29 Nisan 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

29 Nisan 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 ISisan 1935 Cumhuriyet ALMANYA İNT1BALAR1: «Hitlerin odasında bîr de Musolininin bronz kafası var. Musoliniyi bu kadar çok mu seviyor, dedim. Muammalı bir tebessüm ve bîr baş sallaması...» Romanyanın ye Toprak olmuş me Ercümend Ekrem Tani Ankara elçideniyetlerin yeryüzünlu arkadaşımıza, öteden si M. Floti dün de kâinat kadar muh beriden bir çok kitab Daçia isimli Ru teşem duran ve (aca gönderırler. O, nasıl vamen vapurile şehibi seb'ai âlem) admı kit bulur? Akıl ermez... rimize gelmiştir. taşıyan eserleri önünLâküı hepsini okumak M. Floti Gala de hâlâ ağzımız kulakâdetidir. ta nhtımında Islanmıza vanrken mu Geçenlerde, birgün, gene eline böytanbul Romanya i zib âlımlerin ihtıyar küreyi dıdıkle le bir kitab almış, odasına çekiliyor konsolosluğu er Yazan: Abidin Daver dikçe buldukları eski izler bızi gaken, hademeye şu tenbihte bulun kânı tarafından liba utancımızdan o medeniyet baduğunu işittik: istikbal edilmiş kiyeleri yerine yere sokacak! Bir Bana bak! Ben şimdi şu kitabı tir. Amerikalı âlim orta Asya yaylasmda okuyacağım. Beni hiçbir sebeble u Yenl Rumen elCengizin sarayını ve bu asırlar artıyandırma, sakınü» çisi burada bir iki M. Floti ğı yapıda kendi haline göre kalori Arkadaşımızm bu dil sürçmesini gün kaldıktan sonra Reisicumhur Afer tertibatı buldu. Şimdi başka bir fazla yorgunluguna verdik. tatürke itimadnamesini takdim et Amerikalı, efsanevî Atlantidin su üsFiller ne olacak? mek üzere Ankaraya gidecektir. tünde kalmış parçalarında 27,000 yılM. Floti bundan evvel Romanya lık muazzam bir medeniyet enka Amerika kimya sanayiinin üç yti * Matbuat Müdürlüğü etmiş ve Roman zına raslamış. Bilginin anlattığına bazüncü yıldönümü münasebetile, Tokılırsa burada öyle eşya ve maden • mas Midglay adında bir bilgin, bunyanın Belgrad elçiliğinde ataşe ola ler çıkmış ki, bugün göklere çıkardırak bulunmuştur. Kendisi ayni za dan yüz yıl sonraki hayatın ne olacamanda Romanvanın çok tanınmıg ga ğımız fen, bunları terkib eden un ğı hakkmda bazı kehanetlerde bu surların tayıninden âcızmiş. zetecilerindendir. lunmuştur. Anglo Sakson diline biraz alışkan Bu kehanetlerden en mühimleri İhtısas Mahkmelerinde lığından mı nedir; Bernar Şovumturak şunlardır: Yıldızlarla muvasala tesis esprilerden hoşlanan arkadaşımız Ceedilecek, bu muvasalayı kolaylaştırDedeağacda yakalananlar vad Fehmi, gülümsüyerek: mak için, cisimlerin, ağırlığını gide Galiba, dedi, Okyanusun engin recek bir madde keşfolunacak, Zühre Türk ve Yunan muhafaza teşkilâ lerindeki çöküntülerden bir gün 25 ile Merihte oturmak mümkün ola tının Dedeağacda müştereken bir ero/sfe hasttsî tawar*mix ve önünde bizlerle mîhmandarlartmı* bin sene evvel yapılmış bir Küin Elicak; boğa yılanlarının midesinde esainci şebekesini takıb ederek bütün aMünih 24 «AJ zabet zırhlısı çıkanverecekler! sen keşfedılmiş bulunan hormonlar rasını yakaladıklarını yazmıştık. tki w lah yürü kulum *****' Semanın altmda yeni birşey yoktur sayesinde insan vücüdünden her türdost memleket muhafaza teşkilâtı dedi> diye bir söz sözü ihtimal bes altı asır ihtiyarladı. lü zehiri defetmek mümkün olacak, nın bu müşterek muvaffakiyeti netivardır. Bize, Al Biz, makineyi, gemiyi, tahtelbahri, tavukları birer kuzu kadar büyütecek cesinde şehrimizde bu işle alâkadar manyadaki Türk tayyareyi, gramofonu, radyoyu yir olan bir madde bulunacak; inekler de olarak meydana çıkarılan tstefanya minci asır ilminin miracı sayarken ih ayni nisbette büyüyerek, bunları sağgazetecilerine de nef ve Robert Karhi dün dokuzuncu timal birgün ilk ilâhların sesi çekil «Allah uçun kul •% mak için merdiven dayatılacakmış! îhtısas mahkemesi istintak hâkimlı miş gramofon plâkları, ikinci Ramselarım, yürüyün Bunu okuduktan sonra, bizi bir düğine verilmişlerdir. sin tayyaresini ve Konfüçyosun tele kullarım» demiş şüncedir aldı: Acaba filler ne ola viziyon makinesini bulacağız ve bilolacak ki durma cak?!!.. ralay idare müdürü «Hitler fırka ve hassa aon iki asırda nahvet bür dan dolaşıyoruz. Övüneyim derken., devlet reisl olmasaydı, büyük bir rescünde oyalandığımız yüce medeniyeHer gün bir şehir, sam olurdu» diyor ve Hitlerin mealek tin nasıl bir tersine basamak oldu bir memleket gö Napolyona dair gü değiştirdiğine şükrediyordu. ğunu anlıyacağız. rüyoruz. Sirkeci zel bir fıkra duyduk: Hitlerin çalışma odasını da gördük. den başlıyalım. 45 Şimdi gaibden sesler duyuyorlar Birinci Napolyon, bizBu sade ve küçük bir salondur. Bü • saat içinde Yu mış diye deli sandıklanmızın toprah zat seçtiği boylu boslu yük Frederikin tam üç tane res nan toprağmdan altmda kalmış 30,000 yıllık antenler adamlardan, kendine mile bir de öldüğü zaman yapılmış şöyle bir geçtik neşriyatmı duydukları yarın ispat bir muhafız alayı teş alçıdan maskesi var. Masasının kar ten sonra EdirneHitlerîn yazın otarduğa eO edilirse hiç saşmamağa hazır mı o kıl etmişti. şısında îngilizlerle Almanların har lahm yoksa?! F. O. Bir gün bu alaya geçid resmi yaptıden hududu aşıp Bulgaristandah, zihnünde derleyip toparlayıp yazacak bettiklerini gösteren yağlı boya bir rıyorken, nazari dikkatini celbeden, Yugoslavyadan, Macaristandan, Çevakit yok. Bugün yalnız Münihdeki Hapse giren yıldız.. tablo, yılan sarılmış bir gamah haçgüclü kuvvetli bir neferin önünde koslova^yadan geçip Breslava varHitler fırkası evinde gördüküerimi tan bir biblo duruyordu. Bu yılanh durdu. sorguya çekti: ckk. Bu Alman şehrine 22 nisan pa Alman sinema yıldızı yazmakla iktifa edeceğim. Koyu sarı gamanın hikâyesini pek iyi anlıya Sen asker olmadan önce, ne iş zartesi günü akşamı inmiştik. 23 niBrigitt Helm, otomobikarsıbklı iki bina, konak yavrusu gimadım doğrusu... yapardm? san günü 11 de 156 kilometro uçarak lile bir adam çiğnediği bi birşeyler. Birisinin iki köşesinde Hitlerin masasının üstünde fran Dresdene vardık. Eski Saksonya Kral siyah elbiseli iki milis neferi, silâh için, Berlin mahkeme Mezbahada hamaldım, haşmet sızca bir kitab duruyordu: Muharrir since iki ay hapse mahlığının payitahtı ve Almanyanın manmeab. omuzda nöbet bekliyorlar. Bu nefer Jorj Suarezin Les hommes malades kum olmuştur. Gü^el zarası en güzel şehirlerinden olan. Sen çok kuvvetli misin? ler başlarındaki çelik miğferlerle iki de la Poix (Sulhun hasta adamlan) artist, bizzat uğraştığı ve araya eski . Dresdende 23 saat kaldık. Bu şehri Oldukça, haşmetmeab. .J „.!. kararmış bronz heykel gibi... isimli eseri. Hitlerin masası üstünde meslektaşı Madam Göringi de koydugezdik^jıieghur sıhhiye müzesini gdr Meselâ, beni tasıyabilir misîn? Binanm kapısı üstündeki levha §udurmak şerefine nail olan bu kitabı ğu halde, bu cezayı tecü ettirmemiş, aük, operasında Tanhozeri dinledik, Aman efendimiz.. Elbette!.. Ben, dur: «Almanya uyan!> nihayet hapisaneyi boylamış... merak ettim doğrusu. Bir tane alıp oBeled'ye dairesini geceleyin opera dösizden çok ağır daha ne öküzler taşı Ve Almanya hakikaten uyanmış... nüşü ziyaret ettikten sonra bu muh * Brigitt Helmin yüzünden sinema dım!.. Mütekaid bir miralay, bu parti mer kuyacağım. kapılarında ezilen İstanbullu meftunteşem sarayın yerin dibindeki katın • Hitler fırkasını 5 kânunusanl 1919 kezi binalarının müdürüdür. Bize Hatırhyor musunuz? larınm da bu meselede ahı var mı da tesis edılmiş olan kocaman lokanda kurmuş ve ilk kurbanları Münihte parti bayraklarile donanmış bir metdır. dersiniz? tasında gece yemeğini yedik. Yani vermis. O zamanki hükumetin askerhalde izahat verdi. Bu küçük, fakat 1 Hacıkadın kimdir? monden tabirile supe ettik. Saat ikileri bir içtıma ve yürüyü? yapan Hıttarihî binaların yerine muazzam bir Havalanan kızlar: 2 Barbarosla boy ölçüşüp boyude Elbe nehri kenarındaki otelimize lercilere ateş ederek 16 kişiyi öldürmerkez yapılmakta olduğunu uzun unun ölçüsünü alan amiralın adı nedir? dönüp yattık. Saat onda hususî oto Merak etmeyin: Size, baştan çık zun anlattı. Almanlar propagandava müşler. Şimdi bu kurbanların öldüğü 3 Fotoğraf makinesi hangi yılda mobilimize değil, hususî tayyaremi mış biçarelerden bahsedecek değiliz. o kadar ehemmiyet verıyorlar ki yerde, iki asker nöbet bekliyor ve ve kimin tarafından bulundu? ze atladık ve saat yarıma doğru 241 Yalnız, yabancı gazetelerde gördüğü«bir dokun bin ah işit kâsei fağfur halk oradan geçerek kollarını uzatıp 4 Yeryüzünde yaşayan insanla kilometro ötede Münihe vardık. Bumüz şu haberi nakledeceğiz: dan» mısraını hatırlatan bir tarzda rın bugünkü sayısı? bu ölüleri selâmlıyor. rası eski Bavyera Krallığının merkeMoskovada, yirmişer yaşmda kız en küçük şey ler e varıncıya kadar an5 Türkiyenin bütün mekteble Az kaldı unutuyordum. Hitlerin ozidir. Ayni zamanda Hitler inkılâbı lardan mürekkeb bir tayyareci bölü latıyorlar. rinde kız ve erkek kaç kişi okuyor? dasmda bir de Musolininin bronz kanın doğduğu yerdir. ğü teşkil edilmiştir. Bunlar, erkek gi6 İlk tarih kitabım kim yazdı? fası var. Oradaki Almanlardan birine Bize fırka erkânmın 60 kişilik îçbi giyinecekler, saçlarını dibinden Hatta bizim oraya vardığımız gün, 7 Canım hoca kimdir? sordum: tima salonunu gösterdiler. Bu salo kestirecekler ve aynen erkek mes Hitler de Münihe gelmiş, bu şehir (Cevablart yarınki taytmtzda 6 anun bütün tezyinatmı, bir mimar ve Hitler, Musoliniyi bu kadar çok lektaşlannın tâbi bulunduklan mu deki parti merkezinde bıraz çaüş sulu boya ressamı olan Hitler kendisi lacagnmz.) mu sever ki odasında yalnız onun baameleyi göreceklermis. mış, yemek yemiş, gitmiş. Biz parti yapmış, salonda Hitlere, hayatımn şı var. Dünkü sorgulann karşılıklan Kadın tayyareciler, sivil hayatta merkezini ziyaret ettiğimiz zaman, ı46 ncı yıldönümü münasebetile ge Bu sualime esrarlı ve muammalı bir çok görülmüş, işitilmişti. Fakat, harki saat evvel gelseydiniz burada bu 1 Dante kimdir ve hangi eserile len birçok hediyelerden bir kısmı du tebessümden, bir baş sallamadan başbe güip te gökten ölüm yağdırmak, lur, kendisini görürdünüz, görüşür şöhret kazanmıştır? ruyuordu. îçlerinde Rayşbankı kuv ka cevab alamadım. kadınlik şefkatile nasıl telif oluna dünüz, dediler. Halbuki bizim fırka Cevab Italyanlarm en büyük şavetlendirsin diye eski Bravn, Fenikcak? Öyle sanıyoruz ki teşkilât, kamerkezini ziyaretimiz saati, Türk. Hitler, hiç içki içmez, hiç et yemez, iridir. tlâhî komedisile ün almıştır. lik paralardan tutunuz da bir sürü dın hırsının fantaziliğinden doğmuş Alman ve Hitler, bayraklarile süs 2 Telefon hangi yılda bulundu, yalnız sebze yermiş ve pek az yemek tur. Fakat bu motörden kanadlı halenerek basılmış olan türkçe • alman manalı manasız hediyeler var. Bir bulan kimdir? yermis... va kızları, yeryüzünde bıraktıkları ca programda saat 6 olarak yazılmı^tı. katolik papazı da, Yahudilerin hayCevab 1876 da, Bell buldu. Şimdi hususî tayyaremizle cenubî vanlan boğazlanndan kesme usulünü kardeş ve nişanlılarına bomba değil. O kadar çok şey görüyor, o kadar 3 İstanbuldaki Cerrahpaşa ma Almanyada, Avusturya hududu civayasak ettiği için, memnuniyet ve tekonfeti serpmeği tercih edecekler çok yer geziyoruz, o kadar çok uçu hallesi bu adı kimden aldı? rında Kral gölüne gidiyoruz. Bugünşekkürünü izhar maksadile kendisine dir. Bilirler ki onların attığı kon yoruz W yazı yazacak vakit bulamı Cevac Cerrahhktan sadrazam kocaman bir tablo hediye etmiş. lük allahaısmarladık. fetiler de bazan bombadan daha tahyorum. Gördüklerimin bir kısmını lığa yükselen Mehmed Paşadan. ribkârdır!. ABlDlN DAVER dönüşte yazmak fıkrindeyim. Çünkü i 4 Çinlilerin peygamber sayılan Salonun tezyinatından bahseden mi Münihte Hitler partisi evinde neler gördüm? Yenî Rumen elçisi M. Floti dün geldi, yakında Ankaraya gidiyor 25,000 yülık medeniyet Hakikî demokrasi Sürçü lisan Yıldız sarayında temiz, gonle ferah veren konferans salonu. Kırmızı du • daklar, boyalı, süslü dinleyiciler arkada. Ön sıralarda otuz başka başka memleketlerden gelmiş murahhaalar. Misis Aşbi, kongre başkanı, kat kat sıralarla bir anfiteatr biçiminde yapılmış kürsünün tepesinde. Arkası kırmızı çuha ile örtülmüs bir taht gibi haşmetlî koltuğunda, bir kraliçe vakarile oturuyor. Kürsünün alt ve yan sıralannda söz söyliyecek murahhaslar nöbet bekliyorlar. *** Lady Astor kürsüde. Sevimli çehresi, zeki bakışlarile, İngiltere, nasıl, trlanda, Hind, Avustralya, Jamayka ve sair mütemlekelerine hâkimse, ben de bu söz kraliçelerinin hepsine hâkimim, diyor. Dünyamn kurtuluşu için, demokrasinin kurtanlmasından töz açan murahhaslara cevab veriyor: «Demokrasinin kusurlan yoktur, de miyorum, ama, hakikî kurtuluş için hakikî demokrasi lâzım.» *** Kongre başkanı, demokrasi için söz söylemek istiyen herkese söz veriyor. Yalnız beş dakikacık. Bu beş dakikacık içinde, kuzguni siyah, ince zayıf, dişlek bir kız. Jamayka murahhası, demokrasinin vatanı Ingilterenin müs temlekesi, hakikî demokrasiyi anlatı yor: «Lady Astor hakikî demokrasi den bahsediyor. Biz îngilterenin müstemlekcsi Jamaykada ne kadın, ne erkek rey hakkımız yoktur. Rey vermek için her ferdin mülk sahibi olması, mülkü nisbeu'nde bir vergi vermesi lâzımdır. Biz. toprağa ve mülke sahib de ğiliz. Tayin edilen vergi miktannı Ö» diyemeyiz. Bu sebeble rey hakkımız yoktur. Biz, evlenemeyiz. Kanun meşru nikâhı menetmiştir. Evlenirsek, toprağı işletecek unsurlar azalır. Bizler hepimiz gayrimeşru çocuklanz. Biz hâlâ hakikî köleler halindeyiz. Bizim için kanun yoktur, keyiflerine göre bizi linc ederler. Lady Astorun bahsettiği hakikî demokrasi bu mudur?» *** Demokrasiye âşık bir adama bu hi* kâyeyi anlatıyorum. Bana diyor ki, bir müstemleke murahhasının, kongre başkanı Misis Aşbinin omuzbaşmda, yani müstemlekesi bulunduğu devletin yanmda, haksızlıklardan şikâyet edebilmesi de demokrasi, kuvvetli bir demokrasi değil midir? *** Sağ yanağını dön, bir tokad vurayım. Solu dön, ona da bir tokad. Haydi şimdi istediğin kadar bağır. Hakiki demokrasi bu ise, ben eminim Jamaykalı murahhas, serbest olup ta susmağa razıdır. Kuzguni siyah, ince, zayıf, dislek zenci sözde demokrasiye değil, hakikî kurtuluşa hasret çekiyor. SABİHA ZEKERİYYA en büyük filozofu kimdir î Cevab Konfüçyos. 5 Ahi oğlu Hüseyin Efendi kimdir? Cevab Osmanlı devrinde ilk öldürülen Şeyhislâm. 6 Dilşad Hatun kimdir? Cevab tlhaniler devrinde rcl oynıyan bir kadın. Ebu Said Hsmn karısıydı. 7 Ramazan oğulları kimlerdir? Cevab 14 üncü asırda Adana ha» valisinde bir hükumetçik kuran Türkmen Beyleridir ve yedi kişilik bır sülâledir. jın şöyle yapmış olmast senin nene lâzımdı? Flâmanlann şu rengi, Ital yanlann bu rengi kullanması, yeni san'atle eski san'at arasmdaki fark seni alâkadar edemezdi. Zaten neden ve nasıl seni alâkadar edecekb. Sen benim aşkımı, benliğimi, mevcudiyeti mi kazanmaktan başka bir meziyetî oimıyan büyük bir iş adamı idin ve ben seni seviyor, çılgm gibi seviyor dum. tşte bu kadar ve o çılgınhğım arasında düşünüyordum ki benim bü tün vazifem yalnız ve yalnız seni mes'ud etmek olmahdır. Ve işte ben bir sene böyle düşündüm... Bir sene bu böyle devam etti. Senin için mu • hitimi, meslektaşlanmı her şeyimi, her şeyimi feda ettim... Kunbilir o zaman ne gülünc ne zavallı derecede gülünc bir kadındım. Kimbilir herkes, bütün beni bilenler, bu halime nasıl güldüler... Benden takdirle bahset miş münakkidlere, rasgeliyordum: «Yeni birşey yok mu?» diye soruyorlar dı. Yeni birşey yok mu? Hayır, Ni had, yeni birşey yoktu. atölyemin içine giriyordum. Palet, fırçalar hepsi toz içinde atılmış duruyordu. Bunu in'raf etmek öyle acıydı ki, onun için bu kusurumu biraz şımanklıkla örtmek is tivordum: «Bırakmız beni, diyordum, bir müddet daha çalışmayayım. (Arkan var) Edebî tefrika: 9 Yazan Sııad Derviş Hayır benim her şeyim sensin.. Başımı çeviriyorum. Yerinden kı mıldanmadan bana bakmakta devam ediyor. *** Maroken koltuğun kenanna otu ruyorum. Kolumu boynuna doluyo rum. Başını bana doğru çekiyorum. Gayritabiiliklerimle, anî tahavvülle rime alışmış olduğu için hayret etmi yor. Sigarasını tablanın içine bırakıyor, Boynundaki elimi tutuyor... Dudaklanna götürüp öpüvor. *** Başımı başına yaklaşünyorum. Sımsıkı toplanmış gergin saçlanmın üstünden elini dolaşonyor. Şakakla rımdan yüzüme ve çeneme kadar inen bu nüvazişten kaçıyorum. Şimaran, şikâyet eden bir sesle: Nihad ben gene çalışamıyorum, diyorum. Beni sabırsız yapan, bedbaht eden herkesten hatta kendimden bile büyük bir sır gibi sakladığım bu derdimi o nun kulağına fısıldadıktan sonra gözlerimi kapıyorum. Demek ki iyi ve kuvvetli bir eser için hazırlanıyorsun küçüğüm. O ka dar gencsin ve önünde çalışacak o kadar uzun seneler var ki... Bu sözleri yalnız beni teselli et mek için yalnız benim için söylediği ni hissediyorum. Yoksa o benim v*lı • şıp çalışmamama o kadar lâkayddır ki... Eğer daha birkaç zaman çalı şamazsam, daha birkaç zaman bir e ser meydana çıkaramazsam, herkes benim için ne düşünecek? îstidadımı, dehamı israf ettiğimi iddia edenler hak kazanmış olmıyacaklar mı? Benim için şimdiye kadar iyi şeyler söylemiş olanlar sukutu hayale uğrayıp: «Bir zamanlar bir volkan zannettiğimiz bu istidat ta meğer bir kıvılcıro imiş» demiyecekler mi... Niçin böyle sinirleniyorsun?... Artık kendine emniyetin kalmadı mı) Hayu artık kendime de emni yetim yok... Kendime emniyetim yok Nihad... Buna sebeb sensin sade sen, yalnız sen. Evet itiraz etme. Kendini mazur göstermeğe uğraşma. Bütün bu şeylere sebeb sensin. Senden evvel hayatım büsbütün başka idi, anhyor musun? Seni tanıyıncıya kadar ben yalnız renklerim paletim, boyalanm için çalışngım için yaşıyordum, Herşey benim sükunetle, istirahatle çalışmaklı ğımı temin etmek kaygusile tertib e dilmişti. Kalbim san'atimden başka bir bağ tanımamışn. Etrafımdaki herşey, herkes bana itaat ediyordu, hissiyata, muhitime hükmediyordum. Ça hşmak için muhtac olduğum kolayhğı hazırlamak için herkes muhabbetle, esaretle uğraşıyordu. Uyku ve eğlence saatlerim, her şeyim, her şeyim iyi çahşabilmekliğim için tanzim ediliyor du. Bütün arzularımı yapıyorlardı. Bütün hırçmlıklanm ınüsamaha ile karşı lanıyordu. Ne bir mecburiyet, ne başka bir vazife, ne başka bir sevgi beni san'atimden ayıramıyordu. Her gene kızın ufak aşklan, sevdalan ufak zevkleri olur... Ve onlan meşgul eder. Halbuki benim bütün meşguliyetim, zevkim, sevdam eserlerimdi. Sana san'atim den başka hiçbir meşguliyetim ve mer» butiyetim olmadığını söyliyerek yalan söylemiş olmuyorum. Belki benim de küçük sevdalanm oldu. Daha doğru su olduğunu zannettim. Belki ben de seni sevmeden evvel başkalannı sevdiğimi düşündüm. Fakat bütün bu kalbimde duyduğum sevgi onların şahsına karşı değildi. Çünkü senin gözlerinden başka hiçbir kimsenin gözleri beni işimden çalmadı. Bilâkis. Çünkü ben se nin gözlerinden evvel sevdiğim göz leri bana çalışmak için zevk ve kuv vet verdikleri, yenilik verdikleri için sevdim. Bir çift göze âşık olduğu mu zannettiğim zaman renkleri ve şekilleri benliğimdeki heyecanın tesirile daha başka bir parhklıkta ve mahiyette görüyordum ve bu görüşümü daha yeni bir şekilde eserlerimde yaraü yordum. Fakat nihayet bir gün sen karşıma çıktın. • •» Saçlannı okşuyorum: Sen karşıma çıktın ve i«te on dan sonra sen benim için herşey oldun. O zamana kadar ben bütün bir nesli heyecanla takdirle titretmiş bir san'atkâr olmaklığın bütün zevkini yaşa mıştım. Ve muvaffakiyetlerim, mu zafferiyetlerim herkesin beğendiği, herkesin hased ettiği bir kadındım. Mes'ud yaşamak için çalışmağa, çalışmak için de hep bu tarzda yaşamağa mutac dım. Başka bir hayat düşünmüyor dum. Evet, seni tanıdığım güne kadar. •*• Saçlarını koparacak gibi çekiştiri • yorum: Seni tanıdığım güne kadar Ni • had, o meş'um güne kadar, çünkü o nun akşamı artık hayaümda yalnız sen vardın. O günden sonra san'atimi, muvaffakiyetlerimi, muvaffakiyetle rimin errafında yarattığı muhiti ihmal etmiştim... Artık seninle meşguldüm, çalışmıyordum, çalışamıyordum, ça lısmak istemiyordum. Hiç birşey umurumda değildi. Bütün varlığımı senin aşkının zevki ve heyecanı dolduruyor du, başka şeye ihtiyacım yoktu... Benun her şeyim, her şeyim sen olmuş tun Nihad. ••* Saçlarını bırakmıyor, kollanndan kurtuluyor ve biraz geri çekiliyorum. Birdenbire, hayatında aşktan başka bir derdi, erkeğinden başka bir düşüncesi oimıyan bir kadıncağız oiuvermiştim. Sade bir kadmcağız... Herkes gibi birşey... Senin anlamadığın şeylerle meşgul olmak, beni düşüncelerimle. senden ayırdığı için senin alâ kadar olmadığm her şeye karşı lâkayd kahyordum... Seni öyle seviyordum ki seni sıkarım endişesile yanında sana • time aid bir söz söylemekten çekini • yordum. Rodenin böyle, Mişel An

Bu sayıdan diğer sayfalar: