ORMANİIN KİZİ Vahşi hayvanlar arasında ve Afrik enin balta girmemiş ormanla- renda geçen aşk ve kahramanlık, h eyecan, esrar ve tetkik ramanı maV0: 3* gammn Yazan: Rıza Şekib t Yavuz hâlâ dönmemişti, oğlu merak içinde bekliyordu Bacakları, dizkapakları, kolları | çiziklerle, sıyrıklarla doluydu. O- | radan buraya atlarken dallara ta- kılan önlüğünün — bazı — yerleri | parçalanmıştı. Korkunun, çekin -| menin ne demek — olduğunu bil -| miyen bu küçük haşarı, babasının kendisini bırakmıyacağını söler - ken çok emin görünüyordu. Bir a- ra halinde ufak bir — durgunluk görüldü. Babasınm kendisini bı - rakmıyacağından şüpheye düş - müş bir hali vardı. Murat, genç kızın — babasına karşı düşkünlüğünü biliyordu. O - nun biraz da damarma — basarak kandırmağa çalıştı. Bununla yap- mak istediği meydandaydı. Kar -| şayı ormandan — ayırlraaya razı; edebilseydi Yavuz da çaresiz ay-| rılmaya muvafakat edecek ve bu- suretle ormanın derin yalnızlığın dan kurtulmuş olacaktı. Yavuz hâlâ dönmemişti. Karşa sabırsızlanıyor, babasının hakika- ten ormandan ayrılıp ayrılmadığı- nı sorup öğrenmek istiyordu. Nihayet dayanamadı.: — Babam niçin gelmedi. lepey- ce oldu, dedi. — Bilmem... Belki fillerden ko- lay kolay ayrılamamıştır. — Fillere bir şey olmasın?. — Ne olacak. Sanki... — Ben çok merak ettim. Gidip kakacağım. , — Şimdi gelir, nerdeyse,. Yo - rulmana değmez. — Ben gideceğim... — Pekâlâ git.. — Sen gelmez misin? — Hayır, ben yorgunum dinle- niyorum. — © halde Süleymanı alayım. — Süleyman da uyuyor. — Yatalı çok olmuştu. kalkmadı mı? — Hayır.. Demin girdim, uyuyordu. — Kaldırayım... — Nasıl istersen... Karşa kardeşi Süleymanı uyan- dırmak için ormana girerken Mu- ratta gözlerini kapamış ve gene kendi düşüncesine dalmıştı. Karşanın ormana girmesile bir çığlık koparması bir oldu. Sesi o kadar korkunç bir haykırma ha - linde mağaranın ağızından fırlı- yordu ki, Murat, neye uğradığını bilemeden yerinden sıçradı. Kal- bi atıyor ve heyecanla mağaranın ağzına bakıyordu. Karşa görü - nürde değildi, kıza ne olmuştu? Bu korkulu haykırışa sebep ney- di? < Murat bunu düşünürken Karşa kendişsini bir çılgın gibi mağara -| dan dışarıya attı. Gözleri açılmış benzi sapsarı kesilmişti. Hemen Murada koştu. Hiç bir şey söyle miyordu. Az sonra hüngür hüngür ağlamaya ve dövünmeye başla - dı. Murat, şaşırmıştı: — Ne oldu kızım, Ne var ma - ğarada! Neden — korktun? diye sordu.. Karşa cevap vermiyor yuvar - lak siyah gözlerinden — boşanan Hâl& mağaraye — Anladım ne var mağarada? Ne yapacağım orada? — Süleyman, Süleyman? — Süleyman ne olmuş? İçerde yek mu? — İçerde... Fakat... Karşayı yeniden bastı. Bir ara geldi ki artık gö - zünden yaş ta akmıyordu. Bu yıq-l ta kızın böyle belki de yok yere ağlamasına Murat akıl erdireme- dîği için mütemadiyen ısrar edi - | yordu: — Söylesen e Karşa? Ne olmuş | Sülsymana? : — Süleyman... Süleyman bana cevap vermiyor.. Beni korkutu - yor. — Sen korkar mıydın? hiç korkmazdın... Hani — Korkmadım.. Fakat ölü ga. liba... — Ölü mü? Ama yaptın ha.. Daha demin mışıl mışıl uyuyordu. Mışıltısını duymadım ama baya -| ğı uyuyordu, — Sana öyle gelmiş.. Amca git bak Süleymana! Ne olmuş bak Süleymana... Murat ihtiyarlığın — kendisine verdiği tenbellikle yerinden kalk- mak istemiyordu. Fakat, Karşa - nın ısrarlarına artık dayanamadı: Genç kızı da kolundan yakalı - yarak: — Haydi gel bakalım.. Ne ol - muş Süleymana görelim, dedi. Karşa evvelâ gitmek istemedi, Ama amcasının — kendisine göre kuvvetli eli, küçücük elini bırak . madı ve istemiye istemiye Mu - radın arkasından sürüklendi. Murat mağaraya girdiği zaman hakikaten Süleymanın — upuzun yaktığını gördü. Demin mağaraya | — girdiği zaman gene ayni şekilde mi yatıyordu? Evet ayni şekilde yatıyordu. Murat kafasından bir an içinde geçen bu sual ve tasdik. ten sonra eğildi. Eliyle Süleymanı yokladı. O kadar tabii yatıyordu ki buna ölü demenin imkânı yok - tu. Sağ kolunu kaldırarak havada bıraktı. Kol bir ağır külçe gibi ge- ne Süleymanm yanına düştü. Ağzı hakikaten açıktı. Şöyle — bakan bir göz, göğsünün nefes almadan kabarıp alçaldığı zannma bile ka- pılabilirdi. (Devamı var) Yeni Eserler GSMEE T Y Holivut Holiyatun 28 inci sayısı güzel re - simlerle çıknı ZAYIİ — Fırka (61), alay (174), tabur (2), bölük (5) Ke- şirlikli Hüseyin oğlu Mehmed te - vellüd 1320, askerlik — vesikarar kaybettim. Yenisini cıkaracağım - dan eskisinin hükmü yoktur. (142) DOKTOR Kemal özsan ÜUrolog — Operatör Bevliye Mütehassısı Kraköy — Bkselsiyor — mağazası| yaşları bir elinin tersile silmeye uğraşırken öteki elile de Murada mağaraya gitmesini söylüyordu. yanında. Her gün öğleden sonra 2 .den 8- ekadar. — Tel; 41235 | Sözler. 10.46: Büzler. 20.25: Trlo kanser, 20. | HARFR — Akşam Postası (Hizalarında yıldız işareci Olunlar üzer | | rinde 29 6-935 de muamele görenler- | .| Raxamlar kapanış Fiatlarını gösterir | aa ai a nn * Londra * Nevyork * Paris * Milâno | g Brükşel * ÂAtinı 4 * Cenevre * Sofya « Bertin « Varşova — 2 « Budapeşte © * Bükreş -| * Belgrar , * Yokeğamı 34 — « Alta S — « Mecldiye — 59, — 4 Rankaot — 930 — (kıp. sa, 1€ 16) 21315 a 58607 1öTS6 42076 .48- || TT,9025 « Amaterda » (* Praz | # Sinkho'm / Çekler adı 63050| # Stokhlm azess |« Uyını « Brüksel * Ati » Cınvıı 63608 |« Budapeşte 24835« Bükreş yi 687 Delgrat * ııırınmım Lreso| » Yozohama — 27685 | * Prag taoris| « Noskova — 1001 — W ESHAM Tramvay — 30.— « Çimesto a. 105 Üsyoa Dek. Şark Det Ralya | İş Bankası | Anadolu Şir. Hayriye | MerkezBankası 58- u. — 0DO| Şark m, ecza — — | x 40) — Teleton istikraz Sigortu Elektrik Tramvay Rihtim Anadolar Acadolu Ii | Anadata ll Mümessil A « ME 2007 İstikziziDahili | 94,50) « Ergöni İstikrazı 95— 1998 A V 10, | Sıvas-Frzaranı 95-- RADYO Programı İSTANBUL — 12.30 Plâk noşriyatı. 18.80 Dans musikisi (plâk). 10.30: Çocuk anati. Hikâyeler. Mesut Cemli. 20: Konferana. 20.30 Rayan Birsen, türkçe aözlü eserler. Radyo ve tango orkestraları. 21.30: Son haberler, | borsalar. 21.40: Ay tango demir caz orkes- traları. Bayan Bebyi. 29: Maylatro — Popef idareainde çizan romans. BÜKREŞ — 12: Koro kanseri, 12.30: Rad o örkestrası. 13.30: Süzler. 13.40: PlAk. 14.15 Bözler. 14.35: Plâk. 17: Köylü yayımı 18: Duyumlar. 19.15: Kestarsı, (Türküle t 2210: Konserin alreği; 28: Duyuralar. 23.15: Flâk. VARŞOVA — 1915: Piyano cazı, 19.80 | B0: Sözler, 21.10; Senfonik konser, 21485: Duyumlar. 22: Piyano birliğiyle türküler. 22. 5: Plâk, 23: Spor duyumları. 'r:'v "ıO HAZİRAN —1 > Sevgilisinin Burnun u yiyen Habeş asilzadesi Bugünkü posta ile gelen Fran - sız gazeteleri Fransada geçen çok garip bir vakayı haber veriyorlar: Habeş imparatorunun akrabasın - dan olduğunu soyadını taşryan bir delikanlı sev - gilisinin burnunu ısırıp yemiş! Bu garip hâdise — hakkında şu tafsilât veriliyor: Cenevrede hukuk tahsili yap - makta olan Araya — adlı bir Ha - başını döndürecek, aklını çevire - cek kadar sevimli ve yakışıklıydı. O kadar ki etrafında kandırmadı - ğt genç kız, evli kadın — kalmadı, || genç bir daktilo kızdan bir çocuğu oldu. Nihayet İsviçre hükümeti bu Habeş Donjuanını memleket ahlâ- kı için tehlikeli görerek hudut ha- rici etti. Araya Selasye Haile, bu arada gene Cenevrede tahsil etmekte o - lan Cemile adlı Mısırlı — bir kızla tanışmış, iki genç — sevişmişlerdi. Delikanlı hudut harici edilince bu macera yarı kaldı. Genç kızın Ce- nevrede bulunan ailesi, kızlarımı lardı. Genç kizm — yalvarmaları, delikanlının mektupla müracaat - ları para etmedi, sevgililer ayrıl- mağa mecbur kaldılar. Habeş Donjuanı Cenevreden ko. vulduktan sonrâa Fransada Anno - mase çıkmıştı. Oradan kıza te - lefon ediyor, mektüp yolluyor ve sevgilisinin kaçıp yanına gelme - sini istiyordu. Fakat genç kız aile- sinin sözünden dışarı çıkmıyordu. *| Bu yalvarıp yakarışlar fayda ver- medi. Bunun üzerine Habeş delikanlısı son bir çareye başvurdu. Genç kı- za haber göndererek hasta oldu - onu görmek istediğini bildirdi. Genç kız bu hileye kandı ve ai - Hayatın neşesi dinç olmaktır. HORMOBiN Tabletleri Yorgun vücutları dinçleştirir iktidarsızlığı Bel gevşekliğini giderir, — yaşamak — neşesin iade eder. Ecrzanelerde bu'u nur. İstanbulda fiati 150 Kr. Tafsilât için Galata Posta kutusu 1255 zzi Müstahzaralı HUBUBATUNLARI SıIHHAT VE Kuvvert Menbaldır. lesinin yanından kaçarak Habeş * Gelikanlısının yanma koştu. Onu hasta görmeyince şaştı. Aralarında şiddetli bir kavga oldu. Cemile a- ilesini büsbütün bırakıp delikanlı- nın yanında kalmağa razı olmu - yordu. Bir aralık Habeşli — gencin şöyle bağırdığı işitildi: — Seni öldüreceğim! Benim ol- mazsan müthiş bir intikam alaca - ğım! Fakat genç kızın — eski sevgisi sönmemişti, biraz sonra kavga ya- tıştı, barıştılar ve beraberce kırla- va gezmeğe çıktılar. Kırda yanyana — oturmuşlardı. Delikanlı, Cmileyi kucaklamak is- tedi, genç kız kendisini bıraktı ve.. Keskin bir çığlık kopardı! — Burnum.. Burnum! Zavallının yüzü kan içindeydi. Araya Selasiye Haile, bir müd- det anında zavallı kızın burnunu ısırmışti, kanlı et parçasını çiğne- yip yuttuktan sonra acı bir gülüş- le haykırdı: — Burnunu yedim, Şimdi ken- dine bir koca ara bakalım bıılı bilecek misin? İşin tuhafı nedir hılıyorı- musu - nuz? Cemil, bu vahşice hareketi, âşı- kının kendisine olan mıiıinîn büyüklüğüne bir delil saydı ve hastaneden şöyle bir yalan uyılu'r— du: — Kırda gezerken düştüm, bıu' vura bu hale geldi! l Operatör bu yalana kınmıdı söyliyen ve onun | beş delikanlısı birçok kadınların | bu delikanlıya vermek istemiyor - | ğunu, ölmeden önce bir kere daha | Kızı sıkıştırdılar ve hakikati ni » hayet öğrendiler. | Mahkemeye verilen —Habeşli | genç 17 Nisanda bir — sene hapse, bin frank para — cezasına ve genç kıza on bin frank tazminat ödeme- | &e mahküm oldu. Araya Selasiye Haile, bu kararı temyiz etmiştir, bugünlerde tekrar muhakeme edilecektir. Titüleskonun seyahatı Romanya dış bakanı Titülesko şimdi Pariste bulunmaktadır. Pa- riste Fransız baş ve — dış bakanı Lâvalle dün öğleden sonra konuş- muş ve Eden « Lâval — mülâkatı hakkında kendisine tafsilât veril- miştir. Roma dış bakanı Titülesko, İn - giliz yönetmenleriyle — (idare a- damlariyle de görüşmek üzere bugün Londraya gidecek dönüş- te tekrar Pariste kalacaktır. B Özdil——— i43üncüliste ı Muvafık, mutabık — Uygun ; Muntabık — Uyuk ı ÖRNEKLER?: 1 — Fikirlerimiz biribirine uygun değildir. 2 — Ha- reketiniz kanuna uygun değildir. 3 — Bu masanın ayakları yerlerine uyuk değildir. İ 9 — Mücyyide — Berkite ÖRNEK: Bütün kanunlar dev . | rim savgasının birer berkitesi ol - malıdır. 3 — Mükâfat — Öden ÖRNEK: Hayır ve hizmet işle . rinde en büyük öden, vicdan raha. tıdır. 4 — Satıh — Yüzey ÖRNEK: Akşam üstü, su yüze - yindeki ışın (muzi) — kırışıklaşara daldım. $ — Münavebe — Sıralaşma ÖRNEK : Gece nöbetçileri arala - rındadaki sıralaşmaya göre çalışır- î lar, j ! | T Not: Gazelemize — gönderilecek yazılarda bu kelimelerin Osmanlı. caları kullanılmamasını rica — ede. rlı i İ i İ Bir Optüratör hareketiyle Mükâfat kazanınız KODAK Amatör fotoğrafları müsabakası 1 temmuz - 31 ağustos 1935 Tafsilâtı ve şartıanı fotoğraf malzemesi satıcılarından alımız, Doktor Horhoroni Eminönü Valide kırathanesi — yanında Telefon. 24131 Ali ismail Haydarpaşa hastanesi bevliye Ghm Urologue — Operateur Babiâli eaddesi Meserret ote-| li 88 numarada her gün öğledeni;: sonra saat ılııdm sekize kadar.':