FÂRİS (İSAOĞLU) — Allah sırrını takdis etsin — Mansur'un yakınlarından... On- dan şu sözü naklediyor: — Mansur'a sordum: “Mürid kimdir?, Cevap verdi: “Allahtan başka kasdı olmayan..,, Ve ilâve etti: “Ve ona eşrişinceye kadar hiçbir şeye meyletmeyen..., Mürid budur. “ok — Mansur'a Hak'tan gelen duy- guyu sordum. Dedi : “Hak'tan ge- len duygu odur ki, hiçbir şey ona karşı durmak mecalinde değildir.,, AHMED (HÜSEYİN MANSUROĞLU) — Allah sırrını takdis etsin — Hüseyin Mansur er ın oğlu... Ve babasının yoldaşı Babasına demiş: — Bana bir öğüd ver — Kendine bir iş bul! Nefsini bağlamak için... Nefsin seni bağla- madan sen onu bir işle bağla! Yine babasına demiş: — Öğüdünde devam et! — Dünya âlem kendisine göre bir iş ve faaliyete koşarken, sende öyle bir iş ve faaliyete geç ki, onun zerresi, insanlarla cinlerin amelinden üstün olsun? — O iş nedir baba? — Marifet EBUMANSUR (KÂVKÜLÂH) — Allah sırrını takdis etsin — Kuyu kazarak su arıyor. Suyu bulunca o kuyuyu bırakıp yanın- da başka bir kuyu açıyor ve ikin- cisinin toprağını birincisinin içine döküp onu dolduruyor. Yine suya varınca onu da bırakıp bir üçün- ba bırakarak ve telefon tellerini kupa k sokaga atladıklarını göstermektedir - saf- Mi safha şu memurlar rada ii tır: Paket memuru Nermin, bekçi Mustafa O Şatır, Tahal bekçisi 87 numaralı Ahmet, Zabıt varakası Aziz Kanmaz tarafından 13 Mart 1944 de ( Zata mahsustur ) kaydiyle Yerli Mallar Pazarları İstanbul. Merkez Mü- cüsüne, oradan da bir dördüncüsü- defa açılan, ondan sonra açılacak olanın toprağiyle yeni baştan doluyor. Fasit daire... Acaba şeyhin maksadı nedir? Soruyorlat : 1 Trdb ul. Bir toplantı... Hazreti Ömer hitabede... Konuşuyor... Burala- rın ve ötelerin en ince hikmet- leri üzerine konuşuyor... Ve ke- lâm denilen ilâhi nimet, nimetle- rin en büyüğü, Hazreti Ömer'in dilinde, ruh-tarlasının kana kana içtiği, bir Seçme gibi, cömert cömert, boşanıyo Dile valide biri bağırdı : — Ya Ömer! Allahtan kork! Ömer, hiç cevap vermeksizin bahsine devam ediyor. Fakat adamda bu ısrar, sanki hastalık halinde... Ömer'in iki üç Semi sinde bir, bastırıyor : — Ya Ömer! Allahtan kork! Ve bu, hep böyle devam edi- yor. Nihayet başka biri dayana- mıyor ve bu şahsa hitap ediyor: — İhtarınızı boyuna tekrar ediyorsunuz. Artık yetişmez mi dersiniz? Muhteşem Büyük, cevap ve- riyor : — Bırakınız, istediğini söy- lesin... Onlar, diledikleri gibi ih- tarlarda bulunmazlarsa bir fay- daları kalmaz. Biz de onları sus- turacak olursak hakkımızı aşmış oluruz. * Böyleyken?.. Adıdeğmez dürlüğüne mere bl O sıralarda İstanbul- da Yerli Mallar Paza: üdür Muavini Bay Abdülkadir - simdiki müdür - şef muavini (M) ile (enspektör) Aziz Kanmaz'ı telefonle İstan- bul'a davet ediyor. İkisini de e . dinle- dikten sonra Aziz Kanmaz'a diyo: — Bu öndermekten utanmadın mı? Bu kiliç YENİ bi öneli mi? İki kişi birbiriyle uyuşmuş; si sana ne? Asrın icaplarına » niçin uymadı (Sümerbank) Yerli Mallar din Bur- sa satış mağazası (enspektör) ü Aziz Kanmaz; Tas — Divane değilsin... Divane- lerin de ırgadı değilsin... Nedir bu yaptığın iş?.. Maksadın ne?. iyor ki: — Maksadım sadece nefsimi meşgul etmek... Onun beni meşgul etmesine vakit bırakmamak için... ve buna benzer ce- vapları daha birçok Allah dostun- da görürsünüz. Nefslerine başı boş tek adım attırmamak için, gerekirse, onu bir dolaba koşarlar ve aynı daire etrafında yüz bin adım attı. rırlar. . EBUAMRU (DIMIŞKİ) — Allah sırrını takdis etsin — — Peygamberlere âyet ve mu- cize. göstermek farzolduğu kadar, velilere kerametlerini saklamak ve göstermemek farzdır. Halkın fitne- ye duşmemesi için... kk — Tasavvuf, âlemi baştan başa noksan görmek; ve her noksandan münezzeh olanın müşahedesi için gözlerini bütün noksanlara yum- maktır. kk — Kalb kasavetinin alâmeti, Allahın, kulunu kendi tedbirine itimat ettirmesiyle başlar. Kul da kendi tedbirinden başka bir şeye başvurmaz ve Allahtan imdat iste- mez. Allahın Resulü (Salât ve se- lâm ona olsun) buyurdu: “Yarab, beni, şu ânda doğmuş bir çocuğu korur gibi koru..,, ” #** — Ruhlar, Allahın ra ş ut saki bulunca, vüc eykelleri ve âlemi eni tesir re şu ânda (Sümerbank) la ale bu vakadan ir müddet sonra Ke dedilen Aziz Kan sesenin Edirne ne müdürlüğünü yapan e resmini orta yerde gördüğünüz Aziz Kanmi m Savaşının e malül pla Aziz Kanmaz, nezdimize gelip sup olduğu asil Türk milletinin hak — bayslyeti iğrinda “rünlriş didinerek kalem. aldığı vesikalardan tamına. takdim İZİLAMALİKEMKEYeliğ etmektedir. EE arş