12 ORMANIN KIZI! Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikcenın balta girmemiş ormanla- tında geçen aşk ve kahramanlık, heyecan, esrar ve tetkik romanı maNo: d1İşammm Yazan: Rıza Şekib W Karşa ormandan katiyen yrılmak ıs.temıyordıı Güneş, taharamül edilemiyecek sıcaklığını olanca kuvvetile dal - lar arasından süzerek toprağa ka - dar indiriyor, etrafı nefes alınamı- yacak bir hale sokuyordu. Bir ara Karşanın yanına giderek timsahlı suyun serinliğinden isti - fade etmeyi düşündü. Fakat gene bu dakikada düşüncesinden cay - dı. Mağaranm yakınındaki büyük ağacın altında uzanmayı tasarladı. Murat, ormana geleli, on seneyi aşmıştı. Bu zaman içinde buradan dışarıya bir adım bile atmamıştı. Avrupa gözünde tütüyor, gençlik günlerini bir sinema seyreder gibi, içten yaşıyordu. Ö geldiği zaman ne Süleyman, ne Karşa daha dünyada yoktu. Bir dağ adamından farksız bir halde senelerdenberi Karşa ormanında kalmış bulunan kardeşi Yavuzun cemiyet içine dönmesi için Merzu- ka çok çalışmış muvaffak olama - mıştı. Belki de sağ kalsaydı bu maksa- dına irişecekti. birh$aF Süleymanla Karşa dünyaya göz- lerini açarlarken o dünyaya göz ka pamış ve bu ümit te kırılmıştı. Murat artık ihtiyarladığını far- kmda idi. Hele bunu şimdiki gibi ağaç gölgesine uzandığı zaman - lar büsbütün hissediyor ve üzülü - yordu. O zaten Yavuza kavuşmaz- dan evvel de ihtiyarlamış sayıla - bilirdi. Fakat Kahireden babasile küçük kardeşi Yavuzu ve arka - daşlarını Afrikanın içlerine uğur- ladığı zaman yirmi yaşını geçkin- di. Aradan çeçen otuz küsur sene ruhunu ihtiyarlatamamış her şeyi hâlâ yirmi yaş gözüyle görmekten ayıramamıştı. ' Murat, ağacın gölgesi — altında gözlerini kapamış düşünüyordu: Daha burada çok kalacak mıydı? Yavuzu bir daha tecrübe etmesi fena mr olurdu. Artık iki genç ve güzel çocuk babası olan Yavuzun cemiyetiçine dönmesi kendisi için hiç o.inasa bile bu çocukları için lâzrmdı. O Süleymanla Karşanın bu or - manda kaldıkça başlarından ge - gen hâdiselerin eksik olmıyacağı anlaşılıyordu. Bugün olmasa bile yarın, yarın olmasa bile öbür gün, yahut daha sonra muhakkak böyle korkunç bir tehlike içine düşecek- lerdi. Murat dalgın bir zamanında ya- nında bir seş işitti. Başmı çevi - rince bunun Karşa olduğunu gör- dü.: — Ne var Karşa!, dedi. Nehir - den döndün mü? — Evet.. Bugün su bile ateş gi- bi.. — Ya demek sıcak! — Hem çok sıcak... Babam ne- rede? — O fillerle beraber biraz uzak- laştı. Ama şimdi nerdeyse döner sanırım. — Sen yorgun musun ki böyle ağaç altına uzanmışsım? — Hem çok, kızım. Sen yorgun değil misin?.. Gel sen de şöyle ya- nımda otur. Karşa, Murada — başka bir şey söylemeden yanıma oturdu. Nihayet.. — Amca, dedi.Filler ölecek mi? — Kim söyledi? — Bana öyle — geliyor. Ha, üç | tanesinin yarası çok ağır. İ — Hayır kızım — bir şey olmaz. Görmedin mi baban ilâç yaptı. — Evet ama o yaralara ilâç pa- ra etmez, — Görürsün.. Hele şimdi senin- le başka şey konuşalım. Sen bu ormandan başka bir yer görmedin. Dünyada öyle yerler var ki görülecek şeylerdir. Sen bun ları görmek istemez misin? Karşa düzgün ve yuvarlak o - muzlarını kaldırdı: — Hayır, dedi. Ben ormanım - dan başka bir yer — görmek iste - mem, — Senin gibi genç — ve güzel arkadaşların olmasını istemez mi- sin? — Hayır., Hiç kimse istemem. Benim arkadaşlarım — bana yeter ve çok bile... — Süleyman mı? Süleyman se- nin kardeşin ama... — Kardeşim olduğunu biliyo - rum, — Dmek ormandan istemiyorsun? — Hayır... — Baban ayrılacak ama! — O gitse bile ben burada ka - lırım. — Yalnız korkmaz mışm? — Niçin? Sen de gidecek misin? — Tabil gideceğim. Buraya sen doğmazdan yedi sene evvel gel - dim. Artık yetmez mi burada bu- kunduğum.. — Babam da seninle mi gelecek? — Evet.. ayrılmak beraber — Babam beni burada yalnız || bırakmaz.. — Sen de gelirsin... — Hayır.. Ben gelince o da git- | mez, — Görürsün? — Görürüz, Karşa siyah yuvarlak gözlerini kısa kısa güldü. Uzun saçları o - muzlarını örtüyor ve dalgalanı - _' yordu. (Devamı var) İstanbul asliye üçüncü — hukuk || mahkemesinden: İhsan tarafın - dan karısı Şişhane karakolu Naz- || İrhanıın sokağında oturan karısı Madam Roza aleyhine açılan bo- şanma davasından dolayı M. A, he gönderilen tebligatım Mersinde Çukurova barında artist ne gönderilen tebligatlarda halen merede olduğu belli olmadığı meş ruhatile iade edildiğinden hak - kında H. U.M. K.nun 401 — inci maddesine tevfikan gıyap kararı ittihazı ile ilânen — tebliğine ve tahkikatm 16—7—935 — tarihine talikine karar verildiğinden key - fiyet tebliğ yerine geçmek üze - re ilân olunur , 140 olduğu || meşruhatile iade edilmesi üzerine | mumaileyhin Mersindeki adresi » | HABER — Akş:ım Postası Bugün 29 Haziran Cumartesli İSTANBUL: 18,30 Jimnastik, Azade Tarcan — 18,50 Fransızca ders — 19,20 musikisi (plâk) — 19,50 haberler — 20 spor müsahabeleri, Sald Çelebi — 20,30 Bedriye Tüzün, türkçe — sözlü eserler, radyo, caz ve tango orkestra- — 21,30 Son haberler, borsalar « 21440 Yaylı sazlar kuvarteti, Ali Se- zai, Orhan, İzzet Nezih, Mesud Cemil —- 22 plâk neşriyatı. POST PARİZİEN: 20,50 Madam Jermen — Feraldinin plâkları — 2230 Hafif musiki, TULUZ: 20 Mahalli şarkılar — 20,20 Viya- na orkestrası — 21115 — Armonik or- ketrası ve şarkılar — 2245 Muhtelif şarkılar — 24 film musikisi. BERLİN: 19,55 Orkestra Varyete, VİYANA: 1TA5 Eski operetlerden parçalar — Zi Madritlen nakil — 2440 — Dam- konseri — 22,30 SINK. BUDAPEŞTE: 19,20 Harp konseri — 20,20 Macar halk havaları — 23,30 orkestra könse- . VARŞOVA: 1915 Şimendifer memurları korosu tarafından Leh havaları — 20,30 Şar- kılar . BÜKRE$: 21 den 22,50 ye kadar dans orkes- trası — 23,35 Gazinodan nakil. MOSKOVA: 16,15 Çocuklar için konser — Halk musikisi. ... * Verdiğimiz programda her istasyo- nün en se“me neşriyatını göstermeği tercih ediyoruz. Bu suretle Tüzumsuz tafsilât yeri- ne daha fazla İstâsyonların proğra - mıinı vermek kabil olmaktadır. Dr. HAZIM Cerrahpaşa hastanesi - sal cildiye ve zühreviye mütehas- sısı Beyoğlu, İst. cad. Bekâr s. No: 9 1730 BORSA (klizalarında yıldız. işarec olanlaı v rinde 28 6-035 de muâmele görenler- dir.| Rakamlar kapanış Batlarını gösterir 93, 50 * Madrit 16 - * Berlin 2 — | * Val ' 2$, $0 « Bul te Bk — * Bükres — 16.— * Belgrat 4, — « Yokebamı 38 — * Altın Çekler * Loadra (kıp. sa, 16) 20344 a7 | U vacs |e Madriı | » Satya « Amsterdan ttma|e 'okohıııı *.7c25 * Prag dsörrafe Moskora — 109Lm ÇEr) İramvay — 39,— Anadol vaTa|* Çimento as VT0 Reji 260| — ÜCnyon Del —— $ir. Hayriye — 18.- | Sark Del 'Merkez Bankası S8,- | — Balya U Sigört. —00| Sark m. eczı Bomont 840| — Telefon istikrazlar 1933Türk Bor. 801 N 2609| — Tramvas » I 2607| — Rihtime İstikrâzıDahii | 0440 . Asadolu Etgas! istikram O6— (8 Asada'u v 1928 AM 10, Anadolu l 81.80 | $rvas-Frzurum 05 |& Yümescsil A 0447 Lmzas Erg aai Elektrik 44.v0 || 4450 | a ADYO T Sporda 29 HA ZW AN — Isî'ı ihtikâr var Maç seyredenlerden alınan para (Baştarafı 8 incide) güne azalacağına şüphemiz olma- sın. Seyirci azlığını başka sebeple - re de atfedenler çoktur, Bu arada dünkü top gazetesinin Fener— Beşiktaş takımlarının şild tafsilâ- tını veren sayfasında şöyle bi- kaç cümle var: (Dün şild maçımın tek dömi fi nali stadyumda Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında, fakat bir Fe ner—Beşiktaş maçı için çok az denecek bir seyirci kitlesi önünde şoktur sa kendilerine tavsiye ederim; mü him bir futbol maçı olduğu za- man stadyum kapısında veya bi- let gişesinde bulunsunlar, fiyatla- rın çokluğundan ötürü içeri gir meyip mahzun mahzun geri döâ- nen yüzlerce futbol meraklılarını kendi gözleriyle görsünler, bu bu- susta konuşulan sözleri kendi ku- lakları ile işitsinler. Futbola meraklı olup da, maç- lara gitmek isteyen ve sırf kesesi müsaade etmediği için gidemiyen ev bundan dolâyı temaşa zevkin : oynandı. Cumartesi yapılacak, Pa- dne mahrum olanlar, futbola karşı zar oynanacak şeklinde - gazete- lerde çıkan yazılar, seyircilerin bir kısmını kaçırmış olacak ki stadyuma ancak iki bin seyirci gelmişti.) Bu düşünce herhalde çok yan- lıştır. Seyirci azlığı, yapılan nep riyattan ve yahut diğer herhangi şu veya bu sebeplerden değil, yal- nız ve ancak duhuliye ücretlerinin çokluğundandır. Bu azalışta kat": gıı başka sebepler aranmamalı- ır. Hiç şüphe yok ki; memleketi- mizde en ziyade sevilen ve seyir- cisi; diğer sporlara nazaran çok olan futboldur. Kadın, erkek, bü- yük, küçük aşağı yakarı hemen herkesin bu spora karşı gösterdi- ği alâka hepimizce malümdur.. Bu hiç bir zaman inkâr edilemez. Binaenaleyh elimizde çok sarih bir misal vârken para meselesinin bu işde büyük bir rol oynadığıma hüküm vermeğe mecburuz. Alınan bu ücretlerin indirilme- sine acaba imkân yok mudur? Yoktur deniliyorsa; neden yok- tur? İmkân olmamasına sebep ne- dir? İmkân varsa niçin indirilmiyor ve indirilmemekte bu kadar inat gösteriliyor?. Bu mesele ile kimler alâkadar- olan iştiyaklarını gideremeyenler, tahmin edilemiyecek kadar çok- tur. Fakat acaba bunlar kaç kişi- dir? diye bir sual sorulacak olu- nursa bu suale tereddütsüz şu ce- vabı verebilirim: (Binlerce.... Hattâ on binler- Halep ordaysa arşın burada. Bir defa fiyatlar indirilerek tec- rübe edilsin; alınacak netice bu fikirde olmıyanlara çok güzel bi: cevap olacaktır. Bu yapılırsa; temin edilen maç hasılâtları da muhakkak surette çoğalacak ve bundan hem klüpler hem de butfol meraklısı olan halk istifade edecektir. Binaenaleyh; futbol seyircisi- nin ve dolayısiyle temin , edilen hasılâtın bir kaç misli fazlalaşma - *t ve halkımızın futbola karşı gös - terdiği ateşli sevginin soğumama - sr arzu ediliyorsa —ki herhalde arzu edilen bir şeydir— tribün ve duhuliye ücretlerinin beheme- hal yarı yarıya indirilmesi şarttır. Bu ciheti alâkadarların gözleri önüne koyar ve bu işi ihmal etme- yip herhalde biran evvel hallet. melerini kendilerinden ümitle bek- leriz. Rauf - Duran TWUWDKİYE TİRAAT BANKA—T”TI DADA BiRik TiREN RAHAT-EDER bi MA be tü A S SÜT Ü D ÜDY ÜZAGLAĞAS BAA A İ a el ğ Nn dD ĞÜ d a Bi ae A SA LNİ gada öi