18 MAYIS — 1935 HABER — Akşam Postası inturist tarafından tertip edilen 20 günlük Rusya seyahati Leningratta Festival ziyaret Müzik, Dram, Opera, Balet, Sinema 30 mayısta hareket edilecektir© Ücret gidip gelme vapur ve tren biletlerile otel, yemek, tenezzüh ve vize paraları dahil olmak Üzere yalnız 185 T.L. VAGONLİ KOOK Galata ve Beyoğlu acentalarına müracaat Telefon: 44670 44686 VALMNZ” taklumış DOHEN PLAY Tenar e 200 M. mesafeyi gösterir. 4 Ceb — fenerleri “ATIŞ DEPOSU: gelmiştir. Her Safuzade Mehmed Emin-Hak- yerde 1526 — No, kâkoğlu Silfkeli Rahmi-Mersin tahtında —arayı - Ankara: Hüseyin — Hüsnü - nız. İzmir: Tursun Eşref . Samsun TENEMNTMREERALEE SA EEEETETAAERAN Doktor Ahmet Asım Ortaköy Şifa yurdu: Framvay yole, Aluallim Naci cad. No 115: İstanbulun en güzel yerinde geniş bir park ortasında her türlü asri Konforu haiz çok temiz, fiyatları çok ehven ve kadım erkek her — türlü hastalara açık hastahane, Yatak fiyatları iki Hradan itl baren Doğum ve kadım ameliyatlarıyle apandisit, fıtık, basur ve buna benzer ameliyeler için hususi, fiyatlar, arzu edene fiyat — listesi ve brosür gönderilir. — Telefon: (42221) mnmnxıwıımm:::::m:g t ——— Balıkçılara ilân Emniyet 6 mecı şube müdürlüğü ta- rafından verilen emir mucibinco na- kil vasıtaları muayenesini yaptırdık- larına dair vesika almıyan tekmil ha- | lıkçı motör, kayık ve sandallarının tescili Jâzrmgeldiğinden bu gibi wesa. it sahiplerinin en kısa zamanda balık- çı tezkeresi ve cemiyet cüzdanlarıyle hbirlikte herhalde cemiyet merkezine v “racaat etmeleri. ” - JUVANTİiN Kanzuk Eczanesi müstahzarlarından Saçların sabit ye tabil renklerini ia- de eder. Kumral ve siyah renkler de tertip edilmiştir. Ter ve yıkanmakla dahi çıkmaz, Daima sabit kalır, Yegâ- moe zararsız ve sıhhi saç boyalarıdır. Bezanelerle — itriyat mağazalarında bulunur. Göz Hekimi Dr. Şükrü Ertan Babıâli, Ankara caddesi No, 60 Telefon: 22586 Salı günleri meccanendir.. (. Ca2 E NEŞET KiNiN KOMPRiMELER SITMA, GRiP, NEZLE; Bir tek Kinin Komprimesi sizi bü- tün bu hastalıklardan — kurtarır . Eczanelerden Kinin alırken daima 2 lik zarf ve yahut da 10 adetlik tüpler içerisinde PP E. NEŞ'ET kinini israrla isteyiniz Deposu: Ankara Cad. No. 88, Istanbul. Büyük Tayyare Piyangosu Binlerce kişinin yüzünü güldürdü 2.ci keşide 11- Haziran -1935 tedir. Büyük Ikramiye ; 30.000 Liradır Ayrıca: 15.000, 12.000, 10.000 liralık ikramiye- lerle( 20.000 ) liralik hbir mükâfat vardır... Kendi kendine: — Hele yağlı bir kuyruk yakalaya- bildim! diye düşünen Subay: — Ne yapmaklığım lâzım ! dedi. — Evvelâ kimseyo bir gey söylemi- yeceğinize dair yemin ediniz baka- yım! — Namusüm üzerine... — Namusunuzu hele şimdilik bir yana bırakımız da yemin ediniz.. Si- kütunuzun da hakkımı alacaksınız! Fakat ağzınızdan bir söz kaçıracak olursanız Bastildeki zindanları unut- mayınız! Ale 1ö Mahü sükât edeceğine yemin etti. Düşes Detamp bu kaba herifin yü- Zünü tetkik ederek memnun oldu. — Birini hağırmaktan menedecek kadar kuvvetli misiniz?. Ale 18 Mahüi cebinden boyunbağı Ribi bir şey çıkararak : — İşte bununla ağzımı tıkarım, de- di, — Pek âlâ! Onn icap ederse korku- tarak kendinize refakate meecbur ede- bilir misiniz?., Ale Iö Mahü hançerini çekerek Dü- Şese gösterdi.. Düşes titredi.. Bir kaç saniye ka- dar tereddüt ettikten sonra: — Hayır!. Böş yere bir cinayet İş- lemek budalalıktır.. Başka - bir şeyi tercih ederim.. sözlerini mırıldandı.. Ale 16 Mahli sordu: — Dediğiniz kimse kuvvetli mtaş>? — Bir genç kadım.. Bir genç kız.. Subay güldü. Odaya girerek bir kangal iple dışa- TYA çıktı, | — Onu bağlar ve sırtımda taşırım.. ğ — Üyleyse hazır ounuz! Sizi çağır- İğtm zaman içoriye giriniz! Genç Dü- %MHM&'"WHMW_ M — RAGASTANIN OGLU — şes dö Fontenblönün üzerine atılarak bağlayınız! Ağzmı tıkayımız! — Eğer beni çağırmazsanız?.. — O vakit çıktığını göreceksiniz! Beni takip edeceksiniz! — Gene yüz Pistolli kazanmış ola: cak mıyım?.. — Onu kazandınız bile., — Hazırım Madaml! Işinizi görmek için Kralın hiddetine de katlanırım. Bu gözler Ale 18 Mahünün xgörün- düğünden çok daha tehlikeli, hattâ kendisine tevdi edien bir sırrı bile si- Hâh olarak kullanabilecek * ynette bir adam olduğunu meydana koyu- yordu. Düşes kaşlarını çattı. Fakat, artık iş işten geçmişti. Ale 1ö Mahüye ve hâlâ ihtiyar sö- züzünü hazemedemiyerek bir köşede hiddetinden dudaklarını yiyen Sen Albana bir işarette bulundu. Sonra Jiyetin odasına girdi. Jiyet kizmetçi kızlar tarafından soyulduktan sonra yalnız kalınca fi- rar için lâzrmgelen hazırlıklarını yap- mıştı. Şimdi, tekrar giyinmiş, bir man- toya bürünmüş ve kalbi çarparak a- yakta beklemeğe başlamıştı. Dün gece Tribulenin girdiği kapı- ya bakıyordu. Arkasında birdenbire bir. gütültü işitli. Dönünce Düşes Detamp'ı gördü. Sapsarı kesildi. Düşes hemen Jiyete doğru İlerliye- rek iki elinden tuttu ve yavaş sesle: — Ben Düşes Detampım.. Şimdi sözlerimi dinleyiniz kızım! Ben Kra- hm metresiyim! Size karşı biraz ser- best davrandığım için kızarmayınız! İhtiyata rinyete vaktimiz yok. Saray- daki yerim kıl üstündedir. Bugün çok — RAĞASTANIN OGLU — 137 İtalyan murahhas hey'etinde olan bü- yük tesirimi biliyor. Zavallı kadın: — Gene bekleyiş! sözlerini mırıl- dandı. — Evet, daha bekliyeceğiz! Fakat henüz sözümü bitirmedim. Hepsini söylemedim. Kral tarafından kabul yaktim yaklaştığı için geri dönüyor- dum, Karanlık sokağın köşesinde ga- yet acı bir şikâyet, bir hıçkırık işittim. Hemen durdum, Kulak yerdim. Bir şey İşitemedim. Oradan ayrılmak üze. reyken hir ses, bir kadın sesi, bir genç kız sesi, istirapla boğuk bir ses işiltim ki herhalde kendisini felâketten kur- taracak adamım İsmini çağrıyordu. Beatris heyecanla sordu: — Bu isim?... Bu isim?.. Heyecanı son dereceyi bulan genç kadın: — Zannedersem.. Anladım! Fakat sevgilim bu isim, bana söyle işitmek isterim, neydi?.. diye devam etti. — Manfred'di. Beatris vücudunda bir ürpertinin dolaştığını hissetti: — Manfred mi? Bundan emin mi- sin? İyice duydun mu? Bu zavallı ka- dın Manfredi mi çağrıyordu. Demek ki Manfred sağ? Çocuğumuz yaşıyor! Aldanmadın ya7. Bilirsin ki insan ba- zan hayale kapılarak duymadığı bir geyi duydum sanır! Ses — hakikaten Manfred mi diyordu. Ragastan son derece sararmıştı: —Evet Manfred diyordu. Tamamen işittim. Benim gibi İspada Kapya da işitti. , — Peki sonra?.. — Dinledim, kulak verdim, Bu sefi! mahallede her zaman hüküm süren yarı karanlık içinde bu sesin nereden geldiğini farketmek güçtü. O sırada ses te kesilmişti. — Peki, o vakit ne yaptın? — Aradım. Duyduğum sesi bir ka- dma söyledim. Bana bir kaç adım ile- rideki harap kulübg_vi göslerdi. Sesin | oradan geldiğini, kulübede Marjantin isminde deli bir kadının uzun seneler- denberi tek başma oturduğunu, — her zaman böyle bağırdığı için kimsenin Birinci Fransuanın veliahtı Hanri (bilâhare ikinci Hanri unvanile kral olmuştur.) kendisine ehemmiyet vermediğini söy- ledi. — Sonra.. — Sonra harap kulübeye yaklaştım. Kapıyı çaldım, kimse gelip açmadı. Çağırdım, bir kaç saniye sonra harap merdivenin üstünde bana vahşi vahşi bakan dağnık saçlı, korkunç bir kadın hayali gördüm. Ona : — Demin burada bir ses birini ça- gırıyordu. Siz miydiniz! diye sordum! Parmağını dudaklarıma götürerek: Forfa: 18