29 Nisan 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

29 Nisan 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şura, itfaiye levazımının Evvelâ fevkalâde bir içtima yapılarak nizamname gümrüksüz ithali noktai de tadilât yapıldı, senelik içtimada da hesab raporu nazarını haklı buldu ve bÜânço okıınarak kabul edildi Ankara 28 (Telefonla) Dev Ankara 28 (Telefonla) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası heyeti umumiyesi bugün birbirini müteakıb fevkalâde ve senelik mutad toplan tısını yapmıştır. Bu toplantılarda: Kamutay başkanı Abdülhalik Renda, Maliye Bakanlığı müsteşarı Faik ve hissedar sıfatile birçok saylavlar la tş, Ziraat, Emlâk bankalan genel müdürleri ve banka Komerçiyale ve Doyçe Oryant bank müdürleri ve di ğer hissedarlar bulunmakta idi. Bankanm esas nizamnamesinde yapılmasını istediği bazı tadilât için gene esas nizamnamenin 51 inci maddesine dayanarak heyeti umumiyeyi fevkalâde bir toplantıya çağırmış olan idare meclisi, raporunda bu tadilât hakkında izahat vermekte idi. Heyeti umumiye, idare meclisi tarafından izah edilen tadilâtı kabul ettikten sonra alelâde içtimaa geç miştir. mız için daha verimli, sanayi alamı mız için daha iyi, ticaret alanımız için de daha hararetli geçmiş ve ekonomik durumdaki bu iyilikten malî ve nakdî alanlanmız da faydalanmıştır. Dış ticaret hacmi kıymeti itibarile 1934 ten bir yü öncekıne nisbeten artmıştır. Ton itibarile ticaret hacmi yıldan yıla kabarmakta ve bu artış he men münhasıran ihracat cihetinde tebarüz etmekte ve ancak daha ziyade ağır eşyada kendini göstermek tedir. 1933 1934 malî yılında devlet maliyesi bütçe muvazenesi bakımından iyi kapanmış, bütçe gerek hazine muamelâtı gerek hesab yılı itibarile biraz da fazlalık göstermiştir. 1933 sonunda 24.9 milyon liralık 17,695 kilo altınımız mevcud iken 1934 te alınan altınlarla sene sonundaki bu mevcud 27,46 milyon liralık 19,522 kiloya varmıştır. Bilfiil tedavülde 158,156,903 liralık bankonot bulunmaktadır. Tedavülde bulunan bankonotlarımız gittikçe es kimekte ve yıpranmakta olduğundan bunların yeniden basma masrafma karşüık olmak üzere geçen yıl oldu ğu gibi bu yıl da elli bin lira proviz yon edilmiştir. 1934 yılı muamelâtının bankaya bırakmış olduğu kâra gelince, bu kâr miktan 1,520,865 lira 61 kuruştur. Bu hesabla hissedarlara isabet eden meblâğ yüzde 8,37 nisbetinde olan 879,344 lira 31 kuruş tutmaktadır. Bankanın münhal olan iki murakıplığı için yapılan seçimde b ve c sınıfı hissedarlar murakıpliklerinden açık olan birine Maliye eski müfettişlerinden Ismail, d smıfı hissedarlar murakipliklerinden kezalik açık bulunan birine de Devlet Demiryolları muhasebe müdürü Cemil seçilerek toplan tıya nihayet verilmiştir. let Şurası, Iç işleri ve Gümrük Bakanlıklan arasındaki bir görüş farkı hakkmdaki mütaleasını Başvekâlete bildirmiştir. Mesele çudur: Iç işleri Bakanlığı itfaiye alât ve edevatile arozözlerin gümrük muafiyetini temin etmiş olan 1140 sayılı kanunun mer'iyette bulunduğu nu kabulle hükümlerinin tatbikını istcmektedir. Gümrük ve Inhisarlar Ve kâleti ise 336 sayılı kanunun 2268 numarah kanunla hükümden kaldınlmış olmasına göre bu kanunun birinci maddesine fıkra ilâvc etmiş olan 1140 sayılı kanunun da hükmü kalmamış olacağı kanaatindedir ve yeni bir kanun çıkanlması mütaleasmdadır. Şurayı Devlet Tanzimat daircsi Gümrük Bakanlığmın mütaleasına iştirak etmiş, heyeti umumiye ise hük mü ilga edilmiş olan 336 sayılı kanunun eski metindeki mevzudan tama men ayn bulunmasma ve 2268 sayılı kanunun ilga hakkındaki ikinci maddesi, 1140 sayılı kanunun da ilga edildiğine dair sarih bir kayid ve hükmü ihtiva etmemesine göre kanunlann u sul ve tedvini bakımından da 1140 sayılı kanunun mülga addine imkân ol • madığına karar vermiştir. Merkez Bankası umumî heyeti dün toplandı TELGRAF HABERLERI 29 Cumjjuriyet "M Devlet Şurasmın bir ihtilâfa dair kararı BİZDE C E V İ R M E İSİ 2O Bu da geniş yüreklisi unu da tanınm, bu da başka, bir âlemdir. Zaman olur ki, hayatta sık s'k karşılaşırız. Dünya umurunda değildir. Hiçbirşeye metelik vermez. Sabahleyin, evinden, ayağmı sürüyerek çıkar. Vapurun birini kaçınrsa, zaran vcktur: Bir sonrakine biner. Ama, Köprüde. birkaç gün evvelinden sözleştiği arkadaşı bekliyormuş. Ne çıkar? O, sitemlerini sıralamağa başlar başlamaz: Eh, canım! der, yanm saat şunun şurasında beklemişsin de ne ol muş sanki? Kıyamet kopmadı ya? Bu «kıyamet kopmadı ya?» sözünü esasen diline dolamışür; tekrarlar, durur. Onun indinde, kıyametin kopacağı yoktur. Farzı muhal, kopsa da, tezcanlı, aceleci insanlann yüzünden konacaktır. Işinin başında, yavaşlığı değişmez bir prensip olarak kabul etmiş ve şaşmadan da tatbik etmektedir. Yer yerinden oynasa, istifini bozmaz, bozduramazsınız. Her işinde öyle müteennidir, kılı öyle kırk yarar ki, yazhğa temmuzdan evvel gitti^i, şehre kânunusaniden evvel göçtüğü vaki olmamıştır. Hastal'ğı iyice ilerlemeden hekime gitmez, elektrik, gaz, su taksitlerini, son ihtarname gelmeden ödemez, kira için, sabn tükenio te, kendisine çatmağa gelen ev sahibine: Yahu! Bu ne aceledir?. Henüz ayın on beşi bile olmadı.. Diyerek, üstelik çıkışır da. Sinema, vapur gişelerinin önünde. dakikalarca, elindeki bozuk parayı hesablar. Tünelden çıkarken, meselâ vapura yetişmek üzere arkasından koşarak gelen adamın yolu üzerinde, iğilir, paçalannı düzeltir. Arada bir, oturur, hasbıhal ederiz. Lâkırdılar, ağzmdan tane tane dökülür. Kendi mi/acına uygun vecizeler bellenmtir. Onlan sıralar: El aceletü mineşşeytan!. Tiz reftar olanın payine dâmen dolaşır!. Hızlı kosan çabuk yorulur!. Ve daha, aklıma şimdilik gelmi^^ yen, neler de, neler! • t '„. O, bu geniş yürekliliği yüzünden birçok fırsatlar kaybetmiş, telâfi edi'mez zararlara uğramıştır. Gene de vaz geçmez. Miskin değil, tembel değil, pasakh değildir. Yalnız, aceleyi sevmez. Aceleye karşı marazi bir korku duyar. Zâhir, ona öyle gelir ki, vapura ko şacak olsa denize düşecek, tramvaya doğru hızlı gitse altında kalacak, e\nnden çobuk çıksa mühim birşey unutacak, yazhğa, kışlığa erken gitse aldanıp pişman olacaktır. Yaşı elliyi bulduğu halde, hâlâ evlenecektir. Geçenlerde bunu ihtar edecek oldum da: Canım, ne acelesi var? dedi. Ömrü tabii beşer yüz sene değil mi? Daha yarısına gelmedim. Göreceksiniz: Onun bu huyu, eceline de tesir edecek, geniş yürekli dostum, mezara hepimizden sonra gide cektir! Ercümend Ekrem TALU Adi içtima Alelâde toplantıda idare meclisinin 1C34 hesab yılına aid raporile bilânço okunmuş ve hissedarlardan bazı ları tarafından vuku bulan istizahlara banka genel müdürü Salâhattin ce vab vermiştir. Bunu müteakıb rapor ve bilânço tasdik edilerek idare meclisi ibra edilmiştir. idare meclisinin 1934 üçüncü hesab yılına aid raporunda yurdumu zun ve dünyanın genel durumu tah lil edilmekte ve yurdumuzun duru mu için şu izahat voriimektedir: <Hükum« ı t « n l z i n üretimi değerlendirrr><=&. alışveriş hareketlerine hız ve genişlik, iç pazarlarımıza da canlıTık vermek ve hulasa ekonomik is tikran korumak gayesile bu alanlar da yapmağa devam ettiği verimli müdahalesi neticesi olarak bu yıl geçen buhran yülarına kıyasen ziraat alanı* * *"* ^m» ••••w<Miwiiı^ııtıım n ıt n N M ıitrınrnıı Aydın demiryollan işi Heyeti Vekilede Ankara 28 (Telefonla) Heyeti Vekile bu akşam toplnadı. Haber aldığıma göre İçtimada Aydın Demir yollannın satın alınması hususunda kumpanya ile Bayındırhk Bakanlığı arasında yapılan mukavelenin esaslan tesbit edilmiştir. Mukavelenin bir iki gün zarfında tamamen hazırlanarak Heyeti Vekilenin tasdikından geçeceği anlaşılmaktadır. Yugoslavyada saylav seçimi M. Yevtiç mühim bir nutuk söyledi Balgrad 28 (A. A.) Bugün Li u'cliyanada Başbakan ve Dış İşleri Bakanı Yevtiçle hükumet erkânının birçoklan hazır olduğu halde ve 30 binden fazla kimsenin iştiraküe muazzam bir intihab toplantısı yapılmıştır. Bu toplantı, Liubliyana belediye reisi tarafından açılmış ve muma ileyh, M. Yevtiçe sefa geldiniz demiştir. Bundan sonra müteveffa Kral Alsksandrın hatırasına hürmeten bir dakika sükut edilmiş ve mütea kıben yeni ve genc Kral Ikinci Piyer şiddetle alkışlanmıştır. Bu esnada mızıka millî marşı çalıyordu. Bu merasimden sonra Başbakan söz alarak tavsifi gayrikabil alkışlar arasmda bir nutuk söylemiş ve bun da evvelâ herkesten ziyade Yugos lavyanm millî vahdeti fikrinin aza metini hissetmiş olan İliryalıların eski merkezi olan Liubliyanada bulunmaktan mütevellid memnuniyetini ifade etmiştir. M. Yevtiç sözüne devamla demiştir ki: « Bizim kendi emniyetimizi ve milli menfaatlerimizi muhafaza edecek olan bütün komşulanmızla iti lâflar yapmağa hazır bulunduğumu • zu beyan ettik. Bugün sarsılmaz bir kanaatle iman ediyoruz ki, dünya vaziyetinin ve bilhassa Avrupanın bu kısmının vaziyetinin tarsini için ye gâne yol, teşriki mesai için yapılacak itilâflarla kabildir. Şunu açıkça söy liyebiliriz ki Yugoslavya, bu yoldan asla ayrıhnıyacaktır ve hiçbir zaman kendisinin emniyetine ve millî hak kına halel iras edilmesine müsaade etmiyecektir.> Bundan sonra diğer hükumet er kânı da söz almışlar ve hepsi de alkışlanmışlardır. Atatürkün gezintisi JDün Parti merkezile Tayyakre Cemiyetini şereflendirdiler] Ankara 28 «Telefonla» Atatürk dün akşam Cumhuri yet Halk Partisi merkezini zi yaret etmiş ve binayı gezerek Genel Kâtib odasında bir saat kaldıktan sonra ayrılmıştır. Atatürk Tayyare Cemiyetini de ziyaret etmiş ve cemiyetin faaliyeti hakkında izahat al rnıştır Tnrizm işinde nihayet doğru yola gidiyoruz galiba \Baimakaleden mabaid\ sayılsa yeridir. Şu tek şartla ki Istanbulun bu hazneleri büyük özenlerle ortaya çıkanlsm, ve herkesin seve seve göreceği şekillere sokulsun. Bu konuda devlet merkezile Istanbul şehrinin elbirliği etmesine ihtiyac vardır. Bir plân üstünde çalışılarak çok değil, on on beş yıl içinde lstanbulun Bizans ve Türk bütün güzel eserleri gözler kamaştıracak güzelliklerile ortaya çıkarılmış olabilir. Yeni onannalarla eski halinden daha güzel bir biçimde temizlenecek bir Rumelihisan tekbaşına tarihsel bir anıd olmak yüksek değerindedir. Onun gibi Istanbulda büyük kürük binbir iş var. Istanbul ve çevresi turizm bakımından en nerekli yollarla bezenmek lâzımdır. Bu da programlı bir çalışma ile iki üç vilâyen'miz arasmda gene çok değil, on yılda ve en güzel şeklinde yapılmış olabilir. Turizme özen verecek memleket otelciliği ilk baştaki işlerden biri sayacak ve öyle tutacakbr. Turizm alanmda otellerin güzel, temiz ve ucuz olmasını isteriz. Ona göre de otelcileri bunlan böyle yapabilecek yöntcmde (surette) korumağa borcluyuz. Eğlence yerleri için de hal böyledir. Vergilcrin ağırlığı bu türlü kurumlan yıkmamalı, hatta eğer öyle gerekirse bu yoldaki işlere üste para bile verilmelidir. Kaplıcalanmız, deniz hamamlanmız yerli yabana şen bir halk kalabahğı ile kaynaşmahdır. Ve kaynaşabilir. Elverir ki nihayet bu işin anlar eîlerde yapılacak programı sıra ile ve hiç şaşmaz bir özenle yerine getirilmiş olsun. Hilâliahmerin umumî toplantısı Atatürk adını «Kızılay» a çevirdiler Ankara 28 (Telefonla) Hilâ liahmer (Kızılay) Kurumunun genel toplantısı Antalya saylavı doktor Cemalin başkanhğında yapıldı. Kurum başkanı, Sağlık Bakanı Refik, şefkat pullan, Istanbul merkezinin yeni va ziyeti, yoksul çocuklara yardım, fazla aza tedariki ve gelirin arunlması işleri üzerinde izahat verdi. Refik Soydam dedi ki: « Kurumumuza nüfusumuza gore bol aza bulmak yıllardanberi uğ raştığımız ehemmiyetli bir mevzudur. Bu yıl geniş bir propaganda ile hazırlandığımız 23 ve 31 mayıs arasındaki aza yazılma haftasındaki üyelerimizin sayısmi sizi sevindirecek kadar dolduracağımızı umarım.» Refik Saydam aza aidatını topla mak ve geliri arnrmak yolundaki tedbirleri de anlatb ve kurum adının değiştirilmesi için bir takrir olduğunu, bunda cemiyetin Türk ulusunun üzerine uygun bir ad bulunmasını kaydet tikten sonra Ulu Önder Atatürkün kuruma yüksek alâkasının eseri olarak Kızılay admı verdiğini söyledi. Yeni ad alkışlarla kutlulandı. önümüzdeki yıl tetkik komisyonuna Salâhattin (Kocaeli). Kâzım (Kon ya), Faik (Niğde) seçildi ve toplan nya nihayet verildL Türkçeye çevriedilenler varmış! Tazan Halİd Ziya len yahud çevrileBen bu şayialan Uşaklıgil kıskanchktan doğcek olan kitablara aid yazı yazarken muş iftiralar nevinden telâkki etmek isterim. Hem niçin bu işin başka bir çeşidini düşünmemek buna teşebbüs edilsin? Doğrudan doğmümkün oimuyor. Ona açık türkçe ile ruya yazmak o kadar kolay iken... aşırmak, ayartmak demekten gayn Bu aşırma işi yalnız edebiyatta deyol yoktur. ğil fen alanında görülen şeylerdendir. Bence, çevirmede yanlışlar yapmakBunlardan birinin andacıru kaydedetan, aslına aid güz.elliklerin yerine türlü bozuk ve çarpık şeyler koymaktan yim: ise, asluun sadık bir sureti olmak şarTanılmış bir bilgi adamı, ben henüz tile, bu yolu tutanlan hoş görmek çocuk denecek bir yaşta iken, benden münasibdir. mekteblere mahsus bir tarihi tabi! kita*** bı sordu. Ben de kendisine mektebde Terceme zemininde mühlik sukutlabize okutturulan bir kitabı, Langlera düşmemek için mahirane davrananbertin eserini verdim. Bu aynile türklara tesadüf etmek pek mümkündür, çeye çevrildi, hatta resimleri Paristen sade mümkün değil sıkça vakidir. lktıgetirtilerek... Bunu gene o müellifin bas ve istilham denen hududu aşakimyası ve hikmeti tabiiyesi takib etti, rak dğrudan doğruya bir yabancı mudaha sonra, daha sonra heyete dair harririn kitabını alıp nasıl anlaşıldrysa, iki eser... nasıl naklolunabilirse öylece türkçeye Bunlann hîçbirinde ne asıl eser saçevirmek ve bunun bir terceme olduhibinin ismi, ne de başka bir dilden ğuna delâlet edebilecek bir kelime biçevrildiğine dair bir işaret yoktu. le söylememek ki buna edebi lisanda Bunlan çeviren zat: «Bu eserleri intihal ederler. Eğer meydana çıkarsa. ben yapbm!» da demiyordu, ve se oÇıkmazsa bu aşıranın lehine kaydolulursa olsun elbette o yoksulluk zamanacak bir kazancdır. Şiir lisanında danında mekteb âlemine pek büyük bir ha sarih bir tabirle bu işin adına sirhizmet te yapmış oluyordu. O zaman kat demişler, hatta: bunu hoş görüvermiştrm, bugün gene Sirkati ş'ir iiene kat'ı zcban lâzım bundan bahsederken bence pek saygm Diye bir hüküm bile vermişler. Faolan bu adamın anını incitecek bir kat cürmü meşhud kolay kolay tesbit duygu taşımıyorum. Hatta isabet etmiş edilebilir mi ki buna cesaret cdcnlcr te o zamanın mekteblerine, velev böybulunmasın? le olsun, bu güzel eserleri kazandırmış Bir gün elime bir küçük kitab geçdiyorum. ti, iki hikâyecikten müteşekkil bir ki*•• tab.. Okurken, haniya hiç görmediğiGeçenlerde Hüseyin Cahidle ro niz bir yere girer girmez oraya vaküle man ve hikâye çevirme işlerine dair gitmişsiniz vehmini veren bir duygu konuşuyorduk, ve isimleri dilimize douyanır, buna benzer bir hisle durdum. laşan yabana muharrirler arasmdan bir Bunlan zaten okumuş gibiydim. Neregeçid resmi yapryorduk. de?.. Kimde?.. Bu sualler hep zihniAlmanlardan, ttalyanlardan, İs • mi tırmaladı durdu, nihayet birdenbipanyollardan, Ruslardan ve bunlarla re beynimde sanki bir kibrit çakıldı, ve bir sekide sayılacak milletlerden hemen geçici bir ziya arasmda bir isim okuhiçbir çevrilmiş eser yoktu; hele Chardum: Tanılmış bir Fransız hikâyecisiles Leickensden başlıyarak bugün nin adı... Mereditt, Bennet, Thomas Hardy, Tabii mütercimin kim olduğunu Galsworthy, Huxley kabilinde» mu söylemiyeceğim zaten kitabda ne harrirleri Fransız ediblerinden geri olmütcrcim ne müellrf deniyordu, belki rojyan belki bugünün Fransız verimde terceme olduğunun işaret edilmemiş olması sadece bir zühulden, bir ni» lerine göre onlardan ileri olan tngiliz yandan ibaretti; fakat bunun daha mü muharrirleri bizde hiç tanılmamış diye eseflendik. Ya Fransızlar?... himmi var: Bir gün dostlartmdan birini görmeğe O zaman ben şundan yok, bundan gitmiştim, hizmetçi ziyaretimi haber yok diye meşhur Fransız romancılannı verirken ayni zamanda kapıyı ardma sayarken Hüseyin Cahid gülerek: «Okadar açarak beni iştigal odasına koynu filânca terceme etmişb', bunu da ben du; bu usule aykınhk o dercce çabuk terceme etmiştim!..» diye benfm yok bir harckctle oldu ki masasının üzeridediklerimin birçoğunun türkçede var ne abanarak yazı ile meşgul olan do»olduğunu söyleyince şaşırdım, ben ettumun önündeki kâğıdlan, ve onlann rafnnda cereyan eden şeyleri takib idarasında bir fransızca kitabın kopuk diasmda iken nasıl olmuştu da bunlasahifelerini ezcümle cildden aynlmış, n görmemiştim. kapağım telâşla kapayıp tamamen örtTercemelerin nasıl yapıldığına ilişemesine vakit kalmadı. Saklanmak iscek değilim. Yapılmış olması yetişir; tenen birşeyi görmemek, görmemiş olfakat bunlan ben tanımamış olursam mak en basit zarafet kaidelerinden olbugün, o geçenlerde beni görmeğe geduğu için biraz uzağa oturarak, ve len ve roman okuduğunu söyliyen kapağın üzerinde kitabın celi hatla genc mektebli nasıl intihab imkânım yazılmış serlevhasını farketmemişçesi bulur? ne başka tarafa bakarak bir daha yazı îşte bunun içindir ki bizde kitab âlemasasına göz atmamak için gayret etminin bütün yoksulluğundan başka bir n'm. de kargaşalığına işaret etmişn'm. Uzun bir müddet sonra keşfimden Bunun çaresi?... Merak, vukuf ve bihaber olan ve bugün ebedî uykusunhimmet sahibi biri çıksa da, dîyorum, da ondan gene haberdar olmıyacağı bizde şimdiye kadar bellibaşlı romandüşünülebilen dostumun bu kitabı inlan terceme edilmişse yanlanna ufak tişar etti. Bunun mevzuu ve tertibi o birer şerh koyarak bir umumî fihrist fransızca kitabdan alınmakla iktifa oyapsa... Okuyacak olanlarla beraber lunmamış en güzel parçalan fasıl fabizler de bilsek ki filân ve filân musıl ondan aynile terceme edilmişti. harrir filân ve filân romanlarile diliDostumun bu eseri edebiyat âleminde mize geçmiştir... büyük bir muvaffakiy«t çalkanbsı yapn. Bundan hiç kimseye bahsetmedim, ve bugün de bu vak'aya dair sarih bir ifşada bulunmryacağım Acaba o günden bugüne kadar bu neviden garaibi edebiye tekerrür etmedi mi? Bugün hâlâ etmiyor mu? Ve tekerrür ede ede, pek taammüm ettikten sonra dinlerin bile müsamahasma mazhar olan günahlar kabilinden, mubah adedilmiyor mu? Bu stıale «Evet; evetî..» diyenler var diye işitiliyor, hatta meşhur bir kadın edibinden başlıyarak bugünün muharrirlerine kadar intihal ile itham tmar siyasetînin müspet semereleri Hükumet 450,000 lira fedakârlık yapıyör Ankara 28 (Telefonla) Hükumet memleketin imar siyaseti bakı mından tedbirler almağa devam edi yor. Bu arada çimento fiatlerinin indirilmesi yolunda yapılan tetkikler neticelenmiş, çimento ihtihlâk resmini kaldıran kanun lâyihası Medise verilmiştir. 1930 da 165,000 tona baliğ olan senelik çimento istihsalânmız 1934 te 194,000 tona kadar yüksel mişn'r. Istihlâk resmi ton basına 2,5 lira olduğuna göre hükumet bu kanun lâyihasile bütçeden 450,000 lira noksanlığı göze almış oluyor. Maamafih çimento istihlâkâtının yüzde yetmişi de devlet inşaahna aiddir. Fiatlerin in mesi inşaatm maliyetinde de tenezzüller yapacağından bu fasıllara konan tahsisattaki tasarnıfla bütçede eksilen miktann telâfisi kabil olacaktır. Halid Ziua UŞA KLICİL [* Evvelki gün çıkan ilk maka lenin ilk cümlesi .bizde kitab çevir mesinden bahsetmeğe başlarken ük önce düşünülen şey ulusal kitab işinde fakrın en son sekisinde kalmış olmamızdır» iken makalede bir satır yanhş konubnuştur. Tashih ve itizar ederiz. Bir çökme faciası Halle 28 (A.A.) Stassfurt maden ocağında hasıl olan bir çöküntü 7 ameleyi toprak altına gömmüştür. YUNUS NADt Vuonıu » » DSkllaro Resmî tatil günleri tesbit edildi Ankara 28 (Telefonla) Res mi tatil günleri hakkında bir kanun lâyihası hazırlanmışbr. Lüyihaya göre Cumhuriyet bayramında üç gün, yılbaşında iki gün, 23 nisanda bir gün, 1 mayısta bir gün, şeker bayramında üç gün ve kurban bayramında dört gün tatil yapılacaknr. Hafta tatıli de cuma olarak kalmaktadır. j • *\ »\? Parti Kurultayına hazırlık Ankara 28 (Telefonla) Büyük parti kurultay hazırhkları devam ediyor. Kutultayın toplanacağı Meclis binası önünde büyük bir park yapıl maktadır. Bundan başka îstasyondan Taşhana kadar cadde de boydan boya süslenecektir. * . . . > ^ Denizlide zelzele oldu Denizli 28 (A. A.) Bugün saat 9,30 da uzunca bir yer sarsıntısı olznuştur. Yıkıntı yoktur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: