21 Eylül 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

21 Eylül 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

"dağlarını pembe kanlariyle boyama - ga A Harp kok Leş kargaları üşüşüyor! Harp daima iki cephede cereyan € - der. Bunlardan birincisi topların, tü- fekferin patladığı, tayyarelerin bom - balar attıkları, tankların (çarpıştığı toprak siperlerdir. £ İkinci cephe ise karanlık bir perdenin arkasındadır. Medeniyet ilerledikçe bu karanlık perdenin arkasında (cereyan eden harpler daha ehemmiyetli roller oy - namağa başladılar. Bugünse toprak siperlerde cereyan eden kanlı muha - rebeleri iki kedinin yalancıktan oy - na: derecesinde masum bıraka - cak kadar korkunç ve dehşetli olma - ğa başlamışlardır. Bu karanlık perdenin arkasında €w reyan eden harplerin askerleri, ge - nwa'leri. top tüfek ve (o cephaneleri varr nız bu generaller hâki renk elbise yerine frak ve silindir şapka giyerler. Ellerinde kılıç yerine beyaz eldivenler vardır. o Askerlerine gelin- ce bunların ekserisinin hangi millete | mensup oldukları belli değildir. Yüz- lerinin ve gözlerinin (o renkleri renk renktir. Hemen hemen her dilden ko nuşurlar. Bugün yaptıkları yarın Yap” tukiarma benzemez. Evvelisi gün şark- tan gelmişler, dün garba gitmişlerdi. Buzün şimalden göründüler yarm da cenup istikametinde gözden kaybola - cakledir. Bu harplerde kullanılan top, tüfek, ve cephanede, üzerine ( her lisandan yazılar ve rakamlar bulunan kırmızı mavi, yeşil notlardan ibaretti. Ve Habeş dağların toprak siperle” rinde bügün yarın ( başlanınar bekle - nen harpten çok daha evvel karanlık ar v9 arkasındaki harp başlamış - * Portssit, Süveyş kanalının ağzında işlek, ve güzel bir limandır. Limanın | bis ucunda granitten yapılmış büyük | bir dalgakıran ve kanalı açan mühen- dia Ferdinand Lessepsa'nm büyük bir heykeli vardır. Hergün bu heykelin önünden İnzi - | liz, Fransız, İtalyan, Japon vesair mil letlerin bayrağını taşıyan vapurlar dopdolu gelip, bomboş dönmektedir - ler, Ferdinand Lessepsa bilhassa kum. ral saçlı, sarı benizli ve zayıf İtalyan çocuklariyle dolu olan vapurlara bü-| yük bir hüzünle bakmaktadır. Nere - de ise tune yüzü (kırışacak bebeksiz gözlerinden yaşlar boşanacaktır. V - mümüi harpte kırmızı kanlarını Alp dağlarında akıtan bir neslin çocukları olan bu gençler şimdi de yalçın Habeş ğa gidiyorlar. Şehre girelim. Uzun rıhtımdan far la vzaklaşmağa lüzum yoktur, İki 50” kağı geçergeçmez önümüze kapısın - da Grand Otel yazılı o kocaman bir bina çıkacaktır. Büyük bir bahçe i - çinde bulunan bu pencereleri pancur- Tu bina gündüzleri şehrin bütün gü - rültülerine riğmen dilsizdir. Fakat gece olup da şehir gözlerini kapar ka. | pamaz burada hayat başlar. Bahçede bir caz vardır. Barında soğuk içkiler içilir ve daha iç salonlarmda bakara oynanır. Bu otelde dünyanın her tarafından gelen beynelmilel borsa spekülâtörle- ri, silâh, zahire, kömür tröstleri mü - messilleri, ve büyük casuslar toplan” mışlardır. Biribirlerine karşı çok mül- tefit davranıyorlar. Karşılıklı buzlu viskiler içerek konuşuyorlar. Konuş - tuklarına kulak verelim: İ — Patates! — Evet, evet patates! — Fiyatlar nasıl? A, YA” AŞ, M.N usu alan | Jütörler arasında kimsenin burnu bu | ne girift menfaatlerin — Bugün on beş, yarın on altı, öbür gün on yedi. — Dün sekiz değil mi idi? A A e Yazan: Sertoğlu — Demek Habeşistan patates... — Evet.. İhracını tamamiyle menet- ti ve İtalyan erzak müteahhitleri ta- ahhüt ettikleri (patatesleri 24 saatte teslim etmek mecburiyetindedirler. — Bu işi kim yaptı? — Core, — Bu adam dâhidir. — Piyasa yeniden yükseliyor. Dik - katli olunuz! — Cepheden yeni bir haber mi var? — Daha fena Aleksandr Ciran bu- radadır? — Ne diyorsun? MY e lie A e — Bu şişman, kırmızı yüzlü viski içen adam kimdir? Yeni bir firmamı? — Hayır, bu adam Aleksandr Vi - randır — Sahi mi söylüyorsun? — Elbet! — 0 halde, i — Harp muhakkak.. Büyük spekü-| adam kadar isabetli leş ve ölüm koku- su almaz. — Doğrudur. land körfezinden ! 3000 tane yarı eh- —Büyük harpten sonra uzak şarkta, Çinde ve geçen senede Bolivyada ” o... - örülmüş. Şimdi işe nasıl başlar der.) Lileştirilmiş Ret sin? geyiği ile bunla. — Yükseltmek istediği eshamı dü - şürmekle.. — Cephaneye, çok, ama çok cepha” neye ihtiyacımız var, — Biliyorsunuz ki Habeşistan silâh ve cephane İthali menedilmiştir. — Paramız peşindir. — O, siz çek nazik bir diplomatsı - we Mösvi Holalulu. benimle bir vis- sk işmez misiniz? Böyle... daha rahat konuşuruz. e yerden 36009 kilo! Ortada iki fikir çarpışıyor metre uzağa gide. SES — Harp olacak! rek orada 30.004 — Harp olmıyacak! Kimbilir hangi çapraşık ve biribiri" muhassalası olan bu iki fikir etrafında o hararetli çarpışmalar var, — Harp olacak! Roma ile Adisaba- ba sla © biribirleriyle o anlaşamaz - lar. Musolimi bir hiç için bu kadar bü- vük masraf yapmaz. Bu İşin sonunda muhakkak harp vardır. — Diplomatlara. güven olmaz. On - lar kurşunlar o namluların yarısında iken bile anlaşıverirler, Musolini blöf yapıyor, Harp olmıyacaktır! — Olnenktır,! — Olmıyacaktır,! Artık sabah oluyor. Garsonlar esni- yorlar ve servisleri yavaş yapıyorlar, Masalar yavaş yavaş o tenhalaşıyor. Bahçedeki taz çoktan susmuştur. Vis kiler eskisi kadar soğuk değil. Nihayet hiç durmadan Sigara içen ve pek az konuşan son iki kişi de yerin den kalktı, Bunlardan biri çok zayıf, öbürü çok şişmandı. Yavaş yavaş yürüyerek rıhtıma çık. tılar, Gökte o kocaman bir ay vardı. Ferdinand Lessepsa'nın heykeli uzak” tan bir karaltı gibi görünüyordu. Rıh- tımda bir kemik (o yakalamış köpekle «vi olwyan (akir ve zenci bir köfteci. den başka kimse yoktu. Rıhtamın bir köşesinde durdular ve ağızlarmda sigara, konuştular: Zayıf adam: — Demek bana ödünç ver miyorsun? Şişman adam; — Verdim, batırdın.. — Bir daha ver, — Ne teminat gösterebilirsin? Zayıf adam sırıtmak için dişlerini gösterdi. Şişman adam sigarasını çek- ti. Ağzı kemikli köpek | hırladı. Sırtı küfeli çöcuk öksürdü. Zayıf adam, zayıf bir sesle şu cevabi verdiz — Terideki harpler! Murat SERTOĞLU rın Kutup denizi kıyı. lar bulunduklar Sİ HABER — Akşam Postası Uz 1 em Okuyacağınız yazı kutup tarihin” « de başarılmış dikkate değer bir © mupaffakıyetin hikâyesidir Ka - nada hükümeti buyruğu (altında yaşıyan Eskimolar: açlıkta kur- tarmak kaygusuyla, Alaskadan3 bin Ren geyiği satın — almış ve bu sürüyü kutup denizi kıyısından ba taya doğru, Makenzi ırmağına ya- kın ve Eskimolara tahsis edil - miş geniş araziye götürmek için birkaç Lâpon birkaç Eskimo tut muglu, Sürünün — katetdeceği yol 36000 kilometredir. Bu yolsuz iz - siz yabanlıkta seyahat ancak kı - şın yapılır ve kışın da buralarda dolaşmanın ne demek olduğunu ancak kutup sahaların bilenler anlar! Bu uzun yol aşağı yukeri beş yılda alınabildi ve gerçekten kahraman olan bir avuç çoban ni hayet Ren geyiklerini yeni yurt * larına salimen ulaştırdılar. 1929 un kış başlangıcında “Dün. yanın tepesinde”, hiçbir göçün he- nüz kaydedilmemiş olduğu kadar| şimalde, upuzun bir yolculuk baş: | ladı, i | Alaska'nın Buk muhafızları © yanlarıydı. kilometre murab- baı araziye yerleşeceklerdi. Bu çorak ayabanlıkta, kırçıl fe- cirler, keskin soğuklar ve kara fır. tınalar ülkesinde herşey muazzam mikyaslıdır. İşte bu kara bölgede birkaç Eskimo ile Lapon çobanı Adamoğlu tarihinde belki yegâne kalacak olan bir işibaşarmışlardır. Yolda mütemadi zahmet ve| meşakkatin verdiği müthiş yor . gunluktan Eskimolardan birçoğu düşmüş ve yerlerine başkaları kon muştu. Fakat Laponlar şaşılacak bir sebat ve mukavemet göstere - rek sonuna kadar dayanmışlardır. Bunların Kutup yabanlıklarında karşı gelmeğe mecbur oldukları dayanılmaz güçlükleri ancak ora. larmı görmüş olanlar takdir ede - bilir, Kanada Hükümeti zaman za. man kıtlık ve açlığa uğramakta o. lan Eskimolara daimi bir gıda kaynağı kurmak amaciyle bu Ren geyiği sürüsünü satın almıştı. Şi- male mahsus Karibu geyiklerinin mevsim göçleri artık gayri muay. yen ve şüpheli olmuş Müsk ökü - zünün cinsi tükenmiş ve karanlık kışlarda açlıktan ölüm tehlikesi gittikçe artmağa başlamıştı, Es . kimoların anası ve babas: olan Kanada Hükümeti, tebaasının iş. tikbali hakkında artık endişe duy- maktaydı. Şimalin çocuk gibi, tasasız ve düşüncesiz kabileleri, Ren geyik - lerine nasıl bakılacağını acaba öğrenebilirler miydi? Acaba canr korumak düşüncesi bunlara aşıla- özünden 4 Çöllerinde 36000 kilometrelik bir seyahat İngilizceden çeviren: A.E. nabilir miydi? Bu gezgin avcılara! Ren geyiklerinin ehlileştirilme işi bir kere öğretilse artık açlığa düş- mek korkusundan kurtulmuş olur. lardı. Fakat onlara bunu kim öğ- retecekti? Bunu yapsa yapsa an - cak uzak Lapland ülkesinin, nesil- lerdenberi tecrübe ile ihtisas ka- zanmış yerlileri yapabilirlerdi. Uzun araştırmalardan sonra büyük şimal topraklarının insan ve hayvanları hakkında derin bil- gileri olan yaşlı bir adam bulun - du, Bu zorlu ihtiyarın adr Andi Bahr'dır. Çok şiddetli bir hayat - tan sonra son günlerini geçirmek üzere İngiliz Britiş Kolombiyası - na çekilmişti, Bu adam, Kanada Hükümeti - nin büyük projesini işitince, bu plânm insanlıkseverliğinden, plâ - nı gerçekleştirmek için kendisini seçmekle verilen büyük onör ve mes'uliyetin büyüklüğüne sevindi. Ren geyiği sürüsünü götüren heyetin geçtiği yolları gösteren harita Evet, Ren geyiği sürüsünü gö - türeceğini söyledi. O, Laplı Bahr, kudurmuş fırtımalarla, keskin 80- ğukla savaşmayı göze alıyordu. Hayatında bir defa daha uğulda- yan fırtınaya, uluyan kurtlara, homurdanan beyaz ayılara kafa tutacaktı. Şimalin mistik ışıkları gene düşüncelerini çelecek, uzun geceden sonra doğan, ilk güneş gene aynı uruncu verecekti... E . vet, yola çıkacaktı. Andi ilk karar verdiği zaman, aşağı yukarı on sekiz ay kadar sü. recek bir yolculuk düşünüyordu. Ne kendisi, nede başka birisi Ren geyikleri sürüsünün ancak beş yılda, Makenzi ırmağının öte yanındaki topraklara ulaşabilece- ğini aklından bile geçirmiyordu; hem hiç tükenmek bilmiyen me - şakkatlerle dolu beş yıl... Başka Laponlarda tutuldu, Bunlar uzun tecrübeli, denenmiş kişilerdi; kısa boylu, hem gövde hem akılları sağlam, şimal "kışla « rmın büsbütün sertleştirdiği in . sanlar... Eskimolar da toplandı. Bunlar herşeye meraklı, çocuk gibi adam-' lar olmakla beraber, bu acayip! sergüzeşte atılmağa, ve böylece bir yolculuğun vereceği ünü ka « zanmağa heves etmişlerdi. Eskimolarla birlikte karıları ve çocukları da geldiler, Eskimo, dikişinin dikilmesi i » çin karısma muhtaçtır ve “Dün . yanın tepesi, nde yapılacak bu yolculuk için de birçok dikişin yapılması gerekti: Eldivenler, çiz- meler, gocuklar ve uyku torbala » rı... Bundan başka her gece demir tencerelerde etin kaynatılması işi vardı. Evet, kadmlara yaptırıla - cak iş çoktu!... Eskimolar Bukland körfezine gelir gelmez, yetiştirilmeğe baş - landı. Bunlara evvelâ kayaklarm (ski) nasıl kullanılacağı öğretil . mesi lâzrmgeliyordu. Sonra pek huysuz olan Ren geyiğinin ahlâk ve âdetlerine dair tecrübeler gör- meliydiler. Bu sırada ise Laponlar Andi'nin başkanlığı altında Ren geyikleri arasmda çalışmağa baş - lamışlardı. Kısa birer kement kul. lanarak en yetişmiş hayvanlarıya- kalıyor ve bunları yavaş yavaş koşuma alıştırıyorlardı. Ren ge « yiğini nakliye hayvanlığına . tmmak için birçok günler Bunlar ayaklarma tez ve hayvanlardı, fakat çabucak yorlardı. lıklar donsun! Güneşin geriye dönmesiyle birlikte yol tekrar yu- muşayınca, artık ilerlemenin im « kün: kalmıyordu. O vakit sürüye bir yaz kampı seçilecek ve kışın gelmesi beklenecekti, , Kutbun sonsuz gecesinde, ina lardâ ve boğucu fırrtnalarda yol « culuk gerçekten müthiş bir iştir. Fakat ne çare ki bu Ren geyikle - rini İâzm olan yere götürmenin İkinciteşrinin demir gibi don « lariyle beraber bu büyük göç yola çiktr. Kızaklar yüklendi ve koşul- du. Eskimoların köpek takımları tek kol halinde yola düzüldü.Her birisine bir Ren geyiği Koşulmuş Lapon kızakları da şaşılacak bir hızla ileriye atıldı. Büyük sürü de, sanki kocaman boynuzlardan vücuda getirilmiş sonsuz bir orman gibi manevra et tirilerek yola kondu. Boyuna ya - an karların altında ilerliyen bü « yük sürü insanların gözünden u - zaklaşarak bilinmez tehlikelerin içine doğru ilerledi. (Date: dez)

Bu sayıdan diğer sayfalar: