Milyonluk HABER — Akşam Postası 21 EYLÜL — 1835 Liberal Ingilizler deTtineler Harbe ve buhrana karşı Yüzlerce metre derinliğe inebilen dalgıçlar vasıtasıyle Denizin dibinden çıkarılmağa çalışılıyor Londradan yazılıyor : Glaskov'dan yola çıkmış olan bir tahlisiye heyeti şimdi Irlande kıyılarında Kinsale Hed açıkların. da bulunmaktadır. Buniar Alma» denizaltı askeri tarafından batırıl mış olan Luzitanya'nin leşini fo-! toğrafa almağa uğraşacaklar ve tahlisiye işlerine girişeleklerdir Tam yirmi yıldır bu çelik tabut Atlântik Oknanusunun Hiplerinde! yatmaktadır. Şimdi lüks kamara larında balıkların yerlesmiş oldu- ğu, ve her tarafını midye. istridye| gibi bin bir deniz hayvanının kap ladığı bu leşte çubuk halinde tam bir milyon İngiliz liralik altın da vardır. İşte tahlisiyeciler bu al tınların yüzüsuyu hürmetine çok çetin bir işe girişmişlerdir. Bundan altı sene evvelisine ka. dar insanlar denize doksan met- reden fazla dalamıyor ve yukarı- ya ancak pek yavaş çıkıvorlardı. Dalgıçların yapabildiği — işle pek azdı. Bugün ise dılgıcm giy diği madeni elbiseler (| sayesinde 300; 400 hattâ 950 metr» derinliğe gidildikten başka orada istenildi. ği kadar kalinmakta ve Sstüniler| işler yapılabilmektedir. Yukarıya gıkış da kolay ve çabuktur, a * Venezulla kıyılarındaki San! Petrodan itibaren Atlâr'ikde için de altınla batmış gemile: aşağı yukarı yedi bin tanedir Bunların içinde bulunan gümüş ve altınm miktarı 13 milyon İngiliz lirası! (bizim paramızla 81.259 000 lira)! olarak tahmin edilmektedir. Bu paranın dörtte üçünün çı'karılabi leceği sanılıyor. Bundan başka içinde 27 milyon İngiliz Tirasiyle Vigo körfezinde batan İspanyol kalyonları, Bahanes akıntılarında 20 milyon İngiliz lirası altın para ile batan Rus filosu; kasalarında ki beş milyon İngiliz Tirasiyle de. nizin dibini boylıyan Tıtanik hep insanların hırsını tahrik © edecek çok zengin definelerdir. Londrada bir endüşi,? adamı nm icat ettiği yeni tahlisiye va srtası, bütün bu servetleri irişe-, bilecek kadar © yakmlaştırmıştı, Bu tahlisiye elbisesidi: ki Almayı ve İtalyanların son © zamanlarda yaptıkları elbiselerden ve hele bundan on sene evvelki kauçuk dalgıç takımlarından cok üstün- dür. * Savaştan sonra Almanlar ma- deni dalgıç elbiselerini icat etmiş- lerdi. Elbise çelikten gayet ağır bir silindirdi, içine dalgıç giri - yordu. Asıl gövdeye mahsus bü yük silindirden başka kol ve ba - gaklar için daha küçük dört silin- dir ve parmaklar için madeni kı. &, Satılık otomobil lıflar vardı. Bir noktaya kadar bu elbiseler çok muvaffakiyet gösterdi. Çün kü madeni zarf suyun (e tazyikine mukavemet ediyordu ve içerde atmosferin tazyikinden fazlasına İizum yoktu. Dalgıç 150 metre ye kadar dilediği hızla batıp çı. kabiliyordu. Fakat elbise okada * ağırdı ki dalgıcı yukarıya çekmek ii icap ediyordu. İşte bu elbise ile birkaç teşebbüs ve bu arada Ejipi vaputunun tahlisiyesi yapıldı. Tahlisiye işleri uzun zaman adetâ İtalyanların inhisarı altmda kalmıştı. Ancak her işte olduğu! gibi bunda da rekabet !talyanlar. tek başlarına bırakmad:. * Şimdi ise bir Londra'ınm bü tün hayatı müddetince çalışıp or - taya koyduğu yepyeni tir takım - İa Luzitanya gemisi aranmakta - dır. Takım diğer medeni elbise - lere benzemekle beraber o kadar hafiftir ki dalgıç bunu giymiş ol- duğa halde dilediği gibi yürür, o- turur, hattâ denizde | sıçrıyabilir. Madeni elbisenin parmakları de- nizde bir düğüm yapacak, yahu* vida çözecek kadar hassastır. Eski makinelerdeki yukarıdan aşağıya sarkıtılan hava borusu ye- rine bu elbiseye bir oksijen maki. nesi konmuştur. Dalmak için de! safra sandıkları iliştirilmiştir. Dal.! şıç yukarıya çıkmak istediği za- man bu safrayı atabilir. Adamakıllı yağlanmış kol ve bacak büküm yerleri sayesinde de- niz altmda sekiz yüz metrenin ver. diği tazyike rağmen çalışılabil- mektedir. Dalgu Gi Filmiş olan çelik olakalı bir Taba basıtasiyle karanlıkta görebildiğ' için vapur İeşinin içlerine girebil mektedir. Tartibatı gizli tutulmakta olan! bu elbiselerle deniz altına gömül müş olan bütün servetler birer bi- rer çikarılacaktır, Yeni Neşriyat Modern Sanat Ressam Nurullah Cemal Berkin bu eseri neşredilmiştir. Çok © açık ve her kesin anlıyabileceği bir lisanla yazılı olan bu kitap, modern sanatin muhte- lif ekolleri ve tarzları hakkında bir fikir edinmek . istiyenler için güzel bir rehberdir. Bol resimli olan bü ki - tapta, empresyoniz, neo - empresyo-| nizm, kübizm, fütürizm ve modern sa- natin muhtelif meseleleri hakkında ö- nemli sayfalar vardır. | yarı"böş'mmaxâlatında yehi yur! ne çareler düşünü “© Gümrük takyidatı kalksın, edebilsin, muhace tındaki müstemlekeler he ceği bir hale kKonulsun... rinde tutmuş olduğu siya İngiliz siyasa admalarından Ramsey Muir, “Mançester Gardi - yan,, gazetesinde neşrettiği bir makalede önce Japonya, sonra Al manya, şimdi de İtalya tarafmdan Uluslar Kurumuna meydan okun.) ması hâdisesinin, medeniyetin is - tkbalini yakından alâkadar ede « cek bir durum ortaya koyduğunu anlatarak bu üç memleketin bu - günkü hallerini, davalarını izah e- diyor ve bütün dünyayı müteessir edebilecek bu gibi müşküllerin halledilmesi için son ve en kat'i tedbirin ne olabileceğini inceli - yor... Bu dikkate değer makaleyi nak. lediyoruz: “Japonya, Almanya ve İtalya kesif nüfuslu üç memlekettir. Bu memleketlerin ahalisi daha artı - yor da... Bu ahaliyi, bu memle - ketler kendi vasıtalarına dayana- rak makul bir miyar üzere yaşa - tamaz, geçindirmezler. Dünya. nın diğer ahalisi ile geniş ölçüde ticaret yapmak . zorundadırlar (mecburiyetindedirler).Fakat her memleketin koyduğu gümrük tak- yidatı yüzünden bu memleketler kendilerini bu mefruz ticaretten | mahrum bulmaktadırlar, Bu mem. leketlerin fazla nüfusu, dünyanm lar bulabilirler. Fakat bu mmta - kalara yerleşmelerine mâni ola - cak muhaceret takyidatı mevcut - tur “Fazla nüfuslu olan bu memle- ketlere, Uluslar Kurumu, statüko. yu (yeni bugünkü hudutları oldu. ğu gibi muhafaza etmeyi) emre - den bir teşkilâttır. Statüko ise, bu memleketler için hemen hemen i. dam hükmü ile birdir. İşte bu memleketlerin elbirliği sistemine isyan etmelerinin, kuvvete dayan malarının, harp için hazırlanma - larının en esaslı sebepleri bunlar. dır... “Habeşistana bir liman ve İn - gilizlerin idaresi altında bir parça toprak vermek suretiyle, bu mem. leketin İtalyaya belli başlı imti - yazlar vermesini temine çalışmak pek güzeldir. Böylece, harbın bel. ki önüne getilebilir, (belki de ge - Kiralık daire Kabataşta, Sedüstünde Çürük. sulu Mahmud Paşa apartımanmda Sayet güzel manzaralı Obüyük beş oda ve bir sofalı, mükellef ha: mamlı bir daire kiralıktır. Tramvay istasyonunun hemen yanmdadır. Taksime de yakındır ERENER Raşa Ratip Türkoğlu Ankara caddesi Meserret oteli Karşısı numrara (88) azmaRA SEN SEM aaa aaa yaygara? Kullanılmış fakat iyi biç halde yeni Ford otomobili satılıktır, Fe. neryolunda Muhtarpaşa çıkma - zında (6) numaralı eve müraca - at, çilemez!); fakat bu, esaslı mese - lenin halli demek değildir. “Şu halde, şimdi (Uluslar Ku rumu kumandası altında veya di-| ğer şekilde) diğer milletlerin ida. resi altında bulunan toprakları, gayri memnun milletleri de mem- nun edecek bir şekilde yeniden tevzi edebilir miyiz? “Bazı mehefilde şimdi bunu ko nuşuyorlar. Fakat bu da mesele nin temelden halli değildir. Bazı vaziyetlerde toprakları yeniden bu yolda tevzi etmek bu toprak - larda oturan ahali için haksızlık olur. Şedit bir idare tarzı kullan - makta olduğunu gösteren hükü - metlere, bu toprakları, oraların a- halisine sormadan vermek doğru değildir... “Dünyadaki bolluğun bütün dünya halkına yarayabilecek bir hale sokulabilmesi için üç yol İ vardır; herkes yor her yerde ticaret ret takyidatı da kaldırılsın, manda al- “Birincisi ve en mühim * olanı, bütün dünyada hakiki ticaret ser. bestliğini tesis etmektir, Bunu te. min belki güçtür. Fakat arsrulusal ticareti, bugünkü bağlardan kur « tarmak, kesif nüfuslu endüstri makul bir geçim elde etmesinin memleketlerin kendi nüfusu için yegâne yoludur... Eğer bu mem . leket, tam bir cesaretle bu işte ön- ayak olursa, yani ticareti ilk defa İngiltere serbest yaparsa, bugün : kü dünyayı, harap olmak tehlike: | sine koyan tazyikten kurtarmanın daha iyi bir şeklini bulmuş olur. “İkinci şekil, nüfusu az olan memleketlerde muhaceret serbest liğinin yeniden tesisidir. Bütün bu memleketler, harptenberi, muha - cereti sıkı surette takyit etmişler - dir. Fakat İngliiz dominyonların- da da aynı takyidat mevcuttur, Bunu yaptılar, çünkü kendi mem. leketlerindeki işsizlik kendilerine yetiyordu. Ve bu işsizlikten, arsı. ulusal ticaretin gümrükler veya diğer takyidatla bağlanmasmdan doğuyordu. “Ticaret serbestliği, muhaceret serbestliğinin şartıdır, Fakat de - nebilir ki, bugün şahlanmış oldu. ğu görülen kuvvetler, fazla nü - fuslarının başka meml, lere vaşka”nukümetlerin idaresi altına nakledilmesirden memnun olmı - yacaklardır. Çünkü harpte kul - lanmak üzere bu ahalinin üzerin - de kendi kontrollarının bulunma. sını isterler, Eğer hakem olarak harbı kabul edersek bunu doğru olarak kabul etmekte devam ede - lim. Fakat, Uluslar Kurumu sis « | temi bir hakikat haline getirilir - se, medeni milletler arasından harp tehçir edilirse bu nazariye artık doğru olamaz...,, Muharrir bundan sonra muha - ceret serbestliğini hakikaten kur - makla, fazla nüfuslu memleket - lerdeki tazyikin kalkabileceğini yazıyor. Ve şöyle bir fikir ileri sü- rüyor: “Az nüfuslu memleketlere de, bu noktadan medeniyete kar$ı bir vazifeleri olduğu anlatılmalıdır. Ticaret ve muhaceret serbestliği» ni tesis edebilmek çok zamana muhtaçtır, Fakat sulh içinde bir dünya vücuda getirmek için lü - zumlu şartlardır. r memleketin istifade edebile- Bu Ingilterenin refah devrele- sanın aynı olacaktır. ,, “Üçüncü hal şeklini söyleme « den şunu göze alalım: “Harpten sonra Almanyanın müstemlekeleri kendisinden alı « np Uluslar Kurumu mandaşı aj - tına konulduğu vakit, bu yerlerin ticaret erbabina serbest olacağı ve bu yerler halkının, inzibati ted - birlerden gayri hiçbir süel talime tâbi tutulmamaları şart koşulmuş. tu. 1919 senesinde bu manda sis . temi, henüz kendilerini idareye kadir olamıyan bütün sıcak mem» leket müstemlekelerine tatbik e - dilebilirdi. Fakat kimse böyle bir teklifte bulunmayı akıl etmedi... “1932 senesinde, İngilterenin yeni bir himaye plânının cümle - sinden olarak, yalnız mana al - tındaki müstemlekeler müsterna olmak üzere, İngiltereye istinat e. den bütün müstemlekeler, yaban- cı memleketlere karşı siyanet ka - bilinden gümrük takyidatı koyma ğa mecbur edilmişlerdi. Tabii İn- giltere ve dominyonları âzami tes hilâtı görmek şartiyle... Bu, faz. la nüfuslu ve gayri memnun metg- leketlere, dünyanın fazla malları- na cl uzatamıyacaklarına dair sembolik bir işareti. Bu, İngilte- re hesabına bir hareketti. Şimdi Onzo dalarinin 2-:2-- Ka air rivayetler dolağı. yor. Ve bu topraklara da (ki Fran- sa ve Belçikanm idaresindedir) dünya ticaretine karşı takyidat konacaktır. “Şu halde acaba, kendilerini idare edebilecek bir mevkie he - nüz gelmemiş olan bütün sıcak memleket müstemlekeleri, manda sistemi altına getirilemez *ni? Ve bu suretle Uluslar Kurumunun i- daresi altında bütün dünya tica - retine açık bulundurulamaz mı? Bu, Almanyaya veya İtalyaya su veya bu müstemlekeyi vermekten çok daha iyi bir metottur, Çünkü bu suretle bu memleketlere tica - ret imkânlarını daha geniş bir öl- çüde açabilmiş olacağız. “Bu suretle, biz buraların idare dizginlerini kaybetmiş olmayız. Belki bu dizginleri yalnız kendi menfaatımız için değil bütün dün- ya menfaatı için kullanmış olaca- gız... Bu suretle, refah günlerimiz. deki siyasamıza dönmüş olaca . Zey, Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. 79. cu tertip 6.ci keşide 11 7.ci Teşrindedir Büyük Ikramiye : Ayrıca: 30000, 20.000, litabk ikramiyelerie b 200.000 Liradır 15.000, 12.000, 10.000 eheri (50.000 lira ) lık iki mükâfat vardır..