sey giymek ar Gu ee Gi vir / ZAVALI TÜRKÇE ASLİ MADDELER Istılah dâvamıza ait olarak zaran Ço mumi v zoraki bir yoldan her dile kendilerini (empoze) etmek (plân) yerine pilân d bunu bir ayıp ve oki değil, bir şeref ve ilim telâkki et- mek... Evet, ileride, bütün bunla- rın bir lügatçesini vereceğiz. Dilci GÜLEBİLDEK TAVSİYE Şimdiki kadın romancıları- mızdan biri, 1932 senesinde ilk romanını, © zaman çikan (Milliyet) gazetesinin yazı iş- lerine bakan Etem İzzet'e gö- türmüştü. Birkaç gün sonra cevap al- aya gelen genç hanıma Etem İezet dedi ki 1 — Efendim, romanınız fena değil... Tasvirler iyi, hâdise- ler canlı, üslübunuz akıcı. romanları çok ç telâfi edebilirsiniz. Z. Genç kadın, tekniği kuv- vetli birkaç roman ismi söy- mesini rica edince, Etem İzzet cevap verdi : — Meselâ Etem İzzetin ro- manları efendim... MÜNEKKİDİN GEVABI Bir gün nursuz Nurullah Ata, bir romancı hakkında şöyle demişti : — Aleyhinde yazacağım ama, herife 25 lira borçlu- yum... Alacağını ister diye korkuyorum | İstanbullu 16 HULYA Buğulanmış, şu camdan görünen mavi deniz; Kıyılarında buzlar; ve meçhule giden bir iz. Çivili nazarlarim gökte baygın güneşe, Zulmetin pınarında diller döküyor neş'e. Bulutlar uçuşuyor, müthiş kervansaraylar; Geçmekte aramızdan, henüz bir günlük aylar. Sen, beni gölgelerde pırıldatan ışığım! Kutup iklimlerinde nefesinle ılığım ! Başbaşa çekilelim, hayatın arkasına, Uzanalım beraber Âbıhayat tasına, Bitmesin hiç bu hülya, çözülmesin bu gece; Tırmalasın beynimi senden gelen bilmece... Nermin Ethem RÜYA Ben rüyamda ölmüş, hem de mezara gömülmüşüm; Dehşetimden ürkerek yatağa büzülmüşüm. Titreyerek baktım ki, etraf derin zulmette, Ağlamağa başladım bikes ebediyette. Yarap, sessiz diyarda garip, ne yapacağım? Ben bu korkunç, simsiyah yerde mi yatacağım? Korkudan şaşırimışım dehşetten bağrıyorum; Hıçkırarak âlemi imdada çağrıyorum. Niçin beni bırakıp sessizce çekildiniz? Azabımın vehmini acap nasıl bildiniz? Öldükçe ölünmeyen ine girmek ne demek Hem ölmek, hem 'de kendi cesedimi beklemek!.. Zehra Kâmil Ütsükarcı DÖNÜŞ Duracak kalbimde bir gün vuruşlar, Sönecek ansızın gözlerimde fer. Başka bir iklimde meçhul bir diyar, Çekecek kendine beni bu sefer. Ne gözlerde görüş,'ne tek şey biliş, Sanki söylenmeyen sır dudaklarda... Maziyi birden zihinden iliş; Ve bir oluş, birden yok ile varda. Yar gibi beklemek sabahı gece, Sonra erememek nurlu sabaha. Tükendiği ânda neş'e, işkence Doğuş gibi gidiş, yine ALLAH'a. Ahmet DOĞAN ” w Sahib ve U. Neş. Md: Necip Fazıl KISAKÜREK BUYUK Yazı ve eyi deler iri Fethi KARDEŞ DO ĞU İdare yeri :. Acımı 0. No. 15 Cağaloğlu Telefon : 21722 — Matbaa İbrahim HoroZ Yılık Abone : 12 lira — Altı aylık : 6 lira — Üç aylık: yok İLÂN KABUL ETMEZ a0 A i i : ğa dii.3 VERDE a İŞİN Aa Ze İİİ Aida sl Bile Giyimde, şekil ve “eğiiret noktasından aranacak ifade ayrı bir dâva belirtirken, her- kesce kabul edilmiş giyim şe- muaşeret edebi meselesi do- gurur. Muaşeret edebine bağlı gi- yim işinde, iki tarz göze çar- par: Evvelâ, (klâsik), ifade edici modalar dahi dai- ma muâşeret kaidelerine bağ- lı bir mâna belirtir; ve taam- mümleriyle beraber yeni mu- aşeret kaideleri doğurur. Bir misal : on zamanlarda, İngiltere- de, sabık kıral, şimdiki (Dük dö Vindsor) un karısı meşhur (Madam Simpson) un kılığı birdenbire moda olmuş ve bu kılık, ifadesindeki vekar ve ciddiyet yüzünden olur olmaz yerlerde oturmaktan ve gö- rünmekten İngiliz kadınlarını menetmişti. Ve yine meselâ erkekler binin umumi kaideleri içinde kalır, hem de kendi mevzuun- da yeni bir edep doğur! Neslihan Kisakürek YİNE TEFRİŞ Doğrudan doğruya milli ve ruhi şahsiyet noktasından in- de bir şahsiyet mek için, Türk ve evini müşahhas olarak bü e e imattan evvel... Tan zimattan sonra... Birinci Dün- ya Harbinden sonra, Neslihan Kisakürek