AÂrada bir Tel örgü arkasından futbol temaşası! Dünyanın her yerinde — her türlü | spor moydanlarında ve eğlence yer- | lerindo davetiyesi olanlar veya da- | vetliler o mahallin en mutena en te- | miz ve konforlu yerlerine alınırlar, , kendilerine izaz ve ikgram edilir, Bu bir örf vo misafirperverlik işldir. 1 Ayni hal bazı — memleketlerdeki fertlere irsen bazılarına da görenek ten gelmiş ve takılıp kalmıştır. Bizde ise: Atalarımızın miras o larak bıraktığı iyi — huylarımızdan müstesna bir meziyettir. Bütün dün! yada Türkün — misafirperverliği ta- Kınmış vo anılmıştır. Vaziyot böyle olmakla beraber son Rünlerde bazı spor sahalarımızda alelâcaip yenilik ler de dikkat nazarlarımızdan kaç mamaktadır, Bu hususu — okuyucularıma izah | #tmeden evvel stad sahiplerile er- | kârmmumiyeye maç davetlileri hak | kmda birazcık olsun — bildiğim ka- darını — anlatıp onları tenvir etmek İsterim: Sahalarımıza ötedenberi parasız, elini kolunu — sallayarak giren iki Zümre mevcuttur. Kır koşusu Beyoğlu halkeyinden: 1 — Mevsimin ilk kır koşusu bü- tün klüplere açık olarak evimiz ta- rafından tertip edilecektir, 2— Müsabakaya iştirak ödecekler 16—13 cuma akşamma kadar spor kolum atletlerin Jistesini vermiş olmalıdırlar. — Müsabaka Şişli tramvay de- posundan - Hürriyetlebediye tağla harmanları nrasında beş kilometre olarak yapılacaktır. & — Her takım liç koşucudan teş kil edilccek en az sayr alan takım birinci olacaktır/ ”4 5 — Tertip edeceğimiz — dört kır koşusundan en iyi sayı alan takıma madalye, ferd itibarile birinel gelen Atlete kupa verilecektir. 6 — Atletler saat 9 da tramvay de poösu önünde toplanmış olacaklardır. ? — Yüzbaşı Hüsameddin, — Zekli, Cehdi, Nafli, Vuzan, Nalm, İstefan, M. Nurihakem olarak - seçilecekle- rinden muayyen saatte Şişlide bulün maları rica olunur, Açık gözlükte sampllyon Gazetenin idare müdürü, muhasebe- nin tahsilat işlerinde çalışan memurlar dan birinin vazifesine tasarruf dolayı. siyle, nihayet vermiye karar vermişti. Kurbanlık seçtiği memuru yanma çağı- rarak kararı bildirdi ve ilâve etti: —Mlessesemiz ile alâkanız kalma- dığını tabil ilân etmemiz lâzım. Yazdı- Rrmız şu ilânr tasvip eder misiniz? Adamcağız ilânı okudu, itiraz ede- ceği bir nokta bulamadı ve; — Muhakkak lüzum görüyorsanız dedi, bunu neşredebilirsiniz, İdare müdürü bumun Üzerine memu run hesabını çıkardı? , — Bizden on beş lira alacağınız var Bunu aldığınıza dair imza verin, Mü- kemmel... Buyrun on iki liranızı. . Üç tira İçin makbuzu da şimdi veriyorum. — Ne makbuzu? — Neşredeceğimiz ilânr pazasız mı koyacağımızı sanıyorsunuz? Japon yarı ve şişman olan JApon .da sebeb hiç çevik olmama: yada 1 — Davetiyesi olan davetliler. 2 — Su katılmamış anaforcular. Birinci grupa dahil bulunanlar da şunlardır: A — Gazeteciler, B — Spor teşkilâtı mensup ve er- kânı , ©€ — Milif sporcular, hakemler, D — Zabıta, E — O gün maç yapan çocuklar. dan bir kısmının aileleri. Birinci grupa mensup bulunanlar hiçbir zaman tarnike başlarına ezi- lerek büzülerek sokulmaz, — bilâkis kendilerine bu tabil haklarn serbest. çe istifade eder, ya davetiyesini nza- tır veya hüviyetini göstererek geçer. Halbuki ikinci gruptakiler böyle mi ya!.. Hiç de böyle değil. Onlar davetiyoesi olunların geçtiği turnike- den geçmeği kendileri için tehlikeli sayarlar ve çekinirler. — Onlar için yapılacak iş başkadır. Paralı biletle girenlerin arkasın- dan turnikenin harıl harıl çalıştığı biranda kaş göz arasında — sessizce içeriye sıvışıvermektir! Bir kere dü şünün, © turnikelorin başında dim- dik bekliyen izbandut gibi iİnsanla- rın elinden gümrüksliz — kurtulmak herhalde göründüğü kadar kolay bir iş değildir sanırım. İşte bu su katıl- mamrı; anaforcuların hücumundan stadları kurtarmak iİçin son zaman- larda Şoref stadımda yeni tedbirler ihdas edilmiştir. Beşiktaştaki Şeref stadına giden okuyucularım bilhassa Fener * Gü- neş maçımı seyredenler bu yeni ted- biri yakmen görmüşlerdir. Buraya davetliler cehennem azabı içinde Sı- rat köprüsünden geçercesine ayrı bir tarnike deliğinden girerek sahanın Çırağan tarafmdaki kalesinin gerl- s#inde mevcut tel örgülerinin arkasın da iki çimentoju basamakta saatler- ce beklemeğe mahküm edilmekte ve ayakta yağımur altında maçı göreme dikleri gibi bin türlü lânetle — saha- dan ayrılmaktadır. Hele mühim bir maç — oynandığı zaman o davetlilerin halini gürse- nİZz siz de acırsınız. Kimi, tel örgü- nün arkasında ayakla zatürree teh- Jikesine karşı b ış kıyametto tirtir titrer, kimi o tel örgünlün kapısında nübet bekliyen eski saray harema- Basına yalvararak pistten çıkar ve pist üstünde futbolcularla ağız ağı- za sebilhane bardağı gibi, — iskemle bulabilen veya satın alebilen otu- yur. Diğerleri do yore çöker bir eza ve cefn içinde fnthol m seyreder. Ve sonra da o macı bu canım İstira- hat ileş; kimi yazar, — tenkit eder, kimi de İcini çekerek dert yanar. İşto hangi zihniyetle ayrıldığını bilmediğimiz bu tefrik »«s«irklerdeki kafeslere de müşabihtir. Bir davetiyeniz movcutsa — diğer bir arkadaşınızı sahada kaybett DiZ gündür. Çünkü arkadaşnız sta- den tribününde kurulur. Sir de sta dm çöplüğünde tüner topinirsiniz. RBu birkaç satırı yazdıktan sonra | Reşiktaş klübü idarccilerinden iste- | Giğimiz. bu tefrik — işini —ka | bul ettiklerine Bgöre davetlileri rahat ettirecek bir yer bulmalıdır. Çünkü Oraya giren su katılmamış anaforenlar asıl paralı yörlerin üstü kapalı kısmındadır. Onları buradan | aramak ve bulmak JAzımdır. Yoksa davetlileri eza ve cefa İçin- Bir Bulgar gazetesinin baştan ba- şa hezeyan dolu yazısında, Türkiye baş pehlivanı Tekirdağlı Hüseyini pehlivanlarına nasıl mağlüp i (!) yazmıştık. Bu neşri> yatımızı memleketinde — bulunduğu bir sırada okuyan Tekirdağlı Hüse- yin, oradaki muhabirimize ziyeti anlatmıştır. İşte muhabirimizin bize yolladığı mektup: Türkiye baş pehlivanı Tekirdağlı Hüzeyini muhayyel bir Bulgar phli- vanına yendiren (Dinevuik) adlr Bul- gar gazetesinin hoezeyanlarla dolu asılsız yazılarını okuyan Tekirdağlı Hüseyin bana dedi ki: “— Ankaradaki Türkiye baş peh- Jivanlık müsabakalarından galip ©o- larak çıktıktan sonra Bandırmaya gitmiştim. Bandırmadan Dinarlı Mehmedin kumpanyasını dağıtmak üzere Konyaya gittiğzim zaman Di- mitzi İstopçefi orada da kıstırdım ve Güreşçi Bivange Luls vakibini bayıltan Pariste Pale de Spor salonunda her hafta yapılmakta olan serbest güreş müsabakalarının en ehemmiyetlilerin - den biri geçen akşam Fransız şampiyo- nu Hanri Deglân ile Boğucu lâkabiyle Maruf Amerikalı Strange Luis arasında yapılmıştır. Üç devre üzerine yapılan bu karşılaş- ma fevkalâde heyecanlı ve sert göçmiş neticede Fransız pehlivanı Deglân kaybettiği bir devreye mukahil diğer ikisiride galip gelerek maçı kazanmış . tır. Boğucu pehlivan ismi verilen Ame rikalmın €en müthiş oyunu; sol eliyle rakibinin boğazımı yakaladıktan sonra de kıvrandırmak değil!.. Ahmet Mesut yi resmini gördüğünüz Japon pehklivanları, hakibaten çok garibilesesi Yukarda birkaçının pehlivanla re şekilsiz. vücutlarından dolayı Tt Bürtüle 5 larıdır. Ga rip bir iş değil mit... — * pehlivanlı derbal üzerine çullanması ve bir anda sağ koliyle hasmımın kafasını demir bir ar N bısanlardır. Hepsl iri askeri hizmete de alınmamaktadırlar, Buna Telirdağlı Hilseyin beş dakikada sırtını yere getirdim, D. İstopçefin arkadaşı (Yorgi).yi de Deglan Amerikalı rakibini güç- lükle yene bildi “kravat oyunu” me böyle yapar kıskaç içine alması ve sıkmağua başla . masıdır, Luisin bu sıkışı o kadar fecidir ki karşısındaki pehliyanın yüzü evvelâ morarmakta, daha sönra — sararmakta ve nibayet bembeyaz olmkatalır. Ameriklı pehlivan takibini bu suretle baytltarak yenmeği âdet etmiş bulun - maktadır. Bu mütbiş adamla Değlânm karşılaş. ması hakkımda Fransız gazeteleri şu malümatı vermektedirler: Değlân cereyan Üç devre olarak yapılan Luf's karşılaşması şu şekilde etti: Bitinci devne: Denemeler ve müte- addit kafa, kollarda başlryan bu krsmım üezerlerinde Değlân, Luisin kolumu kaparak Amerikalıyı çok fena vaziyete düşürmüş ve birinci devreyi galip ola. rak bitirmiştir. İkinci devre: Çok şiddetli hücum « Tatla başlamıştır. Makaslar, kafa kilit. leri biribirini takip ederken Luis meş | hür oyununu tatbika muvalfak olmuş - tur. “Luisin kravatı,, ismi verilen bu ©. yun Değlân: mahvetmiştir. — Pransız şampiyonu da sararmış, morarmış, göz- leri yeririden fırlamış ve nihayet bay - gin bir halde yere serikmyştir. Amerikalı, ringe yüzü koyun düşen rakibini kolayca çevirerek mükemmel bir tüş yapmış ve birinci kısmı kazan. mıştır. Üçüncü devre: İki dakika istirahat- ten sonra üçüncü devreye başlandığı za- mnan her İki güreşçi de vahşice hücum. lara geçmişler, bu arada Luisin yaptığı | | Bulgar gazetesinin hezeyanları karşısında Tekirdağlı Hüseyin Bütün Bulgar pehlivanlarına meydan okuv'?'m Konyada yedi dakikada yendifk Jç Bulgar pehlivanları Türkiyed? bir güreşi kazanmamışlardir * » / ç, Bu hakikatleri yaygarâe * ç kanlık ve hayal! zaferlerle © pıy ef lerini sanıyorlarsa boşuna zrvst” lar. Dimitri İstopçef, beşinci d“':; deki pehlivanlardan Danagh_ Ne mede bile her yerde _ven”-m"m; 0 rede kaldı ki benimle güreşttt Bulgar gazetesi bilmelidir Kİ Dankalof olduğu halde bÜtün gar pehlivanlariyle istedikleri her zaman güreşmeğe hazırıti. er meydanı!,, e und Yirmi güne kadar Parise, ”) ya giderek dünyanın tanınmilf olüf lü pehlivanlariyle güreşecek aner Tekirdağlı Hüseyin buradâ 'M larına devam etmektedir. T&M lt Hüseyinin ilkbaharda Hind gitmesi de takarrlir etmiştir. M. H, Yücekü$ e rdt Vet a döz t yt h LAİ Deglan - Lülz kargılaşmasındı" güzel bir enstantantt ğ ğ mükef | makaslara ve kili'y-re Değlân şe BE” mel oyunlarla mukabele eHR* vaffak olmuştur , B İi vi çok numaralarm İ çiş sir yapmaklığını gördükçt ça bA” ve bu devrenin ortalarından kimiyeti rakibine bırakmıştif- — eçti Müsabaka bittiği zamani yret” de daha fazla hamle 'Rpf'-“:’:n eli p sız pehlivanı Değlâ: tir P" ———""-d/a Fransa erl 300 senedeNn r Patinaj vaP"'y? Kış aporlarının İ i ut rinden biri de patina, ü yi ı-ır' 17 inci asırda Fransa05 | yapıl yada ve Holandadâ p4 y © BAAT ü Tj zamanıpd?” —. çuti 14 üncü Lui k havuz h ırkl”. a ki büyül sarayındaki büş kndm:'“” Ün B nm içine sokarlar, 60i 41 W lardı. Buz üzerinde ba ÇlA vıfm' balolar tertip olundur! a1 bile yer* Bu eğlencelerde b:::ı?uk-d-"’ d y zir bulunürdü. tKinciler? tip dilir, h;rincîlcrf:“*:ı;îı e metli hediyeler vetri gtü ve 1850 senesine doî;ıinl “ıı:_.; de yani Bkekt” 9. f atinaj yeri, yan! şrdü: Je ço büyük bir rakbet gör _,.,.ıı!m Ça umumi harpten c“:'!;kk #;“:’ıg,[u tanbulda; şimdiki Ü bnaj S p nın yerinde böyle bir îr bizde y" açılmıştı. Fakat'bü D” bet gürmemiş 01“; D rü pek uzun OlMAĞI: KU - , - - . e. dür ..i .l. ei ai e ee a v