e x İLERLE. gö — Yo yp UUUY ör dage 'uoglajg UAİ o)yogu yoj “ K remx pun 40 - “'ppağyuu, sep mp pena öyed i“oçogıg up Yoou 0fS UograyeL (31119 dav — a) gopoyyo9guA UYE UOA dar görür Gör rep 'uoyağ 19pf9( Yur YoÇ punaLA 19491 — #runruok » 'npzok & e yeyadsağ * oysyods * uosıoda ui we 4 —6-'ayyma sep « “uyuya Bp zmn up » 'znon vyep dp *aşp) * soda - up - 'Bunppopypusav 921p — TL ğe 221 “ “oyna, < 2091993 * 9S - 499MWOY YBO9B3U9NU39gZI Mef * “istaoy zag *Ainaf 494 Sydozemoj 9g "yaaa Jaraz Waga02 151 Bip Lazy *ÖNyyomus Yy PAZ VOLAN KI (sep yi - yeukö! OE 'oyyapTAnI Ji “ npaoknkoy g1 wo: Mf - Porsanı uUğye & * yaunk ya » non — oda *ua$unz pun oojyey taMz sun org uağuLIg — 7S UONSUNM VEM 'UALIARI Oranı puogy une) — FOK UNU 703 app sep uopgagay wonbog 1yes pus olymsuyrJ dp yöne “İran pun 1490Y 451 ME Op Nİ ayos O— uay91) Uusp nn) — uöyulıy pun 'gpe) Ur SUÇ UOYAĞ ia0 GBH Ş Jap 11994 GUp 151 g9 “ogs İ y — “9780 sol ufo sep 181 — *aNUİİİ Tp “sosoyp Ur ELA UYE) — “19 aç 270) OPJA 05 Pura FPUNŞ 19p tuş sayfam UÇ day — “ge Löry UMYI 89 YTRyAİ OLM “punalz gogo utu pu — #10 4 R g 2 S — 188 —< nu herkes öğrenmişti, m 2 şti. Halbuki o adami sevmemesi ri . si âzımd:. Çünkü onu zete tün saray halkı önünde rezil landığını da herkeş , Nihayet — biliyordu. bunu herkes gayet gizli karşı aş olduğ . biliyordu, ğunu da hemen her Bütün bun saman e ar, Parklayanm, kısa bir ler » gerek halk, gerekse 35il htyer Ban in etmişti. Sl z arbara, Brijida ile beraber Era hazırlarken, Manüel de, Par ti hürmet ve takdirlerini arzettik- Sonrâ tekrar mutfağa koşt!. Nihayet masa hazırlandı, ilk yemek. idi. Ve Yuana, Pardayanın arzus 1 $hile, herkesi savdıktan sanr& yemek: *rin tevzii ve ikramile kendisi meşgul olmağa haşlakir. Manüelin yaptığı Ye mekler hakikaten nefisti ve Pardayan bir taraftarı büyük bir iştiha ile bunları Yerken, bir taraftan da henüz yapacağı bazı işler olduğunu unutmuyor ve Şi- koya birçok sualler soruyordu. Şiko da bütün bu saallere kısa cevaplar veriyor” du. Bü tkr isticvaptan anlaşıld! ki, Şiko bulmuş olduğu açık bonoyu dol urarak manastıra girmeğe (ve gövalyeyi kur. tarmağa teşebbüs etmişti. Pakat ba işi kendisi yaparsa nazarı dikkati ceibede- ceğini düşünmüş ve Don Sezarı aramış, müattecssüf onu da görememişti. Yegâ ne öğrendiği şey, Don Sezarın kapatıl. mış olduğu evden (çıkarılarak servili köşke götürülmüş olmasıydı. Bunun i- Oya6 Oyal Punyıyyn pu şojma wep Jay Lei pug — iUALOH Suu “Oya — *#angi pan sayarzra) özorun 945 YoğULA “DURUM — YEOAMX izel za uayoğ uy CÜCENİN AŞKI Tang özrtöeye$ Iğeğe 94 znunknyo piğg Tre) *“(öydapsmof) yosma “(uouytsza4) 101910(419801 * (90/07) tuösyuoydajin *(Buyyous) :Sur ( duyowg uy purs waPH ad Aprzep) öTEN puuglae pus Hojüg Wp AV uliva oğof oulio 20045 4öuyoy a 1) 351 ST) daÇI “yadlAas1 YostuoYdAjI) dİyanı, #ruyrzek epi Tum NS YAUOS USYNYPU snunyO UM 9y0SELA 919 1S OY TAI 142”715uad YONYAMTY oL, 163 unyo wp w # 3 A pemyaaypo ) spare (date SATI YOTUNYSEA Yap U *uöyas OZ 9 o K ( “#umuyoy 91 semz pun ui SO — UT 140 L0H — yun3 iy — LUAH Op UOYOSUNM SEM OY — 14a'1suda YONYMTIY iua93 ppoğyural, Sep yöne ala UOSSN — “Bumuyonu odur art ör Uog0İ 403 ez PİyUYAL, Uy duş wep vorlan 151 29 ep — 6Z'01) Sızurazpunjunj HI uyozunou Ji uopumuyoz nz mp (Guezolg Uye) ——— çin evvelâ Don Sezarı ve sonta onunla beraber Pardayan: © kurtarmağa karar vermiş. Fakat, evin mahzenlerinde (o Yaptığı bütün araştırmalar boşa gitmiş ve Don Sezarı bir türlü bulamamış. Bunun üzerine, esirin belki de yukar- da apartımanlarda saklı olduğunu zan. netmiş. Oraya nasıl girileceğini pekâlâ biliyordu. Bu onun için bir mesele de- gildi, Fakat yukarıda bir sürü muhafız ve hademelerle karşılaşacağı muhakkak &. Ufacık boyu He bunlarla başa çıka- mıyacağını pekâlâ biliyordu. Buna rağ. men teşebbüs etmiş ve birçok tehlikeler atlatmış olmasına rağmen onu gene bu. lamamış. Bu vaziyet dahilinde Don Ser vantese müracaat etmeğe (o karar ver. miş fakat şairin de, vazifesi dolayısile Kadikse gönderildiğini öğrenmiş. Buna rağmen, şövalyenin esir edildi- ği ilk günlerde, çok hoş bir hâdiseyle karşılanmış. Rahiplerden birisi onunla konuşmuş ona bir bikâye anlatmış ve sonra manastıra götürmüş. O da bü” yük dostunu görmek saadetine nail ol. muş fakat her tarafında rahipler bulun- duğu için, cesaret verici bir ( İşaretten başka birşey yapamamış. Heyhat! Bundan sonra o rahibe bir daha rasılamamış ve Pardayanı bir da, ba görmek fırsatını bulamamış. Bu izahat üzerine, Patdayan ancak gülümsemekle iktifa etti. Cücenin ma- nastıra ne için bırakıldığını biliyordu Jiraldaya gelince, cüce, kâh Kristo- bali, kâh Barrigonu takip ederek onun nereye kapatıldığını öğrenmiş. Onu Bib . Elzar şatosuna kapatmış» lardı. Ve işin asıl fecaati şuydu ki, bo- ğa tarafından ehemmiiyetli bir surette yaralanmış olan Barba Roja şimdi iyi- ALMANCA DERSLERİ DERSLERİ ALMANCA ayırmak . ayi. arı — arzu elmek » âr. — öğemek - ödüyordu - öden. riert — pencere masası, . | wünseht rdu - arzu edilmiş başgarson, « lar başgarson nin, biraz evvel erte - reset İş gezah çertisch, . € die Karte, - n — kart kellner, - der Oberke Herr Ober diç Rechnung, . en — hesap, -lar rıyordu - ayrılmış das Prozent, -€ der Fens ist viel Kellner, der uns leh sagen. er soll uns zwei Gedecke bringen, besser und biltiger. — Wünschen die Herren etwas zum Tri — Warm? Sehen Sie mai, alle Göste sind in grober Toilette. — Ja, ja, Sie haben gut bemerkt, die Damen sindin — Ja, bringen Sie uns eine Flasche Wein, auch einen Abendkleldung und die Herren im Smoking. Fiskühler, ich mag kaltes Wein trinken, — Ich glaube, das ist das beste Restaurant der Stadt — Herr Ober, sagen Sie bitte dem — Gut, mein Herr, ich werde ihm gile — Ist der Mann am Büffett auch ein — Aber nein, 6s ist ein'Kellner, — Hier ist die Karte, bedient, / CÜCENİN rür ve yemeğinizi orada kendim hazır. Tarım. Diye bağırdı ve çapkın bir tavırla bir eliyle Pardayanm, diğer eliyle de Şiko. nun kollarımdan yakalıyarak ve mesut kahkahalar atarak onları sürükledi. — | Odaya girdikten sonra, | Juana hiz-| metçilere emir vermek üzere dışarıya çıkacağı sırada Pardayan onu kölun-| dan tuttu ve gülünç bir cididyetle: — Küçük Juana, dedi — sesinde son | suz bir şefkat vardı — sizin ağabeyiniz olduğumu söylemiştim. Benim sağ ve salim olarak döndüğümü görünce o ka. dar büyük bir sevinç (o gösterdiniz ki, beni bir kardeş muhabbetile sevdiğinizi anladım. İki kardeşin, uzun bir ayrılık» | tan sonra buluşunca | öpüşmeleri, her yerde olduğu gibi İspanyada da âdet değil midir? Juana hiçbir mahcubiyet termeden: <seri gös- — Bütün kalbimle mösyö şövalye . Dedi ve yanaklarını Pardayana doğ. rü uzattı Pardayan on öptü ve sonra, tabij hir sesle: — Ya onu? dedi. O da, sizin için. bir kardeşten daha fazla | kıymetli de- ğil midir? Onu öpmiyecek misiniz? Garip şey: Hiç sıkılmadan yanakları. nı Pardayana uzatmış olan Juana, bu teklif üzerine, kulaklarına kadar kızar, dr. Hiçbir şey söylemedi ve başını önü. he eğerek, mahcup bir tavırla, önlüğü. nün ucuyla oynamağa başladı Tıpkı Tuana gibi kızarmış koda, genç kızdaki bu ani görünce, birdenbire sarardı, ve yaşlı gözlerle ona baktı. Onların bu halini gözden kardeşçe bir | tavırla Şikoyu göstererek, en olan Şi, tahavvülü sendeledi kaçırma» wisgen.... wir kovaya). 1 tarafta büfede), er Weis; w3İES; müsavi, müçabih - wusste . gewusst — bilmek - biliyordu - bi. derhi Cümle denemeleri gleleh wiessen welcher ein um 'dann werden Sie den lieber Freun. hin, Herr S bemerken — So” Aber er hat auch einen Smoking, und wie kann am Tisch. — Erstens dieser Mann trügt kelnen Smoking, sondern einen, Frack und zweitens er steht immer und sezi sich ich dann wizsen, weleher ist ein Gast und Kennen Sie ihn? AŞKI 185 yan Pardayan biyıklarile © oy mırıldandı: — Bu kadar masum ve İyi çocuklar kit. Bu kadar güzel aptallık olür mu, Omuzlarını silkerek ilâve etti: — Zavallı çöcuklar!,. Bereket ki ben buradayım, yoksa işin içinden çıkamıya caklar ve biribirlerini delice sevdikleri halde öpüşemiyecekler. Hiç birsinin hâlâ yerinden kımılda- madığımı görünce azarlar gibi: — Canım, böyle asık (o suratlarla ne bekliyorsunuz? Bu âpücük o kadar güç bir şey midir? Diye bağırdı ve Şikoyu omuzlarından iterek! yarak — Ne duruyorsun dedi, halinden bel. tiki, onu öpmek arzusile kıvranıyorsun, zaten © da öyle. Şiko, itişin tesirile Juanaya (kadar sokulduysa da gene cesaret edemedi ve sadece hafifçe mırıldandı: — Juana! Bu: Müsaade eder misin? demekti. Juana ona siyah yaşlı gözlerini kaldır dı ve sonsuz bir şefkatle: — Lüi! dedi. 2 Bu da! ne bekliyorsun? nekadar bed baht olduğumu görmüyor musun? de- mekti. Fakat herşeye rağmen, yerlerinden kıpırdamadılar. Pardayan bunu görün- lar gibi bir sesle: — Yârabbim! Zavallı bir Ama uzun merasim yapıyorsunuz. Diye bağırdı ve sonra kahkahalarla gülerek, onları biribirlerinin kollarına attı buse için Bu hiç şüphesiz, dünyanın en masum en saf buselerinden biriydi! o Şikonun dudakları, genç kızın alnına ancak do- kundu. Ve cüce hürmetkâr bir vaziyet- dem allerhand ieh will auben Sle Bu büfenin üzerinde çeşit çeşit yemekler görünüyor. fen Sie ihr, züm enseren Tisch,