ON ALTINCI YIL. No: 5137 Adımız, andımızdır Habeş hm-hı hulıerlerı Piyango numaraları (İkinci sayfada) Heryerde 8 kuruş Büyük bir facia: mebolu vapurumuz battı. Gündelik ZECRİ TEDBİRLER F.R. ATAY Zecri tedbirler hakkındaki ka- nun projesi bugün Kamüutayda gö- rüşülecektir. Proje metni ile - bu teklifi gerektiren sebebleri ga - memiıin bu sayısında neşrediyo Iıalyı ve Habeşistan milletler cemiyeti azasıdırlar. Cemiyet pak- tınınm 12 inci maddesine göre, aza devletler, harba başvurmamağı te- ahhüd etmişlerdir. Eğer - içlerin - den biri bu teahhüdünü bozacak olursa cemiyet, harbı. menetmek yahud, eğer menedemezse, onun devamını imkânsız kılmak için, derece derece, im - tedbir - lere karar verir. Bütün aza devlet- le , nasıl 12 inci madde ile harba başvurmamağı teahhüd etmişler - se, 16 ıncı madde ile zecri tedbir- ler hakkındaki cemiyet kararları- nı tatbik etmeği de kabul etmiş - lerdir. Cemiyet Habeşistan harbını önleyebilmek ve iki aza devletin arasını bulmak için elinden geldi- ği kadar çalıştı. Nihayet habeşli - ler silâhlı tecavüze uğradıklarını Cenevre'ye haber verdiler. Cemi - yet, paktın hükümlerine göre, me- seleyi tetkik etti ve İtalya'nın mütecaviz olduğuna karar verdi. Sıra zecri tedbirlere geldi: Hep bildiğimiz üzere bu ilk - tedbirler İtalya'ya silâh ve kredi vermemek, İtalya'dan mal almamak, ve bir takım mallarr İtalya'ya satma - maktır. 925 denbe:i Türkiye ve İtalya, biribirlerine hususi bir andlaşma ile bağlıdırlar. Bu münasebetlerin son zamanlarda gittikçe iyileş - mekte olduğunu da söylemek iste- N riz. İtalya - Habeşistan meselesin- de de bizim vaziyetimiz, iki dev- letin dostça ve adaletçe anlaşma- larını isteyen, eyicil bir bitaraf- lıktır. Hükümetin, bugünkü kanu- nu kamutaya sunmasına sebeb de, milletler cemiyeti azası olmaklığı- muız, ve bu azalıktan doğan teah- hüdlerimizi yerine getirmek vazi- fesi altında bulunmaklığımızdan ibarettir. Yeni devletin kurulduğu gün- denberi her tarafta en çak barış isteyen bir devlet olarak, harb ol- mamasına çalışmaktan, ve harbı menetmek imkânı olmazsa, sürat- le barış nizamına dönülmek im kânlarını dilemek ve aramaktan başka ne yapabiliriz? Bizim milletler cemiyetine gi- rişimiz, onun barış ve adalet pren- siplerini benimsememekliğimiz - den, kollektif emniyet davasının gerçekleşmesine hizmet etmek hu- susundaki samimi arz muzdandır. Milletleri güvensizlik içinde muz- tarib eden ve ancak harb neticesi veren eski sistemler yerine, henüz, bundan daha iyi bir emniyet sis - temi bulunmuş değildir. Sistemin tam ve eksiksiz olduğunu — iddia etmiyoruz. Devlet reisimiz, yılbaşı nutkunda, bu noktayı bilhassa be- Hirtmiştir. — (Sonu 3. cü sayıfada) Kamutay _ğuyı’iıı zecri tedbirleri görüşecek Zecri tedbirler kanunu projesi Akvam cemiyeti tarafından ittihaz olunan tedbirlerin -tatbiki hakkında Dış Bakanlığının hazır- ladığı zecri tedbirler kanun pro- jesi Kamtuayın bugünkü toplan- tısında görüşülecektir. Projeyi ol- duğu gibi yazıyoruz: ESBABI MUCİBE — Teşrinievel bidayetinde habeş imparatorunun Cemiyeti akvam Zecri tedbirler hakkında Kamutayda beyanatta bulunan Dış Bakanımız harekâtı harbiyenin lamış olduğunu bildirmesi ü- unne. talya murahhası haric o- larak, Meclisin diğer azasından (Sonu 4. cü sıyı!adı) Kömür y Bayındırhk Bakanı ıııecluıııe İnebolu faciası nasıl oldu? Dün aldığımız bir ajans telgra- fa, İnebolu vapurunun İzmir açık- larında battığını ve yolculardan bir kısmının boğulduğunu bildir- miştir. Sebebi üzerinde tahkikat yapılmakta olan bu acıklı haberi, büyük teessür duyarak yazıyoruz: RESMİ BİLDİRİĞ: Ekonomi Bakanı B. Celâl Bayar atideki tebliğin neşrine Anadolu Ajansını memru etmiştir: “Deniz yolları idaresinin 1080 tonilato hacmindeki İnebolu va- purunun dün, 11-12 gecesi, saat 20 sularında Urla tahaffüzhanesi hizalarında batmış olduğunu acı ile beyan ederim. İzmir ilbaylığından alınan en son malümata göre, halen İzmirde bulunmakta olan gemi süvarisi Mehmed Ali kaptan İzmir körfe- zine girerken Kösten adasıyla Pe- likan feneri arasında tahaffuzha- ne hizasında ani olarak çıkan yıl- dız karayel fırtınası tesiriyle lom- baz ve firengilerden gemiye su .girmeye başlamış ve vapurun bir tarafa eğilmiş olmasından dolayı kömürlüklere süratla su dola- rak kazan dayresini işgal ve ma- kinaların çalışmasına mani olmuş bulunduğunu, ve yolcuların da he- yecanla bir tarafa koşuşmuş olma- (Sonu 2. ci sayılıda) olu açıldı Bay Ali Çetinkaya, yeni hattın üstün degermı Ulusa .mldtıyor Zonguldak, 12 (Özel aytarı- mızdan, telefonla) — Bütün Zon- guldak Filyosdaki tören için ha- zırlanmıştı. Şu- le vapuru tutul- muş ve birçok motorlar - kira- lanmıştı. - Bay- raklarımızla ve Partimizin altı oklu bayrakla- rr ile süslenen “Şule” ve mo- torlar binlerce işçi, izci, yakın ilçelerden ge- len halk kurul” larını ve birçok zonguldaklıla - rı götürecekti. Kara denizin coşkun dalga- ları, programın bu kısmını tat- bika imkân ver- medi. Buna rağmen, Zon- guldakta bulunan bütün - otomo- biller, Ereğliden, Devrekten, Saf- ran'boludan, Bartından, yakın köy- lerden, — ilçebayları, — şarbayları, B. Ali CH,P. Kamutay Grupu toplantısı ğ C. H. P. Kamutay Grupu bugün asbaşkan Hasan Saka'. C. H. P. Kamutay Grupu İdare Heyeti Başkanlığından: ğ nın başkanlığında toplandı. Zecri tedbirler meselesi üzerinde dikten sonra hükümetin bu hususa dair hazırladığı lâyiha e- ğ Dış İşleri ve Ekonomi Bakanlarının verdikleri izahlar dinlen- ğ aS itibarile kabul ve tasvib olundu. Parti başkan ve üyelerini, halk kurulllarını ve halkı tören sa- atine- kadar durmadan — taşı- dı. Tören çok güzel oldu ve içtem tezahür- ler içinde bitti. lenler tesbit edilen — saatta döndüler. Törenden sonra — Bayın- dırlık bakanı B. Ali Çı(ınlııyı Ulus için diyev- de bulundu. B. Çetinkaya, Fil- yos - Irmak hat- tının — önemini anlattıktan son- ra: "— Anado- lu içine bu hatla kömür sevkini kesin olarak te- minat t;ılı_m. al- > mış lunuyo- SELake ruz.,, dedi ve bu hattın havzanın istihsal mesaisini daha müsmir kılacağını, ormanlar- dan istifade imkânmı daha kolay- laştıracağını, yakında kurulacak olan büyük demir endüstrisi için çok faydalı olacağını izah etti, Sa- yın bakan azim ve iradeli bir ses- le ilâve etti: “— İki üç gün sonra Diyarbe- kir hattını açmağa gideceğim. Fa- kat Diyârbekirde durmıyacağız; Van'a ve sınıra doğru inşaata de- (Sonu $. ci sayılada) “(._Iluş,, un dıl yazıları Kemal - Teken'mıil “1, Kemal, Kâmil, ikmal; I. Tekmil, Tekâmül; mül,, KEMAL, KÂMİL, İKMAL (D numaralı kelimelerin etimo- lojik şekillerini altalta yazarak gözden geçirelim: (P rA3) —(3) Kemal: (ik - em 4 al) Kâmil: — (ik 4 am — il) İkmal: Ğik 4 im — al) Görülüyor ki bu üç kelime, ufak vokal değişimleriyle orijinde bir tek kelimeden ibarettir: (1) ik: Her üç kelimede kök ©- larak aynen bulunmaktadır; “bü yüklük, genişlik, yükseklik, fazla- hık, aydınlık” mefhumlarını gös- terir: (İğüs, ikis, üküs) sözlerinin kökleri olan (iğ, ik, ük) kökleri gibi. Kelimelerin manası “Kâmil,, dir. (*) (2) (v. 4 m): Burada kökün mefhumlarını kendinde tecelli et- Vren süje veya objeyi gösterir. (3) (v. | ©): Şümul içinde gay- rişahsilik gösterir. O halde, keli- meleri son morfolojik ve fonetik şekillerinde yazalım: KEMAL, KÂMİL, İKMAL. Bunlar, umumiğ ve şamil olarak “büyük olan, geniş olan, yüksek olan, fazla olan, aydın olan, süje weya obje” demektir. Biz bu keli- meleri, “kemal bulmak, kâmil ol- mak, ikmal etmek” tarzında kul- lanırız. Ve mahalarından da top- lu olarak, “büyüklüğün, çokluğun, yüksekliğin bir arada bulunuşunu veya yapılışını” anlarız. Kelime- lerde, “büyüklükten gelen fazilet” ve, “aydınlıktan gelen ilim ve ir- fan” anlamları da vardır. TEKMİL, TEKÂMÜL (ID) numaralı kelimelerin eti- molojik şekillerini altalta yaza- hm: (D () () () Tekmil: (et 4 ek - em -- il) Tekâmül: (et |- ek 4 am * ül) Bu-iki kelimenin başlarındaki (et) sözü kaldırılımca — bundan sonraki kelimelerin kuruluşu, ta- mamiyle (1) numaralı kelimele- rin kuruluşlarının aynı olduğu gö- (*) Büyük Türk Lügati “Çağa- tay lehçesi” azetemizin dil meraklılarına armağanı oları bu roşürü satıcılardan arayımnız. TN. Mükemmel ; ; IV. Tekem - sözlerinin analizi rülür. Bunları son şekilleriyle ya- zalım: KEMIL. KAMÜL. Bu sözler, şeklen ve mana ba- kımından (Kemal), (Kâmil) söz- lerinin aynıdır; yani “umumiğ ve şamil olarak büyük olan, geniş o- lan, yüksek olan, fazla ölan, aydın olan” demektir. Kelimelere yeni bir mana veren ve onları az çok nüanslandıran şey, onların başlarına - gelen (et) unsurudur. Şimdiye kadar gördük ki (et) unsuru, kök olarak, “kuvvet, kud- ret, sahip v. s.” manalarına geldi- ği gibi, ek olarak da, kelimenin neresinde bulunursa bulunsun, u- mumiyetle “ yıpıı'.ılıl( yaptırıcılık ve yapılmış olmaklık” anlamını gösterir. Bu iki kelimede (. 4 ) eki prefiks olarak kabul olunabi- lir. (T) eki, (Tekmil) sözünde şim- di saydığımız üç anlamdan, üçün- cü anlam rolünü yapıyor; yani “*yapılmış olmaklık” manasını ver- diriyor. (Tekmil) demek (Kemil) sözündeki anlamın yapılmış, ol- muş, bitmiş olması demektir. (T) eki, (Tekâmül) kelimesinde birin- ci ve ikinci anlamlarında rol ya- pıyor, yani “yapıcılık ve yaptırı- cılık". Buna nazaran (Tekâmül) kelimesinin - anlamında henüz mefhumun yapılmakta ve yaptı- rılmakta olduğu anlaşılır. MÜKEMMEL Kelimenin etimolojik şeklini | yazalım: (D (2) (3) (4) (5) (em / ük 4 eğ -- em 4- el) (1) em: (v. 4 m), kök olarak “alâmet, işaret, nişan” manaları- na da geldiği malümdur. Yani bu- rada “belli edici” mefhumunu haizdir. (2) ük: Bundan önce ınılııle- rini yaptığımız kelimelerin hep- sinde olduğu gibi köktür ve aynı anlamdadır. Yani “büyüklük, çok- luk, v. s.” demektir. Em | ük — emük: belli bir bü- yüklük, yükseklik, çokluk v.s. an- lamını gösterir iki kökten mürek- kep bir unsurdur. (3) eğ: Ektir, mefhüumun ma- nasını tayin ve ifade eder. Emükeğ: aydın” demektir. Kelimenin şu şe- killeri de vardır: » Sayfayı'çeviriniz a Trsayımazda e YODARARANİ YAAANAA ARRARARARAADAAAA, “büyüklük, çokluk, — İt . —