3 e GÇ UF ÇŞ TU . PO"S Ha"yesı (X 9 ) Gizli bir çete Payrs isminde — bir zengini dürüp servetini elinden ulmak istiyor. Fakat «f O Türk matbuatında bir yenilik olarak sayılacak bu roman. birinci vetin asıl sahibi Evelin ismindeki yeğenidif. ) defa “HABER,;, de çıkıyor. Bu tomanıt bir sinema seyreder gibi takib | Polis hafiyesi x : 9 hırsızlar tarafın d edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. YNDT gggg TTT BANA KİMSE D lNızK KA AR YALAN SÖY —H HAYRET'CEVAP YALA RINIZ KAFI. Ka  : | Yi ; ö ÜNİLE İNANA - NVERME - ; NU ALIP GİDECEĞİM U ZLERİNİZE YOR. ; FY RAN VETER.. SORGUN YAZINA- NESİNE NiİÇ GİDİYORUZ. K(zı iSBAT EDECEĞ ALLO! ALLO! M BİLİ ike RINE TESA KAŞIRDI iSE BAŞ-|İDÜF EDERİM. KA YERE GÖTÜR- MÜŞTÜR.. 3160 BOR nuz!, Benden nefret ediyorsunuz!.| Şeh sarayda söylemiş olduğunuz gibi beni arzularma, heveslerine bağlı fe- na bir kadın olarak tanıyorsunuz!. — Ah Madam; kızgım- bolündüğum bir sırada ağzımdan kaçan ve hatırla- | dıkça hâlâ yüzümü kızartan o sözleri | hâlâ unutmadınız mm? 3 — Buünuü gecelim!. Daha ciddi ve daha esaslı olan ikinci engel ise Kont Almanın kizini sâevmenizdir. Yok!.. Sakin olunuz. Şen saraydaki macera- yt tazelemeği düşünmüyorüm. Size son defa olarak yalnız şunü soracu- fhm: Tekliflerimi kabul ediyor musu- nuz? | — Madam!. Kalbimde gizli vlan bir duygudan dolayı beni me'yus mu | gürüyorsunuz?.. — Neyse! Bunu dâa geçelim.. Yalnız Şşunu söylemek isterim ki, izzeti nef- simi yaralıyorsunuz. Beni tahkir et- mek isteyen kimsenin sonunda piş> man olacağım unutmayınız. Ragastan cevap vermedi. — Lükres | korkunç bir bakışla onu süzüyordu.. | Yüzü hiddetinden mosmoer kesildiği halde titreyen dudakları bembeyazdı. En sonra: : — Bu seferki intikamım o kadar mükemmel olacak ki, ikiniz de ondan kurtulamıyacaksınız. Sözlerini — ilâve etti. | Ragaslan bir sıçrayışta ona mkhı sıp kolundan tuttu ve: » Dinleyiniz! dedi.. Bana karşı nel kadar şiddetli davramırsanız davra: nınız., Zehir, hançer ne isterseniz kul- I lanımız.. Bütün zulümlerinizi bir kere | daha tecrübe ediniz. Buna razıyım. Fakat ona karşı!, Ah hatırlatmak sı- rası şimdi hana geldi. Ona en ufak bir fenalığınız dokunursa — kendinizi de mahvolmuş bilin?! Haydi şimdi de- folunuz, çünkü biribirimize söyliye- cek tek bir kelimemiz kalmamıştır. — Gidiyorum. Ümitli bir kalple gir- diğim -Monteforteden büsbütün çıkrp 4tYA gidiyorum. Bekleyiniz müsci ! da sizden intikamım Lükres maskesini taktı. Bir kaç sa- niye sonra Ragastan yalnız kalmıştı. Bu sırada eğer İspada Kapya içeri girip de bunun hakikat olduğunu lux tik etmemiş olsaydı bir rüya gördüğü- ne inanacaktı. — Şöralye, buradan çıkan - kadın... — Ne olmuş?. — Çok cömertmiş. Bunu söyliyen sadık Ispada Kapya altın dolu bir keseyi efendisine göz- teriyordu. — 50 — LÜKRES'İN İNTİKAMI Ertesi sabah Ragzastan, Prens Man- fredi tarafından cüğrıildi. Prens, Könt Almanın sarayındaki dairesinde idi. Ragaslan saraya varır varmaz bütra ya götürüldü. Kont Alma da hazır bulunuyordu. Prens Manfredi: — Yaklaşınız Mösyö!.. Sizi daba iyi tebrik edebilmemiz için — yanır yaklaşınız.. dedi. Kont Alma ilâve etli: —-Bizi büyük bir felâketten kurtar- dmız.. Ragastan: — Kont ve Prens!. Ben yalnız bir asker gibi dörüştüm. Vevabını verdi. Prens: — Hayır.. Öyle değil!.. Siz, kahra- KA | muan bir kumandan 'gibi muharebe et- tiniz. En zayıf ve en mühim olan bir noktayı yalnız siz gördünüz.. Ve ha- rikülâde bir cumla dünkü günü şanlı bir suretle sona erdirdiniz.. Siz olmasaydınız, Sezarın ordusu bu sa- bah Monteforte kapılarımna düayana- caktı. dedi. Ragastan hürmetle eğildi. Kont Alma Prensin sözünü tamam- ladı: — Bu çak yüksek hizmetinizden da- layı sizi mükâfatlandırmak iştiyoruz. Ragastan bir saniye kadar gözleri- F x p ) L» TPAAK İÇİN BEN DE GELECEĞİM d ni l(ıııayııık kendisi için en büyük şerefin döğüş yerinde Primver tara- fından görülmesi olduğunu düşündü. Sonra doğrularak: — Monsenyör, söylemiş olduğunuz bu sözler bana dünyaya bedel hir mü- küfattır cevabını verdi, Fakat Prens Manfredinin bir . işa- veti Üzerine bir uşak iki kanadlı bü-. yük bir kapıyı açtı. Müttefikler ordu- sunun yüksek rütbeli otuz kadar zabi- | ti içeriye girdiler. Şüphesiz ki yapıla- cak merasimden evvlece haberleri ol- duğu için hiç ses çıkarmadan Kont Alma ile Prens Manfredinin arkasıma sessizce dizildiler. Ragastan bu hazırlıklara hayretle bakıyordu. Birdenbire Manfredi ken- disine doğru ilerliyerek tasıdığı nişan kordonunu çıkardı. Elmas kakmalı ince halkalarla bi- ribirine bağlı olan bir takım altın ma- | dalyelerin teşkil ettiği bu kordonun sonunda yakuttan yapılmış bir gül vardı. Ru asırlardan beri, ilk Alma Kontları tavafından vücuda - getiril- mişti, Vo İtalya Prens ve Raronları- vun tesis ettikleri nisanlar arasında birinciliği kazanan cesaret nişanının kordonu idi. Bu nişanı taşıyanların adedi alt- melşı geçmiyecekli, Bazı prensler, Ve- nedik büyükleri, Ferare dükası büyük | mera&imlerde bu yakut gülü L'ııım'ık-w la iftihar ederlerdi. Alman Kontluğu içinde ise yalnız Kont Alma, Prons Manfredi ve diğer bir kaç kahraman bu mişanı taştyordu. Prens Manfredi boynundaki kor- donu çıkarıp Ragastana uzatarak : — Diz çökünüz!, dedi. Sapsarı kesllen Ragastan : — Prons!.. Hakkımda bu kadar bü- yük bir lütuf.. Sözlerini mırıldandı. Prens $efkat dolu bir sesle: — Diz çökünüz!. Sözünü tekrarladı. Bunun üzerine Ragastan dir. çök- tü, Prens Manfredi - eğilerek nişan KADAR ALAKADAR. SINIZ. BİLMEM A- LM;ADAR EDECEK ıoı.ıvvı 911 kordonunu onuün boynuna taktı. va kıltemı çekerek yassı tarafımı Şö- valyenin sağ omuzuna dokundurarak : —- Cesür ol, sadık ol, temiz kalpli ol! Hareketlerinle bu günden sonra taşıdığın bu cesaret nişanıma lâyık bir kahraman olduğunu göster! dedi. Alkış sesleri salonu çınlattı. Ragas- tan ayağa kalkarak orada bulunan Senyörler içinde 6 nişanı — taşıyan Kont Alma ile Prens Manfredi tara- fından kucaklandı. Ragaslan öbür Senyörler turaflın- dan tebrik edilirken nişan kadar ho- şuna giden bir şey de kendisine hakan gözlerde bir damla haset ve çekeme- mezlik görmemesiydi, Dalgın bir hal- de Prens Manfredinin söylediği: — Cesur oll.. Sadık - ol!. Temiz | kalpli ol!.. Kelimelerini ruh okşıyan bir hazla tekrarladı. * » * Ayni akşam, Prens Manfredi Prim- yverle heraber sessiz ve ıssız olan — bü- yük bâahçede geziniyordu. Verdiği söz- de sadık kalan Prens, Beatrise kocası olduğunu hatırlalacak bir kelime bile söylemiyordu. Hava serinlemeğe baş- TJayınca: — İçeriye girmiyecek misiniz yav- rum.. diye sordu. — Daha erkendir Prens.. Bilirsiniz ki gece olunca bu parkta yalnız - başı- ma dolaşmak benim için — doyulmaz bir zevktir Bu da, beni ekseriyetle güzel yaz gecelerinde gölgeli yollarda gezdirmeği pek seven annemden kal- ma bir huydur.. Zavalhı — amneciğim! — Anneniz çok yüksek, çok sadık ve zamanının çok kahraman bir kadı- nıydı. Bu günkü nesll! Kontes Onoro- ta gibi bir fazilet umn:ıliın prk ax ye- tiştirir. — Primver titredi, büyük bir acı ıçın- de annesinin son nefesinde söylemiş olduğu sözleri hatırladı. Sonra arayıp bulmasımı ve sevip himaye etmesini