fazla... Bir askeri talebe üniforması, ha- yatındaki yeknasaklığı giderebilir ve ona yeni kadın dostlar temin e- debilir!... Tasavvurunu tatbik sa- hasına koymakta gecikmiyor. Hakikaten, bundan sonra birçok kadın taarruzuna uğruyor. Ve, gü- nün birinde kader, onun karşısına güzel bir kız çıkarıyor. *& &. & Leylâ! Ben ona bu ismi vereceğim. Gerçi adı bu değildir. Fakat, macera ge çirdiğim bütün kadınlar gibi o da bu- gün hayattadır. Onu asıl adiyle hatıra larımda yaşatmanın doğru olmryacağı- nr düşündüm, İsim pek şairane ama, mazür görülsün, ilk aşk.. Tahsili dahi olmryan bu kıza bu şairane ismi veri- şim, onun aşkta Leylâyı gölgede bıra kacak bir vaziyet göstermesidir. Şimdi size, onun, becerebildiğim kadar klâ | sik bir tarifini yapayım: Orta boylu, kumral, elâ gözlü. Ne idol gun, ne de zayıf. Tuvaleti kendis'nden: Pembe yanaklı. Konuşması? Bunu tat İr sayabilirsini.. Daima doğruyu ister, yalandan hazzetmez.. Dindar, günahtan kaçar. Kadın olmasına rağmen biraz ben tabiatte, yanicabında, erkeklere ağır karşılıklar vermekten çekinmez, Fabrikalarda çalışmaktan mütevellit kendisine has: “Haydi şuraldan ulan!,, 1 bol bir ifade tarzı vardır. İşte benim Leylâm, Bu Leylâydı. | Onunla ilk tanıştığımız günden sonra buluşmalarımız devam etti. Akşam, or- talık kararmağa yüz tuttuğu sıralarda gizli gizli buluşmrya başladık. Konuş- tuk. Bu konuşmalar kısa, az denebi'le- cek kaldar kisa bir zamanda büyük bir aşk doğurdu. Leylânın bana karşı bü- yük bir zaafı vardı. Ben kendimi daima çekiyor ve tehlikeli vaziyetlerden koru nuyordum. Gerçi o aşkı, süfli şekilde bulmuyor, ilâht telâkki ediyordu. Onun bu vaziyeti karşısında benim çekingen hareket etmemide hiç bir mana yoktu. Fakat içimdeki şüphe, beni daima ihti- yatlı harekete mechq;r ediyordu, Hisse- diyordum, bu kız bana gün geçtikçe a- levlenen, coşkun bir sevgi ile bağlanı- yordu. Bundan kendimi almam lâzımdı. Ondaki bu alevin tehlikeli bir şekil al- mamasına çalışmam icap ediyordu. Fa kat ben ondan ne kadar kaçarsam o be- ni o kadar kovalıyordu. Elim eline değ- diği zamanlarda titriyordu. En küçük bir lâfımla gözlerinin yaşarldığını görü- yordum, Bir gün ne olursa olsun, ona hakika- t söyleyeyim, dedim. Onunla bu karar la buluştum, Fakat muvaffak olama- dım. Büsbütün kaçmayı kararlaştırdım. Üc tün eörünmedim, Dördüncü gündü kapı önünde birkaç arkadaşımla görü- Şu.4en yanıma bir hanım yaklaştı. Bu kirk yaşlarımda, zayıf, esmer, uzun boy lu bir kadındı. Çok temiz, çok tatlı, çok nazik bir lisanla konuşuyordu Hafifçe kolumdan tuttu, “Ne istiyorsunuz,, de- mek ister gibi yüzüne baktım, Bana : dönüyordum — Affedersiniz oğlum, Kenan bey siz misiniz? Diye sordu. — Evet.,. Benim!... — Sizinle hususi olarak görüşmek istiyorum gelir misiniz? Bu kadınla beraberce şöyle biraz a- gıldık. Yürüyor, fakat o da, ben kile su- suyorduk. Kadın neden sonra: — Sizi rahatsız ettim oğlum, dedi. Tabif benim kim olduğumu, sizinle ni- çin konuşmak istediğimi merak ediyor- sunuz. Sizi fazla merakta bırakmamak için hemen söyleyeyim. Ben Leylânın annesiyim | Son tümlesini söylerken yüzüme bakmıştı. Ben bu kadımın insan içi- ne tesir eden bakışı karşısında Leylâ - nin annesiyle gözgöze bulunmamın te- siriyle titredim. O, benden cevap beklemiye lüzum » görmeden devam.etti: — Oğlum, açık konuşmalıyız. Bör anne olduğumu |düşünerek beni mazur görmelisin. Kaç gündür dikkat ediyo- rdum. Kızımda bir gayri tabiilik görü- yor, fakat sebebini araştırmıya lüzum görmüyordum. Nihayet dün işi anla- dım. Sizinle görüşüyormuş ve sizi çıldı- rasıya seviyormuş, Ben kızımı severim Onun üzülmesini istemem. Hayatta mesut olmasını isterim. Sizinle konuştu ğunu söyleyince yalnız arldesinizi al- dım, Köşede sorunca bana siz: gösterdi- - ler. Öğrenmek istiyorum oğlum.. Kızım la ne niyetle görüşüyorsunuz? — Eğer maksadınız bir eğlenceyse hemen ayrı- hn. Ona yazık olur, Cevap veremiyordum. Şaşırmış bir haldeydim. Bu hal uzun sürmedi. Niha- yet ani, hatta sonunu düşünmeedn, sırf o dakikanım ağır yükünden kurtulmak için : — Maksadım eğlenmek değil, de. dim. — O halde? — Onu ben de seviyorum. Alaca . — Fakat?. — Ben biliyorsunuz kibugün bir mektep talebesiyim. Hayata alıp ev - lenmeme daha en az üç yıl var.. O za- mana kadar beklerse alırım.. — Çok güzel amma oğlum, tileniz bir işçi kızını almana muvafakat ede - cekler mi bakalım? — Onlar ne karışır.. Ben hayatımı kazandıktan' sonra istediğ'm biriyle ev. lenemez miyim? Kadım sözlermie itimat etti. Üstelik: — Fakir bir kızı saadete kavuştur - muş olacaksınız.. Size teşekkür ederim, dedi ve ilâve etti: — Fakat #yi düşününüz yavrum. Leylâ, yalnız bir işçi kızı değil, ayni Gecelri geç vakte kadar Leylânım evinde oturuyor ve sonTü evimd * gsıkıldı?. içi” zamanda pek fakiürdir Somıgok ö dir. Aldatılmaya kat'iyyen Mt_ıh'”;y,g - demez.. Belki şimlii bumu € . gnulü yorsunuz, zamanla hnkabîhf;;om,gl— fakirliği, işçeliği kendisiyle Y” Çan ze hakiki bir mâni olur. İşte ? — yye lâ azık olur, yavrun. * , ' îmıânî O sevdüğini deli W o sevdiğinden ölür ayrılmaz. **" gg ” böyle bir gey olacak clursa nğ;b. ge$ mızı br mateme boğarsmız. M siniz. Böyle ciddt meseleler hemen karar verebileces değilsiniz. İyi düşününüz.. nu rica ederim. Wd. — Karariım kat'idir. uy'âid;ı' ayrılamam, Bana ütimat mes hayata atılır atılmaz alacak V” ça etmiye cağım. 4 Zaîralîtaı;:îimm gözlerînd" îîî gö minnet okudum. Bana tekrâf ! şekkür ederek ayrıld. yeride ge Artık o günden sonra € Ley gitmeye başladım. Gofümîıt hir ** behim ben Leylânınilım.. F çarıt yavsi bana sorunuz. Her gün yolun bdf sürüklendiğim bu tehlikeli Y . gv * nereye çıkaracağı endişesi ! ranıyordum. eli gel" Leylânın evinde, annes hrde!m: disinden ve küçük bir OğlAÜ Dr ge den, başka kimsesi yoktu- ni .a:; riköyde oturuyorldu. Ve £ giyot; teki fabrikalardan birin* gi vıxizr, olarak çalışryordu. D oturuy” ” lere kadar Leylânın eV? sonra evime dönüyordum- ti Leyll gle” Hiç ünutmafn, bir e şam üstü fabrikadan ti. Beni evinde buluncâ Çok yorul ” ru yanıma gelerek ot“f_d*;e garipı S'J muşa benziyordu. Y?Zim pir ? rip olduğu kadar da * vardı. Elini ellerim arasına âİ gözlerine diktim: gende gö — Söyle, idedim. Bw[_'gı şeye çanın başkalık var. .Yoksa dönüp ©V* £ Odada ikimizden başkâ Baria — Hiç bir şey yok! PS paşlt cağım bunu senden.. ustabaşı ile çekiştim-: iı “VMİ.. D:uı' ” el M e S T G e aa <— — * v M ee ae — —— z

Bu sayıdan diğer sayfalar: