Cunuturiyet SI S 4 Mavıs 1° 5 Türklerle Süngu Süngüye No. 173 A DAVER Çanakkalede ^Dikkatler Coğrafya odası Yurdu gezip görmeği, hiç ol mazsa bellibaşlt yerlerini nnenta • sile tanımağı ittesek te ba kolay yerine getirilecek bir dilek değil • dir. Coğrafya, bu tanıtmağı üzerine almışa benzer. Biraz ezberi, bir iki şehir ve diğer yerlerin fotoğ • raft, hartan'le bize yol göstereceğim diye çırpıntr durur. Evet yurdumazun aağ ve soluna,yokart ve aşağınnı, »öyle, boyle büyücek şehirlerini öğrettiği de olur. Yalnız yurdu gezip gören gozün sevgin ne eş bir sevgi veremez.. Yurdu • ırtuza dolaşacak kadar para ve çağ bulamamamız act oldağu için o nkıntile, yurdu gözümüzün önüne küçük çapta da olsa terip gösterecek bir coğrafya odastnı dü şündüm: Büyük, epeyce büyük bir yer; bir salon veya toprağm üze • rine Anadolu ve Rameli yayla, ova, dağ, su ve denizlerile belli • bctflt şehirlerile, çesidini bileme • diğim bir harcla yaptlabilir. Yurdumuzda yetisen buğday, arpa gibi mahsuller, meyvalar, ko • yan ve diğer yetişen ve yasayan lartn minimini çamlıklar içinde modelleri de, yetistihleri yerlere konulabilir. Evet bu coğrafya odmmt büyük olacak ve belki de çok para gidecektir. Uzerinde çok ve ince isler vardtr. Yalnız çocaklarmuza yıltn çizilecek proğramına gore, belli günlerde okutanlarile bura • ya geldikleri gün; yurdlarmt Âtüçültmüs te olsa, olanca büyüklü • ğünü doyarak etüd edecekler, tabiatini, şehirlerini, mahsullerini, toprak ve tren yollarım beş altı görüşte gönüllerine alabilecekleri gibi yurdu değişen bir sevgile kucaklt^acaklardır sanıyorum. Konya bayram yapıyor R A D YO Altı senedenberi bahara ve yeşil renge hasret kalan şehir sonsuz bir sevinç içinde Konyanın karaklıktan kurtulan ovolormdoıi IKI Bu akftamkî orogram J VlYANAt 18,55 gramofon 19,20 şarkılar • 19,45 filme dair konuşma 20 haber ler 20 20 halk danslan, eğlenceli neşriyat 21,45 kanşık neşriyat 23 haberler 23,10 radyo orkestrası 24,45 konuşma. BERLtN: 17 kanşık proçram 19 05 spor neşriyatı 19^0 gramofon 20,05 kanşık program 21.15 gramofon 21,30 bir perdelik opera 23,05 haberler 23.35 gramofon 24,35 Hamburgdan nakü. PRAG: 17,45 gencliğin zamanı 18.25 şarkı konseri 18,55 konferans 19,05 al manca neşriyat 19,55 almanca haberler 20.20 karışık program 21,05 musiki 23,05 haberler 23,20 gramofon23,35 Bründen nakiL TULUZ: 20,05 filim musikisi 20 25 muhtelif sololar 20,50 hafif musiki 21,05 röportaj 21,20 halk musikisi ve düe tolar 22,05 «Haydudlar» operetin den parçalar 22,50 radyo fantezisi 23.25 şarkılar 23,50 Viyana orkes trası 24,40 filim musikisi 24,50 salon musikisi 1,05 radyo fantezisi 1,20 askerî bando. VAEŞOVA: 19,45 gramofon ve konuşma 20,35 keman konseri, konuşma 21 hafif musiki 22 senfonik orkestra 23 reklâmlar 23,30 Lembergden naklen eğlenceli neşriyat 24,05 dans havaBÜKBEŞ: 18 radyo orkestra3i 19 haberler • 19,15 konserüı devamı 20 konferans20,20 yeni plâklar 21,05 radyo ca zı 22 konferans 21,15 dans musi • kisinın devamı 23,15 kafekonser havaları. Türk kuvvetleri azamî 20,000 kişiden ibaretti, fakat başlarında Mustafa Kemal (Atatürk) gibi bir kumandan vardıî bir Türk obusMfiitn düşmon mevıilari üzcrind* podoyışı 5 înci fırka 15 ağustos günü 7 ta bur piyade ile 17 inci sahra topçu alayından ve bir dağ bataryasından ibarctti. 5 inci fırkanın sol cenahüe 12 nci fırkanın sağ cenahı arasmda henüz irtibat yokru. Eldeki kuvvetin azlığından bu iki fırka arasındaki bosluk doldurulamamışb. 15 ağustos günü geceleyin 3,30 da îngılizler Kireçtepe sırtlannm yan ve gerilerini karadan ve denizden bom bardunana başladılar. tngilizler pek geri kalmış olan şimal cenahlannı Üerietmek için takviye etbkleri 10 uncu ftrkalarile daha azimkârane bir taar ; ruz yaparak Kireçtepeyi eel geçir I mek istiyorlardı. Düftnan askerlerinin Sivritepe şimalindeki yamaçlardan Aslantcpeye doğnı ilerledıkleri Ge libolu jandanna taburu tarafından «rörülmüş, derhal fırkaya haber veril mek istenilmişti. Fakat 5 inci fırka karargâhile henüz telefon irtibatı bulunmadığından saat 3,30 da yazilan ranor emirberle gönderilmis, fırka kumandanı raporu ancak 17,30 da almıs., he | xrsa iki ihtiyat taburunu Kireçtepe ıstikamctine sevketmiş, kendisi de er kânıharbiyesıle beraber hareket et mişur. 5 inci fırka kumandam Kireçtepeye gelinciye kadar jandarmalar geri çekilmişlerdi. Fırka kumandam saat 8,30 da K^nlıdereye geldıği zaman, bir çok efradm ve jandarmalann de re içine dağılmış olduklannı gör müs, derhal bunlan zoria tODİatarak ileriye sürmüştü. Bu sırada yola çıkardığı taburlardan biri geldığinden bunu jandarma taburu mıntakaMna göndermişb. Akşam karanhîh bastığmdan lngılizler Aslantepe ile Kaniıtepe arasmda kalmışlar, daha zıyade ilerliyememişlerdır. taarruz etmiş, cephenin bazı yerlerinde muharebe el bombası ve ta; mücadelesine inkılâb etmiş, cephedeki kıt'alann tekrar takviyesine şiddetle lüzum hasıl olmuştur. Saat 10,30 da bir tabur imdad daha gönderilmişse de bu taburun geçeceğı arazi düşman kara ve denizdeki kuvvetlerinin ateşlerine açık bir yer olduğu için efrad buradan birer birer geçmis.br. Bu taburdan sonra Ece linianından gelen bir tabur da fazla mik tarda bomba ile ileri sürülmüş ve kıtaatunız bir mukabil taarruzla Aslantepeyi ikinci defa geri almıştır. öğleden sonra muharebe lehimize cereyana başlamıştır. Grup kumandanı. Mustafa Kemal Bey de 5 inci fırkanın muharebe tarassud yerine geler * muharebeyi yakından takib etmiş<k tir. Bu muharebeye işbrak eden üç alayımızın zayiab 1 6 % kişidir. Kireçtepe mmtakasının ehemmiy^t peyda etmesi üzerine 5 inci fırka takviye ve valnız bu mmtakaya memur edilrriştir. 17 ağusts günü sabahleyin 9 da bir müfrezemiz Kireçtepenin 5 0 0 metro kadar ilerisinde bulunan ve evvel ce jandarmalar tarafından terkedil miş olan iki mangalık siperi geri almıs, fırka kumandam düşmanın zayiab tahmin edilemiyecek kadar çok oldu ğunu grup kumandanlığına bildirmış, şehidlerle maktullerin gömülmesi ve yarahlann nakli için muvakkaten bir sıhhiye bölüğü daha istemişbr. Konya (Hususî muhabirimizden) HavaJar ısındı ve ortalık, ağaclar, yemyeşil oldu. îlkbahann, bu güzel gün lerinde geçen uzun bir kış devresini unutuvermiş gibiyiz... Paltolann ye rini kapmış olan pardesüler, mantola nn yerine geçmiş bulunan bolerolar bile ağır gelmeğe başladı. Erkekler için kostüm, kadmlar için rob kâfi geliyor. Konyada bahar cidden güzeldir. Etrafımızdaki büyük, küçük dağlann bütün çiçekleri en güzel kokulanm, rüzgârlann kanadlannda şehre gönderi yorlar. Meram bağlarının yemyeşil a ğaclanndan hayat fışkınyor. Sılle, Hab*b. Kızılviran ufuklannda yaklaşbkça koyulaşıp güzellesen yeşıl çemberler var. Karlı Toroslardan enginlere ka yan gözler tertemiz bir yeşilliğe çar • pıyor. Şehrin öyle bir dışı var ki alabildiğine hayat, koku ve bahar dolu... Kurakhk, meğer Konyada maddiyatla beraber maneviyaü da öldürmüş imiş. Her iyi günde o fena zamanlan habrhyoruz. Her fena günün içinde bir de kurakhk kadavrası var!.. Karsız, yağmursuz geçen kışlar, bizden bu ta biî güzellikleri, bu hayat ve neş'e kay naklannı da çalarmış. Şehrin dısında çöp ve toprak kemirmeğe çalıştıklan nı gördüğümüz hayvanlar, bugün yemyeşil kırlarda bayram ediyorlar. Minimini kuzulann, sürü sürii dağı lıp meleyerek oynaşbklan, otladıklan, sıçradıklan geniş çayırlar... tnek, 5 küz, koyun sürülerinin doldurduğu ot fışkırmı; topraklar... At, inek küme lerinin buluştuklan mer'alar... A l b senedenberi göremediğimiz ve yalnız hasrebni duyduğumuz zindelik, sevinc, tebessüm enjeksiyonlan imiş!.. Kaşla • rımızdaki çatıklığm. almlanmızdaki kınşıklann sebebini herşeyi bırakarak kuraklıkta arasak kaybeden başkası, kazanan biz olacakmışız. Şimdi ekşi bir surat, somurtkan bir çehre göremi yorsak biliyoruz ki bu yeşil, yemyeşil bahardan, bahann berekebndendir. Cayırbağı suyunun kaynağındaki güriil tüyü, Meram şosesinin iki tarafını süsliyen iğcle agaelannduı **9*>P Tvyıltta • V. J Bir yobaz Bursada muhakeme ediliyor Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: Mehmed (Büyukada), Tanaş (Heybelı), Bensason (Yemış), Eşref (An kara caddesı), Cemü (Beyazıd), Yorgi (Küçükpazar), Asaf (Şehzadeba şı), Sarim (Aksaray), Erofilos (Sa matya), Nazım (Şehremini), Fuad (Karagümrük), Merkez (Bakırköy), köy), Yeni Turan (Kasımpaşa), Rıza (Beşıktaş), Kapıiçi (Galata), Maçka (Maçka), İtimad (Bostanbaşı), Kin yoli (Tepebaşı), Tarlabaşı (Taksim), Büyük (Kadıköy), Üçler (Yeldeğir meni), Ahmediye (Üsküdar). Nöbetçi eczaneler güzel, enfes, doyurucu kokuyu duvup ta on beş ilkbahar evveline döndük lerini söyliyen ihtiyarlara inanılmaz o lur mu?.. Konya, bütün yaşıyanlanle yeşil Iik bayramı yapıyor. Bu bayramda zenginle fakirin, çi • yinmişle bulamamışın, içbmaî aynlığın, bineksizle, binitlinin farkı yok. Herkesin hep bir ağızdan haykır • dığı tek cümle şu: «Yaşasın hayat...» M. AYSEL YENİ ESERLER İki türkü Yeni ve genc bestekârlanmızdan Nuri Samınin pıyano için İki Turkusü çıkmıştır. Bütün musiki mağazala rında bulunur. Tavsiye ederiz. Mustafa Kemal Bey, 5 inci fırkanın muvaffakiyetmi tebrik ederek iki sıhhiye bölüğile bir cebel ve iki sahr* bataryasını fırkaya verdiğini ve 4,000 kum torbası gönderdiğini bildirmiştir. Bataryalan yerlestirmek için grup topçu kumandanile iki Alman topçu za 5 inci fırka karanhktan ve arariyi bitini fırkaya yollamış, bataryalann tanımasmdan isbfade ederek bir mu Kireçtepe karşısmdaki düşmanı ateşlekabil taarruz yapmış, 1516 ağustos rile ezebilecek surette tabiyesini ve kum gecesi saat 3 te düşmanı tardetmış ve torbalannın kâmılen düşmana en ya Aslantepeyi geri almışbr. Fakat îngikın mevzilere konulmasmı emrebniştir lizler, ayni gece, cephedeki kıt'alannı I 7 ağustosta, 5 inci fırka 11 pivad: takviye ederek bir hücum daha yapnuştaburu, I süvari bölüğü, 4 sahra ba lar ve Aslantepeyi ıkinci defa ele getaryası, 1 buçuk isu'hkâm bölüğü, 2 çirmişlerdir. Kıtaatımız yeniden Kansıhhiye bölüğünden mürekkebdi. lıtepeye çekılmiş, burada mevkilerinı Hamiltonun plânı suya düsmüştü muhafaza ile iktifa ederek yeni bir muHamıltonun plânı akim kalmış, Turk kabil taarruz yapamamışlardır. Düs ordusunun yanını kuşatıp Akbaşa inman mütemad'ven takviye kıtaatı alamek hulyası suya düsmüştü. Yeni çı rak tedricen Kanlıtepeye de yaklaş kanlan kuvvetler de, eskileri gibi de mışb. Tepede siper olmadıshndan açıkniz kenanna yapışıp kalmışlardı. Larta bannmak imkânsızdı. Zayiat art • şer diyor ki: Azmakdere havalisinde mışb. Bunun uzerine bir tabur imdad serbest araziye çıkıp taarruz ebnck gönderildi. plânı muvaffakıyetsizüğe uğramışh. 16 ağustos sabahı düşman yeniden (Arkan var) Ofta giydirilen yoksul çocuklar Voıx Ahntvd mahketn* husontnda Bursa (Hususi) înegölde vaze derken şapka aleyhinde söz söyledi • ğınden dolayı Bursa Ağırceza mahkemesme verilen hatib Ahmedin mu hakemesine başlanmıştır. Muhakeme safahatmdan anlaşıldığına göre, maznun, iptidai tahsili bıle olıruyan, türkçe bir ibareyi yanlışsız okumaktan â ciz bulunan bır adamdır. Camide vazederken, saçmasapan sözler söyle miş, bu arada şapka bahsini ortaya atmıştır. Dinlenen şahidlerden bir kıs mı, Ahmedin, şapka bahsine kasden temas etmediğini söylemişlerdir. Muhakeme diğer şahidlerin celbi için talik edılmiştir. Fakat dostum bu suallerin ce vablannı araşnrmak sırası daha gel medi. Eğer şimdiden yalanlanm on lann yüzlerine çarpacak olursanız bütün isleri altüst etmiş olursunuz. Markam inadcı bir eda ile muka • bele etti: Bu muhaakkak değildir. Belki de bu mütSiş muammanın anahtannı elimize geçıririz. Vans cevab vermedi. önüne bakı yordu. Uzun bir sükuttan sonra: Hayır hayır, işimizi korükö rüne tehhkeye atamayız, dedi. Eeer dediffinizi yapacak olursanız dün akşam buraya gelen adam tekrar gele cek ve bu sefer yalnız bir satranç taşı bırakmakla iktifa ebniyecektir. Ahçı kad'nın hayatından mı korkuyorsunuz? Ben bu noktayı düsünememiştim. Fakat Allahım bu ne berbad mesele... Her adımda bir müskül, her adımda bir korku... Tekrar geri dönmüş, ahçı kadmla konuştuğumuz salona girmiştik. Bir denbire kapı açıldı ve Adolf Druker eşık uzerinde göründü. Yüzü çirkın Nişan Hüsnü Paşazade kaymakam mer hum Bay Galıb kızı Melâhat Yenenle Seyrisefain tahrirat başkâtibliğin den mütekaid Bay Kâşif oğlu Namık Gediğın nişan merasimi dün Park O telde güzide bir topluluk huzurunda kutlulanmıştır. Genc nişanlılara mutluluk dilerız. Kiralık Türbede tfelediye karşısında Sinanağa daireleri adlı ve 1719 numarah apartmanda 2 numarah daire kirahktır. Kalorifer elektrik gaz su Of «Hususî» iki yıl önce tamamen sönmüş olan Çocuk Esirgeme Kurumu Of kolu bu yıl yeniden faaliyete geçerek iki aylık bir çalışma ponunda Çocuk haftasmda 20 kimsesiz ve yoksul çocuğu giydirmiştir. Gönderdiğim resim giydirilen çocuklan göstermektedir. bir tebessümle buruşmuştu. Markama hıtab ederek: Rahatsız ediyorsam affınızı dilerim, dedi. Ahşı kadın Robinin ölümü sabahında benim arka kapıdan ; p rdiğimi size söylediğini haber ver leyorduk. Sözlerini bitirince Hat a nldı: Mister Druker, ahçı kadmı bir şatranç taşı ile mi ikna ettiniz? Druker kıpkırmızı oldu. Vücudü gerildi. Fakat fevkalbeşer bir gayret sarfile çarçabuk kendisini topladu N e demek istediğinizi anlıya madım efendim! Burada şatranç taşının ne münasebeti var? Vans ta fikrini söyledi: Şatranç taşlannm bircok vazi feleri vardır, Mister Druker! Siz valdemin sözlerine inanmayınız! Onun muhayyilesi sık sık sapıhr. Görmedıği şeyi gördüm, der. Işitmedıği şey için işittim iddıasında bulunur. Vans: Fakat Mıster Druker, valdenîz bizi sözlerinin sıhhatine ikna irin pek kuvvetli delillere maliktir, dedi. MünasebetsizliL öyle olsun. Beyhude münakaşa ile vakit geçirmiyelim. Siz dün sabah saat »ekizle dokuz arasında nerrde bulunduğunuzu söylerseniz bize bü BAYLAR sıhhatinız için Birkaç para eurgetneyiniz. Teksayt prezervatiflerini Eczanelerde »atıhr. yük bir iyilik etmiş olacaksınız. Saat altıdan dokuz buçuğa kadar çahşnm. Birkaç aydanberi yeni bir nazariye ile uğraşryorum. Vansın bir işareb'Ie ayağa kalkbk. Dışan çıkarken Vans arkasma dönerek seslendi: Ahşı kadm Madam Menzel bizim himayemiz albndadır, Mister Druker, onun başma birşey gelecek olursa buna çok sinirleniriz. Evden çıktık. Epeyce uzaklaşbk tan sonra Vans, Hata: Bu masum Alman kadınınm boğazına bir kemend atılabilir. dedL Bundan çok korkuyorum. Drukerlerin evini bu akşam sıkı bir şekilde taras sud ettirmek Iâzım. Siz ağaçlık albna birkaç memur koyunuz! En ufak bir gürültü duyunca hemen içeri koşsualar. Hakikî knUamniz. "Cumuriyvt,, in tefrikası: 38 zorlanma alâmeti yok. Y a Madam Drukerin, yahud Mıs Belın anahtarile açılmişbr. Markam bu sözJere aldıns ehnedi. Onun daha fazla ahçı kad'nın ifsa atını düşünmekle meşgul olduğu anlaşıl'yordu. Vans bunun fark'na vararak: Markam. o kadar derin derin düsünmeyiniz, dedi. Hâdiselerden nekadar çok müteessir oluyorsunuz? İyi ama hakV'm yok mu, Van*? Druker, profesör Dillard'n evinden Robinin Ölümünden evvel aynldı5;ını söylüyordu. Halbuki şimdi bunun yalan olduğunu anladık. Şüphesiz... Fakat bundan do layı onu azarlamak beyhud^dir. Çısnkü hiç tereddüd etmeden bize ahçı kadın yanılmıştır, diyecektir. di. Vans hafif bir sesle mukabele etb: Ya öyle mi? Fakat onun söy ledikleri yalnız bunlardan ibaret de ğildir. Druker Vansa korkunc bir bakışla baktı. Markam araya girerek sordu: E Mister Druker, sonra? Size ahçı kadının aldanmış olduğunu söylemeye geldim. Tarihleri karıştırmış. Çünkü siz de biliyorsunuz ki ben eksenya bu kapıdan işlerim. Fakat Robinin b'Iümü sabahı endaht meydanını 75 inci sokağa bakan kapıdan terketmiş, parkta ufak bir gezintiden sonra sokak kapısından eve girmiş bm. Simdı ahçı kadın yanıldığma kani oldu. Onu hepimiz derin bir dikkatle din Peki ama ya dün sabahki olup bitenlere ne dıyeceksiniz ? Ahçı kadın sekiz buçukta çağırdığı zaman DruAhçı kadm gittikten sonra Vans ker nerede idi? Ben bunu bilmek ı c oize avluya açılan demir parmaklıkh byorum. Sonra Madam Druker ni iapıyı gösterdi. ; çin bize onun odasında uyuduğunu GörfSyonunuz ya kapıda hiçb* 1 töylemişti > Tercumt eden: Ömer Fetımi Bajkut Yazan: M S. Van Dine Şatranc 14 12 nisan, sdlı taat 11.30 Prnfrsor Dillardın evioe doğnı gidiyorduk. Vans: (Arkan var)