Kadın erenler EFSİRCİ : — İlâhi marifet yolunun büyük- leri hep erkek değildir. Aralarında kadınlar da vardır. Fakat erkekler kemiyetce; ve en ileri örnekler bakı- mından keyfiyetce üstündür. Bir bü- yüğe sordular: «Ebdal kaçtır ?» Ce- vap verdi: «Tam kırk şahıs...» Yine sordular : «Niçin kırk erkek demiyor- sun ?”» Yine cevap verdi: «Araların- da kadında var.» Abdürrahman (Sel ma) kadın erenler hakkında büyük bir telifin sahibidir Onun bir sözü: Kadın, velilik şartlarına büründüğü za- man, fazl bakımından erkeği geçer, Netekim isminin (müzekker. erkek) oluşu aya şeref vermez. İsminin (mü- ennes - kadın) oluşundan da güneşe İeke erişdirmez. RABİA (ADVİYE) ri İçtihat sahiplerinden meşhur Süfyan (Sevri) nin çağ- daşı . kek Süfyan ondan meseleler sorar, o nun duasına rağbet gösterirdi. Bir gün Süfyan Rabiatül'adviye'nin yanın- da ellerini kaldırıp dua etti ; — Allahım, senden selâmet dile- rim! Rabia ağladı ve Süfyan sordu ; — Niçin ağlıyorsun ? — Sen ağlattın. Bilmiyor musun ki, dünyadan selâmet onu terketmek- le olur. Halbuki sen onunla dopdo. lusun | #** Rabia'nın duası : — Allahım, senden istiğfar eder- ken doğruluğumun azlığından istiğfar ederim, #** Süfyan ona sordu: — Allaha mizi arayanların en ilerisi hangileridir abia dedi: — Dünyada ve âhirette Allahtan başka dost ve gaye edinmeyenler,.. Li Bir gün yine Süfyan, Rabia'nın önünde ded — Çok mahzunum, çok mahzu. num | Rabia cevap verdi ; — Yalan söyleme! Eğır sen gerçek. ten mahzun olaydın, neş'e sana hoş görünmezdi. Hoşlanmayı istemezdin. Bense gamlı olarak değil, gamsız ola- rak mahzunum! LİBABETÜLMÜTEABBİDE Devi ki Utancım, Allahın, beni ken- disinden başka bir işle meşgul gör- mesindendir. ##* Bir şahıs ona başvurdu — Hacca gidiyorum, Varınca ne dua edeyim? — Allahtan, senden hoşnut olma- sını, seni hoşnut olduklarının maka- Hazreti Ali'den hikmetler : Nefs ve şehvetle illetli olan her akıl için ilim ve hikmetten faydalan» mak haramdır Cömerti e 5 ği hacet mev- kiine isabet edenidir Söz vardır V tesiri okdan daha şiddetlidir. Süküt vardır ki, sözden belâğat- lidir. Adıdeğmez mına eriştirmesini, seni dostları için- de namsız ve nişansız kılmasını dile! MERYEM (BASRİYE) ABİATÜL'ADVİYE'nin yakını ve hizmetkârı.., #** Bütün ömrü boyunca aşk ve muhabbetten bahsetti. Yalnız onu söyler ve ondan bahsedilirken ken- dinden geçerdi. rgün en ateşli sözlerle muhabbetten konuşulan bir meclisteydi. Duyduklarından öyle bir tahassüse vardı ki, eli gömleğine değru gitti; gömleğini yırttı ve can verdi. REYHANE (VALİHE) da Rabiatül'adviye'nin yakınla. rından... Kırk yıl başını göğe kaldırmadı. S35 —45 spa” YARAN DIDEĞMEZ Kırk yıl gündüz yemek yemedi ve kırk yıl geceleri uyumadı. — Nefsine zarar veriyorsun ? hiçbir şey yaptığım yok. Gecenin uykusunu gündüze, gündüzün yemeğini de geceye salmış olmaktan başka hiçbir şey yaptığım yok UKEYRE (ÂBİDE) kadar . ki, kör oldu. Dediler — in geti şey, gözsüz kalmak! Ded — ilam mahcup kalmak daha çetin! Hele Allahın emirlerindeki mu- radı görmeyip gönül körlüğüne düş. mek... O büsbütün çetin! ŞİVANE z O da geceli gündüzlü ağlayanlar- dan... Ona : — Korkarız ki, dediler, ağlamak- tan gözlerin kör olmasın ! da: — Cehennem azabiyle kör olmak. tansa, dedi, dünyada ağlaya ağlaya kör olmak ne devlet! Bir göz ki, sev- gilinin yüzünden mahrumdur ve ona hasretlidir, nasıl olur da ağlamaz? Nihayet ağlamak ve sarsılmaktan o kadar harap oldu ki, namaz kıla- maz hale geldi. Ona rüyasında hitab ettiler : — Çığlıklarınla göz yaşını zaptet| Hüzün çekenlerin âhı, onların şifala- rıdır. İbadete dön, onu bırakma! Al- laha bağlı olanların yolu budur. Ve derhal namaza avdet etti. KÜRDİYE ADIN erenlerden Şivane'nin işle- rini görürdü. Anlattılar : — Bir gece Şivane'nin hizmetin- deyken uykuya dalmışım... Beni aya- ğiyle dürttü. «Kalk, dedi, burası uyunacak yer değil; uyku yeri me- zardır İ» ş#* Anlatır : — Şivane'nin sohbetine ereliden- beri dünyayı dost edinmedim, Rızk için gam yemedim. Dünya ehlinden hiç kimseyi tamah noktasından ulu görmedim. Müslümanlardan hiç kim- seyi her saymadım, e e