Maskesini düşürdüğümüz ifrit! N AYDIN rş MİSİLSİZ İFŞA- LARI BAYAN BDİY el Gali olduğum için burada kimsem bulunmadı. ğını. sadece bir karım, kayın babam ve kayın validem bulunduğunu söyle- dim.'Hemen sordular : — Kayın babanız yaşlı bir insan mıdır ? — Evet... — Fevkalâde!.. mız adam! Ve hemen kayın babama âit nü. fus kâğıdiyle 4 adet fotoğrafın ken. dilerine teslimini istediler, Maliye ve sair (formalite) işlerini kendi adam larına gördüreceklerini de ilâve etti- ler. Bir gün sonra, istedikleri nüfus kâğıdiyle fotoğrafları kendilerine gö- türdüm. Aldılar ve icap edeni yaptık- tan sonra bana haber vereceklerini bildirdiler, Kendilerine, Polis Birinci Şubeden bir telefon numarası ver. miştim. Bir cumartesi günü beni bu Tam da aradığı- telefonda arayıp acele mağazalarına gelmemi istediler. Mağazaya gittiğim zaman ayrıca amcaları (H) isimli bir şahıs da dahil olarak (N) ve (M) kardeş- leri bir arada buldum. Benim zannım, bir gün evvel aldıkları nüfus kâğıdı ve fotoğraflara ait muamelenin bitti. ğini haber verecekleri merkezindeydi. Fakat böyle olmadı ve çok telâşlı bir tavırla (N) bana dedi ki: — Memleket Yahudi istilâsı altın- dadır. Piyasaya Yahudi dalavereleri hâkimdir. Bunlardan kurtulmak için çare olarak ne düşünüyorsunuz ? Ben, böyle büyük suallere muha- tap olacak ve onları cevaplandırabi- lecek bir mevki ve selâhiyette olma- dığım cevabım vermekle beraber bu derece de mübalâğalı bir vaziyet gör- mediğimi, işleri bu kadar tehlikeli bulmadığımı izah ettim. ayır, hayır, dediler, Yahudi- lerin çevirmedikleri fırnldak kalma- Korkunç teşkilâtın, ismini istismara kalktığı masum ve bihaber din adamı (Osman Aydın'ın kayın babası) mıştır Siz de Polis Birinci Şubesine mensup bir memur olmak sıfatiyle bunlarla alâkadar olmalısınız! Kendilerine sordum : — Hayır ola, bu kadar telâşa düş- meniz için başınıza bir hadise mi gel. di? Bir Yahudinin fena bir oyununa mı maruz kaldınız ? Gülüştüler, Amcaları (H) raftan bir makara alarak onu tezgâhın üze- rinde metre tâksimatı olan bir yere tatbik ederek ölçmeğe başladı, Üs- tündeki etikette 136 metre yazılı olan makaranın, bu ölçü tatbikiyle 50. 60 metre arasında geldiği görüldü, Ayn tecrübe bir kaç makara üzerinde de tekrarlanp hep aynı neticeyi verdi, — Gördünüz mü, dediler, işte bu makaraları satan, İran teb'ası bir Ya- hudidir. İsmi (A,Y.) olduğu halde ken- GN Ş . bey) is- mini . Aynı zamanda binin ima. lâtçısıdır. “Fakat harb dalaverelerinden istifade etmek için muvazaalı şekilde bir iplik fabrikası açmıştır. Şimdi işte böyle hileli makaralar çıkararak ke- sesini doldurmaktadır. hiçbir bilgi ve tecrübem bu- lunmayan bir iplik mevzuunda bu ölçü hilesinin beni ne kadar şaşırttı. ğını görerek ilâve ettiler : — Şimdi biz bu Yahudiyi buraya çağırırız. Kendisine zabıta memuru sfatınızla görünüp icabını yaparsınız. Ona, kayın babanızın, bizden alıp Adapazarında bu makaraları satar. ken zabıtaca yakalandığını söylersi- siniz; ve bu yüzden. rüşvet vermek vesaire gibi zararlara uğıayan kayın babanızın bu vaziyetini tazmin et- mesi lâzım geldiğini bildirirsiniz. Bu lâfı söyledikten sonra da, kar- ton üzerine matbu faturalarından bir tanesini çekip 15 gün kadar evvelki tarihle kayın babama bir satış yapıl. mış gibi doldurdular en, bu işin tehlikeli bir oyun olduğunu, uydurma hikâyelerle resmi vasfıma âit (preştij) i kullanamayaca- ğımı söyledim. Fakat itirazıma hiçbir kıymet vermediler ve bu işin milli bir borç olduğunu, polis olmasam da bir memleket dâvası olan bu işle alâkalanmaya mecbur olduğumu, işin içinde hiçbir mübâlâga bulunmadığını söyleyerek binbir «sureti hak» eda- siyle beni tekliflerine imale ettiler; ve cevap vermemi bile beklemeden Yahudiye telefone edip mağazalarına gelmesini bildirdiler (O swada (N) tezgâhtaki memurlarını savdı; mağa- (Devamı S. 16 da) . zade) veya (. s8