4 Mayıs 1935 Cumhuriyet ııııı Filmlerc hayatta sevimli şişko Charles Laughton yedi sene otel direktörlüğü ettikten sonra en büyük facia artistlerinden oldu Holivudda en çok beğenilen artistIerden biri de Charles Laughtondur Geçen sene Holivudda çevirdiği be şinci filmi olan (Beyaz Kadın) fil minde sinirli bir hasta rolünü oynadıktan sonra filim âmilleri kendisine haftada birkaç bin dolarlık kuntratolar teklif ettiler. Charles bunlara dudak büktü ve ilk vapura atlıyarak îngil tereye döndü. Holivudu çoktan unutmuş olacaktı. Fakat Holivud, beğendiklerini unutmadığı için kendisine, San'at ve Fen Akademisi tarafından hususî surette yaptınlan heykeli hedi ye olarak gönderildi. Bu küçük heykel her sene en fazla muvaffakiyet kazanan artiste veril mektedir. Charles bunu herhangi bir Amerika filmi için harcanan ^aranıı, yansına mal olan (Aln Kanlı Kral) filmindeki rolünü çok güzel oynadığ' için hakketmişti. Charlesı hiddetli olarak tasavvur etmek imkânsızdır. Kımıldamadan duran yuvarlak çehresinin çizgileri insanı şaşırtır. Tatlı sesi npkı bir musiki gibi dinlenir. Onu bu halile göreırler Holivuddaki filim âmıllerile münakaşa edip kafa tutacağına hiç te ınan • mazlar. Bakm Amerikadan kaçışmı Loug'n ton bana nasıl anlattı: « Amerikada çevirdiğim «Doktor Moronun Adası» ve «Şeytan ve Uçurum» filminde gayritabiî bir in san rolünü yaptım. «Roma Ateşler îçinde» filmindeki Neron rolünü hıç ses çıkarmadan kabul ettim. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse bunlann hiçbirini büyük bir hevesle oynama dım. Holivudda en hoşuma giden vazi fe «Eğer Bir Mılyonum Olsaydı» filminde oynaftığım birkaç saatlHf *ol T dür. Baktım ki daima ben istediğjmj değil, onlann bana verdıkleririi alacağım, Londraya döndüm ve sekiz ay mütemadiyen Şekspirden piyesler oy nıyarak gönlümü eğlendirdım. Charles Loughtonun hayatı daıma bir işi yanda bırakıp. boş bir ideal pe;mde koşmak ve neticede kazanabileceği milyonlara mukabil ufak bir para elde etmekle geçmiştir. Charles 1899 temmuz ayında babasma aid Scarboroughdaki Vic toria otelinın en güneşli odasında doğdu. Üç çocuktan en büyüğü idi ve daha yürümesini öğrenmeden ileride bahriyeli yapmaya karar vermişlerdi. Bir yaz gecesi sokaktan şarkı söyliyerek geçen bazı delikanlılann sesi • ni duyuncıya kadar bahriyelilik Charlesm hoşuna gidiyordu. Fakat o günden itibaren en büyük arzusu şarkı söv lemek, bir mandoline sahib olmak oldu. O zaman şişman bir çocuktum. Bir Ingiliz olmama rağmen spordan nefret ediyordum. Mektebd«> Ru^by veya Kriket oynamıyanlar daima ar kadaşsız kahrlardı. Ben de çok a/, dostum olduğu için çok defa bir kitab buluyor ve okuyarak yalnızlığımı hissetmiyordum ve o zamandanberi spordan nefret ederım. Nihayet ailesı kendisini, otelcılık öğrenmek üzere Londrada Claridgc oteline gönderdi. Dört sene Claridge otelinde kaldığım müddetçe daima fena giyinir dim ve biraz para artırmıya çahşırdım. Fakat her hafta mutlaka bir tiyatroya giderdim. Ona verdiğim paraya acı mazdım. Bütün tiyatrolan görüp en büyük artistleri alkışladıktan sonra babamın otelini îdare etmek için memleketıme dönerken bir gün tiyatro san'atkân olacağım içime doğmuş gibiydi. Loughtonun bir otel idaresile pek te alâkası olmıyan hulyalan vardı. Aln senelik otel müdürlüğü esna sında yavaş, yavaş tecrübeler yapı yor, her gördüğü kimseyi tetkık edı yor ve notlar ahyordu. Bir gün Charles Londradan gelen küçük kardeşine otelin idaresıni terket* ti. Gece yansı derhal bavullannı topIadı, ailesine tiyatroya olan merakın haber verdi ve hareket etti. Ertesi sabah. Dramatik San'atler Akademisine yazıldı. Berbad bir odada oturmasına, güçbelâ yaşamasına rağmen dünya umurunda değildi. Is tıdadı sanki onu sihirlemiş gibiydi. Birkaç ay sonra, babası geçici bir delılık yüzünden oğlunun açhktan öl • mesine razı olmıyarak otele dönünce ye kadar ufak bir aylık bağladı. Bir an geldi, işler değişti. Bu şiş man delikanh Londradaki tiyatro münakkidlerinin nazan dikkatini celbet ti. Işte J?u sjralarda Gharlesııv kaya r Yazan : Julie Lang Türkiyede neşri haklcı yalnız "Cumhuriyet,,* mahs ustur. v j Halk kızı olmakla övünen yıldız: Barbara Stanvick «General Yenin çayı» nın kahramanı fp ir bir a eden yetiştiği için fakirlerin derdleriyle meşguldür Bundan yirmi sene evvel Nevyor iun en fakir mahallelerinden Brook iynde harab bir evde yalnız bir adam •a küçük kızı oturuyordu. Erkeğin is ! mi Stevensdi ve amelelik yapıyordu •Ruby ismindeki kızında da küçük yaş !ta öksüz kalmışlara mahsus olan bu ağırbaşlıhk vardı. öğle olduğu za ,man babasma yemeğini götürür ve o ,j)H*mrk >y<gkcn diğec amelelere danslaı yapar, oyunlar oynar ve birkaç ku .roşlaruu alırdı. Babasınm zengin bir mahallede çalıştığı gün Ruby de dın'enmek için Prospect Parka giderdı. Orada etrafında yeşillikler, çiçekle( bulunan, güneşin aydınhğında pant panl parlayan beyaz evler vardı Rubynin gözü yükseklerde idı ve kendi kendine: Benim de bir gün böyle guzel bir evim olacak! diye düşünürdu. Bunun için amelelerden topladığı kuruşlan teneke bir kotuya atmağa başladı. Babası öldükten sonra Rubyyi öksüzler yurduna koydular. Oyuncak nedir, şekerleme, pasta nedir hiçbir şey bilmedi, hatta bazı zamanlar ekmek bile bulamadı. Buna rağmen evinin parasmı taşıyan kutuya kat'iyyen elını sürmüyordu. Günler geçtıkçe Ruby de büyüdu, ismıni, yaşayış tarzını değiştirdi, hayat ve servet yüzüne güldü ve kâfi mik tarda zengin olduğunu görünce Ho livudun en güzel yeri olan Bristolda mükemmel bir ev yaptırdı. Evin parasmı ödemek için imzaladığı çekte yazılı paranın içinde senelerdenberi kumbarada duran ufak miktardaki meb lâğ da dahildi. Herkes Barbara Stoumyckın halk çocuğu olduğunu biliyor. Fakat o buna hiç ehemmiyet vermemekte, bilâ kıs iftihar etmektedir. Meselâ kendisi gıbi aşağı tabakadan yetışmiş olan ve bugün kendisine Lady ısmini takan Jean Cravvford gibi yapmamaktadır. Vaktile üç arkadaşile beraber Brookİynde geçirdiği sefil hayatı hıç unut mamaktadır. O sırada hoşuna giden Frank Fayla sevişerek evlendiler Barbaranın en sevdıği şey fakirlere yardımdır. Elektrikçinin yeni doğan çocuğunu, işçilerden birinin annesinin hastalığını günlerce merak eder durur. Bir gün elektnkçilerden biri kazaen caketinı yakmjstı. .Ertesi gün Barbara ona yeni bir elbise gönderdı. Hacı/: memurlannın sıkıştırdığı birisi araba sını tombalaya koyarak borcunu ödeJ mek istemisn. Barbara bütün biletleri satın alarak otomobıli sahibine iade etti. Barbaranın Hullivodun yıldızlanndan hiç birile münasebeti yoktur. bilâkis evi küçük işçilerle, figüranlarla dolup boşanır. Fakat Barbaranın dostu olmak her halde düşmanı olmaktan cok iyidir. Zira bu kadar ıyi kalbli olan artist ayni zamanda da müthiş kincidır. Holivuda ilk geldığı zamanlar bir suvareye davet olunmuştu. Daha tanınmamış olduğu ıçın tam kırk beş dakika kimse kendısıle konuşmamıştı. Yalnız onun gıbi kenarda kalan bir doktorun zevcesi acıyarak yanına yaklaşmış ve birkaç söz söylemişti. O günden sonra Barbara hiçbir davete gıt memektedir. Bütün filim âmilleri kendisinden şikâyetçidirler. tnadı, soğukkanlılığı sayesinde her dediğini yaptırmakta gecikmemektedir. Bundan on sene evvel Frank Foyun Nevyorkta hususi bir kulübü vardı. Barbara ise tiyatroda küçük roller oynuyordu. Tiyatro artistlerinin Holi vuda akını münasebetile onlar da sı nema şehrine gittiler. Barbaranm ise başlayışı pek muvaffakıyetli olmadı. Fakat Frank gizlice bir filim serma yesı koyarak baş rolü Barbaraya teklif etti. Bu sefer muvaffakiyet geciK medi ve ancak senelerden sonra artist muvaffakiyetini kocasına borçlu olduğunu anladı. u #1 hnda.^ayanı dıkkat bİE.tahavvüliıaş Iar."" Charles piyeslerden birinde bera ber oynadığı Elsa Manchesteri sevdi. Elsa fevkalâde güzelliği sayesinde bütün Londra tiyatrolannda kendisini tanıtmıştı. Tanışmalanndan birkaç ay sonra Charles ile anlaşıp evlendiler. Elsa Holivudu sevmez, Charles bayılır. Fakat gitmek istemez. Çünkü orada çok az dostu vardır. En ziyade ahbab olduklan kimseler Richards Arlen ailesile Marx kardeşlerdır. Şimdi Wimpole sokağmdaki Bar rett ailesi filminde hain baba rolünü yapıyor. Boş vakitlerini, yakında çe vireceği Onaltıncı Lüinin hayatına aid eserleri tetkik etmekle geçiriyor. Charles bana «Altı Kanlı KraL> filmini çevirmek için, müzelerdeki vç kütübhanelerdeki, Sekizinci Hanriye aid kitab ve resimleri tetkik etmek için aylarca dolaşıp durduğunu bizzat söyledi ve sonra ilâve etti: Bütün filimlerimi böyle hazır lamak isterdim. (En yukarda) Richard D!x ve Iren Dunne birlikte çevirdikleri son filmlerinde. (Yukarıda ) Nevyorkun Ucra mahalUleriı den birinde oturan bir hizmetcinin kızı iken sırl kendi çalışmasile bugün parlak biryıldız elmuf olan Barbara Stanvick. ( Aşağda ) Linger Roger "Karyoka,, filminde. Yanında Ingikerenin en büyük faciaaktörlerinden biri olan Charles Langhton. Sinetna haberleri Greta Garbo Filim munakkidleri son günler de Greta Garbonun yıldızının eski parlaklığını muhafaza edemediği kanaatindedirler. İsveçli yıldızm en ziyade tak dir olunduğu zaman 1929 senesin de sessiz olarak çevirdiği «Anna Karenin» ve «Şeytan ve uçurum» filimleri devrinde imiş. Sesli filim icad olunduktan sonra pek sukut etmemekle beraber hergün biraz daha şöhret ve muvaffakiyetini kaybetmiş imiş. Simdi sesli olarak çevirmege basladıth «Anna Kare nin» onun hakkında son kararı ve recek miş. Maamafih bu hususta kimse henüz büKin ümidini kesmis deeildir. Hususile bu filimi yaomayı onun yükselrrcsini temin eden rejisör Clarence Browunun deruhde etmesi her tarafta nikbinane tesirler yspmıştır. Bir boşanma daha... Bundan bir müddet evvel Cary Garand ile evlenen «Şehir ışıkları» nda Şarlo ile birlikte oynıyan genc kız Virginia Cheriel, mahkemeye müracaat ederek kocası aleyhinde boşanma davası açmıştır. Virginianın talâk istemesine sebeb kocasmın gayet cimrı olusu, kendisine beş para vermeyişi inrş. Carynin ısrarı üzerine sinema ar tistliğinden de çekildiği için kendi varidatmdan da mahrum kalan ar tist mahkemeye müracaat etmek ten başka çare bulamamış. Iki aşk Josefin Beker «tki ask» ismir>de yeni bir filme başlamak üzeredir. Filimin mevzuu «Fas» ta geçecektir. Baş erkek rolünü Roger Tervil oynıyacaktır.