” Türkiyede Mason Teşkilâtı Prof. Ş. U. bu işi dibine kadar aydınlatacaktır! TÜRK Büyük Maşrıkında da, i scnebi Maşrıklarında olduğu | gibi, bir reis, birinci nazır, ikinci k nazır, hatip ve kâtip unvanlı un- surlar vardır. Bunlardan ilk üçüne Arapca bir tabirle «Envar-ı Selâse : Üç Nur» denir. Beşine birden ise «Envar-ı Hamse : Bes Nur» ismi ve- rilir. Tabirlerin, aslında Arapca ol- masına pek meraklıdırlar. Zira bu kelimelerin, birgıstılah perdesi al- . tında daha nüfuzlu ve tesirli olaca- ğı zibniyetini güderler. «Envar-ı Selâse : Üc Nur» kadro- sunun her unsurunda, mareşallık asâsı gibi bir alâmet vardır. Bu, küçük ve ucları iki başlı birer çe- kiçten ibarettir. Ağalar hazeratı bu çekiçleri ellerinde taşırlar ve on- larla masa üzerinde tempo tutar- lar. Kendilerine, cekicten kinaye olarak, vine Arapca bir tabirle «Ashab-ı Matraka : Çekiç Sahiple- ri» dahi denir. Müzakereye girer- ken, müzakere esnasında, taganni- j lerde vesair merasim zamanında İk daima çekiçlerin tempo tuttuğu du- bi yulur. 4 Müzakere başlamak üzere iken, | kılıçla müsellâh Kapıcı Kardeş, b emir almadan içeriye kimsevi bı- © — rakmaz. Her gelen, ilk iş olarak | j parolayı söyler. Parola her altı ay- 3 da bir değişir. İetimalara intizam- N sız gelenler bütün mahfillere ilân © olunur; bunlar, nihayet hiçbir mah- 7 file sidemez olur, zaten parolayı da bilmezler, | Toplantı sırasında yüksek dere- K celi biri gelince Büyük Üstat «Beş Kılıç!» dive bağırır ve matrağı vur- pi maya baslar. Masonların oturduk- i ları verlerin önünde, diklemesine ? saplanmış, mec şeklinde kılıçlar pi vardır, «Beş Kilic!» nidası duyulur i duyulmaz hemen kapıya en yakın beş mason yerlerinden fırlavın kı- . lıçları alırlar ve bir tâk şeklinde karşılıklı olarak havada bir çatı yapıp, vüksek dereceli masonun bu çatı altından geçmesini temin eder- ler, O sırada cekiçler de mahut tempolarını tutmaktadır. Şayet ge- len ziyaretci derece bakımından 30 dan üstünse kılıc sayısı 9 a çıkar. Büyük Üstadın Merkezi İstan- buldur. Ankarada, Bursada, Sam- sunda, İzmirde, Adanada, Manisada ve daha bircok verde maruf mah- filler vardır. Ankaradaki mahfil pek kalabalık imiş... Bu mahfilin ismi -ne garip, ne hazin!- Cumhu- riyet Mahfili'dir. Bu mahfilin üs- tadı 1933 sıralarında Devlet Şurası Mülkiye Dairesi Reisi Bay Ali Riza idi. Şimdiki İstanbul Valisi Fahred- din Kerim Gökay'ın da bir mahfil üstadı olduğunu geçen yazımızda kaydetmiştik. Masonlar arasında son derece hayret ve ibrete savan bir de sigor- ta teşkilâtı vardır. Her mason, pa- ranın iyi zamanına ait mikyasla, ayda varım lira vererek bu sigor- taya dâhil olur. Para mütemadiyen toplanır ve avrı bir fasılda bekler, Günün birinde masonlardan biri ölünce bu vara topyekün alınır, ya- bancı bir insan elivle ölünün evine götürülür ve «Efendiye borcum vardı, alınız, makbuz lüzumsuz- dur!» hifabivle bırakılır ve gidilir, Masonların sayısı binleri geçtiğine ve ölüm vakalarının bek fazla ol mıyacağını düşünmek gerektiğine göre bu sigortanın ne müthiş bir taavün ifade ettiğini anlamak lâ- zım... Bu işi, 1933 sıralarında Dr. Ferit isimli bir zat idare ediyor- muş... Masonluğun vatanımıza tam hu- lülü Meşrutiyetle beraberdir. İs- tanbula derhal akın edin ilk teşki- lâtı kuranlar, alelüsul Selânik ve Manastır «yârânw dır. İlk Büyük Maşrık, Talât, Mithat Şükrü, Ce- mal, Canbolat ve Cavit'lerin him- metiyle kuruldu. İlk teşekkül eden mahfiller: Muhibban-ı Hürriyet, Vefa, Safak, İttihat ve Terakkinin Gerçek Dostları, Osmanlı Uhuv- | veti ve Bizansiya Rizorta, Kons- titüsyon, Veritas isimli mahfil. 1 er... Meşhur Talât Paşa hemen Büyük Üstat makamına cıkıverdi, gerisi malüm... Cumhuriyetten sonra İstanbulda- ki mahfiller: Murat, Vefa, Necat, Muhib- ban-ı Hürriyet, İnkılâp, Genç- lik, Sebat, Cumhuriyet Yıldızı, Öz Kardes, Aydın; Resne, İstan- bul, Vedat, Selâmet, Revey, E- tual Doryan, Rönesans, Arman- ya... Bazı teşkilât ve merasimi üzerin- de kısaca bilsi verip, sistemli bir şekilde tahlil ve tetkikini istikbale talik ettiğimiz Türkiyede masonluk faaliyetinin en enteresan levhala- rından biri olarak Vefa Mahfiline ait marşı takdim edelim: Temyiz Reislerinden meşhur Bay Fuat Hulüsi, romancı Bur- han Cahit, avukat Hasim Refet ve meşhur riyaziyeci Serkis Ni. hat, 1924 tarihlerinde bu Mah. filde çalışıyorlardı, İşte marştan bir parça Gün doğdu, sütunlar yine pür- , nur-ü-ziyadır, Toplandığımız Mâbedin unvam Vefadır; Nur kaynağı unvanını versek de sezadır; Birleştiğimiz Mâbedin unvam