& Klayv Bruk Löndraya gilmiş “| tir, orada “Londra senfonisi, adlı bir | filmde oynıyacaktır. Meşhur artist,! Londranın yakında Hulivudu gölgede bırakacağını söylemiştir. X. Bir Amerikan kumpanyası O - fenbahın “Hofman hikâyeleri, eseri nin sinemaya nakli hakkım satım a) mirstir. Filmde Hofmam rolünün mey hur Leh tenoru Jan Kipuraya verile-| ceği sanılıyor. 4. Aslen İspanyol olan sinema yıl dizt Konsita Montenegro, birkaç gün | evvel Pariste evlenmiştir. Kocası “Kariyoka,, filminde oynıyan artist lerden Pol Rubiyendir. Boris Karlof yakında çevrile - lan “yürüyen ( ölüler,, filminin cek olan baş rolü için angaje edilmiştir. İ ). Holiyuddan gelen sansasyonel! bir haber; Plâtin saçlı Cin Harlu ge lesek filminde saçlarını siyaha boya olarak görünecektir! Cin Parker beyaz muslınden bir ropla * li KUÇ KHABERLERİ 24 Amerikan mugannisi Lavrens Ti- bet “Metropoliten,, adlı bir filmde rölü yapacaktır. Xx Stendalın “kırmızı ve si, manmin mevzuu rejisör Mori tarafinda Fransada. filme alınacak-| tir, 24. Fransada çevrilecek olan “Lük. res Borjiya,, filminde, Gabviyel kah | rio, Roje Karl ve Edviç Föyyer rol a- lacaklardır. Filmin orejisörü Abel Gans'tır. >£ Amerika stüdyolarında bir vakit ler Dolores Delriyonun yaptığı “Ra mona,, filmi tekrar çevrilecektir. Bu Yungdur, &sas nağme seferki “Ramona,, Loretta Filmin musiki kısmında gene meşhur “Ramona,, valsi olacak- tır. >. Londraya giden Ramon Novar. ro, İngilterede bir film çevirmeğe, an cak 6 filmin senaryosunu görüp be menmek şartiyle razı olacağını söyle- miştir, 2 Alman casusu “Matmazel Dok- ts», in hayatı Londrada filme alma ıtır. Başrol Dita Parlo'ya verilmiş- tir. Filmin almanca ve ingilizce iki kopyası olacaktır. 2& Şarl Laogton İngilterede yapı lacak . bir filmde “Sirano, rolünü #emsil edecektir, Sessiz sinema zamanında Glor Svanson tarafından filmde can- landırılan “Madam San Jen,, mevzuu tekrar sinemaya alınacaktır. & o Ön yaşındaki küçük yıldız Şir-| ley Templ hiç boş durmadan film çe viriyor. Şimdi cevirmekte olduğu film” den sonra “Zavallı küçük O milyoner kız, , “En küçük âsi, filmlerinde oy-| nıyacaktır. Yıldızların ““mani,, leri Her insanın ufak, büyük manileri vardır, sinema yıldızları da bu kusur - lardan kendilerini kurtaramamışlar - dır. İşte hazı artistlerin manileri: Cim Harlu elinin tırnaklarını ke mirir, Kari Grant ikide birde kulak- larını kaşır, Norma Şerer fevkalâde titizdir, hemen hemen her on dakikada bir ellerini yıkar, Vilyam © Povel tik e sinirli sinirli gözlerini kırpar. Yrey boyuna saçlarını karıştırır. ivez Duv bilhassa film çevirirken men ini elinde yırtacakmış o gibi burar, Mey Vestin manisi ise tıka basa yemek ve yürürken kalçalarını sallamaktır. sonra Sinema nasıl olacak ? Bir Fransız gazetesi “2000 senesin- de sinema nasrl olacak?,, mevzuu et - rafında bir anket yaparak (muhtelif Fransız sinema rejisörlerinin fikir - lerini sormuştur. Ankete verilen ce- vaplardan ikisini kısaca — yaziyoruz. Tunlardan birisinde rejisör Bertomi ö diyorki; a Diğer rejisör Jan Şu da şöyle de- miştir: 2000 senesinde Fransada sinema diye bir hâdise olmıyaektır, çünkü za vallı Fransız sinemacılığı çoktan rah- meti rahmana kavuşmuş bulunacak - tır. Himaye görmiyen Fransız sine - macılığı için mukadder âkibet budur. “— 2000 senesinde sinema diye bir şey kalmıyacaktır. Çünkü film yapan lar da şimdiki fikir kısırlığı mevcut kaldıkça netice ancak böyle olur. Mi- sal söyliyeyim, Viktor Hügonun “Se - filler,.ini sessiz olarak iki defa filme almışlardı. Mevzu bulamayınca tek » rar, fakat bu sefer sesli olarak, çektiler, Şimdi tekrar olarak “Sefille ri,, çeviriyorlar. Bir müddet sonra ka- bartma, daha sonra renkli, ayet kokulu, sicak, > soğuk, rüzgâr murlu olarak da tekrar tekrar filme alacaklar. Sonunda ise artık yapıla - cak bir kalmıyacak, mevzu da bu- lamayınca sinemadan Yazgeçecekler!,, Acaba neden? Kıymetleri münakaşa götürmiyecek kadar az bazı filmleri göstermekte hiç hasis davranmıyan İstanbul sinema - ları Avrupa ve Amerikada büyük mu vaffakıyetler kazanan — bazı filmleri her ne dense hiç İstanbula getirmiyor” | lar, Misal mi istiyorsunuz? Şimdilik bir tane gösterelim: Üç yıldır ortada Katharine Hepburn adlı bir yıldız var kiG Garbo ile ayni ayarda bir sanatkâr sayılı - yor, hakkında münekkitler türlü met»| hiyeler yazıyorlar. Bu kadının hiçbir filmi Türkiyede gösterilmemiştir. Acaba neden? Yıldız namzetleri Sinema artisti o olmağa çok kimse heves eder, fakat bu hevesi tatmin e derek “yıldız. olabilmek herkesin kâ- rı değildir. İşte size bir delil; Holivut stüdyolarına (bu senenin ilk sekiz ayı içinde filmlerde rol al - mak üzere müracuaf edip birkaç met-| relik tecrübe filmi çevirenler tam 1613 kişidir, Bunlardan beğenilerek ken -| dilerine rol verilenler © ise ancak 48 kişidir, 5 pe cis.zi N “pavford, altın sır malı bir suare elbisesiyle