Benden Ne İstiyorlar? Gistun, sus- tum, sus- tum; artık yet- mez mi? İstiklâl sa- rüydüm. Benden istediklerini koparamayanlar, bana(dönme) dediler; A m! (Arnavut) dediler; aldır- madım abam Üsküdarlı, anam soyca thakpaşa MR babası Bartınlı, mali <a Fransızca bilmediğimi baz dergisine niçin yazıyorsun ?» dedi- ler. N omuz silktim. Yobazları sevmediğimi bilirler; fakat yobazlıkla Müslümanlığı karıştırırlar. Adım (Mehmet Kâzım) dır; i lime de Kur'an'da ardır, yanın neresine gitsem,inanıp, inanmadığımı sormazlar, bana Müslüman luyor! Fakat insan, bu iklimde ne 1 BU ŞEHİR Cafer SENO Eve ehir ogüzelleşmiyecek! San'at ve & Emen er mahrum bir imar sistemi böyle vam e bunun başka Si nen da imk yok. Eski bir yazımdan bir par “İstanbul gibi müstesna bir hususi- yet gösteren şehirlerin imar ve tanzi- minden anladığımız mâna, birtakım hen- eri medeni tesislerin lll ibaret değildir. Tabiat ve tarihin doğrudan doğruya Üessir olduğu bu bedii teşekkülün şah- siliğini ihlâl etmeden çalışmak ilk şarttır. cihetleri ) bir hususiliğe malik şehirlerin ken- dilerine göre bir hüviyeti, tiği vardır ki, hiç ihmale gel Bol para, ihatalı bilgi ile ve şehir (modern) vasfını kazanabilir. Asıl marifet, imar işlerini şehirin bu hâkim estetiğine göre yürütmektir. Buda, yalnız mimari eğil, Yüksek bir san'at ve irfan si is bir este- * . Bu a eğ me üzerinden sekiz sene gibi uzun bir zaman geçmiş olduğu halde mlenet, imar işlerinin bu esasa, uzaktan, yakından temas eden en ufak bir faaliyetin bile şahit olmuş ee va ll u birçok Kema çi içinde geçmiştir. Bunu biliy. Fakat bu arada imar pilânının ariel ait sö bazı , bu müddetin bir kısmı harbin e tesbitten utanıyor; utandırılmış bulunuyor! Wi bazlığın, softalığın, mürteciliğin yeri başka, Müslümanlığın, müminliğin, (tasavvuf) un yeri bre ee eee ların, din duygulariyle İmer izi ri kah. ramanlıkları, ahlâk yüceliklerini, sözle, sazla; demirle, taşla, <i san'atla - cude getirdiği güzel şeyleri görmezlik- tenmi geleceğim? . Onları sevmekten, onlara hayran olmaktan beni kim âalıko- ? alı yabilir Hattâ ha Ate - Allahsız eni böyle düşündüğüm, böyl d - gz nar ? «Bak, N > eki âli ha inan ıyor diyenler nasıl benden olur? esti Ee üç uknuma it Daha GA lik ilân edilmeden önce sanırım (Cumhuriyet) de, (Lâik devlet - lümanlığıma, İs- lâmlığa inanıp inanmadığıma karışmaz; mev aya göre karışamaz terki ben, dini siyasete âlet etmeyeyim! atı memleketlerinde se, dininden dolayı, tâzir Imez; biz ön düğümüzü söylemekle, üstümüzdeki Müs: lümanlık mühürünü söküp atabilir miyiz? ler eda ki mali için bize hiç de ümit ci göri eğimi hâkim olan, zihniyet böyle ünü sinçen belki bir gün İstanbul mamur bir şehir olur. Lâkin hiçbir zaman güzel olamaz. İmar ölçüsü mazi, tabiat, milli zevk güzellerin yepyeni bir terkiple birleş- tirmeğe, onlardan yeni bir san'at âbidesi, yeni bir (estetik) yuğurmaya mecburdur. mahsus güzelliği mükemmelleştirme! re ie milli zevkin (orijinalite) sini mede- ni düny.nın ere gurur ve iftiharla ali j İtiraf min Ecdat, İstanbulu biz tir Bugün İstanbulu süsleyen, güzelliğine izellik katan eserler hep ecdat yadiyâ- rıdır. Biz, bu eserleri lâyikiyle muhıfaza edemediğimiz gibi tabiat güzelliklerin- dende istifade etmesini bilmiyerek, onu ani daki yoluna gittik.. Hakikat dur pacıdır! Görülüyor ki mesele. tamamiyle mi- marlara, hele Avrupalı mütehassıslara bırakılmayacak kadar m san'at ve (kültür) EM mizin bir miyarı olacağı için, imar işlerimizi güzelli k baki- mından tetkik ve dere es edecek yüksek (kültürlü, geniş selâhiyetli bir san'atkârlaır ve mütefekkirler heyetinin teşkiline kat'i ihtiyaç vardır. Bunu teklif ediyoruz! İstanbul, ancak (Artistik) bir ruhla Öte hakiki ve ileri bir güzelliğe kavuşabilir. Aksi halde bir füsun diyarı, bir rüya şehiri olm tün şartları nefsinde top birgün karşımıza iğrenç v neye Ayaş Batıya dönebilir; fakat içimi- zin oktası, ne yapsak, Batıya dönmi- Sünni O, bizim bin bu kadar yıllık soy mayamı ve ine b kar, isin öy ale YE e söyleşi dad dahi nan slümanlık lekemdr tuttura- mayınca a. beee "sürmeğe kalkar. «Delilim v2 der, yoktur. Olsa, beni > lar mı Soruyorum : e ne isti- VD re değilim ki ilmim! yorlar, yazıyorum. Ekm bama tuz oluyor. o sinlde 5 O halde ne oluyor? Ben- denneistiyorlar ? Memleket ilme muhtaç, nura muhtaç, geri kaldığımız yüzyılları yıldırım adımlarla aşmağa, yeni âleme uymağa muhta: Yapılacak m Birbirimizi dldiklemekle, bir tülemekle mi e yağ; gor- Bun n tile e için ne söylerlerse A esinler. Hiçbir şe Kapak Alani bir can bi diğim yerde, hak bildiğim şeyi, a yeli gibi söyliyeceğim azacağım a MR N bir e e A ka dari, Z derdim ve hüznümle benek- imza Yaz yazıyı da, (iş ve hedef) edi temsil ettiği ahlâk yaramız bakımından lâyık görürler belki koymam göziyle her hafta bir iş e hedef; (Büyük Doğu) fotoğrafçısı us ki: «Cedlerimizin bina ettiği bu ulviyet cephesi önünde barınan şu süfliyet, heykeli, içtimai tezat ifademizin belki her sahada en parlak remzidir.»