Bilgisayar ne denli büyük bir hızla kendine yeni kullanım alanları açı- yorsa bilgisayar terminolojisindeki kavram kargaşası da bir okadar art- ma eğilimi gösteriyor. Aşağıdaki ya- zı bilgisayarın gazete çıkarmakla il- gisine açıklık getirmeyi amaçlıyor. Bilgisayar dalında terimler pek hız- li oluşuyor, öyle ki öğrenme açısın- dan bunlara yetişebilmek çok kez mümkün olamıyor. Yeni kelimeler selinin üstesinden gelebilmek içinse, İngilizcenin temel bilgilerine sahip ol- mak neredeyse bir zorunluluk. Çün- kü ta başından beri bu konuda değiş- meyen bir şey varsa o da Amerika Birleşik Devletleri'nin bilgisayar te- rimlerine damgasını vurmuş olması. Öte yandan da, bir kişiye, eğer bu ki- şinin imgelem gücü yeterince zengin 'değilse, ortalamanın üstünde İngiliz- ce bilgisinin bile bu konuda yardım- cı olmaması hiç de istisnai bir durum sayılmaz. Çok farklı kavramların benzer şeylere işaret ettikleri ya da ay- nı bir şeyin temelde aynı anlama ge- len bir dizi yeni yaratılan kelimenin istilâsına uğradığı görülmektedir. Üs- telik bütün bunlar çoğu kez daha haklarında gerekli bilgiye ulaşmaya vakit kalmadan tedavülden kaldırıl- mış olmaktadırlar. Bu eğilimden çe- şitli yapım firmalarının büsbütün so- rumsuz oldukları söylenemez. Bilgisayarın bir yayın organı ola- rak yaygınlaşmaya başladığı bugün kavram kargaşası bu alana da bulaş- mış bulunuyor doğallıkla: Elektronik-Yayınlama, Desktop- Yayınlama ve Bilgisayar-Destekli- Yayınlama (CAP — Computer Aided Publishing). Neyin ne olduğunun be- lirtilmesinde yarar olsa gerek. Elektronik gazete Elektronik-Yayınlama denilen ya- yın türünde bilgisayarın yayıncılıkta- ki pek çok işlevi bünyesinde birleştir- diği görülmektedir. Bilgisayar bura- da hem redaksiyon hem de gazete iş- levini üstlenmiştir. Uzak mesafeli veri aktarımı yoluyla (Datex-P, Btx) bil- giler toplanmakta ve hazır bulundu- rulan bu bilgiler aynı yolla alıcıya ulaştırılmaktadır. Btx-sisteminde ço- ğunlukla ünlü dergilerin şubeleri ara- sındaki elektronik işlemler sözkonu- su iken, Datex-ağı'ndan başka bir grup yararlanmaktadır. Bunlar ken- dillerine “Bilgi simsarı- Iİnformations broker ” adını takmışlardır. Bu ad- landırma onların en eski uğraşlarına da ışık tutuyor. Borsa simsarları, hız- hlığın sağladığı avantajlardan dola- yı, dünya pazarının öteki merkezle- rinden mümkün olabildiğince gecik- mesiz olarak bilgi edinme zorunlulu- ğunu duyuyorlardı. Veri bankasına ilişkin araştırmalarda uzmanlaşan bilgi simsarları önceleri “teslimatçı” rolünü oynuyorlardı. Ama çabuk bil- giye talep sadece borsalar dünyasıy- la sınırlı değildi. Datex-P aracılığıy- la borsalara bilgi verilmesine geçilmiş olmakla, başka türden bilgilerin de en iyi şekilde sağlanabildiği bir ortam da böylece yaratılmış oluyordu. Kendilerine bilgi simsarları tarafın- dan veri bankalarının araştırmaları sunulan kişiler arasında borsacı ol- mayan ilk kesimi her türlü daldan bi- lim adamlarıyla hekimler oluşturu- yordu. Bu sonuncular kendi alanla- rıyla ilgili bilgilerden kopuk kalmak istemeyen uzmanlardı. Siparişe yöne- orsa simsarları var da, artık bilgi simsarları neden olmasın?! lik veri araştırmalarını, özel konula- ra ilişkin ve düzenli olarak yayın ya- pan -tam elektronik- bilgi üniteleri- nin hizmetleri izledi. Her şey kâğıt üzerinde olup bitiyor. Elektronik yayıncılar bilgi içerik- lerini basılı olarak da dağıtmaktadır- lar. Ama çoğunlukla bu uygulama birbirine eklenmiş ve bilgisayar terim- lerinin nüshalarını içeren bir kaç DIN-A 4 kâğıdından öteye geçme- mektedir. Tabii bunun tam tersi de yapılmaktadır: Gerçekten büyük bir el emeğiyle meydana getirilen ve do- layısıyla pek pahalıya mal olan soy- lu görünümlü pırıl pırıl broşürler de hazırlanmaktadır. Konumuzla doğ- rudan ilgili olmadığından bunun üs- tünde fazlaca durmakta yarar görmü- yoruz. Desktop-yayınında ise (bilgisayar- da tecrübesi olanlar bunun yazı ma- sasıyla ilgili olduğunu sezinlemiş ol- malı) üretim ön plana geçmiştir. Ca- zip bir “Layout” (grafik donanımı) sağlanması ve farklı yazı türleriyle de- gişkenliğin gerçekleştirilmesi için bu- rada bilgisayara ve bilgisayarın gra- fik yeteneklerine gerek duyulmakta- dır. Desktop-yayını geniş bir alanı kap- samaktadır. C 64'te üretilen aylık bir gazeteyi gururla yayınlayan bilgisayar gençliği de aslında bu gruba girer. Bu grubun en üst kesimini tek kişinin yö- nettiği yayınevleri oluşturmaktadır. Bunlar ulaşabildikleri kaliteden mem- nun kalmayan ama geleneksel araç- larla rantabl yayınlar da yapamayan firmalardır. Bir Desktop-yayıncısı için üstün nitelikli bir donatıma sa- hip olmak 20.000 Mark'tan başla- maktadır. Bu arada bir lazer yazıcı edinmek de kaçınılmaz olmaktadır. Çoğaltıcıya (küçük firmalarda) ya da ofset makinesine baskı örneklerini su- nan aygıt lazer yazıcıdır. Lazer yazı- cı harfleri istenilen büyüklükte ve çentiksiz olarak düzenleyebilmekte, satır grafiklerini (çerçeveler) hazırla- yabilmektedir. Çeşitli protokoller arasında “Postscript” bir tür stan- darta dönüşmüştür. Desktop-yayın sisteminin bu ara- da kavuşmuş olduğu imkânlar saye- ginde, bu alanda bütünüyle profesyo- nel bir çalışma yürütülebilmektedir. Daha küçük basımlara ilişkin üretim avantajlarından dolayı da bu sistem esas olarak uzmanlık isteyen bilgiler- de kullanılmaktadır. Ama bunlar şimdiden üçüncü alana, yani Bilgisa- yar Destekli Yayın (CAP) sistemine doğru bir gelişim göstermektedirler. Desktop-yayın ile “CAP” arasın- daki sınırlar büyük ölçüde silinmiş- tir. Kimilerine göre, tumturaklı bir kavram olan Bilgisayar Destekli Ya- yın Desktop'un bir çeşit büyük bira- deri olarak görülebilir. Gerçekte “CAP” ve Desktop - yayın-üretim sözkonusu olduğu sürece- aynı şeyler- dir. Bu sistemlerin yolları ancak “La- yout”'dan (grafik donatımı) sonra ay- rılmaktadır. CAP-yayıncıları çoğu basımevinin disketlerdeki basıma hazır örnekler için sunmuş olduğu önemli fiyat in- dirimlerinden yararlanmaktadırlar. Bu arada “EDV” de yalnızca yazı masasıyla sınırlı kalmamaktadır. Bir- çok eleman çalıştıran orta büyüklük- teki yayınevleri de bu avantajlardan tıpkı küçük yayınevleri gibi yararla- nabilmektedirler. CAP için yazılım ve donanım se- çiminde basımevinin görüşüne başvu- rulması tavsiye edilebilecek bir yol- dur. Farklı disket formatlarının ya- rattığı problem ise henüz büsbütün ortadan kalkmış değildir. Bu proble- min çözümü ancak değişik satırlar birlikte geçirildiklerinde gündeme ge- lebilecektir. 31