Cumhunyct 5 Mayu 19*5 Çanakkalede 'ürklerle Sungü Süngüye No. 174 A. DAVER Dikkatler Kiracılık Güzel Yalvacm derdi Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler }un» lardır: Şinasi (Büyükada), Yusuf (Heyb^li), Salih Necati (Bahçekapı), Esad (Divanyolu), Belkis (Kumkapı), H. Hulusi (Zeyrek), Üniversite (Şehzadebaşı), Teofilos (Samatya), Hamdi (Şehremini), Suad (Karagümrük), İstefan (Bakırköy), Arif (Fener), Halk (Hasköy), Merkez (Kasımpaşa), Receb (Beşiktaş), Hilâl (Fındıklı), Ga latasaray (Taksim), Vinokopulo (Yük' sekkaldırun), Şişli (Şişli), Sıhhat (Moda), Rifat (Pazaryolu), tmrahor (Üsküdar^. (Türkler, durmadan hücum üstüne hücum yapıyor*ar, Allahın ismini yadederek harb ediyorlardıî» Ingilizler üç defa Marmara yolunu hemen hemen açık bulmuşlardı. I: Ağustosun 7 inci günü Kocaçi2 : Ağustosun 8 inci günü Mestantepsdc. 3 : Ağustosun 15 inci gününe kadar Kıreçtepede. îngilizler. bu fırsatlann her birind; Türk ordusunun ihtivatlan olan 8 fırka gelindye kadar, hep zayıf Türk ileri karakoüan karşısmda bocalamı? lardı. Yaptıklan baskmm ve 6 yeni fırkanın muharebeye sokulmasının menfaati ellerinden kaçıyordu. Fakat HaKİlton bir türîü bu muvaffakiyetsizli ği kabule razı oîamıyordu. O. hatü harbdeki Türk lutaahnın bitkin ve Türk ihtiyatlannın artık tükenmij oiduğu fikrinde idi. Binaenaleyh şunlan yaph: 15 ağustosta Gcneral Stopforcu 9 uncu kolordu kumandanlığın chn azlederek yerine cenub grupunda 29 uncu fırkanın kumandanı olan General Beauvoir de Lisle (Bovuar dii L'l) i tayin etti. Cenub gmpundaki 2 9 uncu fırkayı, 2 inci yaya suvan fırkasını da Suvla mmtakaszna celbetti. Hamilton yeniden 30,000 hsan toplamıştı; fakat topçusu pek azdı. General dö Lil dört fırka ile ( 5 3 üncü, 5 4 üncü. 29 uncu fırkalar ve 2 inci atlı fırkası) 21 ağustosta Azmak dere ile Kireçtepe arasmda son bir Uarruza daha kalkacakn.» Bu cephede 30,000 kişiiik düşman ku ven'ni karşılıyacak olan Türk kuvveti, yorgun ve mcvcudlan azalmij 5 inci, 12 inci ve 7 inci fırkalardan (azamî 20,000 kişiden) ibareru'; fa kat başjannda Mustafa Kemal gibi bir kumandan vardı. lkinci Anafarta muharebesi 21 ağustos günü Ingiliz taarruzu saat 14,30 düşman donanmasmın ve kara topçusunun şiddetli ateşile başjadı. 12 inci fırkanuzuı cephesindeki ırpc'eri kısmen harab eden bu bom bardımandan sonra 15,30 lngiliz pi ya<Je*i hücuma kalktı. Ilk hamlede Yusufçuk tepesindeki bazı siperleri mizi zaptettise de mukabü taamızla derhal püskürtüldü. Düşmanın asıl hedefi sarp kayalıklı ve fundahklı îsmailoğlu tepesi idi. Düşman 12 inci fırkanın sol cenahındaki birkaç siperini zaptetmiş, orada yerleşmeğe muvaffak olmuştu. Bir müddet sonra ihtiyatlanm da kullanarak Yusufçuk tepesindeki siperleri tekrar aldı; fakat gene mu • hafaza edemedi. Atatürk 12 inci fırkayı 9 uncu fırka ile takviyc etti. Fırka, geceleyin sol cr.ahındaki düşmanla müteaddid de falar çarpışarak orada da düşmanı geri atü ve siperlerini geri aldı. Larşerin verdiği tafsilâta göre, «b<ı lngiliz taarruzu esnasmda düşmamn 29 uncu fırkasının bir livası bir fun dalık yangınile karşılaşn. Bu yangradan kurtulmak için bir yaruı içine girdi ve burada her taraftan ateşe uğn yarak kâmilen imha edildi. Oiğer iki liva da Türklerin ateşinden kurtulmak için ayni çıkmaza dalmışn. Avus tralya yaya süvari fırkası, güpegün • düz (opçu ateşi altında Lâlebabadan ileri sürülerek akşamüstü hücum ettirilmiş, fakat hiçbir muvaffakiyet ka zanamamıştı. Bugün, yalnız 29 uncu fırkaya 5.000 kişjye mal olmuştu. Kazanılan yegâne neticc ise Azmakde resi boyunda Anzaklarla 9 uncu İa giliz kolordusu arasında hafif bir ir b'bat temin edebilmekten ibaret kal • mısfe.» Düşman o gün 7 inci fırka cephe sinde de taarnız etmiş, merkezden baş,ka her yerde tardedilmişti. Merkezde Kayacıkağıh civanndaki siperlerimızi zaptetmiş ve bu siperlerin istirdadı için yapılan mukabü taarruzlanmız akim kalmışn. Bu muharebeîerde bîzim zayiatı mız 2,600 kişi, düşmanınki ise 6,553 kisi idi. Düşman Kayacık ağılmda kazan dığı muvaffakiyeti tevsi etmek için 27 ağustosta, siddetli bir bombardıman dan sonra bir daha taarruz etmiş, birkaç siperimizi zaptetmişti. Bu siperier sabaha kadar yapılan mukabü taar • ruzlarla istirdad edilmisse de muha • fazası kabil olamamıstı. Bu muharebedeki zaviaomız 679, In«nlizlerinki iie 1000 kisidir. Bi' muharebe Ana fartalar mmtakasmda cereyan eden mühim muharebekrin sonuncusu olup bundan «onra gene siper muharebeleri ban'annş ve tahliyeye kadar devam etmiştir. Larşer divor ki : «îkincî Anafarta meydan muharebesi bittikten sonra, 5 inci Türk ordusunun Anburnu Suv* İa cephesinde 10, cenub grupunda 4 fırkası vardı. Anadolu tarafmda Kumkale havalisind** henüz bazı kuvvetleri bulunduğu gibi Bolayır berzahma gelrnis olan 1 nci ordunun 4 üncü fırkası da vardı. 5 inci ordu »imdiye kadar 15 lngiliz Fransız fırkasma karsı, agustos içinde 14 Türk fırkasını hattı harbe sokmuştu. Ve kazandıgı zaferi kısmen Mustafa Kemalin azim re metanetine borclu idi." Mustafa Kemal, en telhikeîi mukabil taarruzlan bizzat sevk ve idare etmiş ve Türk kıta»tı da bu muharebeler esnasmda hakikî cengâverlik evsaf ve mezayası göstermişlerdi. Allah Allah! naralarile yapılan nevmidane hücumlar, genc tn giliz kıt'alan üzerinde pek büyük te•ir yapmışh. Oeocral Hamilton bu huıusta şunlan yaznus.hr: magnificiently, «The Turks fighting come on again and again, Anadola ve Rumelinin ctmı fartastnda, tstanbulluntm da nasılsa edindiği evindedir. Ne yazık ki t$tmnbullalar, biiyuh yangınlardan tmnra kîractlığa sürklmdiler. BizYalvaç (Husuler evimizi, yapddığt gündenberi, sî) Yalvaç, Ispar bir kuşan durmmdmn çmlt çtrpt tataya bağlı vt şıması gibi, doldurmağa »avajırtz. Bu bizi, bir vmrîrğa kavuşturur, Eğirdir gölüne yuvanın untttulmaz tadlmrile »a • uzanao münbit ve rturdt. Şimdi çmğumaz kira haya • mahsuldar ovanın tınm girdiğimiz irin, tasınmmlttrt ortasında kurulmuş mızdm goderin, kınp doftücü, z«« yeşil bir ilçe özeğivalhhğı da bmçgSstermiştir. dir. Türkiyenin IsIttanbultm birbirine benziyen bir yanı yoktur. Bir mahallede, viçresi denilecek yan ymna iki evin bile •dmları ıderecede güzel çtkçm deŞişir. Yelin ettiği yllmr olan bu ilçede haayrılır. Bu değişiklik ahfoerişe, iş yat hemen hiç deve çoeukların mekteb hayetına ğerinde denilecek imt\ Yalvacdan bir ggrünuş kadar uzantr, Bir ev değiştirdiniz desi olan afyon üç beş senedir geçirdimi, hayatınız da değişmiftir. Es kadar ucuzdur. Çıkardıgı birçok yamz uymaz, ışığımz çoksa azmltr. ği ve halen geçirmekte oldugu durgunmahsul yolsuzluk yüzünden dahilde Lmdos yerine poyrazîa veya poy • luk İlçe halkınm geçimini büsbütün sarfedilmek mecburiyetindedir. îtçer*z yerine lodorla karstlastrstmz. gülejtirmiştir. nin yegâne ihraç istasyonu olan AkBirinci evde bahçe varken ikinci îlçenin bu vaziyetten biraz olsun şehre Kocasultan dağlannı aşıp gide rmmmsır asacak bir yer yoktttr. kurtulabilmesi için idarî bir bağdan Terko* düaünürken mcı ta bile fcnden bozuk düzen ve çok dolaşık bir lamadığımtz olur ve biz ba evin, ba«ka hiç bir alâkası olmıyan Ispartafosacık ve bir de patika yolu vardır. ba eclerin her yandan haymtımızt dan alarak Afyon iline bağlamak ve Bilhassa ikinei ve kesb'rme olan yoldsğiştiriçine, gürlüklerine bmyun yine bir ?ose ile Afyon veya Çay is» l da kı?m zavallı Yalvaçhlar birkaç b'ikereh yavmş ymom$ katlmmrtz. tasyonundan birine raptetmek lâzımdır.' kurban verirîer. Btx kmtlanv* karşt ikinei eviniz Bu yolda yaptığımız birçok teşebbüs [ Kıjın karlı ve soğuk havalan Yalkirmcm dmhm mı acuzdar?. Haytr, lerden de bir netice alamadıgımızdan hmytr; bu ikincitinin de bilmem vaç için bir afettir. Çünkü o zaman hmngi konferu veva kmlmylıfmdmn çok üzülüyoruz. yollar kapannu^, hayat durmu}, ithadolmyt değeri vzrdır. Bütun bu de' lât maddelerini teşkil eden jeyler Bütün İlçe halk' gece gunduz halkın frisiklik'er ve odenmek bilmiyen birkaç misli pahahlaşmış; buna mukarefahını düşünen İç ve Bayındır bab+rc kîrmlmnn yvrddaşm hmymt bil yerli mahsul yok denecek derecekanlanndan bu ijm de yakın bir zaVe böteesinde btrmktığt tek bir &•?luk vardır ki o da yoksuzluktur. de düşmüştür. manda halledilmesini dört gözle bcktstanbullular her gün bir*x ba ki* lemektedir. Eskiden çok para getiren ihraç madrm. vüzvnden bir uçuruma türük • leniyorlar. Her hangi bir kombi* nezonfa tstanballu Türkü gene eV'ne kmvunturmak çegt gelmiştir. C/vfe atmtyorum ki, ba hi batara • emk bir yayn knrula*u, binleree ftrm tatan k'ra bedellerîle evlerin parmnnt odetebilir v* Türke dm hayat ve bütçesini bağışlatmş olur. Yolsuzîuktan büyük sıkıntı çeken bu şirin kazanın Afyon vilâyetine bağlanması isteniliyor Birlik kongresi Millî Turk Talebe Birliğindenî 10/5/935 cuma günü Halkevi kon ferana salonunda Birliein genel kongresi toplanacaktır. Arkadaşların gelmeleri. Irtihal Muharrir arkadaşımız NizamertÎB Nazifin büyük annesi An'ye Ahmedin Ödemişte öldüğünü iç acısile öğrendik. Keder gören ailesine ve arakadaçımı • za samimî taziyetlerimizi bildiririz. Kiralık Türbede Beledivc karşısında Sinanaga daireleri adlı vc 1719 numaralı aparlmanda 2 numaralı daire kiralıktır. Kalorifer flektrik paz su JHMiMilüHiVim Bir Fransız matmezeli , Pratik bir metoda ve azun tec • rubelere malik bir Fransız tnat • mazeli, frannzcannt türatle iler « letmek istiyenlere tnüsaid şeraitlt dert verir. Gazeted* F. rümuzuna yazılmast. Uluslararası Brüksel sergisi MARTHA EGGERTH'in V V. Bıtmemş Senîon Iu hofta Sioemasında En son muvaffakiyeti olan calling on the name of God.» Yani «Türkler, durmadan hücum üstüne hücum yapıyorlar, Al • lahın ismini yadederek çok güzel harb ediyorlardı.» Larşerden birkaç sabr daha okuya» lım: «Artık yeni meydan muharebesi bit* miş ve îngilizler bu defa da sureti kat'iyyede kavbetmişlerdi. Düçar olduklan 47.000 kisjlîk raviat havbile, kıtaat yeniden ikmal edilinciye kadar müdafaada kalmağa mecbur bulunu yorlardı. Halbuki onlar geriye aneak 9 0 0 0 yaralı göndereceklerini tahmin etmişlerdi.» J BEBE güsterümcktedir. 2 inci ffilm olarak CGNUB KIZI «•Hilmanı ş cmib bir fHm Brükselde hazırlanan Uluslarara*i fferginin açıldığını yazmıjtık. Kral tarafından açılan ve bunun için büyük meraaim yapılan »erginin bir re* mini nejrediyoruz. tarafından temsil «dil«n UANIELS (Arkan vmr) SavarelerHe:fc.15de CEINUB KIZI ve 9,30 da BlTMEMI$j SBNFOM 2 büyük film birden 15 Mayıs 1935 günü herkesi sevindirecektir. Biletler butun T«yyar» bayiUrinde v* her şehrin Zir««t Bankalannda bir lir«y« t«ttlm«kt«dır. nı zannediyor. ' saattenberi telefonla sizi anyorum. BulMarkam söylendi: mak kabil olmadı. Çok garib bir hâ Zannedersem »iz bu hâdiseye dise ile kars.ilas.tik. N e deniniz, kay lüzumundan fazla ehemmiyet vcriyorboîan rovelver dolabdaki yerinde gesunuz. ne zuhur etmesin mi? Mister Markam Vans, elini onun omzuna koydu: nou mutlak birisi bu gece getirip ye rine koydu. Fazla yorgun görünüyorsunuz, azizim, dedi. Muhakeme kuvvetinız • Rovelvere el sürdünuz mü? de afikâr bir aksaklık var. Anlamıyor Hayır, neye sürelim> musunuz ki bu satranç taşırun Madam Hat dolaba doğru koştu. Filhakika Drokerin kapuına bırakılması bir ihtabancalar ikileşmişti. tardır. Cinayet masası şefi yeni tabancayı Kadmın bizden bir}eyler sak aldı. Kırarak topunu muayene etti: ladığını mı zannediyorsunuz? Bir delik boş dedi. Hem de kul Pek çok. Ben onun Robinin eelanılalı çok olmamif. Âlâ... Bir ip sedini endaht meydanına naklolunur ucu yakaladık demektir. Döbuva ü ken gördüğüne eminim. Bu kadm daha zerindeki izleri alır, kurşunlan da aybirçok çeyler biliyor. Markam... Öyle nca mukayese ettiririz. şeyler ki hayab pahasma da olsa söyVans seslendi: lemiyecek. Hat. okla yay üzerindcki izîerî Yolun bundan sonraki kısmi hiç dikkatle silmiş olan adam tabancada konuşulmadan geçti. Profesör Dillariz bırakır mı zannediyorsun ? duı evine endaht meydanmdan gir Hat ısrar etti: dik. Zemin kab kapısmı bize bizzat Mister Vant ben sizin fikriniz Mis Bel açn. Gçnc iuz çok mütehey de değilım. Yapmağa mecbur oldu yic görünüyordu. ğum §eyi yapacağım. Vans güldü. Sonra yüzünü genc Misfer Markam, bize geldiği kıza dönerek »ordu: nizi peneereden gördüra, dedi. Yanm • Biz buraya profesör Dillard ile Arnessonu görmeğe geldik. Fakat daha evvel sizinle de söyle birkaç daki ka konuşsak fena olnuyacak. Sizde Madam Drukerin evinin bir anahtan bulunduğunu öğrendik. Evet efendim, vardır. Bu anahtar senelerdenberi bende durur. Ma dam Drukeri rahatsız etmemck için eve bu anahtarla girip çıkarun. Bizim asıl anlamak istedigimiz ;ey su: Bu anahtan yalnız siz mı kullanırsınız? Tabiî değîl mi? Onu çimdîye kadar kimseye vermedim. Daima benim el çantamda durur. Bu anahtann sizin çantanızda durduğu bütün ev halkınca malum mudur? ö y l e zannederim. Bu bir sır değildir. Bizdekilerin hepsi bilir. Anahtar şimdi yanmızda mı> Genc kız havretle Vansm yüzüne baktı. Sonra hiçbir şey söylemeden masa üstünde duran çantasını aldı, açtu bütün bölmelerini aradı. Nihayet geniş bir nefes alarak: î}te burada, dedi Acaba biri dün gece bu anah • tan almış olmasın? Kimse almamışbr. Ben dün gece saat sekizde b'yatroya gittim. Çantamı da hiç yanımdan ayırmadıra. Anahtan en son defa ne vakit kullandmız? Dün gece yemekten sonra... Ona hayırh gece temennisine gitmiştım. Vans derin bir düşünceye daldı. Genc kızın bu sözleri onun faraziye • lerine mutabık çıkmamışo. Anahtan yemekten sonra kul • landınız, demek Mis Bel... Peki onu eve dönünciye kadar hiç yanmızdan ayırmadmız mı? Buna emin misiniz? Evet Çantam tiyatroda da diz • lerimin üstünde idi. Pekâlâ, size soracaklanmız bit ti, şimdi amcanızı görmeğe gidelun. Amcam evde yok. Nehir kena nnda ufak bir gezinti yapmağa gitti. Ya Mister Arnesson? O da henüz üniversiteden avdet etmedi. Fakat nerede ise gelir sanınm. ö y l e ise biz de onlar gelinciye kadar vaknmizi Pin ve Bedel ile ko nujarak geçiririz. Bundan sonıa tek • rar Madam Drukeri görmeğe gideriz. Siz de bize refakat lutfunda bulunur musunuz, Mis Bel. Hay hay efendim. Genc kız gitti. Hat ta PinfleBe deli aramağa çıkb. İki üç dakika sonra ikisini de gen'rdi. Baba kız dün gece erkenden, daha saat ona gelmsden yatmışlardı. Odalan dördüncü katta idi. Mis Belin ti * yatrodan a^detini bile duymamışlardı, Hizmetçilerin isticvabi bittikten sonra kapıda profesör Dillardm belirdiğini gördük. Mutadı hilâfma neş'eli görünüyordu. Markam işte ilk defa olarak tamamile serbest bulunduğum bir za manda geldiniz, dedi. Haydi kütübhaneye gidelim. Orada buradan daha rahat ederiz. Onu takib ederek gittik. Bize bufe den şarab çıkararak elile ikram ettL Şarablanmızı içerken: Drukerin burada bulunmaması na müteessifim. dedi. O bu şarabı çok sever. Maamafih nadiren içer. Z a * vallı çocukl (Arkn*r 9ar} "Cumuriyet,, in t«frikası : 39 Tcaanı Tercüm» «den\ 8, S. Van Dtn* Ûmer Fehmt i ihtiyatlı olalım, dedi. Madam Drukerden duyduklanmızı kimseye Bizim eırarengiz dcgtumuz çimdfi « ük ziyaretinin bizce malum olm&diâl «