6 Haziran 1947 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 12

6 Haziran 1947 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ay Zr. AY amm e ADIN, oturduğu yerden -- başını duyara dayadı. Gözlelerini tavana dik- ti. Çürük tah Pikminki yan şekiller çıkıyor, bunların hepside aslı bilinmiyen kor- kunç bir şeyin remzine benzi- ordu. Dışarda rüzgârın sesi, çok uziktan gelen nâralar, köpek- derli uluması birbirine taliy ştı. asıra / kabın önünden üzü gergin, kıktı. Durup dururken tenin- den bir ürperme geçiyormuş gibi, beller Krm Mali, dadığı oluyordu . Alm cama da- yayarak simsiyah sokağa baktı. Karşi evin beyaz badanalı duvarında birbirinin üzerine abanmış iki kocaman gölge gördü. Demek bu gölge- lerin sahipleri tam kendi pen- ceresinin altındalar, yani ba- lardı. , şında Kalın, iri, öfkeli bir ses — Öldü, kendisini öldürdü ha! Yazık oldu billâh deli- , kanlıya... İnce, e korkak bir ses cevap ve “eği ra e Onun yüzün- den. Az mı çektirdi zavallıya o kadın? Neydi o, omuzlarına kadar uzamış saçları, kaybo- lacak kadar yuvasına çekilmiş gözleri? Gömleğinin yırtıkla- rından kaburga kemikleri gö- ünüyordu. Zayıf, kuru ba- cakları her zaman ibo ak Hepsi onun yüzünden Evvelki kalın iri “ölse li ses incelmiş, incelmiş, bir diş gıcırtısına ölür — Ben sana bir şey söyli- yeyim ml Bu karı tekin değil. Yüzünü gü yle ökçe takırtı hızlı em ar ka- çıyorla ig . tam ayak seslerinin bittiği lee keskin bir hay- kırışın, karanlığın göbeğinden si o gibi kendisine doğ- ndığını gördü : hbe! Ah kahbe karı!,, Ve ses sada kesildi. rem Dudakları içerden dişleri Duvara derine bırakıverdi. Otururken başını duvara çarptı. Ensesin- den ia sa bir acı girip çıktı. onu, ölen delikanlıyı aşinüydr. Kendisi her akşam köyün kizlariyle mezarlığım yanın- daki sette oturur. Ezandan bir evvel önlerinden köyün e ai geçer, Onların ta boylu, — Bak, bak, seninki geçi- yor, seninki !, Uzun yüz 216, uzun saçlı... Parlak kara gözleri, geniş bir alnı ve yüzünü ikiye bölen uzun, düşük bir burnu ğini bütün kö ri kızların önüne gelince hiç kimse o tarafa Mali. Oracıkta, hislerin sak- M7 74 MESİ m lük ki pm 2 EY iğ Yil Hel Ahmet Abdülbaki'den bir HİKÂYE lanması ve zaafların utangaç- ık maskesi altında kıpkırmızı kesilmesi usuldür. Fakat o müstesna. yorgun, bezgin hareketle yere dikerek geçip kas dan bütün Keizin kabbakarla gülmelerine başını döndür - mez bile. Bu hal epeyce de- delikanlının vam etmiş ve W ıştı. *wden bir iş için kiolekiz içinde bir rel duyar. So- kakta arkasına bakmaz. Zira iki üç adım geriden çenesi göğsünde, alnı düşünceli, o nır. ynine bir kurt gibi dü- şen bu kuruntu, gün geçtikçe dayanılmaz bir işkence halini Me &vinden çıkmaz olduğu za- ondan kurtula- Duvarda; gözönünden git- miyen duruşuyla o. Çeyizlik aynasının i o z © $ a a küçük. lir nun verdiği korkunç bir kadar korkuyorsa herkes de kendisinden o kadar çekini- or, uydurulan dedikoduların ağızdan ağıza her sıçrayışınd bir arkadaşı di e yalnız bırakıyordu. Bir geldi ki, köyün bütün kil. gözleri kendisine : — Erkeklere belâ ören bir iye aya başladılar. Bir gün sonuncu arkadaşı da kulağına eğilip dedi ki: — Ayol, sen ne im bu adama? Annesi geçe edi biliyor musun? «Oğlum eskiden tek k lif şimdi. hiç rm açmaz oldu. Üç gündür Me dan tek bir harf çıkmadı. kadın şimdi de İn vr bağladı. Dilerim Allahtan, tez yilin, © büyücü karıya da, onunla A ali da belâ- mai versin!» Ben artık se- inle şamam. Artık büsbütün kimsesiz ve o arkadaşsız kalmıştı. adama ne suçu var? Acaba herkesin ia, sandığı gibi bu kadın gittiği e belâ götüren bir lânelli Sim mdi kendi kendisinden de korkmaya başlamıştı. Kaç , gece horoz seslerine kadar uyanık, yastığa kapanarak ağ- layıp durmuştu. Bu adam ne istiyor? Ken- klas gi yoksa ea bir şey m Ne e bilse, en kıy- metli bir şeyi bile olsa düşün- meden verecek ? Fakat üye ir gün köyün dışın a ge-, zinirken ilk defa geriye dönüp” bir ğikuk sesine Beüziyek sedasını duydu : — Sana bir şey söyliyece- — Sö — Yüzüme Ge ! — Baktı — Gözlerimin i içine 0 ! Öfkeyle sarsıldı — Bir şey gördüğüm yok! — Beni dinle ! — Ne enlemi. hemen söyle! Ne istiyorsan ? Yüzü rahat eder gibi oldu. Soluk a kıpırdadı — Ölmek, Msi ta içinden tiksindi; kurtarırdın eğer a” & Ve hızla arkasını uçar gibi uzaklaştı dönüp i gün mezarlığın ya nındaki sette bir başına otu- ruyor. Artık evde duramaz oldu. Sokaklar ve kırlar daha az korkunç Çok geçm meden o ei Yüzü buruşuksu Dudak- larının ucu bir bağa kadar keskin . Bu r akşam sanki ka ari niyor. Re wn göğsüne gitti. Parmaklar n aramndan kan taşıyor. Yüzü « beyaz... Yüzünde damarların dalları görünüyor. Gözleri ka- nd daha açılıyor alabildiğine açılıyor. bakıyor. O kadar açıldı ki, gözlerinde gergin bir iplik koptu ve delikanlı bir direk (Devamı 14 üncü sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: