gp aDoLu (folklor) unun en mâ- nalı, renkli ve derin hikâyelerin- den biri olan «Köroğlu» nun kahra- manı, güya Ruşen Ali isminde biridir. Onun bir:hakikat tarafı olsa da hakiki hayatına ait bilgi yoktur. Anadolunun başka başka mıntakalarında anlatılan ve sayısı 24 e varan hikâyelere gö- re, Köroğlu bir at mutahassısının oğ- ludur; yarışçı, at e he binici veya baytar... mutahassısı- nın gözleri kör edilmişti. Bir rivayete göre İran Şahı tarafından; yok, ha- yır, İstanbul Padişahının emriyle; de- gil, değil, Bolu Beyinin marifeti bu; yahut da Erzurum Paşasının... Köroğ- lunun babasının gözleri niçin çıkarıl- dı bilir misiniz? Efendisine ait bir at sürüsünde iki tane *mini mini tay gör- dü; onların ileride misilsiz küheylân- lar olacağını kestirdi ve kolayını bu- lup onları satın aldı. Ruşen Ali, yani Köroğlu, babasına edilen bu zulmü, en küçük yaşında gördü. Babâsı ona, gözlerini kaybettiren taylara nasıl ba- kılacağını talim etti, Vakta ki Ali on beş yaşına bastı, taylarda bu cihan- da eşleri görülmemiş küheylânlar ol- du. Babasının bir rüyası vardır: Eğer memleketinden çıkar, Bingöl'e ulaşır ve suların getirdiği üç köpüğü avuç- larına alıp içebilirse hem gözleri açi- lacak, hem de uzun bir gençliğe ka- vuşacaktır. Kör, oğlu Köroğlu ve taylar dere tepe düz, Bingöl'e gider- ler. Köroğlu, köpükleri kollamak ve babasına haber vermek için tenbihli- dir. Köpükler gelir; fakat Köroğlu, seciyesindeki mertlik ve inceliğe rağ- men, biraz da hile zevkiyle yoğurulu olduğu için köpükleri kendisi içer, babasına ise köpüksüz sudan içirir. Kör, hemen bunun farkına varır. Fa- kat intikamını oğlundan bekleyerek tesellisini bulur. Köpüklerden birinde manlık, öbüründe şairlik, daha öbüründe de sağlık hassası varmış... Ve Ruşen Ali, yiğit, şair ve sıhhatli bir adam olup çıkar meydana... Bir müddet sonra kör baba oğluna bir kaç nasihat ve vasiyet edip ölür: Dinleyin ağalar, dinleyin beyler, Sorarım bunları birgün olur ki!.. Adam olup koç Kırata binince Kırarım belleri birgün olur ki/ Küçük Ali'm çıkar dağlar başına, Ararım sizleri birgün olur ki... Hey, n'olanda, oğlum Ali n'olanda, Zor düşmanı bölük bölük bölende. Padişahın divanına varanda Dil tutulur, dili tutar er gerek. Sıra sıra koç yiğitler düzersin, Alayları bozuk bozuk bozarsın; RED RK İİ Mithal Özkök Berhaneyi Çamlıbel'e çözersin Burda sana barınacak yer gerek. Köroğlu, babasının intikam vasi- yetinden sonra, etrafına bir takım babayiğitler toplayıp Çamlıbel'e çı- kar; o kartal yuvasında âdeta küçük bir devlet kurar. Bir takım zengin kervanlardan, tüccarlardan, kasaba- lardaki mütegallibeden, beylerden ve paşalardan kopardığı vurgunlarla, ba- zı fakir fukaraya ve kehdi arkadaş- larına pay çıkarıp dağların hâkimi sıfatiyle yaşar : Hemen Mevlâm ile sana dayandım, Arkam sensin, kal'em sensin dağlar,hey! Yoktur senden gayri kolum kanadım, Arkam sensin, kal'em sensin dağlar,hey! Nihayet Köroğlu'nun sonu gelir. Bu, yaman bir icadın yüzündendir; tü- feğin icadı... Köroğlu bu icadın er e kendi Sağın pibayeleri diğini hazin hazin idrak eder Delikli demir çıktı, mertlik bozuldu, Eğri kılıç kınında paslanmalıdır. Köroğlu arkadaşlarını toplar, on- larada kader karşısında tevekkül ve boyun eğmeyi telkin edip dağılmala- tavsiye eder. Ve başını alıp gi- der; sır olur. İleride Köroğluna ait muhtelif kol- dan masallara ve bunların teferrua- tına gireceğiz. İçimdeki süküta dua eder sessizlik ; Kefen diker günahım, mütevekkil odamda. Ağır ağır çözülür yosunlu bir akşamda, Yılları gölgeleyen şu semavi cibinlik. Billürdan saraylarda nice rüyalar gördüm, Ne âlemler seyrettim kuzguni kehribarda | Sahipsiz kervanların geçtiği bir diyarda, Serçelerle kartallar arasında kördüğüm. Mübin SİRET KÖRDÜĞÜM SABAH DÜŞÜNCESİ Yalnızlıklarla dolu bir bahar yaşıyorum ; Bir adım ötemdeki güzelliklerden uzak. «Ve ağaç, yeşil genç ağaç, hürriyet ağacı» Bir gün muhteşem kalb her şeyi kabul etmiş olacak. Asırlar üstünde ölü insan leşleri ve yaşayan biz; İksir dolu taslarımızı geçmiş rüyalara uzatacağız | Kafamızdan filizlenecek en yeni, en taze baharlar, En mükemmel şarkımızı kendi mesut dünyamızda yaşatacağız | Kenan HARUN