Görüşler Nasıl ınıyoruz ? sırlarca altın madenleri Hç ve gıplık oturuyor gı kalk Y ala he de u- alara ellerini uzatabi- h Wvıh Şanghaya gitmek, mese- ibrl:" Malatyaya gitmekten pek rı Ydı, M:ıkcıdm muhitlere dog- Mh bir ku demiryollarımız her pün vata Yt hi Öşesini daha bize yaklaştırıyor Me Ftaftan da oralara nur götürü- .'“İden kendisine Sivas valiliği ih M"ulan bir adam, nasıl gldıceğ'i— Nerek cehennem arapları çeçi- "' Şimdi bir Sivas köylüsü 24 saat- ıq:h “Araya, İstanbula hem de rahatça | —Hcpfînîxîn seve seve yediğimiz me- —..h"'" taamı denilecek kadar lerz- | &,,h':ıh bir mahsulümüz, bir Antep y Z vardı, ki yolsuzluğumuzdan ti Brtç; hdt ak Halep, İskenderun yoliyle | .u:' gelebilir ve hüliş bir türk olan | *İı H! “Şam fıstığı” adına bürüne- "erıp Olurdu, &, İye kadar takip olunan şimendö W'R’ merkezi muhite dogru gö- İi Ve oraları uyandırmaktı; bu- Deltiğ “sadi, mali, ziraf bir kalkınma bş Lî-lmz Üzerinde daha yürüyoruz. tüşallinen yol, tıpke bir külü, meselâ h*î! Ni kuyvetlendirmek için 9 onu Ü eh birleri daha canlandırmak * themmiyetli, çok esaslı bir merr. Siyasetidir. Z %ll;:i kalkınma siyasetinden ibaret h hamle, seril sefil yerlerde ya- % Düt mahsullerimizi ayağa kaldır- n“hlaoı paraya tahvil etmek, köylü hi dolay iyle memleketi zenginleş- z“en başka bir şey değildir. ğ ::İ! vekâletimizin sessiz sedasız ’q'ı * yürüdüğü, bu en esaslı İş hak- biş hazırladığı programın teferrilatı- Kti im zaman almacak neticenin ği gözlerimin önünde birden Verdi. hqu“—mmdn bir âdeti vardı: 'Tarla Yeş, *Rdirmek! yani bir sene ekip, biç l._:w sene boş bırakmak! Halbuki n bir mahsul, ertesi sene bir baş- “irse iki mahsulün tarlada kalan Tp biribirine gübre vazifesini gö- W, Tlayı dinlendirmeğe de hacet kal öllindi, "*n,. Mahzur zeytin malisukimüz |- S Tdr. Ağaçları döve döve, düz N k Öve 'e izcesi kıı 'enc işe yarayacak dalları kıra kı,q Sul toplarız ve fakat o dalları Ttizdan dolayı ertesi sene mıh— 'İa yyız. Bundan dolayı t " U sene mafısul! verir, bir sene '31 d'ıe pek yanlış olarak köylü- quış bir itikad bile vardır. H '“hı edilen programa göre bu yan Ve tatbikatım önüne geçilir, 'N © tarladan, © ağaçlardan her u'! h SUl alınacak, ve umumi servet Ütt bi misline yükselecektir. tamda tohum meselesine de e- —ı,q Vet Verildiği görülüyor; Bir mi- ıâ *mmiyetteki büyüklüğü göster :'l Üldir: tzmirin Menemen kaztsı- 4, tenı © gök buruşuk bir kavunu ;" ::k fatlı ve ayni zamanda her “Su, aha dayanıklı olduğu için bü- ’“ıe,, öİk yelkenlilerle bilhassa İsken N&“b"'"kı—dııı:dı.. her sene ayni N ı.ma!ohı.:ım ekile ekile, ihtivarla M :'oh YEt kayboldu, gitti. Eğer vak '“İıy Meselesine ehemmiyet veril x Öt Gediz nehirinin taşıdığı ta- ’t—v"hı"k yeniden canlanan Mene- kalıy Bu kıymetli evlâdından mah- Miydi? Veköletimiz programında köy "Ulum.'ı köylerim'zde seya | 'e Fş:“e L.,:hn * bilirler ki, her köyde mev- bir Meydancığın ortasında bir Un yanında da (yalak) de $ bir taş vardır. Köylü de :.,vı'u'“ da ayni suyu İçerler. S:ı h[ıy başında su çen hayvanların '*'ncını ve orada biriken, he bı.hrıar sul:nn ıncn ve ıum.ıllu olan bu pro- çörde dokumacılık sanatları Önemle karşılanmış. Ben Hüsevin Rutat > Falan millet, medeni bir mil- let mldlr!.. “— Bu “falan,, adıyla bahsettiği- miz insan yığını eğer hakikaten mil- let denilecek bir hale gelmişse mut- laka medepi olması icap eder.,, “— Meden! olmıyan — millet yok mudur?,, *— Yoktür tabli. Zira medemiyot teşekkül etmeden millet teşekkül &- demerz.., “— Ne garip konuşuyorsun? Vah- şİ millet olamaz mı? “— Olur elbette. Fakat — vahşet kelimesi bugün ceki manasını kay- betmiştir. Artık o medeniyet — kell- mesile bildirilen halin zıttını ifade etmez, Bugün milletler ayni zaman- da hem medeni hem de valhşi olabil- mekteacirler, Zirâ bugün- bir takım insan yığınlarının yan yana gelme- sine, birlikte yaşamasına — ve bazı işleri hep beraber görmelerine me- deniyet adı verilmediği gibi; “vah- şet,, denildiği zaman da sadece göçe- belik eden, veya bataklıklı — Afrika göllerinin konarında saz kulübeler i çinde, yarı çıplak yaşıyan bir ta- kım insanların hayatı akla gelmez, Eskiden vahşi dediğimiz insan tipi- ne şimdi geri insan demek ve böyle- Jerinin yapyana gelmesinden doğan topluluğa da geri kalmış — insanlar yığını domek daha doğru olur. — Geri kalmış milletler — diya de bir tabir var ya? — Bu galat olarak — kullanılıyor. Geri kalmış insanlar yığını demeğe dilini alıştır. — Peki. Bu senin hem — medont hem vahşi diyebildiğin milletler han Bileri? — Çok. Avrupanın bir çok milletle ri böyledir. Kendi hudutları içinde medentdirler. Hudutları dışında ise ya vahşidirler, yahut icap ettik- çe vahşi olmakta tereddüt etmezler. Gürmüyor musun, Dünyada harpler, gasplar, siyasl entrikalar gırla Bgiİ- diyor. — Bu milletler arasında kendi hu- dutları içinde de, gasp ve talana da- hili harbe, siyasi tedhişlere, adalet- sizliklere cevaz ve imkân verenler de vardır. Senin tarifine kulak as- mak lÂzımgelirse, bu bakımdan, bun ları vahşi addetmek, —doğru ©o lacak. — Hayır. Bunlar olabilir. — Fakat hep geçlci şeylerdir. Birtakım rejim değişikliklerinde, intikal devrelerin de görülebilen bu haller nihayet üç Bir jnsan topluluğu içinde fertler biribirlerine yardım etmek, biri- birlerinin yarınımı düşünmek, in- sannt hergününün ayni şekilde gi- demiyeceğini, buzan hastalanabi- lecoğini, işsiz, parasız. bakımsız kalabileceğini, anlamak kertesi- ne geldiler mi, © topluluk — içinde medeniyet belirmiş demektir. ——— ———İ| ne devam eder, Hapisler, tazyikler, kıtlıklar, tâunlar olur; fakat bir de- af kuruldu mu medeniyet mutlaka berdevam olur. Medeniyet insanla« rın muayyen bir şuura ulaşmalarına verilen addır. — Yani ne? Muayyen bir şuur de- diğin nasıl şey? p — Basit: Müşterek emniyet deni- Ten şuurdan bahsetmek istiyorum. Bir insan topluluğu içinde — fertler biribirlerine yardım etmek, biribir- lerinin yarınını düşünmek, insanın hergününün ayni gekilde gidemiyo- ceğini, insanın bazan hastalanabile- ceğini, işsiz, parasız, bakımsız kala- bileceğini zaman zaman görünür gö rünmez belâlar olabileceğini — anla- mak kertesine geldiler mi otoplu- lük içinde medeniyot belirmiş de- mektir. Ve içtimal yardım teşkilât- larını kurdukları anda — medeniyet devresine girmiş olurlar. — Anladım. — “Düşmez, kalkmaz bir Allahtır.,, deyib ona göre hare- ket etmek, — Evet ama Imaret açıp, avuca sadaka ve tenbelliği, miskinliği teşvik etmemek, Yardımı hakikaten muhtaç olana yapmak, ve vatandaş- Jara düştükten sonra yardım edildi- ği kadar, düşmemelerine dikkat et- mek süretile de yardım etmek, — Senin bahsettiğin Medeniyet ne kadar kolay iş! — Hayır dostum. Sandığın kadar kolay değildir. Zira bahsettiğim tarz da medont olan cemiyette insan na- Bıl hakikaten muhtaç olmadan yar- dim aramıyacaksa, ihtiyacı — bittiği anda da cemiyetten gördüğü yardı- mı derhal fade edecek ve içinda ya- şadığı cemiyete karşı bile minnet al- tında kalmaktan çekinecektir. Bah- settiğim medeniyet içinde yardıma muhtaç olan adam, İş hayatının mü- tomad! mücadelesinde gelip — geçici bir yara almış veya yorulmuş bir &- damdır. Yahud da hayatın mütema- diyen yeni yeni cilveler gösteren de- Bişikliklerinden, ebediyyen — müca. dele dışında kalacak tarzda sakat- Burada Haydarpaşa nnmw hastane sini görüyorsunuz. Nümune hastaneleri — ebediyyon “nümume” olayak kalmamal 1, tamiın edılmdıdlr. Kur_mamız lâzımgelen yardım müesseseleri I - Veremliye parasız sanatoryom | 2 - Faizsiz, rehinsiz kredi qapacakf müesseseler istiyoruz... ' Tacih diyor Ri: Bir hiç. yüzünden çıkan harpler Truva müuharobesine, İsparta kralı (Menelâs) n karısı (Güzel gözlü E- len) in kaçırılması sebep olmuştur: 'Truva kralı (Peryam) m oğlu (Pa. ris), (Elen) i sevdi. Güzel gözlerinin sihriyle büyülendi, ve bir gece kraliçe- yi kaçırdı. Kaçırma hâdisesi, savaşı doğurdu. (Ağa Memnun) Yuaanlıların( (İlyon) kalelerine hücum etti. Siperlerde, is- tihkâmlarda kanlı boğuşmalar oldu, gehrin zaptı ve yakılmasiyle mesele ka, pandı, Ramalıların, Sabinlerin kızlarını ka- çırmaları, iki komgşu millet arasında muharebey sebep olmuştur. Fakat, Ro- malılar bu cür'etkâr teşebbüslerinde kaklıydılar, Çünkü, Sabin kızlarını ka çırmak işi hayatf ve fiziyolojik bir ih- tiyaç yüzünden ileri gelmişti. Romada, *“Kadm,, olarak bir tek mahlük yoktu. Nesli üretmek için, muhakkak böyle bir akm yapmak, komşu kızlarını ka- çırıp halka ekmek dağıtır gibi dağıt- mak lâzımdı. Üçüncü Kartaca savaşları, görünüş. te (Masinya) nım zalimane hareketleri ve müstebidane idaresinden çıkmıştır. Fakat muharebenin hakikf sebebini (Katon) nun nutuklarmda aramak lâzımdır. Ortada hakikf bir lüzum ve Sıhhiye Vektli Bay Hulüsi yardım kısa bir zaman sürecek ve I- &de edilecektir. İkinci — şekilde ise dovam edocek ve yapılacak yardı- mın geriye dönmesi beklenmiye- cektir. Sana millet halinde yaşayan, bu medeni tekâmül devresine var- mış bulunan insanların ne gibi yar- dım müesseseleri kurmaları lâzım- golecoğini de şöyle bir sıralıyayım: 1— Fakir veremliye parasız sana- toryom. 2 — Her hasta vatandaşın müra- caat edebileceği ve her müracaat ©- dildiği anda yerinde — bulabilecceği doktorları temin edecek mücssecse- ler, 38 — Bol hastane. 4 — Daima falzsiz ve icabında re- hinsiz kredi yapacak müesseseler. 5 — Mektep hayatında iyi bir İsti- dat gösterip de parasızlık yüzünden tahsilini bitirememek tehlikesine dü şen gençlere yardım edecek mücsse- seler. 6 — Evlenecek fakir kızlara yar- drm edecek fotimal teşkilAt. 7 — Çok çocuklu allelere, hayatla- rınt gizlice tetkik edip onları mah- cup etmeden ve onlara minnet yük- lemeden gizlice yardım edecek mü- essosoler. 8 — Fakir çocukları giydirecok, fakir mahallelere kışım kömür, ya zın su temin edecok ve memurları, bu işleri görürken gazete fotoğraf- çılarını davet edip yardım görenler- le birlikte resim çıkarmak illetine tutulmıyacak hayır müesseseleri. Bir insan topluluğunun içinde bu nevi mücsseseler ne kadar çok bu- — Kartacayı yıkmalı!. . Katonun arkadaşları, onun her gün tekrarladığı bu sözleri artık işitmemek ve onu memnun etmek için, Afrikanın haşin ve ateşin kıyılarmdaki, Roma- nm büyük rakibine, harp ilân etiler. Fransa tarihi de, böyle garip, tuhaf harp sebepleriyle doludur. Hrristiyan azizlerinden kalma geyleri saklamıya mahsus bir kutu yüzünden (Kiyom Lokonkeran) İngiltereyi istilâ etmiştir. Meşbur (Yüz yıl savaşları), kadın . larımn, Fransa tahtma varis olmalarını meneden (Salis) kanununun tatbi- kinden ileri gelmiş ve Fransanın tam yüz yıl açlık, yoksuluk ve harabi için- de kalmasma sebep olmuştur. Fransayı hemen hemen mahvolacak bir raddey getirfen İtalya savasları . nm &ebebi de Fransanm siyast ve ik- tısadi hiç bir menfaati olmryan izlere, kendilerine ait olmryan moselelere ka- SY hayvanatının içtiği suları | yıl, beş yıl — sürer. Arizf şeylerdir. “Medoniyet,, diye tarif etmek İste- diğim esâ& bunların mevcüudiyeti cs- | nasında dahi bütün şartları ile ber- devamdır. Dahili! harp olur. — fakat medeniyet gene devam eder, rejim değişikliği olur, fakat medeniyet ge Tonton amcanın macerası | . lanmış olan adamdır. İlk — şekilde Tunursa o cemiyetin insan tarafı o kadar tekemmül etmiş ve o cemiyet Jdçinde yaşıyanlar o derece medoent addedilmiş olurlar. İçtima! yardım teşkilâtları bir fantezi, bir lüks, bir sadaka değildir. Medeni millet olma nın esası ve zaruretidir... HABER Tışmasından ileri gelmiştir. On Üçüncü Şarlın, İtalya yarımada. 81 üzerinde hak iddissr, lüzumsuz yere bir çok insanlarım ölümiyle neticele - men bir takım kanlı savaşlara sebebi. yet vermiştir . On Dördüncü Lui zamanmda sa « vaşların sebebi eidden tuhaf bir şe- kil almıştır. O vakit Fransanın Lon . dra sefiri olan (Kont Vestra) ile İs. panya sefiri (Vanevil) in, İngiltere kral sarayında teşrifatta üstünlük me- selesinden dolayt kavget etmeleri, bi. ribirlerine nezaket ve terbiye kaideleri dışmda söz söylemeleri, iki milletin biribirlerine gmelerhe ıebd) olııul.