. Onun, dişleri dökülmüş, ihti - yar bir anası vardı. Bir çiftliğin kenarına sığımmış- lardı. Kin — Kan arkadaşları a- rasında eşsiz denecek kadar gü- zeldi. t Yalnız güzel mi ya! Ayni za - manda da çok sevimli ve fedakâr- dı. Alnımnım beyaz kıvırcık tüyleri, kuyruğunun inceliği, vücudunun tenasübü, Mikadonun hayvanat bahçesindeki — asaleti tecrübe - .eylerle tespit edilmiş — farelerden çok daha cazip ve emsilsizdi. Kin — Kanın yuvası her ak - | şam bir çok erkek farelerle dolar - dı. Bunların hepsi de Kin — Ka- nt annesinden istiyen, hali vakti, geliri yerinde, genç ve yakışıklı, gür bıyıklı farelerdi. Kin — Kan çok müşkülpesent idi.. Bu taliplerin hiç birini be - ğenmiyordu: “Beni alacak erkek, annemi ve beni bu sefaletten kur- tarmalı!,, diyordu. Bir akşam gene böyle kendisini teşyie gelmişlerdi. Yuvanm önün - de sıralanan sülün beylerin ara - sında Kin — Kan o akşam ilk de - fa ince bıyıklı, narin vücutlu bir genç gördü. Kin — Kan bu gence gönlünü Faptırmıştı.. Yalnız onu düşünü - yordu. İnce bıyıklı fare sadece bir ak - şam görünmüşlü. Kin — Kan annesine: — Ben ondan başkasiyle ev - İ ir farenin gelin oluşu T ' h İ SA ASA | Bir Japon İi Masalı ı lenmem! diyordu. İnce bıyıklı farenin bir bakkal dükkânında yuvası vardı. Bir gün, bu sevimli genç, so - kakta Kin — Kana rasladı: — Nereye gidiyorsun? | — Yiyecek aramağa.. — Senin gibi güzel bir mahlü - ka yalnız başma sokaklarda do - Taşmak yaraşır mı? — Ne yapayım? Annem hasta.. Çalışmağa mecburum. — Benimle evlenmek - istemez | misin? Kin — Kan boynunu bükerek gülümsedi: — İsterim. Fakat... mesut edebilir misin? — Hakkın var! Beni böyle za- yıf ve narin görünce sizi besliye- miyeceğime hükmettin, değil mi? Halbuki ben şuradaki büyük bak- kal dükkânında tek başma yaşı - yan zengin bir gencim. Yalnız anneni ve seni değil, bütün akra- banı besliyebilirim. Hem de ar- —1 ettiğin nadide yemeklerle..! Kin — Kan delikanlını sözleri- ne inanmadı.. Birlikte yürüdüler. Sen beni Bakal dükkânına girdiler. Dükkân da neler yoktu, yarabbi! Kin — Kan aradığı eanadeti ve bolluğu bulmuştu. ninle evleneceğim. Ve o gün iki genç yanyana yü- rüyerek çiftliğin kenarma geldi - ler. İhtiyar ve hasta annelerini ku- caklıyarak, sülün beyin yeni kâ- şanesine girdiler. Düğünleri bir pazar günü oldu. | O gün bakkal dükkânr kapalıydı.. | Ve yalnız bu mesut gelin hanımla damat beyin emrine amade idi... Kavgasız yaşayan dostlar Düğün davetlilerine bol bol fın - dık, ceviz, şekerleme, ve kuru in - | tok sevi cir ikram edildi. Kin — Kan bu mesut yuvada ihtiyarladı.. Ve orada öldü.. B.L —H Gelecek hafta | Çocukları sevindirecek ve eğlendirecek | Ikramiyeli bir müsabakamı xvardır. Bekleyiniz Biribiriyle geçinemiyenlere, darbı meseldir: “Kedi ile köpek gibi kavga ediyorlar, geçinemiyorlar!,, derler., Halbuki Avrupada bir çok köpekler ve uslu kediler yardır, bunlar bir anadan doğmuş gib,i 6 ka- dar iyi gecinirler ki.. Yukarda gördüğünüz resimde bir köpek iki kedi He kardeş gibi, kavgasız ve gürültüsüz yaşıyor. ee » TÜ Ve LA RÜZ ai — Peki, sülüncüğüm! dedi, se- | —a? Mektup adresi: —AA HABER GAZETESİ | Mucltâ İyas H. | ı HBEDİYE LİSTEMİZ " —_—-_I lBugünkü bilmecemîzı İ Bİ Beş harfli bir sebze ismiyim. Sağdan, soldan, ve aşağıdan yu- karıya, yukardan aşağıya okundu- ğum zaman aynı mânayı ifade e- der, Bildiniz mi ben neyim? doğru halleden lerden birinci - ye zarif bir kol saati, 2nciye bir dolma kalem, 5 inciye kadar birer ipekli mendil ve ayrıca 150 karii- mize de muhtelif hediyeler vere - ceğiz. Bilmece müddeti 15 gündür. Holivutta küçük sanatkârlar Holivut sinema şehridir, Fakât bu şehirde küçük çocuk bulmak çok müş- küldür. Muhtelif statyülere mensup ancak sekiz on artist çocuk vardır, Re simde görülen küçük artistler halk ta- rafından en ziyade sevilen çocuklar- dır. Bunlar arasında küçük Mimi de artist çocuklar kadar — kabiliyetli ve âlen bir köpektir. Mimi bazı filmlerde polis hafiyesine yardım et. mektedir, Yap HeldA Şöasar einlErE anöra dilir ve hediyeler Perşembe günleri matbaamızda tevzi olunur, Çocuk sayfası muharrirliğine Ankara caddesi İstanbul Fatih Altay ma- hallesi No, 11 Cemal Bey " HABER İ Beşiktaş No, 9 Çocuk Sayfası Kuponu 15 — 11 — 934 ei B he Kh Üre A a e ğ a GİL ln eli de lll ll de aa ge D GD d a e S A KOGAY ll Uydurma değil. Küçüktüm.. Çok zeki ve hiç bir şeye aldanmaz bir çocuktum. Babam her gece benim zekâmı ölçer ve bana: — Dünyada eşekten daha aptal mahlük yoktur! derdi. Eşek yavruları biraz zeki olur- larmış ama.. Onlar da büyüdükten sonra aptallaşırlarmış. Babama her zaman: —Ne olur, babacığım? Bana bir eşek yavrusu alsan a.. Der dururdum. Bir yılbaşı gecesi babam bana çok değerli bir hediye alacağını söylemişti. Gece mumlar sönünce birdenbire misafirlerin arasından yükselen bir eşek sesi işittim. Lüm balar yanınca bir torbanın içinden uzanmış bir küçük eşek başı gör- düm, Babam: — İşte, Cevat! dedi, istediğin ve uzun zamandan beri bekledi - ğin hediyeyi bu gece sana getir- dim! Eşeğin yanma keştum. Zavallı hayvanın ne sakin, ne sevimli bir bakışı vardı. Yanına sokuldum ve masanın üstönden bir pasta <larak eşek yavrusuna uzattım: Kara Kara kedi! Sevmem onu, Salı günü Bizim evde Fare yedi! Kara kedi! Bir gün bana Yana yana Neler dedi: “— Ben çocukken Ortada bir Sebep yokken, Annem dedi; Kim olursa, gvverecAvLERERACA AAA ASA REACCEESLERE görülmektedir, Bursa kız İisesi M e a ” 4 Bursada Muradiyede Fakihe Hanımın idare ettiği KI7 ıSgMÖ Sanın en aart ve mütekâmil irfan mücsseselerinden - biridi” gekt müdiresi Fakihe Hanım uzun senelerdenberi başında müesseseyi büyük bir muvaffakıyetle idare etmektedir: * ğ i ren tesis edilen tenis kortunda muallim ve taleheler 'E""; I.İ' petb dır. Resimde talim heyetinden bazıları tenis oynuyan 1816 ” Bizim küçük arkadaş | — Oğlum , şunu yııl"“d'ıi cereden sokağa atıver! Demişti. Fazla düşünemedim- kabuğunu elime aldım.. 447 zaman, bizim eşek ağznıi bir açarak bağırdı. dudağıyle itip attı. Hayvat” züne hayretle baktım. | — Azizim, bizim fino bu yı yemek için insanın ğ öyle maskaralıklar yapar b Bu sırada babam banln puz kabuğu uzatarak: J Kabuğu eşeğin ağzına V | Ve yeni arkadaş kabuğu keri yer gibi kıtır kıtır ye& ra teşekkür eder gibi başıti” dı ve karnı doydu. Ensemde babamın sesi) tim: j — Gördün mü şu aptal nın yaptığını?!... Verdiğin yemedi de karpuz kabuğuf hamlede yalayıp yuttu. —Baba, dedim, bu bir * meselesidir. Sen bu gece $f ya yerine terkos suyu içebil! sin? Oğuz Aslâ" Kedi Gireceksin Arasına!.. Ne bulursan Yiyeceksin!,, * Kara kedi! Ne bulursa, Sormadan yer. Her köşede Fare gözler! Sevmem onur, Dün de yedi Evimizde, Hınzır kedi Bir somunu! (ntğp KÜ __j'" vveneneN, bu ektePİ” Ki M '",,nl