ki ve gi Su Nazırının maiyetinde olmak üzere Sakalar Ocağı ismi. ni taşıyan bir ocak vardı. Bu ocak, Ayasofya Camii Şekerci Kapısı denilen büyük kapının karşısında, Eğri fatihi Üçüncü Mehmed'in türbesine bitişik köşedeydi Ocak halkının vazifesi, İs- tanbul içinde yangın olur olmaz bey. girlere yüklü kırbalarla hemen yangın yerine koşup su taşımaktı. Sakalar da bu hizmetlerine karşılık, çeşmelerden su alırlar ve ahaliye satarlardı. Vak- tiyle İstanbul çeşmeleri iki kısma ayırt edilmişti, Biri at sakaları, öbürü de rf kiki Amel emiş günü olarkon 19 uncu ASIRDA İSTANBUL mahalle sakaları idi, Sonraları mahal. le sakalerı da yangın yerlerine git- meğe başladıkları için, onlar'da ma- halle çeşmelerinin su hazinelerini ki- Bey-Mescidti Reşat Ekrem KOÇU Eyyubda, Cezerikasım Mahallesinde, Zalpaşa Caddesinde, Zal ey karşısındadır. Onaltıncı asır yapısı, Mi- Hedi dan ibarettir: «Bânisi lâhşor Mehmed Beydir, Surahi M yag li dirler, kendi dul 1947 de sia edildiğinde, yürekler sızlayarak tesbit edilen notlar şunlardır : M ir sı e inaresi ile beraber, a kesm taş üç sıra tuğla ile me ve minare, mihrap duvarının önünde, yol kenarında van olarak inşa a minare- n gövdesi altı köşeli bir menşur şek- linde olup bik yani şerefesi gövde- den taşmamış, minarenin eb- e olan ahşab külâh, şerefinin üstüne ii uştur, kurşunları çalın- mış, ahşab çatısıda kavşamış bir halde idi. Mescide, Zalpaşa Caddesinden, mi: bedin bulunduğu sahayı bir adacık ha- linde çeviren Silâhiahmedbey Sokağından, yıkık avlu duvarı üstünden girilmekte idi. Battal edilmiş avlu kapısından girik diğine göre, avluya sekiz on basamak taş tını bilenler için, ikea bir tasvir ola- rak kabul etmek icap e Mescidin mihrab diri AMI aki bir kapıdan son cemaat yerine girilir. Mihraba göre mescidin sağ yan duvarı önünde bulunan son Ee yeri de kes- du rılmış, sökülmüş, moloz ile örtülmüş, meydana çıkan toprak üzerinde, bir dama boyunu e ve lar yükselmiş idi. Son cemaat yerinin, avlu kapısından giines ce karşıya gelen duvardaki bir ka- pıdan cidin bânisi Silâhşor Mehmet beyin türbesine geçilir. Türbe gayet kü- çük ve eşik kubbe iile aşil 1947 de ii muhafaz: mekle be- raber türbenin içi pek gr bir halde 435 Eski Balıkhane Nazırı merhum Ali Rıza Bey litleyip ahaliye satar oldular. Ahali- nir kendi ihtiyaçları için akşamları ancak iplik kadar su verirlerdi, Ma- halle halkından bazı servet sahipleri, bahçelerinin sulanması için geceleri suları açıp hortumlarla kendi havuz- lsrım doldurtmak maksadiyle sakalar- Bu ocak halkının vazifesi de padişaha mahsus kahvenin suyunü Gümüşsu yundan taşımaktı, Bunların zebitleri Bostancıbaşı, amirleri de saray Kah. e idi, Bendlerin fazlasından mubayaasında bulunmak isteyen- kre, yolun tesviyesi masrafı alıcıya ruş mücccel fiyatla satış yapmak usul- dendi. Sonraları kazı yerlerde bir ma. sura su 15000 kuruşa ve daha ziya- deye alınıp satılmakta olduğu haber alındığından, bu işlerin bir nizama bağlanması için, sabit bedeller takdir olunmuştur. Vaktiyle icra edilen umumi sayım- da. İstanbulda, saraylar ve zengin ko naklarında 14536 adet hamam varmış 5 i sur dışında ve 90 adedi de sur aşkın çeşme, 200 sebil, 1000 ayazma ve 60000 su kuyusu varmış Eskiden ereğinierdi konaklarında -birer hamam bulunmak şarttı. Birço ğunda büyük sarnıçlar da vardı, m Son cemaat yerinin türbe kapısı ya- ında bir ei vardır ki arkadaki sidar ığa bak Yuk aredaki tasvirden de anlaşılmış Bryan veçhile, mescidin idhal kapısı, ba nazaran sağ duvarı erke da son cemaat yerine bakan bir Dü pen- ceesi vardır idin zemini de dört köşe büyük mr ile döşenmiş olup hemen tama- harab olmuştur. Mescidin üstü de z olduğu gibi çökmüştür, dört duvar kal- mıştır. Onaltıncı asrın bu nefis eseri, Koca Mimar Sinanın bu ihyası imkânlarını tamamen kaybetmiş değildir. Tâmiri için Me fedâkârlığa de- ğer ; hem küçük bir ciddir, nisbeten ağır sayılamayacak dik. ea kurtarı- hır. Bey Mescidi, Türk İstanbulun mücey- herlerinden biridir. 2 dilme