4 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

4 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Mayıs 1935 Cumhuriyet BİR SOVYET TAYYARECİSİNİN ZAFERİ 33 saat süren 7000 Km. lik bir Kutub yolculuğu Sefer, tahtessıfır 44 dereceye varan soğukla çarpışa çarpışa yapıldı Tiyatrosu, sanatoryomu, Buna en ziyade biz mâni otell eri olan fa brika olmak istiyormuşuz! Sofya (Hususî muhabirimizden) Bulgaristanın silâhlanması meselesinde Bulgar matbuaüna bir göz gezdirecek olursak burada birşey şiddetle nazan dikkatimizi celbedecektir. Guya yal nız biz Bulgaristanın sflâhlanmasına mâni oluyor ve silâhlanma işini Boğazlann tahkimi meselesine bağlıyormu şuz. Bu hususta Sofyada çıkan Kam bana gazetesi I may» tarihli nüsha sında Berlin muhabirine atfen şunlan yazıyor: « Avusturya, Macaristan ve Bulgaristanın silâhlanma işlerini hallede cek olan Roma konferansımn akdi ya • kmlaştıkça Türk matbuatının, Bulga ristan silâhlandığı takdirde Türkiyede Lozan muahedesinin askeri ahkâmm • dan kurtulmahdır, yolundaki neşriya • tı şiddetleniyor. Türkiye, Bulgaristanın silâhlanmasına mukabil ve Bul • garistandan korunabilmek için Boğaz lann tahkimini istemektedir. Türk matbuatı bu hususta en fazla tngiltereye hücum etmektedir. Çünkü bu Türk metalibatına en büyük mukavemet o • radan gelmektedir. Türk matbuatma göre tngilizlerin bu husustaki anlayışlan yanhşbr ve Ren sahilindeki gayrias • kerî mıntaka ile Boğazlar mukayese edilemez. Rendeki gayriaskerî mıntaka yalnız Fransayi bir Alman hüeumun • dan muhafaza etmek içindir, Boğazlann tahkimi ise buradan serbest geçen gemilerin bu serbestisine mâni olmak ve ayni zamanda da Türk toprakla • nndan parçalar koparmak istiyen devletlere karşı yalnız tedafüî mahiyette imiş. Resmî Yunan matbuab da bu fikirdedir. Çünkü Yunanlılar da Bulga ristan silâhlandıktan sonra kendileri i • çin bir tehlike teşkil edeceğinden kor kuyorlar. Yunan matbuab Bulga • ristan, Balkan Misakına girip Bal • kanlann bugünkü hududlannı bir defa daha tasdik etukten sonra BulgarisUna yeniden silâhlanma hakkınm werihn« «sine taraftardır. Türkiye ve Yunanis tan arasmdaki bu fikır birliğinin diğer bir sebebi de Bulgaristanla Yugoslav ya arasında vücud bulacak bir anlaş madır. Her iki devlet de bu anlasma ya fena bir nazar ve korku ile bak • maktadırlar!» Bulgaristanın silâhlanması işi Almanya intıbaları t Fabrikanın 1200 kişilik kazînosunda bize mükemmej bir ziyafet çektiler. Fakat en hoşumuza giden şey yemekten evvel milli marşımızın çalınması oldu Yazcaı: Abidin Daver Bize, Kolon ya civarında bir boya ve ecza fabrikasını gezeceksiniz,Bayerin müi tahzaratı da ora • da yapılır, dedi ler. Büyük olduğu • nu işittiğimiz bu fabrikanın kapı sından girdiğimiz zaman, Galiba fab rikadan önce bi • ze bir saray seyrettirecekler, de dik. Çünkü Le verkuzen fabri kası böyle haki katen muhteşem bir sarayla başlı • yordu. Somaki sütunlar, mermer merdivenler, gü zel halılar, yaldızh tavanlar, kıy metli tablolarla burası hakikaten bir saraydı. Bu fabrikayı Bayer. Böttinger ve Duisberg isminde üç zat tesis etmişler Kabul salonunda bir tarafta kendilerinin, bir tarafta karılannın kabartma heykelleri Sovy«t tayyor«ci1*ri Kırtubdo Geçen sene «Tcheliouskine» va purunun 39 kazazcdesini, tayyaresile kurtaran Molokovu tanunıyan yok tur. Bu kış, meşhur Kutub kâşifi Sch midt. Molokovu çağırarak ona: Yeniseinin mansabında bulu nan Dickson adasilc Moskova ara sında bir hava hattı tesis etmek isti yorum, demişti. Bu hat şimdi Igar kaya kadar işleyor. Fakat adaya kadar gitmek lâzım. Orada bir liman yapıyoruz ve bu limanda da büyük bir telsiz istasyonu tesis edilmiştir. Tabü bu, çok güç bir iş. Bu seyahati, kış oluyorsunuz. Fakat size iümadım var, cesaretinîzı biliyorum. .* .AÂ " Molokov Kutublardaki bu mmta kayı, oradaki kar yığmlannm, kıyılan görmege ve etrafı seçmeğe mâni o lacak derecede kalm oldugunu, hiç durmadan çok şiddetii rüzgârlar estiğini, karaya inebilmek için elverişli arazi bulunmadığmı, insanın kar fırtınalan içinde, hiçbir taraftan imdad ümidi olmadan kolayca kaybolabileceğini biliyordu. Bütün bunlan hesab ettkten sonra şu cevabı verdi: Dicksona kadar gideceğim. Siberyanın Toundra çölleri üzerinde birkaç yüz tilometroyu aşmamn, a lelâde şeraitle 4000 kilometro yol almaktan daha güç oldugunu bilmekle beraber, bu kış seferini ilk olarak ben yapmak isterim. Molokov, haritalan dikkatle göz den geçirdi ve tayyaresini hazırladı. Alb kişilik, çift satıhlı bir tayyare teçhiz etti, içine, motörü ısıtacak bir alct, bir telsiz, gece karaya inmek ihtima line karşı bir de fener aldı. Kamaraya elektrik ısıtma tertibah koydular. Şubatın yirmisinde herşey hazırlanmıştı. Molokov, tayyaresine makinist Pobiejimovu, telsizci Zibrevi aldı. Yolcular arasında birisi tzvestianm muhabiri ElRegistan, diğeri Pravadanın muhabiri Gorbatov olmak ü zere iki de gazeteci vardı. Hareket Bu beş cüretkâr seyyahın, ihtisaslannı yazdıklan defterden şunlan naklediyoruz: 21 şubat Sabah saat 10,15 te Moskova tayyare meydanmdan kalktık. Şarka, Dicksona doğru gidiyoruz! Birkaç dakika sonra, doğduğum köy olan ve bugün benim ismimi taşıyan Molokovun üstünden geçiyoruz. An nemin verdiği haber üzerine bütün kasaba halkı sokaklara, damlara yı ğılmış. tki delikanlı, çan kulesinin üstüne çıkmış, bize kırmızı bayraklar sallayorlar. Onlara şu veda mektubunu attım: «Aziz çocukluk arkadaşlanm. Ben Dickson adasına gidiyorum. Mosko va lgarka hava hattını uzatmağa ve içinde bulunan servetleri memleketimize mal edecek olduğumuz müncemid mmtakalann fethine çalışacağım. Sizler de, ilkbaharda tarlalanmzı ekmege hazırlanmız. Köyünüzü, model bir köy haline getiriniz. Yakında görüşürüz. Anneme ve bütün dostlara se lâm.» Oğleyin Arzamas uzerinden geçi yoruz. Tayyarede herşey yolunda. Kamaranın içi sıcak. Dört saat zar fında 800 kilometro yol aldıktan sonra saat 14,15 te Kizanda yere indik. Geceyi burada geçireceğiz. Ertesi gün, hava bozuldu. Kalm bir sis, iri taneli kar yağıyor. Ural dağ • lan görünmez oldu. Tayyareye ya nm bir dönüş yaptırmağa ve doğruca Sverdlovska kadar gideceğimiz yerde Yanaoulda yere inmeğe mecbur ol duk. 24 şubatta, kar fırtınası devam etmesine rağmen, Yanaouldan kalktık ve saat 13,30 da Sverdlovska geldik. Mahallî makamabn arzusu üzeri»«. »vın 26 sına kadar buracta kaldık ve yeni fabrikalan gezdîk. Her tarafta bizi sevinçle karşilıyorlar. 26 şubatta buradan hareket ettik. Saat yediyi çeyTek geçiyordu. Termometro, sıfırdan aşağı on derece gös • teriyor. Güzel bir güneş var. Saatte 225 kilometro süratle uçuyoruz. Gorbatov, oturduğu yerde mışıl mışıl u* yuyor. ElRegistan tıraş oluyor. Tam sol tarafım tıraş etmeğe başladığı zaman, Zibrev: rasmı takib ediyoruz. Hiç karaya inmeden, Taiga üzerinde 870 kilometro uçtuktan sonra saat 14,10 da Tonguskaya geldik. Tayyarenin kızaklan, kara gömülüyor. 5 mart Saat 13,40 ta tekrar hareket ettik. Tayyareyi, yerden kopanr gibi kaldırmağa mecbur olduk. Buz tabakasının altmda akan su, derhal kızaklann üzerine yapışıyor ve donuyor. Gökyüzünün koyu kül rengi olmasına rağmen, aydmlık geçebilecek bir nokta yakaladık ve tekrar Taiga üzerinde olduğumuzu gördük. Tam saat 17,20 de, telsiz memuru Zıbrer mekinesim çahçbrdı ve Kutub daiçesmT^fhği^îfzf Hsber vedi: * w *jr~ * ", Kar lırtpMUH içinde " ,•' Martın 6, 7 ve 8 inci günleri, nava pek fena idi. Müthiş bir kar fırtınası vardı. Siberyada purga denilen bir fırtına! Lav«rkaz«n fabrikatından muhtelil mansaralar meleye ayda 12 marktan 28 marka kadar çamaşırınm yıkanması da dahil odalar temin eden evi de Perapalastan büyük bir oteldir. Çünkü 200 kişiyi iskân ediyor. Sıra Bayer markalı eczalann yapıldığı kısma geldi. Burada birkaç tane erkekten başka çalışanlar hep kızlar ve kadınlardır. îçleri,nden bir değil, birkaç tanesini güzellik kraliçesı olarak birkaç dakika içindc seçmck i% , „ ten bile değü. Doktorlar, Aspirin Bayeri çok almayın, kalbe dokunur, derler. Hakları var. Bu kadar güzel kızların yaptığı bir ilâc insanın kalbine dokunmaz olur mu hiç? Bayer müstahzaratımn yapıldığı yerler de, bir imalâthaneden ziyade büyük bir otelin dans salonlarma benziyor. Leverkuzen fabrikasınm bir anda 1200 kişiye yemek yedıren guzel kazinosunun en şık bir salonunda Türk ve Alman bavraklarile süslenmiş bir sofra bizi bekliyordu. Fabrflcanın yalnız bir kısmını gezmiş ve ekseriya da otobüsle dolaşmış olduğumuz halde tabaniarımız patlamıştı. Bizi fena halde yordular. Ama doğrusu çok iyi doyurdular. Nefis yemekler, enfes şarablar. Fa kat bütün bunların hepsinden çok hoşuma giden şey, sofrada fabrika di rektörlerinden birinin nutkundan sonra gramofonla mıllî marşımızın çalınması oldu. Almanyaya geleli, ilk defa bize Istiklâl marşını çalmak nezaketini gösteriyorlardı. Hususî bir fabrika, resmî makamlara tekaddüm etmiş, j'alnız midelerimize değil, ruhlarımıza da ziyafet çekmişti. Yemekten sonra tenıs kordlarma gittık. Resimler çıkarttık. Kortlarda işçi ve memur delikanlılarla genc kız« lar tenis oynuvorlardı. îstanbulun en şık semtlerinde bile bu fabrikanın kortlarına benziyeni bulmak kabil değildir. Hem kort itibarile, hem de tenis oynıyanlar itibarile... Düşündüm ki nihayet bunlar bir fabrikanın memurlan ve amelesiydi; yoksa Alman kont ve baronlan de ğil... Kıskandım ve üzüldüm. Sonra gene düşündüm ki bu fabrikadaki yüksek ictimaî hayatı kıskananlar ve üzülenler, Avrupada ve Amerikada, daha birçok milletler vardır. Kıs kançlığım devam etti ama üzüntüm geçti. k i Üzeri buz tabakasile örtülen kızaklan sökmek, motörü ısıtmak için su ve zeytinyağı kaynatmağa mecbur oldular. Tayyare, lgorka nehrinin orta sında, kar ve su içinde duruyordu. Ural hududunu geçtik! Hareket edeceği noktaya getirebilmek Diye bağırdı. Motörümüz muntaiçin, üç yüz gönüllü, yerdeki karlan zam homurtularla işiliyor, herşey yotesviye ettiler. Kızaklann kara gö lunda. On ikiyi çeyrek geçe Omsk mülmemesi için, altlanna kalaslar ditayyare meydanma indik. Dört saat zildi. Molokov, adamlann açtığı dar on dakikada 925 kilometro yol almıyoldan aynlmamağa uğraşıyor, fa şız. kat her saniye karlar gevşiyor ve tay27 şubat Omsk şehrine, saat yaresi tepeüstü kara gömülüyordu. 10,18 de veda ettik. Barabinsk stepi Nihayet tayyareyi, ipler vasıtasile çeuzerinden geçiyoruz. Birdenbire sisli kerek çıkardılar. bir mıntakaya girdik. Kara görünmüBir yandan da, gayrete gelmek için yor. Karşımıza gene birdenbire bir şe«Volga» şarkısını söylüyorlardı. Tayhir çıktı: Novosibirsk! Bu kadar az yareyi, adım adım ilerletmek suretile bir zamanda bu şehir nekadar değiştakriben altı yüz metro mesafeye ka miş! Her tarafta koca koca binalar, dar götürmek için tam dört saat uğ geniş, havadar, muntazam caddeler. raşmışlardı. Esasen o gün, o müthiş Omskdan buraya kadar olan 650 kifırtına içinde hareket etmeğe imkân lometroyu iki saat elli dakikada a; • kalmamışn. mışız. 7 mart sabahı Pobiejimor, tayyare tlk merhalenîn sonu: «Krasnoyarsk» istasyonunun sıcak odasına girdi: Arkadaşlar, bugün hava biraz 28 şubat Siberya muhakkak ki soğuk! dedi. gittikçe gencleşiyor ve hartalar gözle Pobiejimor, buz mıntakalannda görulecek derecede ihtiyarlryor. Yol beş senedenberi uçuş yapar. «Biraz tayini güçleşti. Novosibirskten Krassoğuk var» dediği zaman, termomet* noyarska kadar yolculuk çok iyi geçro 40 dereceden aşağı düşmüş de ti. Şimdi artık denize kadar izini ta mektir. Nitekim o sabah termometro kib edeceğimiz Yenisei nehrini görü 44 dereceyi gösteriyordu. Dickson ayoruz. Tayyaremiz, büyük şimal yodasından, sabırsızlıkla tayyareyi beklunun iaşe merkezi olan Molokov adaleyorlardı. Tayyare harekete hazırdı. smm buzlan üzerine indi. Poblieji Molokovun defterinde, nihayet 9 mov ve ben mes'uduz; burada kan martta tayyarenin Igorkadan, saat lanmızı ve çocuklanmızı kucakladık. 7,20 de hareket edebildiği yazılıdır. seferimizin ilk merhalesi burada bi 250 nüfuslu, küçük bir liman olan tiyor. Burada birkaç gün kalacağız. OustPorta geldikleri zaman artık heAsıl güçlük bundan sonra başlıya defe yaklaşmış bulunuyorlardı. cak.» 10 mart Sabahm dokuzunda, Vahşî bir mıntaka Dickson adasına doğru yola çıktık. 4 martta, tayyare, nisbeten emin, Fakat koyu bir sise gömüldük. Yola tayyare meydanlan ve meskun mıntadevam etmeğe imkân yok! Tersyüzü kalar sayesinde yol bulması kolay o dönerek küçük bir köye inmeğe meclan güzergâhtan aynlıp şimale doğru bur olduk. Ada ile aramızda 300 kiatılıyor. Kara, buzlar ve kalm kar lometrodan ibaret bir mesafe kaldı. tabakalarile örtülü Yenisei nehrinden Bir buçuk saatlik bir uçuş. Fakat rüzgâr o kadar şiddetii esiyor ki, motöibaret. Tayyare buraya inerse, kızak* rü ısıtmamıza bile engel oluyor. So lan, kara gömülmek ve donmak teh ğuk son derece fazla: Derece 30. likesine maruz. Dickson radyo şefi bizi çağınyor. HaTayyarecinin onünde, üzerinde reketimiz imkânsız diye cevab ver • hiçbir işaret bulunmıyan bir boşluk; dik. altında muazzam ve yeknasak vahşi 15 mart Dickson adasınm kapıTaiga mmtakası! sma kadar geldiğimir halde hâlâ kı4 mart Saat 10,40 ta hareket mıldıyamıyoruz T?yv«renin, sıkı sıkı ettik. Muhteşem Yenisei nehrinin mec Almanya Litvanya hudu dunda hâdiseler Berlin 3 (A.A.) Bazı ecnebî gazeteleri Alman Litvanya hudu dunda guya hâdiseler oldugunu yaz maktadır. Zabıta tarafından yapılan tahkikatın neticesine göre ortada bir hudud hâdisesi değil ancak bir kaçakçılık hâdisesi vardır. Alman gümrük memurlannm dur emrine itaat etmiyen iki kaçakçıdan bfri ölmüş ve öbürü de yaralanmışhr. Lehistanda 400 amele açlık grevi yapıyor Katovie (Lehistanda) 3 (A.A.) Geçenlerde tatil olunan Guidotto demirhanesini dün işten çıkanlan 400 ışçi işgal etmiş ve bunlar açlık grevine başlamışlardır. tşçiler tekaüd sandığına yabrmış olduklan paralan geri is temektedirler. kapalı kamarasmda herşey buz tutuyor. Kolonya, taş kesildi. jambonu muz, cam gibi sertleşti ve dokununca ses çıkanyor. Hedefe bu kadar yaklaşıp ta ilerlememek çok can sıkıcı birşey. Dicksonun telsizini işiriyoruz, Svetakov Yoldaşla konuşuyoruz. Bize güzel bir sıcak banyo hazırlandığmı haber veriyor. 19 mart Hele şükür! On gün bekledikten sonra kımıldayabildik. Bir saat 31 dakikada son merhaleyi de aştık. Dicksonda karaya nişimiz, çok mükemmel oldu. Netice Molokov Moskovadan 21 şubat ta hareket etmiş Dickson adasına 19 martta inmişb. Yirmi yedi günlük bir yolculuk. Bu rakam, vahşi bir tabiatle didine didine yapılan bu yolculuğun müthiş güçlüklerini anlatmağa kifayet eder. Sadece bilfiil uçuş saatlerini hesab edecek olursak 7000 kilometro mesa fenin, saatte en az 200 ve en çok 225 kilometro süratle uçmak şartile, takriben otuz üç saatte geçilmiş olduğu anlaşılır. Kuhıb tayyareciliği tanhinde bunun güzel bir sahife teşkil etbgi şüphesizdir. var Fabrika, , fabrika değil, kocaman bir şehir. 40 sene evvel Duisbergin kurduğu buadam bir ay evvel ölmüş bu fabri kada, şimdi 12000 işçi ve memur ça lışıyor. Halbuki harbden evvel, Al man boya sanayii, cihan istihsalâtı run yüzde 85 ini yaparken şimdi bu nisbet yüzde 40 a düşmüştür. Fabrikanın işi de, amelesi de azalıtustır.. Fafarilauun, ;v« müftemilâtınm., bulunâugu yer, eskiden Ren bo yunda. Eberfdd . isminde bir balıkçı koyü imiş. Şimdi nüfusu 45,000 dir. Yaln» fabrikanın 3700 işçi evi ve 200 de memur evi var. Fabrika dahilindeki dar hatlı demiryolu 80 kilometrodur. Güzel bir parkı, büyük bir kazinosu, tenis kordlan, yüzme havuz lan, diğer spor yerleri, dağ yamaç larında sanatoryomu bile var. Amele ve memurlar arasından seçilmiş amatör artistlerden mürekkeb tiyatro heyeti, musiki takımlan, orkestrası ile bandosu da bunlara ilâ ve ediniz, Fabrikanın bütün yollan ağaclarla ve çimenlerle süslü. Bütün binalar, bacalara vannaya kadar yeşil sarmaşıklarla sanlı. Fabrikayı gezdirmek için bizi iki açık otobüse bindirdiler. Bunlara binenler, şoföre amud vaziyette arkaya arkaya oturuyorlar ve yalnız bir tarafı görüyorlar. Böyle geniş, havadar, güneşli, içi ve dışı bu kadar temiz fabrika görülmüş şey değildir. Bir matbaası var ki, hindce ve çinee de dahil olmak üzere, her lisanda etiketler ve ilân risaleleri basıyor. İki koca baca arasına 72 metro vüksekliğinde önlü, arkalı iki mahya kurmuşlar. Beher harfi 12 metro olan bu çifte mahyada Bayer vanlı. Hani şu bizim Sirkecideki ziyalı ilân gibi. Bu kocaman ilân geceleri ta uzaklardan okunuyor. Fabrikayı kâmilen gezmek günlere muhtac olduğu için bazı kısımlarını gezdik ve biraz kansık gezdik. 0nun için, bu notlar da biraz kanşıktır. Her gün yüzlerce kilometro dolasmadan vakit bulamadığım için olduğu gibi yazıvorum, kusura bakmayın. Fabrika her çeşid boya yapıyor. Kimyevî maddeler yapıvor, ecza vapıyor, hazır ilâc yapıyor, zehirli gaz yapıyor. Günde yalnız bir milvon kilo asid sülfürik yapıyor, sun'î ipek yapıyor. Elektrik kuvvet merkezi de ayn bir saraydır. Bekâr memurlara ve a ABtDtN DAVER Istanbul Mudanya vapur ücreti ucuzladı Bursa (Hususî) tstanbul Mudanya vapur yolculugunun ucuzlatıl • dığı Ekonomi Bakanlığından Bursa Ticaret Odasına bildirilmiştir. Yeni tarifeye göre: Eskiden 350 kuruşa yapılan birinci mevki yolculuğu şimdi 150 kuruşa yapılacakbr. îkinci mevki 100 kuruş olmuştur. Uçüncü mevki 50 kurustur. Bakanhk Odamıza bu hat için ts tanbuldan Mudanyaya 2,5 saatte varacak ve yeni almacak seri vapurların tahsis edileceğini büdirmiştir. Fransız İtalyan ticaret muahedesi Paris 2 (A.A.) Havas ajansı Fransız İtalyan ticaret muahedesinin imzalandur'nı bildirmektedir. Bu mu ahedeye, Italyaya ithal edılen Fran sız mallannm yüzde sek«en kontcnjan nisbeti 12 ay temdid edilecrktır. Tabanca ile oynarken Bevoğlu Bostanbası, GülK»b* n> kağında oturan Yorifi ismiı»d"e KJc 50j cuk, tabancasile oynarken '.abanca pft lamış, çocuk avtundan ya;a|anm;ş ve Beyoğlu hastancsine ka!dınluu»ar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: