SS Türkiyede 2000 Troçkist varmış! Fransız mecmualarının en - cid- dilerinden, en ilmilerinden biri “Re- vue de Deux mondes,, tur. Bu müha fazakâr mevkut risalenin haziran nüshasında “Dördüncü enternasyo- nal,, ünvanlı bir uzun m.ık ale var; aten şunu diyor: “Sosyalistlerin ihtilâlci kısmı, tık Moskovadaki Üçüncü Enteri yonalden ümitlerini keserek, Troç- kinin umdeleri etrafında Dördüncü | Enternasyonal bayrağı altında top- lanmak yolunu tutmuşlardır. Şimdi ki vaziyette ihtiyat ve takayyüdü en fazla celbetmesi icap eden ihtilâlci- işte bu T stler, işte bu Dör- düncü enternasyonalcilerdir..,, Olabilir.. Zira, ben şahsan, artık | sulhperver bir devlet merkezi Moskovanın 1917 — 1921 - senele- rinde olduğu gibi bütün dünyaya ih- tilâl, inkılâp tohumları saçmaktan katiyetle uzaklaştığına kaniim... Fa- kat, dünya yüzünde komünist inkı" lâbının bütün memleketleri birden ihata etmesini istiyenler, bunun çalışanlar vardır elbette.. Bunlarm mühim bir kısmı, ihtimal, Dördüncü Enternasyonal'in çatısı altında top. lanır.... Evet, bu olabilir, buna âlemi imkândır derler... Bu takdirde, şim- diki rejimlerin de bu yeni harekete | göz kulak olmaları gerekebilir... Fakat, bu hareketin ne kuvvette olduğunu göstermek istiyen muhar- rir — ki Revue de Deux mondes'un imzasız makalelerini bu risalenin baş muharriri mahiyetinde olan zat yaz- mış — Rakamlar zikrediyor ve bu meyanda olmak üzere, Türkiyede Dördüncü Enternasyonal'e mensup 2.000 kişi olduğunu yazıyor. . . * Burada iki ihtimal olabilir: Ya bir serseri çıkmış, Troçki; leri “Arkamda şu kadar teşkilâtlı in- san vardır!,, diye kandırarak para | sızdırmağa tığraşıyor. Yahut da, palavracı bir âlim, şöyle düşünüp bir statistik (!2) yap. mış: “Canım! Troçki, Büyükadada sürgün değil miydi? Oranım da ci- varında elbet balık vardır. Balık ©- lunca balıkçı bulunur. - Balıkçıların içlerinde proletler vardır. Troçki elbette, bu Büyükada balıkçılarının 2.000 çiğini olsun kendisine taraftar oç olan | Ş | Merkesefendide Niyet kuyusuna, girilen Niyet kuyusu dün de yazdığım gibi, Tubcmn ve camjin arka tarafında, ki bahçenin köşesinde parmaklıklarla gevrilmiş derin bir havuz farzediniz, İçinde otlar, hattâ ağaç fidanları bü- rümüş olan bu havuzun bir köşesinde, tıpkı küçük bir deniz hamamına ben. ziyen bir oda bulunduğunu -gözönüne getiriniz, Merkezefendinin meşhur Ni. yet kuyusunun başladığı noktayı an, lamış olursunuz... Pa&lı parmaklıkların kenarına dı- yanmış ziyaretçilerin yanına sokulup sarı suyuna baktığım içinde iri, iri kırmızı balıkla. gördüm. vyusunun Du garib vaziye. bir şey anlamamıştım. Arka- laşlardan birisi vaZiyeti Uzün uzun i. zah etti, etmiştir.. Evet, bunu böylece iddia edrsem pek muvafıktır.. Nasrattin hocanın: “Dünyanın merkezi eşeğimin bastığı yerdir. ak- sini iddia eden ölçaün!,, dediği gibi. Fransız mecmuasına statistik ve- ren âlim de: “— Hem Türkiye gibi uzak bir yerde... Hem de gizli bir teşkilât... Adam sen de aksini kim ispat eder!., diye düşünmüş olacak Fakat, bu iddianın Türkiyede ne kadar gülünç bir tesir hasıl edeceğini düşünmemiş... (Vâ-Nü) 41 davanın tek şahidi Ayni günde bütün davalâarda bulunacak 2 temmuzda Büyükada sulh mah- kemesinde misli görülmemiş bir da- görülecektir. Bu davalarn 45 tane oluşu, hepsi- nı mevzua taalluk edişi ve 4| nin de bir tek şahidi bulunu- şudur. Büyükada belediyesi$| şahıs a- leyhine ağaç kesme suçundan dava açmış ve buna şahit olarak Büyüka- dada Alp Aslan sokağında 55 numa. rada oturan İsmail gösterilmiştir. İs- m aıl;- lııı davalar için 4| cclpn.ımı_- va seris ıı:l bir rekor değil mi? Motosiklet kazası — Kızıltoprakta Bağdat caddesinde o. turan Haydarpaşa lisesi talebesinden Edip dün motosikletle Kuşdilinden ge- çerken bahçıvan Aleköya — çarpmıştır. Yere yuvarlanan Aleko muhtelif «yer - lerinden yaralanmış, hastaneye kaldırıl ı mıştır. | cak asıl Bu havuz vaktiyle çok temiz tutu. lur, duvarları sık sık badana edilirmiz. Ziyaretçiler şimdi Üstüne bir su.u Rparmaklık atılarak kapatılmış - olan Merdivenden aşağı, deniz hamamına benzettiğim odaya İnerler, orada so. Yunduktan sonra, havuza girerlermiş. Havuzda da yarısma kadar su do- lu bir geçit bulunmakladır ki, bu ge. çidin bir ucu niyet kuyusu denen ve bir hava menfezinden farxaız dar bir delik altında bulunmaktadır. Havuzla kuyuyu birleştiren, daha doğrusu ku. ne yarıyan insanım Zor Çıkabileceği ka- lnr dardır. Eskiden Niyet kuyusun. dan taş alm gelenler, yarı bellerine kadar su içine girerek tünelin havuz tarafındaki ağzından girtler, kuyunun altındaki uca doğru ilerlerlermiş. An. niyet taşlarının bulundüğu kuyu dibine yaklaşıldığı sıralarda ge- çit o kadar darlaşıyormuş ki, ziyaret- çilerden çoğu buradan geçemezler ve bunun için yanlarında bulundurdukla. ri ufak çocukları daha — ileri yollıya. rak, niyet taşi getirtirlermi; iş.. Bu niyet taşlarını aldıkun sonra, , ziyaretçi niyetin olmasını bekler ve niyeti olduğu Zaman yine ayni tarzda buraya gelerek, taşı aklığı yere kadar götürüp koyarmış. Bana bü tafsilâtı gunları da ilâve etti» — Fakat bilir misiniz, halkın niyet taşı diye böyle eziyetlerle topladığı, tekkenin şeyhleri tarafından, her gün dar kuyunun ağzımdan avuçla atılan çakıl taşlartndan başka bir şey değil- di?... Bunları öğrendikten sonra etrafıma daha dikkatli bakmıya başladım. Ha. vukun biraz ötesinde, niyet kuyusu. nun şimdi bir teneke parçasıyla kapa. lr olan daracık menfezi başmda, bir iki ihliyar kadın ve çocuk “bir şeyler yaprıyorlardı. Yanlarma solelacaktım. veren , arkadaş n başında cuk, çoluk p Istanbul konuşuyor ! yaaaan GHDN K SERRUEAE TTNAR EOL A Meşhur niyet kuyusu nasıl ziyaret edilirmiş ! Türbenin içi ufak paâara dolu bir de sarnıcı var Yazan Hubercı Merkezefendiye gelen diyaretçilerden çok da Haberci eskiden içine ufak para alıl. mış olan sarnıcı tetiklik ediyor Arkadaşlarım daha evvel izahat verdi. ler: Eskisi gibi kuyu dibinden çakıl top lamak imkânmı >bulamıyan ziyaret, ler, şımdi başka bir çareye bağ vuru. yorlarmış. Bu da, et kuyusunun ağ, zından toprak almakmış. Kuyunun başına gittiğim zaman, deminki kadınla çocukların hakikaten mendillere toprak koyduklarını gör. | düm. Bulunduğumuz avluda ufak çocuk- lar, genç kızlar ve yaşlı kadmalrın teş kil ettikleri ziyaretçilerin bir kısmı da, avludaki gadırvanm kenarındaki yarr insan büvüklüğünde vuvarlak bir gençihtiyar biörçok duacılar (Metkezefendi:3) toplanmıştı. ir genç kadın ve bir gocuk taşın etrafında toplanmışlar, bir şey- yapıyorlardı. Hemen or doğru yürüdüm, Bir kuyu ağan iyen beyaz taşın or. tasında deliğe başımı sokup. herkes gibi ben de bakmıya başaldım. Aşağı. da bir sarnıç, sarnıcın karanlık suları piril parlıyan bir şey- n dikkatime rağmen erin evvelâ ne oldu. yyamadım. Sonra gö ş karanlığa alıştı. O zaman suyun dibindeki parlak maden. lerin para olduğunu hayretle gördüm, Başımı kaldırdığım zaman şaşkın. Dğmnı öyle belli etmiştim ki, arkadaş lardan birisi bu garib sarnıcın esrarı. nı da hemen anlattı. Merkezefendiyi ziyarote gelenler, eskiden kalplerindeki bir ularının olması için gördüğümüz sa'nıca para atarlarmış ve bu istedikleri şeyin ç yardım ede! Biz böyle konuşurken, avlüdaki zi. HABERCİ (Devamı 4 üncüde) Dikkat ! Ce armaann ae aa Mahallelerinizde gördüğünüz bütün eksiklikleri, bütün şikâyet- | lerinizi, yapılmasmı istediğiniz şeyleri, canmızı sıkan hâdiseleri her saat, ister mektupla, telefonla ve isterseniz matbaamıza gelerek bize bildiriniz. Muharririmiz, - fotoğrafçıları - muz ayağınıza gelip söy- lediklerinizi inceliyecek, şikâyet - lerinize veya temennilerinize ga- zetemiz tercüman olacaktır. kız, bir yaşlı ——— ——-! Sakl sarilgi ne düyorlar ? CUMHURİYET'te: Hakaret neye der!'er ? Matbuat da a nad edilen &ı karettir. E türlu küfüre ze çıkan yol kaleme alınmış her * ret çerçevesi içinde çıkar: Dav kamın veya bir i hangi bir kı tir. Çünkü bu aldir ve hay istimal tin hor Muh, lunmamış yiniz: — Bu parayı yerine sarfetmedim de adalet hu ime ürlü ma r “bu der para arlık dat ne yaptım? Cebim atüm? St 'adesi sariht ad ediyor; şere ahlâkıma, makaumıma te halkın husumetini ale) diyor. mi a&fın ıVIın keli, h delâletile...,, B ir yazının t madığı hâki: kalmıştır. ya tahkir olup ol takdirine Ceza ve matbuat kanunlarına haka. n aydmlık bir tarifini il 1 gelimgtir. Ondan zıda hakaret v icab tayin! duğu gibi tahkikata lüzım (F ı_'/mı. . Suçlular ceza görmeli ! i, Çoktan ımattu; üs mda titre: Gazeteler, bura gereği I. adar yer ver. mcd ler, Buh_'ı mi ler çözülmedi, ren polis ve bek Neden sonrâ p : Diye bağrışmalar içimi çürüttü. İn. oktu? Her şeyden önce Çö. zülmesi lâzımgecln ipin düğümü işte budur. 1 birde başladığına göre kaduır itfaiyeye niçin r? Polis devriyele. ri, bekç rede idiler? Bizim semt. te komşul Bekçiler bu en basit işi bile mıylardır. Eğer Beşiktaş bugün yalnız bir zavallı kadından baş ka kimse yanmamışsa, bunu hiçbir tedbirin gi a di olmasaydı, Herkoös, ya ık :r—_L.ılı(ı inan, kendin nöbet zarar, açıkta çırılç yurtlaş, ve bir de kavrulmu ya Yalan hi bucluhr cdza gn—m»u ve ha suçların tekrarlanmıyşcağı rılmalıdır. ULUS'ta Musiki Muüsiki meselesi gelecek t halledilmişti 3ki hayatın hatırası ola. rak bir müddet daha ve biz yaştakiler için yasıyacaksa da, Atatürkün Sa. rayburnu nutkundanberi, onun, daha dirilmemek üzere ölmüş ol na şüpbe edilemez. Taksim bahçesinde ilk defa alatur« (Savfaın cevirimiz) —