rı, aralarında şimdi Japonların Beşin- ci Kuşak Projesinde kullanılan dil derleme teorileride olan birçok önem- li ilerlemeyi gerçekleştirdi (Bak “*Sov- yetlerin Önde Oldukları Alan'') Sov- yetlerin mükemmelliğe ulaştıkları alan bilgi işlemin bilimsel yönü, uy- gulama algoritmaları, yani kısacası teori. Yoksun oldukları ise, bu teo- rileri gerçekleştirecek büyük çaplı üretim. Zaten bunu Naumof kabul ediyor. *“Bazı sorunlarımız bulunduğu ve bunların hiçte basit şeyler olmadığı ortada”', diyor Naumof. ““En büyük sorun yeterince bilgisayarımızın ol- mayışı. Başlıca engel bilgisayar tasa- rımında değil, üretimin örgütlenme- sinde çıkıyor. Kullanıcıların taleple- rine uygun üretim yapan çağdaş bir bilgisayar sanayisi geliştirme soru- nuyla karşı karşıyayız. “Şirketleriniz ve yöneticilerinizle her alanda ciddi görüşmeler yapma- ya hazırız. Size bizimle işbirliği vap- maya şu sırada istekli olup olmadı- ğınıziı sormamazın nedeni bu. Ama siz hazır değilseniz, o zaman bizi ba- gışlayın ve hoşça kalın. Siz olmasa- nız da başımızın çaresine bakarız.” “Ama ileride, Japonya'da NEC'- in yaptığı bir hiçbirşeyle uyuşmayan bilgisayarlar yaparak kendi başımıza çalışacak olursak bu asıl sizin iş adamlarınız için kötü olur. Bize her- hangi birşey satamazsınız. Çünkü ürünleriniz bizim bilgisayarlarımızla uyuşmaz. “Bu yüzden ileriki bilgisayar sis- temleri kuşağının standardizasyonu için temel düzeyde birlikte çalışmak üzere bir uluslararası kurum kurma- mızı öneriyorum. Bir kere bu stan- dartları ortaya çıkaralım, sonra siz kendi ülkenize gider kendi teknolo- jinizi kullanarak sistemler kurarsınız, biz de kendi ülkemize gider kendi tek- nolojimizle ne yapacaksak yaparız.” Naumof aynı zamanda uydular aracılığıyla tıbbi veri tabanlarını bir- birine bağlamak, eğitim amacıyla hem ucuz hem basit küçük ve büyük bilgisayarlar ve entegre imalat sitem- leri tasarlayıp geliştirmek için ortak yatırımlar da öneriyor Ancak Naumof, rasgele ortak ya- tırım yapmayı kabule de hazır görün- müyor. “Şirketlerinizden eski ürün- leri ürütmek üzere ortak yatırımlara girişmek için bazı önerilerde bulunul- MA | Sovyeller in şu anda bilgi işlem tekno[oırsınde Batının 3 ile beş yıl gerisinde ol- duğu görüşünü paylaşan birçok uzman aynı zamanda bu açığın kapanmaya baş- ladığına da inanıyor Sovyetler Birliği yıllarca süper bilgisayarların geliştirilmesine büyük kaynaklar ayırdı. Bu alandaki en tanınmış makine, tasarımı 1950'lere kadar giden BESM-E6 devi. Bu makina çok hızlı olmamakla birlikte Sovyet uzay programını yürütmeye yetiyor. En gözde süper bilgisayarsa BESM'den çok daha incelikli olan Elbrus. Bu makinanın 10'a kadar merkezi işlem birimini birleştirebilen çoklu işlemcileri 00 MIPS üzerinde hızı var. 1960'larda IBM 360 sistemlerinin nitelikçe üstünlüğünü ve Batı pazarına ege- men oluşunu gözönüne alan Sovyet teknologları hem donanım yazılımda bu sis- temle uyuşabilen ürünlerin uluslararası ticarette çıkar sağlayacağı görüşüne vararak mainframe sistemlerini çeşitlendirmekten vazgeçtiler. IBM 360'ların Do- ğu Bloku versiyonları olan ES modellerine Batıda Ryad dizileri deniyor. Büyük ES modelleri Sovyetler Birliğinde, dokuz ve daha küçük modellerse Macaristan, Çekoslavakya, Plonya, Bulgaristan ve Doğu Almanya'da imal ediliyor. Büyükle- rin gücü asgari eski |BM 370/168 düzeyinde. Orta boyların en hızlısı ise IBM 370/148 modelleriyle eşdeğer. Digital Eguipment Corp'ın 16 bitlik PDP 11'iyle uyuşabilen dizilere de Rusça "'minicomputer system ''den hareketle SM deniyor. 1 MIİPS hıza ve 4 MB ana hafıizaya sahip olan SM 1420, DEC'in PDP-11/23'üyle aynı performası gösteriyor. Doğu Bloku, megaminiler diye adlarıdırdığı DEC VAX'larla uyuşabilen ama da- ha düşük yoğunlukta çıpîerle imal edilen 32 bitlik E 82 ya da SM 52 işlemcileri- nin imalatına da hız veri ple İl-e benzeri Agat micro bilgisayarı kısa ömürlü oldu. Düşük fiyatlı TWrnıcmîar ile pahalı Elektronika-60 arasındaki açıklık ise bir 1BM PC benzeriyle kapatılacak gibi. İntel 8086'nın çip eşdeğerini kullanan çeşitli modeller şimdiden Leningrad, Moskova ve Minsk'teki işletmelerde sınırlı sayıda üretilmeye başlandı. Bugünkü üretim kapasitesinin ynrürluktekı Beş Yıllık Planın 1.1 milyon kişisel bilgisayarlık hedefinin ancak *020'sini karşılayacağı sanılıyor Bu kapasite artsa da Sovyetler Birliği herhangi bir darlığa meydan vermemek için PC ithalini sürdürecek. Commodore muştu. Bizim eski ürünleri değil, ye- nilerini satın almamız gerekiyor. Bunların, Unix ya da kullanmak is- tediğimiz başka herşey gibi software- imizle uyuşabilir olması ve yüksek düzeyli interfacelere sahip bulunma- sı gerek. Amerikalıların bize çok kö- tü şeyler sattıkları bazı durumlar ol- du ama artık o kadar aptal değiliz ve gelecekte böyle şeyler satın almaya- cağız. “Ancak Japonlardan aldıklarımız çok iyi bilgisayarlardı. Okullar için çok basit bir şebekeyle birlikte 4000 Yamaha bilgisayar aldık. Bunlar çok güvenilir olduğu gibi çok da ucuz. Ancak IBM bize IBM XT'ler satmak istese bu çok kolay oluyor da, Japon- lardan bir şey almak istesek onay âi- makta on katı fazla güçle karşılaşı- yorlar.”” Gorbaçof'un giriştiği geniş ckono- mik ve toplumsal reformlar büyük öl- çüde bilgisayar teknolojisi kullanımı- ni gerekıırıyor (Bak “Gorbaçof'un Kumarı''). “Belkı de bizim için bilgisayarları önce üretim süreçlerinin kontrolün- de kullanmak daha önemliydi. O za- manlar bunları büro otomasyonun- da o kadar çok kullanmadık. Şimdiy- se bilgisayarları, metin işlem büro he- sapları yerel bilgi ağları vb. alanlar- da kulanıyoruz.” Naumof'un deyişiyle, “ulusal eko- nominin elektronikleştirilmesi ve bil- gisayarlılaştırılması”, üç yönlü bir politikaya dayanıyor: bağımsız ve da- ha güçlü bir Sovyet bilgi işlem sana- yisinin kurulması, öteki Doğu Bloku ülkeleriyle teknik işbirliğinin yaygın- laştırılması ve Batıyla daha güçlü ti- cari ve bilimsel bağlar kurulması. “Birçok ülkede insanlar yanılgı içinde” diyerek, Naumof bir sapta- ma yapıyor. “Sanıyorsunuz ki, bizim “ABD ya da öteki ülkelerden bilgisa- yar satın almaktan başka bir yolumuz yok. Oysa şunu anlamalısınız ki, bi- zimki de ABD gibi büyük bir ülke ve çözmek zorunda olduğumuz ilk so- run kendi sanayiimizi geliştirmek. Durum ne olursa olsun bilgisayarı yalnızca satın almak olanaksız. Kendi sanayiimizin olması gerek. Bu bizim ana yolumuz ve bu yolda etkin bir bi- çimde de ilerliyoruz. Kendilerine en yüksek öncelik tanınmış olan öteki sosyalist ülkelerle anlaşmalarımız var.” Doğu Bloku anlaşmaları 11 sosya- 33