* de Galatasaraya karşı . tam bir sol müdafii. Uzun dega - “yal, canlı oyuncusu olmakla bera - u Cafer duıor lu Maglubiyetin sebepleri!.. . | (Raştarafı 8 incide) Apollon takımının bir gün ev - velki oyun tarzlarını ve oyuncu - ' larını âayrı ayrı tenkid etmiş ve fut- bol kabiliyetleri hakkında verdi - | ğim kritiklerime mukabil bugün oynadık - ları oyunda başta — kalecileri iki | müdafii, hafları ve hemen hemen | bütün forları çok ıml bir. oyun | yarattılar. İçlerinde gençleri cansiperane | oyunlariyle, daha tecrübelileri de temiz ve yerinde top kontrolleriyle çok güzel oynadılar. Onlara bravo demekten kendi - mi alamazken Galatasaray gençle- rinin iyi ve fena taraflarını şöyle tahlil ediyorum: KALECİ: Tanıdığımız çok iyi, fedakâr bir oyuncu olan Avni dünkü oyunda bekleriyle anlaşamıyan, kırgın ve âdeta zaman zaman acemi derece- sine, düşen ve hattâ — eline gelen topu kendi kalesine bir stra atacak kadar acemilik göstermesi takı - mının maneviyatını kırmıştır. SAĞBEK (llk devre): Tenkid edilmeğe bile yeri olmıyan ve sırf sahada hikmeti vücudu adam ya - ralamak, ve karşısındaki oyuncu - ya topa vurmadan evvel nasıl tek- me vurayım diye düşünen bir kim- | BO SOLBEK:: Çok iyi, sağlam, gajeman, temiz kafa — vuruşları, hafla birlikte hareket eden, Tür - kiyenin şimdilik sayılı müdafile - vinden bir genc. Oyun görgüsü ço- | galtılır ve ayak hâkimiyeti arttırı- İşgsa islikbalisolan bir oyuncu .. MSAĞHAFPt Canlı, vuruşları muntazam, ayak hâkimiyeti nis - fakat santrhaf | mevkiine çok kaçan, sağaçık ve insanydını iyi takib etmiyen, boy kısalığı itibariyle kafa — vuruşları az, top stobu yok, topu yere indir- meden vuramamak, hasma müda - halesi az, müessir oyun yaratamı - yan bir genç... . İLKSANTRHAF : — Sahada durduğu müddetçe ne oynadığının farkımda olmayan pas vermek de - ğil, topu tutamıyacak kadar ace - mi bir oyuncu hissini — veriyordu. Böyle bir oyuncu santrhaf mevki - inde oynatılmakla her türlü mağ - İübiyete razı olmak demektir. SOLHAF; Canlı, fedakâr, a - Wağındâ topu çok saklayan ve dai- ima yüzü kendi kalesine dönük, ta- krm hücumuna — az yardımı olan, insanyd ve açığını hakkiyle besle - yemiyen bir oyuncu. SOLAÇIK: Takımın en sey- beten iyi düzgün, ber, çok şahsi oyunu, ille ben gol yapacağım gayesi, topla çok oy - naması, pas — vermemekte israrı, insaydiyle paslaşması az.. İyi bir insayd ve solhafla çok — müessir bir oyuncu olmak kabiliyeti var ... SANTRFOR: Bu mevkiie çok yeni, tipi forluğa müsaid, idaresi mütereddid, uzun pas verme kabi- liyeti az, ancak kendi oyununu gö- reh_ilen. yüzü kalesine dönük va - ziyette topu alma ve hücum tesisi, kafa vuruşları müessir değil, ça - lıştırıldığı takdirde iyi bir oyun - cu olmak istidadında.. . SAĞINSAYD: Top yerine a- dama çıkış tarzı fena, şüt kabili- yeti fazla bundan istifade geri o- yun kujlanmak itibariyle az, eşape kabilyieti geri — kaldığı için yok.. Sür'ati az, boyu kisa, — santrhaf, sağaçık ve orta mühacim ile irti - | takdir gayretine rağmen, bir türlü | yordu. d Sadi Karsan batı yok... . SAĞAÇIK: Ayağında topla | Sadi Karsan diyor ki: | Neden yenildik?! (Baştarafı 8 incide) | oyunculardan kurulan takımdan mu- Yaffakiyet beklemek abes olur. İşte! dün Galatasaray takımında hem de| takımın merkez sikletini taşıyan yer- lerde öyle oyuncular gördük ki daha bu hareketleri matluba muvafık bir şekilde yapabilmekte acız gösleriyor- lardı. Düşündüm: Galatasarayın büy ük fedakârlıklara katlanarak getirdiği ve her ay avuç dolusu para - verdiği antrenör acaba ne İş görüyordu? Han- gi oyuncuyu yetistirebilmişti? Aylar- danberi bu işin başında bulunduğu halde takımın tarzı teşekkülü hakkın- da bile kat'i ve sarih bir fikri olma- dığı, takımı üç dört defa maç esnasın- da değiştirmesinden anlaşılryordu. Neyse maçın tetkik ve tahliline geçelim, oyunda göze çarpan nokta- Jarı sırasiyle sayalım: 1 — Galatasarayın ikinci devrede nihayet akıllanark oynattığı, genç ve istikbal için çok ümit veren bir mer- kez muavini varken bunun yerine bi- rinci devrede başkasının konulması büyük bir hata idi. Bu -santrhafbek ne arkaya ne de öne en ufak bir yar- dımda bulunamadı. Çünkü yerini ya- dırgıyordu. Hatlar arasında bu yüz- den irtibat kalmadığı gibi cenah mu- avinleri de vazifelerini — yapmakta müşkül vaziyete düştüler. Bu hal bin- netice karşı taraf muhacimlerinin serhestçe oynamasını intaç etti. t Galatasaray birinci devrenin mühim bir kısmını, sağ İçin şayanı iyi çalışamıyan sağ açık ile - oynadı. Sol cenahtan da müspet iş görmek | imkânı olduğu halde burasını muattal denebilecek bir vaziyette bıraktı. 8 — Mevxkil itibariyle çevik olması lüzmmgelen merkez muhacimi - bilâkis çok ağırdı. Ayağına geçen topları iyi kullanamadı. Hattâ bazı zamanlar to- pu kendine çarptırarak akınları kes- | ti. — 4 Oyuncular ekseriya biribirle- Fini görerek değil fakat yerlerini tah- min ederek paslaştılar, O anda hasım- | dan demarke olmak için oyuncu yerl: ni değiştirmiş bulunuyorsa top ona gitmiyor hasım tarafından kapılıyor- du. 5 — Galatasaray paslarını ölçerek | vermiyordu. Bu yüzden paslar ya çok ileri atılıyor ve yahut da yolda kalı- 6 — Gaatasaray oyuncuları enerji ile oynıyorlar, fakat bu enerjiyi lü- zumuna göre kullanmıyorlardı. T — Galatasarayın son zamanlarda seyrettiğimiz ekser oyunlarında görü- len başlıca bu hataların üstüne dün fevkalâde olarak bir kaç hal de zuhur etti. Meselâ bir klâs oyuncusu olan kaleci Avni çok fena bir günündeydi. Galatasaray böyle mühim bir maçın idaresini elinde düdüğü ilk defa ıir-ı düğümüz bir hakeme tevdi etmişti. Bu | yüzden avantaj ve ofsayd kaideleri tatbik edilemediği gibi favüller de ki- tapta kadı. Misafirlerimize gelince: Geçen gün de söylediğimiz gibi bu takım Olimpi- yakostan daha kuwvetlidir. Fakat Ga- latasarayın hali hazırdaki takımı bile bu derece farkla yenebilecek bir kud- rette değildir. Oyuncuların yer değiş- tirmeleri, ara pasları İyldir. Takım seri oynıyor, Oyuncular İyi yer tutu- yorlar. Muhacimleri müdafilere na- zaran daha kuvvetlidir.., çok oynayan, lüzumsuz ilerleme - leri insanydi ve geri hafiyle irtiba- t az olmakla — beraber takımına faydası dokunan — birsağ açık... Sür'at ve ani depari az, ortalayış- ları iyi, önündeki hafı geçme kabi- liyeti noksan, âdeta çekingen bir oyuncu.. . BÜTÜN OYUNUN HULA - SASI: Galatasaray dağnık, Apol- lon daha mütesanid, paslaşma, yer tutma daha muntazam ve neticesi tabil ki iyi oynayan tarafım gale - besi... . A, Cafer Bey.koızv (1 ) Vefa (1) Dün Taksim sahasında Galata- saray—Apollon maçından evvel Vefa ile Beykoz takımları arasın- da hususi bir maç yapılmış ve ne- ticede her iki takım 1—1 berabere kalmışlârdır. Oyun çok heyecanlı ve zevkli| olmuştur. Birinci haftaymda Vefa nisbeten daha hâkim uymyırıkW bir gol yapmış, fakat ikinci haf- taymda Beykozlular hâkimiyeti e- le almışlar ve oyunun bitmesine 15 dakika kala çok güzel bir gol atarak berabere kalmışlardır. Büyük bisiklet yarışları 24 — 5 — 935 Cuma günü Ça- talca yolu üzerinde yapılması mu- karrer teşfik yarışı, yolun müsaba- kaya gayri müsait olduğu anlaşı!- dığından Taksim — Kilyos arasın- da icra olunacaktır. Yarışa tam saat sekiz buçukta Taksim — âbidesinde başlanacak | Mecidiye köyünden İstinye köprü- süne kadar gidildikten sonra Hacı Osman Bayırına dönülmek ve bu- radan gidilerek avdet edilmek şar- tiyle yapılacaktır, Yarışların saat sekizde Taksim Stadyumunda hazır bulunmaları lüzumu tebliğ olunur. Bu yarışlara Ankara, Eskişehir ve İzmit Bisikletçileri de girecek- 'Apollon gitti Misafri Apollon takımı bu sa- | bah saat 9 da, Romanyanın Riçel | Karol vapuriyle Pireye hareket et- miştir. Apollon bu hafta Pantiniakosla şampiyonanın en ı-ııııhıın maçını | yolda mevzu ııkyıdıı ı,ığıdı izah olunmuılnr Şişelerde bu eşkâle, yapacaktır. “ UD Nasırımı kökünden ıgnıı çkardı AM BKU Y ye Ası in Kenan Hılıı ve hakiki tabletleri sıh- | hatinizi soğuktan ve bütün ağrı- | lardan korur. | 20 MAYIS — 1935 Dr. CEMS'in NASIR İLÂCI Berber esnafına: Berberlerin senelik kongresi Salı günü saat 13 te Be- şhane yokuşunda Lüna- park salonunda toplanacağından gel- menizi dileriz. I !arı!uı! Berberler Crmiw!ı BOR.IıYA j ——— ——— İ : romanımızı gü i toplıyanlara: | | Formalarını ucuzca ciltletmek is- istiyenler bugünkü cumartesinden itibaren her gün renkli kapaklari- le beraber Ankara caddesinde (VAKIT) kitaphanesine — bıraka- En eski nasırları bile pek kısa bir zamanda tamamen ve kökünden çıka- rır. [ bilirler. Umumi deposu: İngiliz Kanzuk l Cilt parası olarak yalmız (10) eczanesi, her eczanede bulunur. Ciddi ! kuruş ödemeleri lâzımdır. ve müessir bir nasır ilâcıdır. KöSÜAÜ Z lll inhisarlar U. Müdürlüğünden| Bazı kimselerin bandrollu içki şişelerini boşaltmak içlerine su doldurduktan sonra tekrar piyasaya sürdükleri zaman, zaman gö - rülmektedir. İnhisarlar Idaresi bu hilenin önüne geçecek bütün idari ve teknik tedbirleri almış olmakla braber müstehliklerin de tatbik e- dilen usul ve şekilleri bilerek uyanıt bulunmalarırm için bu ) "takdirde keyfiyetin en yakın inhişard idaresine bildirilmesi rica olunur. (aykırı vaziyetler gorulduğu 1 — İçki şişelerinin karnına matbu etiket, şişenin yukarı kıs - mındaki boğazına boğazlık, yapıştırılmakta ve şişenin ağzına mum ve bandrol konularak damga basılmaktadır. 2 — Etiketlere, içkinin nev'i, mikdar, derece fıyıu ve hangi fabr rika mamulâtı olduğu yazılmakta dır. ü 3 — Müskirat fabrikalarında içki şişelerinin ağızları mantarlar” dıktan sonra renkli mühür mumuna batırılıp üzerine bandrol geçiri” lerek fabrikanın mühürü ile dan galanmakta ve bandrolların iki u - cu şişeye yapıştırılmakla — beraber boğazlık bantları da uçların üst kısmına ilsak edilmektedir. 4 — Bandrollar için, ıı.yet ince ve su ile temasa gayri — müsail vasıftaki kâğıtlar kullanılmakta olup üzerlerinde İnhisar İdaresinin monogramı, içkinin ismi ve matbu seri harfleriyle müteselsil numa” ralar vardır. Etikette yazılı içkininmiktarı ve şişeye yapıştırıldığı ta * rih te ayrıca lâstik damga ile bandrollarda — gösterilmektedir. (2768) . Büyük Tayyare Piyangosu Binlerce kişinin yüzünü güldürdü 2.ci keşide 117- Haziran -1935 tedir. Büyük Ikramiye : 30.000 Liradır Ayrıca: 15000, 12.000, 10.000 liralık ikramiye- lerle( 20.000 ) liralik lıbir mükâfat vardır... * Dün ve Yarın Kütliyatının 3T inci Kitabı J. Rasin Külliyatı Meşaur Rasin Külliyatımın dördüncü ve son cildi çıktı. Ter: cüme, Üslat H. Nâxımındır. Eu büyük bir irfan mahsulü ve zorlu bir himmettir. Mütercim her iki dile büötün inceliklerile âdeta bâkim bir halde o'duğundan her dört cilt birer âbide teşkil etmiştir. Tebrik ve tavsiye ederiz. 60 kuruş.