Tulliya, Lüçiyüs'ün kahraman- lıklarından bahsedenleri dinlemektedir Yazan: Nizamettin Nazif Sünger gibi hâdişelerin üs- | köle güzel kadınm bundan; nasıl bir Seçmiş; her şey unutulmuştur. | maksadı olduğumu farketmemişti. Tul 1 liyanın onunla da seviştiğini biliyor. du; “— Herhalde bir an evvel görmek istiyor... Diye düşünmüştü. Fakat Tulliyarın maksadı başkaydı. O artık kararını vermişti. j Fırsat bu fırsattı. Şehrin Lüçiyüsü bir kahraman olarak alkışlamıya ha- zırlandığı hir günde indirilecek darbe. nin boşa gitmiyeceğini kestirmiş bu- Tunuyordu. Roma kralı harpten döndüğü za- man dosdoğru kapitola çıkar, Jüpiter mabedine girer, gonra senato tarafın- dan kabul edilirdi. İşte, Tulliya tam bu sırada tatbik edilecek bir plân he- zırlamış ve bunu en yakım adamların. dan, bütün sırlarını bilen iki köle - sinden bite saklamıştı, Arasıra mutfağa girdikçe Kornelya ya takılıyordu: — Artık keyfin yerinde. Gözlerin gülüyor. Şimdi neredeyse Lâçiyüs be- liriverir, Sonra büyük anasının odasına koşu yor ve süslenmesi bir türlü bitmiyen Tanakile yardım ediyor gibi davranı- yordu. Tanakil de bugün çok neşeliydi. O- danm bir köşesinde yanan odunlarm odayı dumana boğduklarmı kat'iyyen farketmiyor, eski bir Korent türküsü rü kapısmda nöbet betliyenleri gül- diren iğrenç bir sesle tutturmuş, bir Aüziye hırlrvordu. * Sarviyilsün krallık tacı Ve kartalı asanı fildişi tahtın Üzerinde duruyor- du. Tulliya bunlara baktıkça gözleri gehnetli bir işıkla parlıyor, sonra mulflaktan gelen şakrak ve billür kah kahılar kulaklarında çımlarken ken - dini daldırıyordu. Roma krallığma ait mlâmetlerde bu kadını çeken garib bir mıknatıs vardı. Bir aralık büyük ana“ em sordu: — Kralı kaftanı nerede? Tanakil şarkısıni kesmiye lüzüm görmeden başı ile bir kenarda duran tahta sandığı işaret etti. — Çikarayım mı? — Sen bilirsin. Çıkar, koy oraya. Gelince hazır bulsun, hem oda epey — Şüphesiz, şüphesiz... — Ismamıyncağız diy» bir hayli ürkmüştüm. Yolda üşümlüş olacaklar tabit. Kapitolun binalarında nastl buz kesildiğini de bilirsin. Bari büraya geldikleri zaman sıcak bir oda yüzü görsünler... — Çok haklısm büyük ana... Bu sözler Tulliyanın ağzından İs- teksizlikle dökülüyordu. Belliydi ki kadını cevabsız bırakmamak için bir şeyler söylemek ihtiyacın duyuyor ve hakikatte onunla hiç mi hiç meşgul olmuyordu. — Sandıkta biri erguvani renkte biri kırmızı iki kaftan vardı. Bunlardan erguyani renklisini alarak sandığı ka- padı. Oda dumanlı olmasaydı ve kra- liçe Tanakil, damadı ile geçireceği tat lı dakikaların hulyasına kendini kap- turmamış olsaydı, kızm bu kaftanı u- zun uzun kokladığmı, bir âşıkma sa- rılıyormuş gibi onu göğsüne bastığını görecekti. Bununla beraber, bir iki saniye #onra Tulliya erguvani kafta- nı tahtın Üzerine okşıya okşıya serer- ken, kimbilir nasıl oldu da Kassiyüsü hatırladı ve sordu — Kocan nasıl? Kralı karşılyabile- cek bir halde mi? Genç kadın bel kemiğine iğne batı- rlmış gibi silkinerek, ürkek, ürkek et rafma bakındı. Bu suşlin, acaba ne - den Tulliya üzerinde böyle bir tesiri Mya, bekliyecek ve alay; olmuştu? Maamafih kendini toparla- zaman Lâüçiytisü alp | makta gecikmedi: a getirecekti, Genç! ( “— Kassiyüs iyidir büyük ana... Az il hb) ç gi ölderkği di Zr metro yüksekliğinde, dört “$ ve yepyen! surlar İle mağ » Etruryaya sarkan Golleri) AĞI yarında mağlüb eden| Yiyüsün avdetini beklemekte- | # ij ppi 7 Z 7 # Yağıyor; dön tutmuş bataklık- ba ima rağmen, babalarmı, Bim, ! ve kocalarmı beş aydanbe na olan genç kızlar, genç iş da kadinlar, analar, sanki sırt- Ky, Yak yemek için okaşmyormuş | ydilerini glinde dört öğün dö- | k erketlerin yolunu sabırsızlık- Ni yorlar. İ tinos, tepesi de ayni sabırsızlık » Kornelya mutfakta keçi kı- Tulliya ortalığı temizliyor. “Ban, kocası kral Tarkinin öl Sindanheri: gismedliği saltanat Yesine bürünmüş, etrafa ışıl- li gözlerle bakıyor. kralın iki damadı da iş- r. Bunlardan Kassiyüs harpten sonra kolundan ağır Yatalandığı için, bir aydanbe- dönmüş bulunmaktadır. getirenler onup ve Lüçiyü- kahramanlıklerından bah - er, N küre yarası yaman bir çarpış- Sa güç kurtardığına delâ- da karısı Tulliyanın dal May onu görmüyor bile... Yalnız Lüçiyüsün kahra- iz, bahsedenleri dinlemek yerler ona anlatmışlardır ki Na mmayar Goller Arno ırma- rahat geçerler ve Serviyüs j Önlerine katıp hiç olmazsa Hai kadar süirerlerdi. Eğer Roma, Yamaç ETİ FL 1 ğı FE İlk işi bu sözleri Roma- olmuştu. Genç köle Ar- Yaşlı kölesi bir aydanberi dolaşarak Lâçiyüsün kah- halkı inandırmışlardı. San kar altında titreşerek x Hedin kümelerinde bir ağız | ağın bahsediyorsa, mut- an Lüçiyleüi konuşuyordu. « Ya Ydınlanışı üzerinden ne an geçmişti; yahut havanm A daha nekadar zaman var- oturanlar bunu öleç- ysitadan mahrumdular. Yal ye ei öğün yemeğini yedik- ardı. Demek ki günün İ- girmiş bulunuyorlardı. Kornelya hâlâ mutfak- YA İse kargılarma dâya - höbetçinin soğuktan tit- lizden ikda bir geşiyar, Serviyüs surlarma gön nyüs, kralla Lâçiyüsün Trakya Mektubu Her sahada geniş kalkınma hareketi var Edirne, (Hususi) — Balkanların en güzel yolu olan Edirne - İstanbul yo- lunun İstanbuldan Lüleburgaza ka « dar olan kısmınm cumhuriyet bayra- mında merasimle açıldığı malümdur. Şimdi de bu yolun Lüleburgazdan Edirneye kadar olan kısmının inşaatı. na başlanmak Üzeredir. Asfalt yolun | iki tarafı Akasya ve meyva ağaçlari- | le süslenmiştir. Yeni dikilen bu âğaç- ların hemen hepsi tutmuştur. Yolun üzerine yer yer çeşmeler yapılmakta ve bu çeşmelerden ctyardan getirilen iyi sular akıtılmaktadır. Trakyada kar Birkaç gündenberi şehrimiz ve ha- | velisine fırtma ile karışık kar yağ- maktadır. Trakyanın hemen her ye- rinde kar olduğu gibi Balkanlarda da fazlaca miktarda kar yağmaktadır. Yol ve köprü inşaatı Havza — Uzunköprü arasındaki g0- senin ve bu meyanda Zaluf köprüsü- nün inşaatı devam etmektedir. Vize - Kırklareli yolu Üzerindeki ahşap köprü yerine yeniden beton olarak Konserve fabrikası işletilecek Halen kapalı bulunan konserve fab- rikasının işletilmesi için umumi mü- fettişliğin eturile tetkikata başlarınış- tır. Trakyada ve bilhassa Edirnede her türlü ve çok Jezzetli sebzeler yetiş- mektedir. Fobrikanm işletilmesinde mruvaffakıyet hâsıl olduğu takdirde mühim miktarda bamya, patlıcan, do- mates, enginar, bezelye, fasulye, kuş- konmaz konserveleri yapılıp iç ve diş pazarlara #evkedilecek ve bu yüzden sebze ziraati şüphesiz büytk bir inki- gafa mazhar olacaktır. © Zirnat vekâleti de bu önemli işe el koymuştur. Umumi müfettişlik iktisat müşavi- ri Saffet, fabrikaya giderek tetkikat- ta bulunmıya başlamıştır. Fidanlık kursları Trakya fidanlıklarımdan her sene dağıtlmakta olan yüz binlerce kıy - metli meyvasız ve meyvalı fidanlar - dan çoğunun köylerde dikim, aşı ve bakım işlerini kuvvetlendirmek mak- sadiyle umumi müfettişlik bölge vi- lâyetleri köy bütçelerine, kısmen de ziraat vekâletinin paraca Yapdımları- na dayanarak her vilâyetten 15 ve 16 yaşlarında vücutça sağlam, okur ya- zar, köyünde arazisi buluran gençler- den yemesi; İçmesi masrafları kursa ait olmak Üzere onar kişiden kırk ta. lebe alınmış ve Edirne fidanlığında “Aşırı, fidancılık ve küçük ziraat #an'atları,, hamiyle bir kurs açılmış- tır. Kursa muntazaman dövam olunmak tadır, Talebelere ayni zamanda tavuk. çuluk, tavgancrlık ve arıcılık dersleri de verilmektedir. Umumi müfettiş Generni Kâzm Di. rik kursa giderek talebelerin dersle - rinde bulunmuştur. evvel derin bir uykuya daldı. Onu, kral Palatinosa gelmeden uyandırmak istemiyorum. — İyi. Fakat kral geldiği zaman Kassiyiis uyanmış olmalıdır. Böyle büyük günlerde bir Romalı rokadar ağır yaralı olursa olsun kralma say- gı göstermeye mecburdur. (Devamı var) şla- rında durgunluk var Müstahsil elinde daha 14 bin ton üzüm ve 10 binton incir bulunuyor İzmir (hususi) — Son günlerde &- züm piyasasında durgunluk vardır. İb racatçılarımız tarafından an konsinyas yon olarak ihraç edilen üzümlerden mü him bir kısmı Alman ithalatçılarıa sa | tılmıştır. Onun için Alman itbalar evle | rinin son siparişleri, küçük partilere in | hisar etmektedir. Bu üzümler fazla ol» | madığı için yakında yeni siparişlerde | bulunacakları ümld edilmektedir. İ Bu seneki Üzüm rekoltesi 4Zbin ton | dur. Bunun şirdiye kadar 19865 tonu | borsa kayıdlarına göre satılmıştır. İkin İ citeşrin sonuna kadar limanımızdan Av İ rupa memleketlerine ihraç edilen üzüm mikdarı 14000 tondur. Şu besaba göre Insan kaçakçıları müstahsil elinde bulunan üzüm mikdarı 14000 tondur. “Tüccar elinde henüz ih raç adilmemiş Üzüm mikdarı da 6000 tona yakındır. İncir rekoltesi ise 34000 tondur. Bu mikdarda 9000 ton hurda da dahil- dir. Borsa kayıdlarma göre, satılan in cir mikdarı hurda ve İyi İncir olmak ü- zere 17556,5 tondur. İnhisar idaresi de istihsal mmtakalarından 4000 ton incir satın almıştır. Demek oluyor ki rekol teden 21556,5 ton incir satılmıştır. İneirlerin mühim bir kısmı da bor- saya kâydettirilmeden tilccarlar tarafın dan köylerden satın almıştır. Bunu nazarı dikkate almazsak müstahsil elin deki incir mikdarın: 13000 ton olarak kabul edebiliriz. Bunun 3000 tonunun İ borsaya kaydedilmeden satıldığını ka bul edersek müstahsil elinde yine on bin ton iseler bulunduğu anlaşılmakta- dır. Mevsim iptidasından ikinciteşrinin sonuna kadar ihraç edilen İncir mikda rt 21500 tondur. Gümrük muayene memurları, biraz | Kayezi zy iti yg açik göz oldu mu, zevk için kaçakçı lık yapan yolcuları, seyyahları yüzlerine bakmca anlarlar, Bunlar, bir paket cığara, bir çift ye hi kundurayı verecekleri ufak bir güm rük parası için değil, mahza muayene memurlariyle eğlenmek için gizlice ge- çirmek isterler, Bazan akla gelmez hile Jere mürataat ederler. Bizim burada bahsetmek İstediği. miz “adam kaçakçıları”dır. Çinde binlerce adam açlıktan ölü yor; bir çokları da ölmemek için memle ketlerinden ayrılmak, başka diyarlara hicret etmekten başka çare bulamıyor- lar. Fakat, son zamanlarda bir çok mem leketler muhacirlere karşı kapılarını ka- pal bulunduruyor. Kendi vatandaşları işsiz dururken dışarıdan yabancıların gelip onlara rakip olmasını, onların ek meğini almasını istemiyor, bunun önü ne geçmiye çalışıyor, ve muhatirleri ka bul etmiyor. Fakat, Çinliler bunâ da çare bulmuş. Jar: Yelken gemileri İle adam kaçakçık ğı yapıyorlar. Şanghaydan bir sürü adam yükleti yorlar, Bunların ne ismi belli, ne pasa- portu nede bir hüviyet kâğıdı var. Yalnız yol ücretini verdiler mi, gemiye giriyorlar. Güvertede bir köşeye büzü- iüyorlar, bekliyorlar. Haftalarca deniz #zerinde çalkalandıktan sonra nihayet Amerika kıyılarına varıyorlar, Lâkin hemen çıkabilmenin imkânı yok, Geceyi beklemek lâzım... Bir kere karaya ayak bastılar mu iş kolay! Hemen Çinlilerin ikamet ettik- leri mahalleye kapağı atıyorlar. Orada her türlü yardımı görliyorlar. İş bulu- yörlar, çalışıyorlar, Bazan da zengin olu yorlar, Fakat, karaya çıkmak! İşte bu müş kül, Bunun için ekserisi bir sandık içi ne konuluyor, gece sahile bırakılıyor. Bu da her zaman muvaffakiyetle ne ticelenmiyor. Bir de bakıyorsurlüz ki, ufukta bir duman peyda oluyor. Az son ra gümrük muhafaza memurlarının mo törü görünüyor, suratle yaklaşıyor. Gemi kaptanı bütün Çinlileri san- dıklara tıkıyor. Gümrükçüler gemiye çık |. tlar mı, bir yığın sandık görüyorlar, Kaptan bir küfür savuruyor, tayfalara emir veriyor. — Atınız şu ölüleri denize!.. Tayfalar emre itaat ediyorlar, san- dıklardan bir kaçını tutunca denize atı yorlar.., r gidinceye kadar bazân bir düzine Canlı adanın denize atıldı- ğı oluyormuş. Ne çare baht işi! vii i Yurdun Dilekleri Belediye kömür gelirse kıyamet mi i kopar ? İzmirde odun kömürü ihtikdrı olanca hızıyla devam ediyor. İzmir belediyesi nin kömür ledatik ederek maliyet fiya lina halka satacağı dayulmuşta; Fekvl, ne yazık kl, bu şaylanın ömrü çok kisa oldu ve belediyenin yaptığı telkik Hcesinde İzmirde kömür fıkdanı bulun- madığı neticesine ulaştığı anlaşıldı. Be lediyenin bu vaziyel karşısında verdiği yegâne karar ve aldığı (biricik tedbir şadur; Kömürcü dükkânlarındakt kömürle rin üzerine fiyatını gösterir etiket koy- mak mecbürlget! İhdas eylemek, Bu tedbirin maksadı o teminden çok azak olduğunu söylemeğe (lüzum bile yoktur. Çünkü kömürcü malının üzeri- ne İstediği fiyatt yazıp koyacak olduk- lan sonra etiketli veya elikelsiz | satış arasında ne fark var? Belediye, etiketle beraber Kömüre narh da koymağa kalkışma kömüreüle- rin bu deja da mallarını saklıyarak Bir bahran paratacaklarına hiç şüphe edil memelidir. Sonra narh hangi esasa da- yanılarak konabilecektir? Görülüyor ki, nazar tedbirlerin vazi- veli düzeltmekle hiç bir fcydası olmt- yacak, haşmetlâ kömürcü gene fermo- mını dinletecektir. Biz ameli tedbir istiyoruz. Fakir hal- , Kın sıhhati, hayatı tle alâkadar olan bir meselede daha cidd! (ve cezri hareket ediimelidir. Meselâ belediye muhmebet hususi. ye, Hilâllahmer ve esnaf birliği beşer bin Ura sermaye ile bir milyon kilo kömür alıp kışın fakir halka pek eü:'! bir kârla salsalar kıyamet mi kopar? İzmirli Ny yg AKŞAM POSTASI İDARE EVI; Istanbul Ankara Caddesi Postu kutumdı İstasbol 214 Telgrât adresi: istanbul HABER Yazı işleri teletonuş 23873 itaawe,llân : 24370 ABONE ŞARTLARI 1400 Kir, « 8700 Kr,