80 HAZİRAN — 1935 mYunanistanda — zazenn NO.2 İmparatoriçe Elizabetin sulh, sükün ABER — Akşam Postası n Anlatan: Ahmed Ekrem um: aradığı bir yerde şimdi de heyecan arıyan zenginler dolaşacak!.. Köşkün üst odalarından birin z de sabık imparatorun çalıştığı bir | yazıhane vardır. Yazı masasının önündeki iskemle ise at s rtına vu- | rulmuş bir eğer — biçimindedir. Kayser ev içinde çalış'rken bile or | dusunun başında yürüyen bir ka Mutan gibi (kumandan) at sırtın- da olurmaktan boş'anırmış!.. Tarihe karışmış iki acıklı sima- | nın ada köşkü olan AhiMeion. son- | ralarf bir savaş hastanesi, — daha sonra ise bir yetimhane oldu. Ya- kınlarda bir gazino olmak üzere- dir. İmparatoriçe Elizabetin sulh ve sükün aradığı bir yerde şimdi de heyecan arıyan zenginler dolaşa- cak?... ... bir. deniz savaşı İ Korfudan İtakaya havalandık. | Sol tarafımızda karanlık kâgir ha rabeler, daracık bir kumsal üstün- de hokta gibi duruyordu. Daha ö tede çevresi Malarya — ovalarile çevrilmiş Arta körfezini görüyor- duk. Oktaviyus zaferlerinin bir ha- tırası olan bu harap — şehir, elimi | fatoğraf makineme uzattırdı; fa - kat yanmmızdaki süel (askeri) ra- sıt makineyi bir larafa iterek: — Yasak!... Dedi. — Niçin? — Burası süel bölge (askeri mıntaka)dır. — Öyle ya.. Aksiyum (Actium) savaşı burada yapılmıştı. Dedim. Rasıt bu — sözlerimden bir şey anlamamıştı; sordu: — Bu da ne vakit olmuştu? Buda ne vakıt olmuştu? — İsanım — doğumundan 31 yıl önce İşte bu savaş günlerinde Ro- ma cümhuriyeti düşmüş ve impa- ratorluk başlamıştı. Bizim verdi - ğimiz tarih dersi beş para etmedi. Rasıdı kandıramamıştık. Eski Yunanistanın ük cümhurluğunu ilân eden parlâmento $ Haziran 1935 de Yunanistanın ik cüm hurluk başkanlığına seçilen Amerikanın Yuna nistanla ilgileri Cümhur başkanlığı muhafızları, Birle şik Amerika cumhuriyetlerinden her birisinin valisi tarafından Yunan cum huriyetine armağan edilmiş olan 48 bayrağı Amerikalılara yapılan bir tören münasebetile #tadyuma taşımak tadırlar, — Yasak!... Sözünde inat etti gitti. Burada Antuvanın hantal drat. notlar, Oktaviyusun hafif kruva - zörleri tarafından tahrip edilmiş - | ti Antuvan ile Kleopatra kılıç ve | yılanla ölmek için işte — buradan kaçmışlardı. Dağlık Levkas adasımın cenu - bundaki ucuna -"Safonun kucağı.. adı verilmektedir. Safonun aşk ve ihtiraslarma dair bitmez tüken - mez masallar uydurulmuştur. Bu düzme masallar — kendisinin bize kadar gelmiş olan tek tük hakikt | lirik şiirleri yaşadıkça, sürüp gi -| decektir. Odisenin ada krallığı Şimdi İtaka adını taşıyan ada - ya, Odisenin karaya ayak bastığı yerde çıktık. Odise adanın yur dundan bu kadar uzak, şimalinde- ki yönüne ayak atınca şimdi baş- hıca şehir olan Vatinin bulunduğu yeri tanıyamamıştı. Homerin eski | rada tarif edilemiyecek amiral Kandiriyolis parlâmentoda and içtikten sonra dışarıya çıkarken İ | Bu savaş küreklerle yürüyen do- tarifi adaya hâlâ pek uymakta! . dır: “Burası gerçekten çok sarp ve ai sürmeğe elverişli değildir, bununla be raber ve darlığtna rağmen pek te iç sıkacak bir ada değildir. Çünkü bu « kadar ekin var; şarap var, bol yağmur yağmakta ve taze şebnemler içe serinlik vermek- tedir.,, Tayyare ile tepenin yeldeğir - menlerine sürünürcesine cenup eteklerini — sıyırarak, — yahut ta köpek bacağı methalinden gire- rek Vatiye inmek oldukça güzel | manzaraları gözönüne serer. An - | cak şimal rüzgârları arasında düş- | | | mek, insanda hayli zaman unutul. mıycak hatıralar bırakryor. İleride yarım kilometre yüksek. Tiği olan Ölü Anoy yaylâsı var. Burasmı temizleyip canlandırmak imkânı yoktur. Tayyare sol kana- | dı üstüne iğrilince kayalık tepe - ler sanki bize çarpacak gibi olu - yorlar. Şimdi körfezin — üstünde helezonlar çiziyoruz. Oksya adalarının (Oxia) ya- kınlarında burada birleşmiş Hi-| ristiyan donanması, Müslüman kuvvetlerine karşı son — “haçlılar savaşı,, olan 1571 Lepanto (Nau- paktos) deniz harbini yapmıştı. nanmaların yaptığı büyük savaş- larım sonuncusuydu. Arkebi'z ve şişhane, topcu ve demir kanca bi- ribirine karşı lüzumsuz ve sebep- siz düşmanlık püskürdü. Çatışma esnasında İspanyol bir askerin sol kolu sakatlandı. E- ğger bu adam ölmüş olsaydı, biz de Şövalye ruhlu Donkişotla ihti- yatkâr Sanşo Panzayı hiç bir va-| - kit okuyamıyacaktık. ŞSöhretleri dünyaya yayılmış bu roman kah- ramanlarını yaratan şâir, tiyatro yazıcısı ve romancı Servantes'in ölmez kalemi hiç bir vakit sahibi- ne ekmek parası kazandırmamış-| Bir mihrace, üç suçuyle mahk Landradan yazılıyor: Hindistanda evvelâ dedi kodu| mahiyetinde ötede beride söyle- nen ve nihayet Bombay yüksek mahkemesine çıkan bir #skandal olmuştur. Sirahi mihracesi Sir| Sarcy Ram Singh — Bahadur'un bunda şahsen — ilişiği bulunması, meseleye büsbütün önem (ehem- miyet) verdirmektedir. Mihrace hakkında üç genç kızı| kaldırdığı, bunları zorla kendisi- ne metres yaptığı ve Müslüman | dinini kabul etmedikleri için on lart müthiş işkencelere maruz bı raktığı iddiasiyle mahkemeye mü- | racaat olunmuştur. Yüksek mah -| keme hâkimleri kızların şikâyeti-| ni büyük bir şaşkmlıkla dinlemiş-| tir. Bunlardan birisi şöyle ifade vermiştir: — Adım Dharmey'dir. On altı| yaşındayım. Sridhi tâbiiyetinde o- lan Paduma Rapadji'nin kızıyım. Ailem bu vilâyette bir çok takiba- ta maruz kalmış ve anam babam hapse atılmışlardı. Arkadaşlarım, gidip mihracenin şahsen merha-| metine müracaat etmekliğimi 1s- rarla istediler. Huzura çıkmak i- çin müracaat ettim. İradesi çıktı; ben de prensin ayaklarına kapan- mak üzere Pindvaradaki köşküne koştum. | Mihrace halime acır gibi görün-| dü ve anamla babamımn derhal öz-| gün (serbest) bırakılacaklarına sÖz verdi. Bunun üzerine köşkten çıkma-| ğa hazırlandım. Fakat beni bırak- madılar. Şimdi ben de hapsolmuş- tum. | tur. Mahkeme bu ağabeyi aw — Hindistand bir rezalet kızı kaçırmak emeye verildi Beni Sirahi'ye götürdüler ve mihracenin sarayına soktular, O- rada prens metresi olmaklığım i- çin beni zorladı. Benden başka iki kız daha ay- ni vaziyelteydiler. İki ay burada kaldıktan sonra üçümüzü de başka bir köşke gö- türdüler.. Bu köşkün Bombaydan uzak olmıyan Malabar dağında- dır. Mihrace de gelmekte gecik- medi. Bizi Müslüman yapmak için zorladılar, Biz inad ettikçe kır- baçlarla dövüldük. Artık kaçmağa karar vermiş- tim. Bir gece Mihrace ile hizmet- çileri uyurken, odamızdan dışarı- ya çıktık, köşkün çevresini saran duvara tırmandık ve Bombay yo- luna çıkmağa muvaffak olduk.,, Bombaya vardıktan sonra gen Hindli kız, erkek karde Mihrace de bu esnada kızın na ve babasını serbest bırakmış, ancak kızlarını alarak geriye dön- medikleri ve herhangi bir rezalet çıkarmaktan sakınmadıkları tak- dirde, bütün emlâk ve mallarının musadere olunacağını, kendileri» nin detekrar hapse atılacakları tehdidinde bulunmuştur. Erkek kardeş kız yermeğe yanaşmamış ve doğruca yüksek mahkemeye baş vurmuş- kerzen d kardeşini vasiliğine tayin etmiştir. Kız şimdi Bombaydadır va mahkeme adliye tahkikatına ka- rar vermdştir. Arkadinin gü beğinde bi» çarşı. Tripoli çarşılarında eski ile yen: moda birleşir. Malları taşıyan se. |petler köylerde yapılmaktadır. Fistanlı mal sahibi de bunları çarşıya otomabil le taşır. mış olduğu yer var. Ihtilâlin haftada 2,000 dolar parayı iane gerçekleşmesi — için Bir kaç kilometre ötede gene! ölmüştü. Sandukasının üstünde başka bir dahinin izlerini bırak- defne dalından yapılmış tacın ya: nında kılıcla demir miğfer resmi vardır ve bir vakitler çok hafif ve hiç bir dalda durmıyan yüreği de, onun bağ'amış olduğu toprak- tı. O da bu donanmada bulumu-| olarak vermiş olan İngiliz şâiri| larda gömülüdür. yordu. 1 Byron, Missolongi'de sıtmadan (Devamı var)