Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
e VC LEV ahat g* SELETÜE aç aa —vur | .-'_Fı..'-__,k_..___"_."_. —e tr aşe e öW Ü p ğağüe TT ERİİI. DB ÖĞA . EĞK K AĞZ | Oi L ”0 C 0CENİR O ASRI FM a / €ÜCENİN AşKI 185 Fi lıe_rkq öğrenmişti. Halbuki o adamı | SİN evvelâ Don Sezarı ve sonra onunla rür ve yemeğinizi orada kendim hazır- | yan Pardayan bıyıklarile ajynayaırık :,;,W Çünkü onu zaten | beraber Pardayanı — kurtarmağa karar larım. _ : mırıldandı: : d“' bütün saray halkı önünde rezil vermiş. < Diye bağırdı ve çapkın bir tavırla bir — Bu kadar masum ve iyi çocuklar M’ü Ve O zamandanberi Ba 'ba Roja Fakat, evin mahzenlerinde — yaptığı eliyle Pardayanın, diğer eliyle de Şiko. | ki!... Bu kadar güzel aptallık olür mu,, kenidisinden in almak — fırîjıf 'bütün araştırmalar boşa gitmiş ve Don nun kollarından yakalıyarak ve mesut Omuzlarını silkerek ilâve etti: _kleyîp duüruyordu. pmh lg:ınmr bin (| Sezarı bir tıırlü bulamamış. 'kahkahalar atarak onları sürükledi: — Zavallı çocuklar!.. Bereket ki ben aksellâk asker tarafından nasıl yaka” | — Bunun Üzerine, esirin belki de yukar- Odaya girdikten sonra, — Juana hiz- | buradayım, yoksa işin içinden çıkattüye ' j ı andığını da herkes biliyordu da apartımanlarda saklr olduğunu zan. metçilere emir vermek üzere dışarıya | taklar ve bırîbirle:im delice sevdikleri rlöy]ü 'oyî:"" u herkes ga-yet gizli n.et_mî!— Oraya nasıl girü.f:ceğini pekâlâ çıkacağı sırada îardışfan onu kolun- h“ğ:çöğîîâîya ;re'riuden KULadi. ö d:f'a: Ü —onun sir£ —Don Sezarı | biliyordu. Bu onun için bir mesele de- dan tuttu ve gülünç bıı: cıdıdy.etîe: madığını görünce azarlar gibi: *Ğüba ı ;?:îdmakudüe krala — karşt | ğildi. Fakat yukarıda bir sürü ıı;ı:ı;;fıı: Ve iı:uîî; gı:::;ı cı_ecı;i;ı ı:uğ:î;iı;ı; ' — Canım, böyle asık — suratlarla ne B kes biliyor : Uğunu da hermen her- | ve hademelerle karşılaşacağı mu KP U '| bekliyorsunuz? Bu âöpücük o kadar güç « 'du.. tı. Ufacık boyu Ne bünlarla başa çıka- olduğumu söylemiştim. Benim sağ ve bir şey midir? B“tül_'l _bunlar_ Parldayanın, kısa bir | mıyacağını pekâlâ biliyordu. Buna rağ. salim olı_rık 'döndi-!ğümü E_öl'ün“ _"vl“' Diye bağırdı ve Şikoyu omuzlarından ler n içinde, gerek halk, gîrckse asil. | men teşebbüs etmiş ve birçok tehlikeler dır_bişyü l bi açtlaa 'b”"dh?h;ı;' iterek! dir STasında şöhret bulmasını Ve tak" | atlatmış olmasına rağmen onu gene bü- DeBi DF SEÇUE muhıbbetile,ı.evdığ — Ne duruyorsun dedi, halinden bel. edilmesini temin etmişti. lamamış. Bu vaziyet dahilinde Don Ser anladım. İki kardeşin, uzun bir ayrılık- İhtiYar Barbım. İBrîjidı ile 'b'eraber ;'nuyı hazırlarken, Manüel de, Par- *yana hürmet ve takdirlerini atzettik. ten sonraâ tekrar mutfağa koştil. — j 1 Nihayet masa hazırlandı, ilk yemek. ": geldi. Ve Juana, Pardayanın arzusu Veçhile, herkesi savdıktan sonra yemek- İcrin tevzii ve ikramile kendisi meşgul olmağa başlallır. Manüelin Yaptığı ye- Mekler hakikaten nefistive — Pardayan bir taraftan büyük bir iştiha ile bunları birçok sualler soruyordu. Şiko da bütün bu suallere kısa cevaplar veriyor- Bu ııl:ık isticvaptan anlaşıldi ki, Şiko bulmuş olduğu açık bonoyu doıdu_ı_-a_rak Manastıra girmeğe — ve şövalyeyi kur. tarmağa teşebbüs etmişti. Fakat bi işi kendisi yaparsa nazarı dikkati celbede- “eeğini İdüşünmüş ve Don Sezarı aramış, maââtteessüf onu da görememişti. Yegâ- 'e ÜİİĞ“JİĞİ',!GY, Don Sezarın kıpat:l: — — miş olduğu evden — çıkarılarak servili 'e götürülmüş olmasıydı. Bunun i- el z Cüi G GR | OÇT ıî—** ö vantese müracaat etmeğe — karar ver. miş fakat şairin de, vazifesi dolayısile Kadikse gönderildiğini öğrenmiş. Buna rağmen, şövalyenin esir edildi- ği ilk günlerde, çok hoş bir hâdiseyle karşılanmış. Rahiplerden birisi onunla konuşmuş ona bir hikâye anlatmış ve sonra manastıra götürmüş. O da, bü- yük dostunu görmek saadetine nail ol. muş fakat her tırıfmdı rııhlpll.:t bulun- duğu için, cesaret wverici bir — işaretten daha rastlamamış ve Parldayanı bir da. ha görmek fırsatını bulamamış. Bu izahat üzerine, Pardayan ancak gülümsemekle iktifa etti. Cücenin ma- nastıra ne için brrakıldığını biliyordu. Jiraldaya gelince, cüce, kâh Kristo- bali, kâh Barrigonu takip ederek onun nereye kapatıldığını öğrenmiş. Onu Bib . Elzar şatosuna kapatmış- lardı. Ve işin asıl fecaati şuydu ki, bo- ğa tarafından ehemrdiyetli bir surette yaralanmış olan Barba Roja şimdi iyi- S B l ü kde »» BBi ÜN b hi zi AF L tan sonra buluşunca — öpüşmeleri, her yerde olduğu gibi İspanyada da âdet değil midir? Juana hiçbir mahcubiyet — eseri gös- termeden: — Bütün kalbimle mösyö şövalye . Dedi ve yanaklarını Pardayana doğ. TU uzattı. Pardayan onu kardeşçe bir — tavırla öptü ve sonra, Şikoyu göstererek, en tabit bir sesle: ğil midir? Onu öpmiyecek misiniz? Garip şey: Hiç sıkılmadan yanakları- nt Pardayana uzatmış olan Juana, bu teklif üzerine, kulaklarına kadar kızar, âı. Hiçbir şey söylemedi ve başını önü- ne eğerek, mahcup bir tavırla, önlüğü- nün ucuyla oynamağa başladı. Tıpkı Juana gibi kızarmış — olan Şi. koda, genç kızdaki bu ani — tahavvülü görünce, birdenbire sarardı, sendeledi ve yaşlı gözlerle ona baktı. - Onların bu halini gözden İ kaçırma- a WZE Z A b liki, onu öpmek arzusile kıvranıryorsun, zaten o da öyle. Şiko, itişin tesirile Juanaya — kadar sokulduysa da gene cesaret edemedi ve sadece hafifçe mırildandı: — Juana! Bu: Müsaade eder misin? demekti. Juana ona siyah yaşlı gözlerini kaldır di ve sonsuz bir şefkatle: — Lüi! dedi. , Bu da! ne bekliyorsun? nekadar bed " rer- x - Yerken, bir taraftan da henüz yıpaüşğiî | başka birşey yapamamış. — Ya onu? dedi. O dıa, tisin içimi ::ı;t ioıduğııuıı.ı görmüyor musun? de- hjn ve Şi- - . : &, ? işler olduğunu unutmüyor Heyhat! Bundan sonra o rahibe bir bir kardeşten daha fazla — kıymetli de- Pait berdeye viğemüikiyelediiğik kıpırdamadılar. Pardayan bunu görün- ce, ellerini beline dayadı ve gene azar. lar gibi bir sesle: : — Yarabbim! Zavallı bir — buse için ama uzun merasim yapıyorsunuz. Diye bağırdı ve sonra kahkahalarla gülerek, onları biribirlerinin kollarına attı. Bu hiç şüphesiz, dünyanın en masum en saf buselerinden biriydi! — Şikonun dudakları, genç kızın alnına ancak do- -KN — kundu. Ve cüce hürmetkâr bir vaziyet- a e' y Fi | A İi S gö öt a ee ' . - gö3 EEKLEL İ RTEE K ü AA $ 3 - - reağ e R 5 R 3 ? A ! A, ha 3 e B y © üü * 5 & B — * 5 v âğ%ğğgğğîîlmğ ğl-ğâ'îağâ%ğ ğ.ğ e B ” DK e | ğâ -3 Eğğ İeşi b 3 S EĞRAL lre. FO Claklzi : | af 1 t BO ai Eeliml e | oB SEgltlaz! gao ği te Paf YöRS10 3 u — BAA R git GÖY saşlli « B ğâsğ"’ğâ 20 âğğğ?ğğa ğğğgğ - M r ğ BOE klisyişi — Göğçistüş a £ $£ ZK e© & RE| ö e Byi p AGEELİŞ İyiziset & ALOYTİ BAH TU F 5oi İşH İti SÜ ümr * Pi Esii ei BEŞiLİEŞ ğâğşem a < DEb ?ğvâğs:î“gî%*î:amîîîğî%gş 3 ÇT g a ŞAO R *A YERĞA o! yğs $ dÜ ĞNÜ CTüŞ UŞ OA M PER SS öit Gd Gi ğg g* - İ B c İ li A rez ü ' İ Hit gğ. : AM Ş 5e > © : Kötde O z gökçkkl li Se Ft âââgâğâ;-şşîğg 1 —aplaç di . Dcie Yo0 Te ir Di Dd 38ç debücüleee OğzlLissE € < T dla F e O L a D PF F be l kevi Cet Ce ga b B : ğ FU “E*’E ğğğ BiL A q%âeumâsâ?â—e;ââas-:sâ AYA CELLAR Ö iee $ di Y a yA İ M Va # TP A beltik ' 3 gaa Bi G : gl SA n yT g AĞ BÖY AA 4 T DU Khi & S ÖOĞ G ; 3 SRSEEEDE” ç A NGU RLİLE buzm B0 AM el gâ Sön 5 8 PİRFESgi PPESEFEŞECEPMi, : GEREE ye Iyt 35 © s 3) Yel a ğğ'ğ 9 e KB ag-“n.”ığ'â;._sg%""g aR? aâ;şm “ 5g SA 3 Avi K A — B ğ"ğ%“ PERibEla yölp Cet Bi7 4 C MER 0ş gdş ö di. DĞ ç uâg ei e BK a E$ Fd çit 1-Pı:ı n - B o ğ eg e S el d n D ç â &. Ha g% 08% % ğ.n - E 5 ğ > m Ö ğğ â i İâ ) K gAs ç %m,u Ü ğ %îğ; Teş GERDtİR Sile 't DEL #H . a - ) kaar .B bzl 5 ö Ü Üa &u b HL L ğ F ” 38 DAT S(ilis Tea GtelA £ | t F riş DD FE gf çe ? "ğğ l . SLE AT YELEREREYER L "e Ç Li S& 'a VĞ ğğ S #i Aügüllümen 4o tE b gB EE © ÇR SE Daşç A : 3 C0 AS0ĞA) İzgeii ŞağiiDlite bi w . Eâ':'.: a m Bü B n . b b e %u 3 ğ—â _aâ . n S” kHüsü S © P şage H oe D0 ” * 8a14Tada ÇEşlAD Yiziiçeetili çi - & a © T SN Ve A PK E 0 B în—vdğnîm # döyptk İYÖYESESerLELİ B g oo S B 5 Ey di AALTER ASA ŞY ARİZEÇAEE ANEİEA OA R eEl g 8 CO l aç © SEDLİĞİİSD AD S EEs SI CI EİSI Ğ Ş_ gg'î 2'_ g ğ_ Ş âğ_ Kiz) ğ â ıl—âıılğı ı-â ııı âıo_gfjlı ı z p # B $ei3 & E BB & | ğ A â #4 8ğ 335 Ç a gana Selin u MA na L ll