/ rabbi, bu beldeyi bana huzur ve emniyet yeri kıl, beni ve evlâtla- rımı putlara tapınmaktan alıkoy! (Kur'undan tefsiri meal) Yârabbi! O putlar nice insanları dalâlete sürükledi... Bana bağla- nanlar bendendir. Bana âsi olanlara gelince, sen onlara edilecek mua- meleyi bilirsin... Sen, mübalâğayla mağfiret edici ve gayet merhamet- lisin, (Kur'andan tersiri meal) Ydârabbi! Zürriyetimden bazılu rım, orada namaz kılsınlar diye, Beyt-ül-Haramının yanında, ekin- siz bir vâdide oturttum. İnsanların kalblerini onlara meylettir, onları dünya yemişleri ve mahsulleriyle rızklandır! Tâ ki sana şükretsinler... (Kur'andan tefsiri meal) İbrahim Peygamber Kâbe inşa- sını bitirdikten sonra, Meleğin ta- limiyle Hac merasimini tesbit et- miştir. Kur'anda, Hac suresinde, Allah, İbrahim Peygambere Evin yerini gösterdiğini ve nida ederek insanları, vava ve süvari, Hacce ça- gırmasını emrettikten sonra buyu- ruyor: Sonra kirlerini gidersinler! Ne- zirlerini yerine getirsinler ve Eski vi tavaf etsinler! (Kur'andan tefsiri meal) İşte Haccin menasiki (âyin ve merasimi) budur! Allahın yasakla- rını yüce tutan kimseye bu hal çok hayırlıdır. Size nimetlerden, Kur- ânda sayılı yasaklar müstesna, hepsi helâl edildi. Putlara tapmak mun- darlığından ve yalandan kaçımız! (Kur'andan tefsiri meal) Kurban için Mekkeye götürülen deve ve öküzleri, size, Haccin hü- kümlerinden kıldık. Bu işde sizin için hayır vardır. Onları keserken ayak üstü Allahın ismini anınız! Yanüstü düşüp can verdikleri za- man etlerinden yiyin; ve dilenen dilenmiyen fakirlere yedirin! O hayvanları size, şükretmeniz için teshir ettirdik! (Kur'andan tefsiri meal) Böylece İbrahim Peygamber e- liyle Kâbe, ilk ve bütün delilleri üzerinde toplavan sekil, madde, ruh ve mânasına kavuşuyor: Onda âyetler ve deliller vardır ki, biri de Makam-ı İbrahim'dir. azim ve âli bir bâtın irfanıdır, Nübüvvet ve velâyet meşrebin- den, Allahın yakınlığına talin olan kalbleri vanıkların can kadehine bir damla dökülmüştür, «Sıddik-ı Ekber» Hazreti Ebubekir hakkın- da vârit olan ve en büvük Saha-' binin mânevi sadrını tarif ve met- hedön bir hadis, bu inceliğe işaret eder, Zâhir ilmi gibi bâtın ilmi de kı sımlara ayrılmıştır. Meselâ: 1. İman ilmi... ile hâsıl olan ilim). i 2. İslâm ilmi... (Yine zevk ve viedan ile hâsıl olan ilim), 3. İhsan ilmi... (Yine bir hadi- sin delâletiyle ihsanın sırrını zev- ken bilmenin ilmi) Ayrıca muhtelif şubeler: İkan, âyan, zülid, ihlâs, nefs ma- rifeti, “önül marifeti, nefs tezkiye- Si, kalb tasfiyesi, müşahede, mükâ- şefe, tevhit, Zatın tecellisi, Sıfatla- rın tecellisi, makamlar, haller, ya» kınlık, ermek, fena, beka, sekr ve Uyanıklık, işaretler, ilhamlar, hi- taplar, hâtifi nidalar gibi... (Zevk ve vicdan Bunlar ve bunlara benzer her ne varsa «Esma - İsimler» ilminin ta- limiyle: hâsıl olan şeylerdir. Bu ilimlerin nev'i mevzu bakımından) ayrı avrı olsa da, hepsi de tek bir bahsin vahdet noktasında müşte- rektirler: Allah bahsi... Bir ilmin seref ve kıymeti, ma- lümun şeref ve kıymetine denktir. Malüm, yani mevzu ne kadar şe- refli ve vüksek olursa ilim de o ka- dar şerefli ve vüksek olur. Bunun AE ki, bâtın âlimlerinin nasibi an ve mevzu olarak doğrudan doğruya Allahın Akdes Zatına bağ- U bulunan tasavvuf ilmi, zâhir â- limlerinin nasibindeki akli ve nak- i ilimler ve bilgilerden daha şe- refli ve üstündür, Her ilmin kitabı, öğretmeni vej öğrencisi de, o ilmin mevzuu dere- cesinde şerefli ve yüksektir. İnsa- nın ebedi kurtulus ve sonsuz haya- tına vesile olan bâtın ilminin üsta- dı ise, fâni hayata vesile olan ana- dan ve babadan daha üstün olmak gerekir, Ve bu kıyas üzerinde das) ha bin misal... ç b O Eve giren emin olur. Yolu bu- lan ve kudreti yetenler üzerine Allah icin Hac farz kılındı. Bunu inkâr eden, nefsini zarara uğratır. Zira Allah bütün âlemlerden ga- nidir, onlardan hiçbirine muhtaç değildir. (Kur'andan tefsiri meal) Vaktâ ki biz, Evi, insanlar için sevap kazanacak ve haccedilecek emin bir yer kıldık... Ey mü'min- ler, Makam-ı İbrahim'i namaz yeri yapınız! Ve biz İbrahim ve İsmaiV'e, tavaf edenler, itikâf eyliyenler ve namaz kılanlar için Evimi temizle- yin diye emrettik. (Kur'andan tefsiri meal) İbrahim ve İsmail Peygamberler, bütün iş, yerine geldikten sonra, her şeyi ve topyekün hayat dâva- sını tamamlayıcı Resullerin Resu- lünü göndermesi için de Allaha yal- vardılar: | Yârabbi! Zürriyetimizden, sana muhlis ve müslim ümmet içinde, kendilerinden bir resul gönder ki, onlara senin âyetlerini okusun, Ki- tabı ve hikmeti öğretsin, onları şirk ve günahtan temizlesin... Gerçek, sen her şeve Kudretli, aziz ve hik- metin gereğini yapan Hakimsin... Kur'andan tefsiri meal) Resuller Resulünün geleceği ve cihanın nur damlalarından büyük müjde yağmuru altında hayat ka- zanacağı güne doğru, Kâbe, bütün mânaları karartılmıs saklı hüviyeti içinde, * ibadet mefhumunun bu dünyada tek istikamet noktasıdır: Ey Resul! Biz, senin, yüzünü se- maya çevirdiğini görürdük. Seni, . ram olacağın Kıbleye döndürece- ğiz! Yüzünü Mescid-i Haram tara- fına çevir! Ey mü'minler, nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa çeviriniz! Kendilerine Kitap veri- lenler bu kıble değişmesinin Rab- leri tarafından emredilmiş hak iş olduğunu bilirler. Allah, yaptığı- nız işlerden gafil değildir. (Kur'andan tefsiri meal) Ve artık her sey, bütün kâinat, mânalarının tamamlanması için, Kâbeyle beraber, her şeyin ve bü- tün kâinatın Efendisini beklemek- tedir. (Devam ediyor)