lie ki kğ Eiki İSUNDAN BUNDAN Şarkı sayesinde beraat! Hürriyet için milyonlarca can Verilmiş, onun uğrunda şeref, zen. Tinlik ve sandet feda edilmiştir. Fakat bu kadar pahalıya mal | yan hürriyet de varmış! Sokak polisinin emrine itaat et- yen sekiz zenci, geçen hafta *Yyorkun Broklin ceza mahke - denberi büyük gemilerde sinema | suvareleri tertip ediliyordu. Veri- | len kararla bu organizasyon ge - nişliyecek ve gemi mürettebatı, karaya çıkmak Kizumunu duyma - dan, gecelerini eğlenceli ve fay - dalı bir surette geçirmek imkânı- nı bulacaklardır. Mesine çıkarılmıştır. Hâkim bun - Eski düşman yeni dost! sanatını sorarken içlerinden | birisinin kabarelerde türkü söyle | ” “İğiNİ öğrenince, hemen oracıkta İt türkü söylemesini emretmişti: ta bir türkücü olan zenci, Bir - #miş Amerikan yüneyinde çek Mvilen “Hürriyet! Senin eşin var Mı? şarkısmı tuturmuş, öteki Yedi zenci de heyecanlanarak hep ağızdan söylemeğe başlamış - ir. Türkü bittikten sonra hâ - | B 4 Kim polislere: — Bu çocuklar iyi şarkı söyle - Mesini biliyorlar... Demiş ve hepsini beraet ettire - salrvermiştir! Deyli Ekspres gazetesi Ame - “ada zencilerin o linç edilmesi Mdiselerinin artmakta olduğunu lerek 1882 denberi 5000 dar zencinin linç edilmiş oldu- uu ve bu hareketi yapanlardan azınm cezalandırıldığını yazı- Karada yelken Bir balıkçı yelken için karada eçülbilecek iş bulmuştur. Yel - ka arabaya yokuş yukarıya çı ik ken yardım ettiği gibi reklâm ii de görmektedir. Bu fotoğraf ki landa şehirlerinden birinde çe- miştir. | Edebiyat dampingi ! ia manyada Hitlerciler, 9 ey - den itibaren harice gönderile - Alman edebiyat kitaplarımın tape olan fiyattan yüzde elli ten- dili ağ sattırılmasma karar vermiş açidan propaganda bakanlığının ağ Üzerine bütün dış memleket - “ gayet ucuz fiyatlarla kitaplar aga rilmektedir. Bilhassa, Ya - ii er aleyhine olan kitaplar büs ava denece ıyatlarla Me bedava denecek fiyatlarlı ılmaktadır. &. gi liz harp gemilerinde sinema hayli bahriyesinin şeflerinden “öde subayların, okumaya ve Yanı harcıyacakları kıymetli za- Me limanlarda sinemaya ki, ek için kullandıklarından şi- ie ettikleri için İngiliz amiral- bir deniz sinema direktörlüğü “il; “$ ve bütün harp gemilerine #inema tertibatı yapmağa ka- Vermiştir, , Men daha birkaç sene öncesin. "SN Almanlarm çok meşhur deniz korsanı Kont Feliks von Lükner son günlerde İngiltereye yaptığı yolculukta Amiral Sir Reginald Halt ile konuşmuştur. Bundan on sekiz sene evvel İngiliz amirali Britanya deniz kuvvetlerinin is - tihbarat şefiydi ve bu yılmaz de « niz akıncısını elegeçirmek için var gücüyle çalışmıştı. İşte şimdi karşı karşıya geçmiş- ler tatlı tatlı konuşuyorlar. Resim- de sağda görülen adam Alman bahriyelisidir. Gözlerinizin rengini değiştirebilirsiniz! Tokyolı Uşida adı bir Japon profesörü Berline gelerek müte - hassıs göz doktorları huzurunda tecrübe yapmış ve gözlerin renk - lerini değiştirmeğe muvaffak ol - muştur. Profesörün henüz saklı tutmakta olduğu bir ilâç, gözlere aşılanmca gözbebeklerinin rengi istenildiği renge çevrilebiliniyor. Mavi ise siyah, siyah ise mavi ola- biliyor. Profesörü Berlin Trp Akademi» si madalya ile taltif etmiştir. Papağanla keçi Biribiriyle henüz tanıştırılan bir papağnla keçi, ilk selâmlarmı işte böyle vermişlerdir. Fotoğraf bir hayvanat bahçesinde değil, Londranm kuşçu dükkânlarmdan birinde çekilmiştir. Bu papağan birkaç dil konuşan kecerikli bir | kuştur. Gece öten Horoz Horozlarm yalnız sabaha Karyıl tan yeri ağarırken öttüklerine dair, olan kanaat, son günlerde Kalifo- rnianm Los Angelos mahkemesin- de bir dava yüzünden sarsılmış -| sonra verecektir. Meseleyi uzun tekini Alman elçisininkarısı al- İ uzadıya tetkik etmek niyetinde ol.) Mış... tır. Davacılar komşularınm bir ya- şmdaki Bantam cinsi horozunun| ise horozlarm tam mehtab olduğu! kaları yapıldığı gibi futbol dahi yalnız güneşin doğmasma değil, fakat doğan aya karşı da ötmek! HABER — Akşam Postam Son hâdiselerin herkese tanıttığı Adisababada nayat nasıl geçer Barlar ve tiyatrolar — Adisababa “Beyaz gül, demektir — Fenerbahçe ile Galatasaray Bugün hudutlarınm bir kısmını alev ve duman bürüyen Habeşis tanın merkezi Adisababada yaşa- yış acaba nasıldır? Son hâdiseler dolayısiyle Ha beşistan hakkında hayli yazıla: çıkmağa başladı. Hattâ, el çabuk luğuyla birkaç kitap bile neşre- dildi. Bazı memleketlerin gözö- nüne gelebilmesi, birinci plâna geçmesi için sanki harp etmesi lâ zımdır. Dün, belki Habeşistanm Avrupa merkezlerinde elçileri bi- le olduğunu bilmiyenler vardı. Bu günse, hudutlarının bombalanaa parçalarından başlıyarak, hani bütün dağ ve geçitlerinin isimler» ni öğrenecekler, LR a Birçok Avrupalıların da yaşa- dığı Adisababa şehrinde sosyal hayatın nasıl geçtiğine dair ma lümata tesadüf etmeği çok bekli- yordum. Ve bunu orada yaşıyan bi» rinden öğrenmek çok iyi olacak* tr. Orada yaşıyan, hattâ son hâ- diselerle birlikte Avrupa veya A- merikadan Habeşistana gitmiş o lan bir gazeteci ise, bu malümatı! verecek tam adamdır, sanırım, Londrada çıkan birkaç Ingiliz ga- zetesine birden “dumanı üstünde,, havadisler gönderen bu muaharir diyor ki: 4 © “Islak ve fırtmalı bir gecede Adisababaya vardığım zaman, krallar kralı Haile Selâsiyenin bu paytaht şehrinde uğruyacağım ra- hatsızlıkların hiç hoşa gitmiyen manzarsları kafamda canlanıyor- du. Nisbeten daha yola girmiş bir şehir olan Cibutiden 487 mil mesafeyi aşarak beni getiren tre-| ne şöyle bir son defa baktıktan| sonra, kendimi bilinmedik deh- şetlere hazrlamıştım...,, , : Halbuki bu Abrupalı, bundan! sonra bir Habeş şoförün taksisine| binerek elektriklerle parıl parıl yanan bir otele gidiyor. Otelin sa- lonunda bir Skoç, bir de Estonya- h albay karşılıklı viski içiyorlar, Köşede dört kişi briç oynuyor. Beyazlar giymiş siyah bir çocuk kendisini otelin, hususi banyosu! da bulunan pek mükemmel odala.! rından birine götürüyor O aksam güzel bir yemek yiyor. Sonra o Skoçyal: adamm büyük salon oto» e önline) suretile kendilerini rahatsız ettiği iddiasnda bulunmuşlardır. Davacılardan birisi kadındır ve horozun her ötüşünde bir kâğıdı iğne ile delmiş ve hayvanım gece - leyin bir saatte 400 defa öttüğünü tesbit etmiştir. Ayni kadının tut - tuğu kayda göre bu horoz ertesi! gece üç saat zarfında defa öt- müştür, | Dava olunan adam ise horozu- nu en yakın binadan 45 metre u - zak olan bir'kümeste tuttuğunu! söylemektedir. £ Hâkim kararı duğunu söylemiştir. Mütehassıslar| gecelerde daha çok öttüklerini an- latmışlardır. İ biri —oynanmamışsa da — yük | İ sek sesle ve herkesin önünde ©| Adisababada ! EE e e az Adisababanın büyük caddelerinden birinde bir seyrüsefer memural mobili içinde şehrin, Arada i- simli işiek bir meydanma gidiyor- lar. Sinemalar dağılmak üzere dir. Az sonra halk bütün oyun yerlerinden boşalarak kısmen bar lara gidiyor. Siyah - beyaz her çeşit kalabalık içki içiyor, birlik» te sohbet ve dansediyor ... Adisababada gündelik hayat sabah sekizde başlıyor. Fakat çar şıya gidip yerlilerden (kahve ve saire alarak ticaret yapan biri ime-| niz, daha yedide kalkıp yüklü ka» tırlar arasmda bağırıp an elleriyle işaretler yapan halka he-| men karışmanız lâzımdır... Habeşistan bankasma bir kere| uğramakla, Adisababadaki iş ba-| yatı hakkında bir fikir edinebilire! siniz... Beyazlara sarınmış olan bir! hayli muharip, bakır işlemeli si- lâhlariyle bankanın dışında bek- liyorlar. Bu sırada bir sef, içer de haftalık cep harçlığı çekmek tedir. Bankann orta salonunda hemen her milletten insan omuz omuzadır. Çünkü Adisababa. son zamanlar içinde Marsilya ve Port. saitten daha kozmopolit bir sehir olmuştur. Hattâ, iki İzlandalıya bile ras- lamak mümkünmüş... Yalnız bir milletten insan yok... O da Çinli-! ler! ... Sosyal hayat bilhassa, elçilik-| lerin bulunduğu muhitte kendini! gösteriyor. Bu muhitte devamlı surette kabul törenleri yapılıyor, öğle yemeği ve kokteyl ziyafetleri veriliyor. Geçen haftalardan birinde hat- tâ bir yerli resim sergisi açılmış — Tabii Habeşlerin de san'atkârları olsa gerek — ve meşhur İngiliz muharriri Şekspirin eserlerinden kunmuş... Karşılıklı surette oku- nan bu eserde, rollerden birini In giliz elçiliği birinci sekreteri, ö Cirit oyunu ve at yarışı müsa- oynanıyor. Bir yerli Ermeni ve bir de Fransz takımı varmış ki, hani bizim Galatasaray ve Fener bahçe yahut İngilizlerin * Arsenal ve Çelsi timleri hükmündeymiş... gi Adisababanın topluluk hayatr nı yazan İngiliz muharririnin ver- diği haberler arasmda en göze çar panı, hayat ucuzluğudur. Diyor ki: “Haftada 4 İngiliz lirasma — yani bizim paramızla yirmi beş li» radan biraz yukarı veya aşağı — evini kirasmı, altr. hizmetçinin ücretini, yiyeceğinizin parasını ver. dikten başka birkaç da beygir bes. liyebilirsiniz...,, Fakat bu ucuzluğa rağmen A: disababa için şimdi pek emniyet: li bir yer denemiyecektir. . Yüksek mevkilerin, insanlarm huylarına tesiri olsa gerek... De - niz satkından 7200 kadem yük « seklikte olan Adisababa şehrinin, insan tabiati üzerinde mühim rol oynadığını anlatan muharrir, ça“ bucak hırslanan, ufak bir sebep- ten kavgaya başlıyan haikm ge genlerde bir barda adeta düelle nevinden bir vaka çıkardığım ya- zıyor... Şehrin yüksekliğini “bir yana bırakmız... Hani her hangı Avrupa şehrinde olduğu gibi kav. ga ediyorlarmış... İşte Adisababa!... Yahut yakın- larda ajansların ve bazı gazetele- rin yazdığı gibi “ ADİSABEBA 1, Galiba “Beyaz gül, manasma geliyormuş... Bu güle son zamanlarda epey su verildi. Hikmet Münir