u ; | ! İ İ | 0 yüzyıl gerçekten bilginin te- 2 e kelden kurtulması yüzyılı olacak mı? Daha da önemli ve acil olanı, pratik bir soru: Biz ne yapa- lım? Kendi çevremizin, ülkemizin bil- gisayar devrimi içerisinde yapıcı ve olumlu bir rol oynaması için kimle- rin, neler yapması gerekiyor? Selim Esen'in Commodore Dergi- si'nin Kasım sayısında yayınlanan “Bilgi Toplumu Yaratabilmek”” baş- lıklı yazısının bu soruları hatırlatması önemli, ama asıl daha da heyecanlan- dırıcı olanı, bu sorulara somut bir dü- 30 İSKENDER SAVAŞIR zeyde cevap araması, belli kurumla- rın alabileceği somut önlemlere işa- ret etmesi. Bu tür katkılar arttığı ve birileri de kulak verdiği takdirde, kimbilir, belki de daha planlı bir bil- gisayar ortamının yaratılabilmesi ve kaçırılmış görünen bilgisayar devri- mi treninin, her şeye rağmen yakala- nabilmesi hâlâ mümkün olabilir. Maalesef ben kendim, bu tür so- mut önlemler üzerine düşünmek ko- nusunda pek o kadar becerikli deği- lim. Yine de, kaba bir özetten ibaret olsa da, bir tarihsel perspektif sun- mak yararlı olabilir diye düşündüm. Özellikle, somut, kurumsal önlemle- rin yanısıra, bir bilgi toplumunun ge- rektirdiği yeni davranış biçimleri, zi- hinsel alışkanlıklar nedir, bunların üzerinde de düşünmek açısından... BİLGİNİN SANAYİLEŞMESİ Bilindiği gibi, modern çağı müm- kün kılan iki süreç, sanayileşme ve ti- carileşme oldu. Sanayileşmenin kat- kısı, kullandığımız herşeyin üretimi- ni, bir anlamda, daha “kolaylaştır-