N cını karşılamak is- tiyorduk, demek istiyorsa, bunun sadece komiklik Kömür Havzası 'Mevzuunda kimi aldatıyoruz? “Eee Ne eN başına 48,5 desimetre direk gi di e resmi iza- hata ge Evvelki Pimi resmi ka. yıtların, 59-60 desimetrelik bir direk sarfiyatı göstermekte olduğunu işaret etmiş ve beynelmilel direk sarfiya- tına nazaren kömür havzamızda */40 nisbetindeki bir fazlalığın müsamaha ile görülmesi lâzım geldiğini kaydet- miştik, Ancak bugünkü sarfiyatın her türlü müsamaha fevkinde olduğunu da siye ettirmiştik. biz. havzada müsamahalı HN ayakk ton başına azami 35 desimetre mikabı olması lâzım gel- diğini; ve fazlasının, dikkatsizlik, basiretsizlik yüzünden israf edildiğini tafsilâtivle izah ve ayrıca bugün res- mi kayıtlarda görünen 50. 60 desilik sarfiyatın hakiki sarfiyatı ifade etme- diğini ve bu sarfiyatın hakikatte 70.80 desimetre olduğunu ve bunun niçin resmi kayıtlara 50.60 desi olarak intikal etmekte bulunduğunu da uzun uzadıya tetkik etmiştik. Havza Müdürünün bu noktaları mesküt geçmesini bir dikkatsizliğe hamletmek mümkün değildir. Kendisinin. bu sahada bir müna- kaşa açıldığı takdirde sonuna kadar haklı çıkacağımızı ve bu sayede mil. yonlarca liralık zararın döküm nok- tasını * teşkil eden birçok hadiselerin ortaya dökülmesine sebep olacağını kestirmiş olduğunda şüphe edilemez. İktisadi Devlet Teşekkülleri Umumi Heyeti huzurunda verdiği izahatta İşletme Müdürü, 1942 senesine kadar ©7511 küllü olarak yıkanan kömürle. rin bu seneden sonra harp yıllarının doğurduğu zâruretle 9714 küllü ola- rak yıkanmağa başlandığını, bugün ise külün indirilmesi için daha fazla uğraşıldığı takdirde mühim bir kısım kömürün zayi olacağını ifade etmiş bulunmaktadır. Harp vıllarına ait niği bir zar tin kömürdeki kül miktarını ie saik olduğunu bilemiyoruz. Satıhk kömür mikdarını külle (vâni taş toprakla) artırarak, kömür ihtiya- Hakkı Kâmil AK yapmak için söy- lenebilecek bir söz olacağını bi- zim kadar bu za- ruretten (o bahse: denler de bilirler; çok münakaşa imkânı ancak ne münakaşa edilirse edilsin neticede havza idarecilerini ohak- sz çıkaracak olan kül nispetleri üzerinde durmaktan sarfınazar edelim ve hattâ bu kül nispetinin artış za- ruretini kabul edelim de esasa girelim: Evvelâ kömür (lâvuar)larının es- kimiş olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Çünkü; evvelki başarıları- mızda da arzettiğimiz gibi (lâvuar)lar muhtelif kanal ve eleklerden mürek- kep basit ve demir saçtan mamül tesislerdir. Bunun her perçası memleketimiz dahilinde tamir ve tecdit olunabilir. Netekim bu (lâvuar)ların binaları se- nelerden beri durduğu halde «içindeki tesisler bugüne kadar en aşağı yirmi defa tecdit edilmiştir. Eğer bunların eski tarafları varsa Zonguldakdaki muazzam atelyelerde tamir ve tecdit edilmemeleri sadece havza idarecilerinin ihmalindendir. Fakat Havza Müdürünün (lâvuar) ları eskilikle vasıflandırmaktan mak- sadı bunların (demode) olduklarını ifade etmek ise bu takdirde şu nok- yı da tavzih edelim : Biz de hakikaten bunlarla modern (lâvuar) lar arasında az çok bir fark görmekteyiz. Demek istediğimiz şudur ki: Elde bulunan (lâvuar ) lardan bu- alınan neticeleri yine (lâvuar) lardan bundan beş sene evvel alınan neticelerle mukayese ettiğimiz taktirde çıkacak rakamlar bugünün aleyhindedir. Fakat (Lâvuar) larda görülen fazla zayiat bilfiil (lâvuar) ların fena işle- mesinden değil — çünkü bunların işle- mesinde dünle bugün arasında hiçbir fark yoktur ve olamaz — (Tuvönan) istihsalinin fazla gösterilmekte olma- sından doğmaktadır. Bu işin bir cephesi; diger cephe- sinde biz, yazdıklarımızda kömür kü- lünün 97 10 dan 97 14 de çıkarılması zarureti üzerinde durmamış, ancak kömür istihsalinin arttığı etrafındaki aynı » münhasıran kül nisbetinin yükseltil- miş olmasından ileri geldiğini ileri sürerek bugüne kadar sarfedilen devlet kudretinin ve *milletin yü milyona yakin parasının israf edildi- ğini söylemiştik. İşte bu sözümüz tamamen yerin- dedir, Havza Müdürü Umumi Heyet önün- de verdiği izahatta istihsal mevzuu- nun bu taraflarına hiç temas etme- miştir, Yukarıdaki izahattan anlaşılacağı veçhile «İktisadi Devlet Teşekkülleri Umumi Heyeti» huzurunda Havza Müdürü tarafından verilen izahatı baştan aşağı bir takım tevillerden mi Biz işine hâkim ve yaptıklarında doğru yi a kani bir müessese müdürünün iş sahasında tuttuğu yol dolayısiyle kendisi ve işi aleyhine çevrilmiş uzun neşriyata, bu neşriya- tın istinad ettiği esaslar dahilinde şümullü bir izahat vermesini ve bunu yapamadığı takdirde havza müdürlü- ğünden istifa edip, Etibanktan başa- rabileceği daha mütevazı bir iş iste- mesini beklerdik. Eğer Meclis ve hükümeti bugüne kadar arkası gelmiyen ve bir türlü tahakkuk ettirilemiyen vaatlere ben- zer yeni bir vaatle oyalayıp nazarları başka tarafa çevirtmek istemiyorsa- larsa, bunları söyleyebilenin, memleket iktisadiyatına ne kadar bigâne oldu- ğunu göstermesi bakımından şayanı dikkattir ki, bu takdirde memleketin . en esaslı bir mevzuu olan kömür işletmelerinin başında bu zatın nasıl bulundurulduğuna hayret etmek bize üşer. Kömür havzasısdan bir manzara