13 Şubat 1948 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 7

13 Şubat 1948 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ vakit Şarki Rumeli meselesi 5 Mart 1333 Şarki Rumeli meselesinde benim zaaf göstermiş olduğumu pek çok iddia ettiler. Zaaf göstermek, mev- cut kuvvetten istifade etmemek de- mektir, Hangi kuvvet mevcut idi de İkinci Abdülhamid'in bir (gravür) ü Şarki Rumelindeki hakkı hâkimiyet! müdafaa emrinde istimal edilmedi?.. Bunu düşünen ve söyleyen bir insaf sahibini bugüne kadar işitmedim. Bulgar prensi «Döbatenberg» Fi- libeye müstevli olduktan sonra, bide dan bizim bükümetimiz haberda olabildi. O da Rus sefirine gelen bir telgrafnameden Telgraf Nazırı İzzet efendinin beni haberdar etmesiyle mümkün olabilmişti, Sadrıazam, Sait paşa idi, Terki taht ettikten sonra okuduğum bazı beyanat ve muharre- ratında Sait paşanın vekayii kendi lehine tahrif etmiş olduğunu hayretle ve teessüfle gördüm, Sait paşa, eğen tecavüz ede. ceklerinden daha evvel haberdar olamadığı gibi, vaka İstanbula akset- tikten sonrada — bir müddet tered- düt ederek — müzakere esnasında Şurayı Devlet Reisl Akif paşanın be- yanatı üzerine buna kani olmuştu. bu mesele için Filikeye asker sevkolunmakta hem müşkilât, hem tehlike vardı Doksanüç Seferinin tarümar ettiği ordu henüz toplana- mamıştı, Hazine tamtakırdı. Askerin levâzımı ve memurların mâaşatı bile pek güç tedarik olunuyardu, Vilâyet- ler vardı ki, jandarmaları yirmi ay- dan, otuz aydan beri maaş alamıyor- lardı. Böyle bir zamanda sırf bir isimden ibaret kalmış olan bir hakkı hâkimiyet namına, neticesi meçhul ve karanlık bir babe girimeği ben teh- likeli gördü Güya a muhafazaya memur olan, İkinci Firkadan birkaç tabur ayırmamak için benim bu meselede azimsizlik (o gösterdiğimi ( söylediler, İkinci Fırkanın birkaç taburu gidip gitmemiş .. Bundan netice üzerine ne tesir vâki elabilirdi ?.. u ve bize nisbetle daha hazırlıklı olan Sırp Ordusunu mağlup eden o vakitki Bulgar Ordusunu, İkinci Fırkanın birkaç taburu mu inhi- zama uğratacaktı Düveli Muazzamanın bu husustaki niyet ve mesleğide malüm döâğildi. İlk tahminler, darbenin Rus tarafın- dan gelmiş” olduğuna “matuf iken, sonradan görüldü ki, Rusya bu me- selede Bulgarlara muarız ve muhasım MİŞ, Cismi Devleti, şedit sarsıntılardan vikaye için arasıra küçük fedakâr- liklar lâzım idi. Şark ve Garbın aley. bimize yürüdüğü bir sırada, ben, her tarafa meydan okuyamazdım. Eğer Bulgarların Filibeye duhulü üzerine * sellemehüsselâm meydana atılsaydım, Bulgarlarla Sırplar muha- rip değil, müttefik olurlar ve yalnız Şarki Rumeli meselesi değil, Make- donya maddesini de beraber halleder. lerdi. Bulgarların Şarki Rumeliye teca. vüzü üzerine I halel geldiğini iddia ile (Alasonya) hududunda tahşidata kıyam eden Yu. nan dahi Yanya havalisine ve ada- lara ait metalibini kabul ettirmek için onlarla birleşir ve İşkodraya in- n büyük emeli olan Karadağı bu bii istifada etmekten hiçbir kuvvet menedemezdi, an muvazenesine - e A Ri (Gabriyel paşa) adlı bir Bulgarın Rümelii Şarki valiliğinden teb'id edil. miş olmasından dolayı gözüm kızara. rak işe girişseydim, 1328 senesindeki felâketi, o zaman, yâni ordusuz, para- sız, pulsuz, hazırlıksız bulunduğumuz bir vakitte kendi elimle ihzar ve dâ- vet etmiş olurdum, Balkan vakayii ahi- resi benim Kalbimi çok kanattı. Yal- nız bir şeyle müteselli eluyorum ki, ben 1301 senesi Eylülündeki hazım ve ihtiyatımla bu musibeti yirmi se- kiz sene tevkif edebilmişim. Sait paşayı yakindan tanıyanlar tasdikde tereddüt etmezler ki, paşa bu gibi mübim meselelerde sarih bir fikir beyan etmez. Daima «şöyle ya- pılırsa bu, böyle yapılırsa şu mahzur vardır» demek kârı ve şiarıdır. Hal- buki (leyti leal) devri değil, kat'i bir karar vermek zamanı içinde bulunu- yorduk. Kâmil paşayı ilk defa olarak mevkii sadarete getirmekle Şarki Rumeli mesalesinin ilk hâd devrini geçirdim Kâmil paşanın bu sadaretini Şarki Rumeli meselesindeki meylimi hissede- rek rızacılık oetmek istediğinden münbais zannedenler, hata ederler. Kâmil paşayı daha evvel zihnimde sadarete namzet etmiştim, Sait paşanın Kâmil paşayı istirkap ettiğini anlar ve Meclisi Vükelâda ara- sıra gıyaben istihfaf etmekte oldu- ğunu işidirdim. Suriye Valisi Hamdi paşanın vefatı haberini selâmlık res- minde aldım. Suriyenin ehemmiyetine * binaen kimin münasip olacağını Şey- hülislâm Uryani zade Ahmet Esat efendiden sormuştum. Efendi, Evkaf Nazırı Kâmil paşanın o havalide me- muriyeti ve hüsnü sıytı olduğunu beyan ile, Suriye valiliğine tayini re- yinde bulundu. Kâmil paşanın Vükelâ arasından uzaklaştırılması için yine Vükelâ arasında bir cereyan olduğu- nu anladım. İşte Sait paşanın rakibi Kâmil paşayı istihlâf etmesine sebep budur. ş | Abdülhamit Tezimiz Etrafında | gıdaki satırlar, İçviçrede (Jönev) de İttihat ve Terakkinin Kiram (Osmanlı) Aşa isimli uarakparaden aynen alınmıştır : Abdülhamid'in mizacı asabi ve safravidir. Kızdığı zaman bir takım elfazı şenia istimal eyler. Şiddetle hisseti vardır. Kuvvei şehvaniyesi son derecededir. Mukarribininden bir çoğunun zevce ve kızlarına tasallut et- mekten asla çekinmez. Fıtratan deyyus olan mukarribini kiram da, Padi- şahın, namuslarına tec Acaba Abdülhamid'in, düşman. avüz etmesinden pek memnundurlar nlarının ağzındaki bu iğrenç üslüptan ve şeni iftiradan daha kuvvetli hangi müdafaacıya ihtiyacı olabilir ? UL 3g

Bu sayıdan diğer sayfalar: