TT TELOMA B ggi | 4 < 4 MAYIS 1935 CUMARTESİ 9.5.1935 ANKARA C,H,P. ÜyÜK $ Plbıncı kelime yoktur, söylevde kullan- lamları şunlardır: Unmak — yapmak, imal etmek -: Unsur (T. Kö.) — İlginlik — Alaka- darlık — Örgen — Organ — Egemen lik — Hakimiyet — Netes (T. Kö.) — Yaratık — Mahluk — İmkân (T. Kö.) Cuda — Asla — Kapasite — Yetenek, kabiliyet — Kapsal — Âm ve şamil — Dölen — Azim — Ürün — Mahsul — Okan — Büyük, muhit — Yalın — Par- lak, çıplak, açık — Yöney — Cephe — Araç — Vasıta — Düzenlemek — Tan- zim etmek — Şüphe (T. Kö.) — Sebeb (T. Kö.) — Uçmazı — Tayyareci — Ö- nem — Ehemmiyet — İşlev — Amel, fiil, meşgale — Güven — İtimad — A- suğman — (Mecazi olarak) Gök — Kı- Nav — Faaliyet — Ödey — Vazife — Krvanç — Memnuniyet — Düzey — Se- viye — Vatan (T. Kö.) — Esas (T. Kö.) — Natür (T. Kö.) — Tabiat (T. Kö.) — Ayih (türkçe ayın - oyun) — Üzel — Ezeli — Hayat (T. Kö.) — Lâzım (T. Kö.). Atatürk'ün söylevri: — Bayanlar, Baylar, -Bizim dünyamız —bilirsiniz— Atatürk'ün dünkü söylevinde hiç bir- - Mış olduğu - kelinelenn bızıl.ımım ın- nulmuştur. Hayatın da, esas un- surları, bunlar değil midir? Bu unsurlardan birinin eksik- liği, yalnız eksikliği değil, sadece, bozukluğu, hayatı imkânsız kılar. Hayatı, hele, ulusal hayatı se- ven, onu korumak istiyen; yurdu- nun topraklarına, denizlerine ol- dugu gibi, havasına da ilginliği- ni, her gün biraz dnlın, çoğalt - malıdır. - topraktan, sudan ve havadan u - Vekur — Ağırbaşlı — (Fr.) Sör.cux, grave Vali — İlbay Pöfait Varak « Yaprak — Varaka — Keat — (Fr.) Feuille (Fr.) Feuille Vareste — Kurtulmuş — (Fr.) Delivr& 'V"idıt - Gelir Üü — Verinde, meleni Vörta — Uçurum — (Fr.) Abime, pr&dplce Vasöt — Ara, orta, göbek — (Fr.) Milieu visatî - Orta, ortalama — (Fr.) moyen Vast (Bak: sıfat) — (Fr.) ÇOualit& vi'" olmak — Varmak V Asıtta — Araç, yol — (Fr.) Moyen VB:. Müyen de transport Va ösi (Vüs' atten) — Geniş — (Fr.) Large Va &si (Vasayet'ten) — Atağ — (Fr.) Tuteur V siyet — Tutsü (Fr.) Testament. S (Br.) Conjoindre, unir v'*ln — Yurd, otan, vatan x vh.etmell -— Koymak — Vülih — Şaşalâmış, şaşırmış, şaşkın — (Fr.) St - Varakpare — Yapracık — (Fr.) Ecrit insignifiatır tai nakliye <- Taşıt, Taşıma yaracı — (Fr.) V. asletmek — Bitiştirmek, kavuşturmak, kavşıtmak “Atatürk söylevini vermrken Bu ilginlik, saydığım hayat ör genlerine egemenlikle olur. Natür insanları türetti, onları, kendine taptırdı da. Ancak, in - sanların dünyada, yaşayabilmele- ri için, onların tabiata egemenli- ğini de şart kıldı. Tabiata ege - men olmasını bilemiyen yaratık - lar, varlıklarmı koruyamamışlar; ! Türk çocuğu! Her işte olduğu gibi; havacılıkta da, en yüksek düzeyde, gökte, - seni bekliyen yerini, az zamanda, dolduracal;sın! | , Tabiat, onları, kendi unsurları " jiçinde, - ezmekten, lıoğmıl:tın |— de, Türk ulusu da, şüphesiz, ye - Vebal — Suç — (Fr.) responsabilit& Vecâ — Ağrı, acı, sancı — (Fr.) Douleur, crampe Vecd — Urunç — (Fr.) Extase ; dir. Verid — Karadamar Etc.. Bervech — Olarak, gibi (Fr.) Ainsi Veciz — Lâkonik (T. Kö.) Vedâ — Sağlıca (Fr.) Adie Vedâ etmek — Sağlıcamak — Vefa — Vefa (T. Kö.), ya Vefat — Ölüm, ölme Vefret — Bolluk, çokluk — coup Vehm — Vehim (T. Kö.) Vekâlet — Vekillik, yekelik Vekil — Vekil (T. Kö.), yeke 'Vekâletau : — procuration, par interim Vecde gelmek — Ur k, & geç (Fr.) S'extasier Vech — Yüz Vechile — Böyle, böylece, şöylece, gibi, şekilde Vecibe — Düşerge — (Fr.) Obligatior Vecize — Ölger, özsöz — (Fr.) Maxime pa — (Fr.) Fidelite (Fr.) Abondance Vehham — Vehimli — (Fr.) Appr&hensif Veh'eten — Ansızın, birdenbire — (Fr.) Tout d'un — Yeke olarak, yekelikle — (Fr.) Pat Vesi — Geniş - Vesile — Vesvese Veznedar — Kasacı ”icahi Vifak — töger, prüöserver Vesaire (V. S.) — Ve başkaları (V. B.) — Vesatet (Bak: tavassut) -» (Fr.) Mediation Vesayet — Atağlık — (Fr.) Tutelle Vexika — Belge — (F:.) Document Yol, dolayı, bahana Vesilesiyle — Dolayısiyle — (Fr.) A 1|'occasion de.. Kuşku — (Fr.) Soupçon Vesvese etmek — Kuşkulanmak Veted — Kazık Veter — Kiriş (Fr.) Faire ses adieix Vezn — Tartı — (Fr.) Pesage - Vezne — Kasa -« (PFr.) Caisse Weznetmek — Tartimak — (Fr.) Peser Vicahen — Yüzyüze — (Fr.) Par confrontation Yüzüne, yüzüne karşı kendi varken — (Fr.) En sa prösence Vicdan — Vicdan (T. Kö.) — Viche — Yön, yönet, yönerge — (Fr.) Directif Uygunluk, barış — (Fr.) Concorde Vikaye etmek — Korumak, esirgemek — (Fr.) Pro. - zelden tanımak kapasitesini gös - (Fr.) Caissier . yoketınekteıı ve ettirmekten, cu- da, çekinmemiştir. Turk, bu büyük hıkıkatı. ü-, tererek kapsal bir dölenle, top - rağı ve onun türlü ürünlerini insanlığa verimli kılmış ; okan denizlerde göğüslemedik dalga - lar bırakmıyarak, insanlığa gen - İik veren kültür yolları açmıştır. Lâkin, yaşadığımız bu çağda, | artık, insanlar, yalnız karada ve denizde kalmadılar. Tabiatın ha va varlığının da içine daldılar. Hayat için, havayı, yalnız, ne- feslenmenin yeter olmadığı an - laşıldı. Gerek ve gerçek olan, ha: va egemenliği olduğu yalın ola - rak ortaya çıktı. Bütün ulusların, büyük dölen- le, üzerinde çalıştıkları bu yöney- rini almalıydı. Türkiye Cumuriyeti Hükün.- ti, kara ordumuzun yanında, do- nanmamızı kurarken, hava filo - larımızı da, en son hava araçla - (Sonu 3 üncü sayıfada) gbdate e Vi a lf el T Osmanlıcadan Türkçeye K arşılıklar Kılavuzu N. 41 Mümkün-ül-vuku — Olağan — (Fr.) Possible Vukuf — Biliş — (Fr.) Connaissance Vukuf hâsıl etmek — Öğrenmek — (Fr.) Connaftre (Fr.) (Fr.) Prttexte ' Vusul — (Fr.) Conscience Yadigâr — Yave — — korkünç adam! Vusta — Orta Kurunu vusta — Ortaçağ Asrı hâzır — Yeni çağ Kurunu uhrâ — Sonçağ Kurunu ulâ — Muasır — Çağdaş — (Fr.) Contemporalin Ulaşma — (Fr.) Arrivte Vuzuh — Açıklık — (Fr.) Clartâ Vuzuhu nazar — Yalgörü — Vücub — Düşergem : * | Vücud — 1 - Varlık — (Fr.) Eıııtance, 2 -Beden — (Fr.) Corps Vüs'at — Genişlik Vüsuk — Gerçeklik — (Fr.) Authenticit6 Vüsü — Güç — (Fr.) Pouvoir Göğüs darlığına hıhdduilmuı vakit, ölümden bile fazla korktu- — Şunuz şey, hekimin ağzından; 4 — Cigarayı bırakınız! sözünü .Jııyınahhr. ; Cigaranın göğüs Jaılliınıng hadıır zararı olduğunu da hekim- den iyi, gene siz bilirsiniz. Eğer bir hekim şöyle dıyobıluydı. . — Cigaranın yalnız sizin Bgö- aha Adımız, andımızdır. SA S Her ye:dl 5 kuruş Atatürk'ün Türk kuşunu açarken söylevi EERENE Bütün devrimlerin birge sıfatı — sadur: Rahat değildirler. —— güs darlığınıza bir zararı yoktur. — Hastalarının bileklerindeki na: — bızlarına değil, öteki nabız- larına göre öğüt veren he- kimler de yok değildir: — Hafif bir nezleniz var. Bir iki gün cigarayı bıraksanız... Ya- hüt azaltsanız.. Çünkü bu hekim ne merdiven basamak'urında sizinle beraber soluyacak, ne de, aslı yakutçada tüörbe olan kara toprak ylğı- nının altına sizinle beraber gire- cektir. ö Başka türlü bir hekim de var- — dır; bunlardan çoğu vakit şöyle çiğ sözler duyulur: — Hemen cigarayı bırakmaz- sanız ölürsünüz, yahut, tıknefes _ Hekimliğin bu cinsi rahal bozar, fakat hayat kurtarır, — Bir de bu hekimle size yalnız öğüt — vermek değil, sizi cigaradan vaz. geçirebilmek yetgisini veriniz. Na (Lutfen sayıfayı cevlrlnk) — (Fr.) Moyen İlkçağ (Fr.) Clart€ de vue Y j Yabis — Kuru, kurak Râtıb — Yaş, yaşak — (Fr.) Humide Yâdetmek — Anmak — Andaç Yava Yaver — Yaver (T. Kö.) (Fr.) Se souvenir ç ü Va ee n Bile, olsa da, ise de — (fr.) Möme si Vilâdi — Doğuştan — (Fr.) De naissance, conge- ” î:eh;,ek — Öğütlemek - (Fr.) Precher, consetl- Velev — ğ c ere ö öi gi nital Yazıhane — Yazak, büro (T. Kö.) Pat 5 e ni —- (Fr.) B y KE AD b R Velhasıl — Sözün kısası a Vilâyet — İ! Yeis — Umutsuzluk, yeis (T. Kö.) — (Fr.) Döses z 32't esas —- Temel atma — (Fri) Jeter les fonde- | Veli — 1- Yatır, eren 2- Ege (erkek), ece Ça Virane — Ören — (Fr.) Ruine, döcombres poir * Ment: ŞŞ ; 2 - Tuteur, tutrice ) n * Sai - ç Vas y — (Fr.) 1 - Saint : Virdi zeban etmek — Dile dolamak — (Fr.) R&p&- | Yekçeşim — Tekgöz 4 1 hamlermek — Doğurmak Velime — Düğün ter toujours Yekdiger — Birbiri — (Fr.) L'un Vautre V"" yed — Elkoma — (Fr.) Mainmise Velüd — Doğurgan Vısat (Vuslet) — Kavtışma — (Fr.) Union, jouis- | yekdil — Birgönül, gönülbir — (Fr.) D'accord âz'ı e Siteti T yedetmek — Elkomak Velvele — Gürültü, patırdı — (Fr.) Tumulte VESER Yeknesak (Bak:; Nesak) -« Birton, birtarz — - (Fr. ) Clair — (Fr.) Pos:tton, situatior 1- Ödey, 2 - Borç, 3 - İş — (Fr.) Devoir, Velyetmek (Bak: tevali) Verkiçt © İrs (T. E8.) Verese — Mirasçılar (T. Kö.) * (Fr.) Höritlers Volkan (Bak: bürkân) -» Volkan, yanardağ Vuku (Bak: hudus, tahaddüs) — Olma Vukuat — Olan biten — (Fr.) Fait, €vöânement a l ee e ll d Yekpare — Tekparça — (Fr) Fait d'une seule pı- âce, bloc — (Fr.) Uniforme, monotone