İNCELEME (HAKSLEY) ve yeni dünya Vecdi BÜRÜN ”. Tercüme faaliyetinin, Babiâlinin işportacılıktan yetişme zavallı, fakat zalim kitapçısından, Eğitim Bakanlı- gının çevirme bürosuna kadar olanca coşkunluğunu gösterdiği sırada, usule, (Kronoloji) ye, itinaye ait sayısız haklı delilleri (o beraberlerinde bulunduran çığlıklara rastlıyorduk. Hele kitapçıların niyet çeker gibi kendilerini, ,tesadüfün ve en aşağılı- gından bir seçme şuurunun uşaklığına bırakarak yayınladıkları İngiliz roman- ları karşısında, birkaç anlayışlı fıkra muharririmizin: «Hani İngiliz romanı- nın incileri? Hani (Morgan)? Hani (Vels)? Hani (Haksley) ?> ilah... diye sorduklarını hatırlıyorum. Bu sorunun karşılığı ne olmuştur? Hususi bir kitapçının “(Morgan) dan çevirterek yayınladığı ve İngiliz (kültür) Heyeti- nin çıkardığı (Geçit) adlı (Magazin) de sert bir tenkitçinin ele alarak didik didik ettiği (Boş Odalar) la, Milli Eğitim Bakanlığının yeni İngiliz klâ- sikleri serisinde çıkan (Haksley) in (Brave New World)ü.. Bakanlığın (Yeni Dünya) adıyle yayınladığı bu eserde Türk okuyucusu gerçek bir İngiliz romaniyle karşı karşıya gelmiş oluyor, Bilhassa, ev- velce bazı dergilerde (A. Haksley) hakkında yazılan incelemeleri okumuş olanlar, (Yeni Dünya) ya çabuk bit- memesini temenni eden bir-arzu ile sarılacaklardır. Zira bu eser devrimi- zin bütün siyasi, iktısadi üstünde, temsil ettiği (kültür) e lâyık bir dikkatle duran bir mütefekkir ro- mancının çizdiği ve özlediği bir in- sanlık istikbalidir. (Haksley), İngiliz edebiyatının üzerinde en çok dikkatle durulacak simalarından biridir. Bilhassa (Yeni Dünya) yı anlamak için, onun nasıl bir kaderin temsilcisi olan bir aileden geldiğini o gözönünda bulundurmak gerektir. (Haksley) İngilterenin her zaman bir iftihar - vesilesi saydığı; dünya münevverlerinin, eserlerini de- gilse bile, ilmi toplantılardan birinde (Darven)e aptalca hücuma kalkan bir papaza: «Papaz Efendi, sizin gibi mü- tereddi bir insan olmaktansa müte- kâmil bir maymun olmayı tercih ede- rim!> sözlerini bildikleri (T. Haksley) in torunudur. Babası, (Leonard Haks- ley) de, İskoç Üniversitesinde Yu- nanca okutmuştur. (L. Haksley) in siki oğlu oldu (Julian Haksley) ve (Aldus Haksley).. (Julian Haksley) de kardeşi gibi küçüklüğünden beri âlimlerden ve sanatkârlardan ibaret bir aile içinde büyüdü. O da, roman- cı olmamakla beraber, (A. Haksley) gibi (biyolojist), (esseyist) ve şairdir. İkinci Cihan Harbinde Nazilerin ırk- çılık nazariyelerine karşı en haysi yetli ve ilmi aksülamel (Julian Haks. ley) inki oldu, Kısaca gözden geçirilince anla- şılacağı gibi, (Yeni dünya) müellifi (Eton) ve (Oksford) ta okumakla be- raber, şahsiyetinin özü aile ocağında teşekkül etmiş ve ileride kâinat kar- şısında alacağı tavrın ana çizgileri âdeta odadan odaya, yatak odasın- dan yemek odasına geçerken veya bahçeye çıkarken yıllarla gelişen vücudiyle birlikte ruhunda boy at- mıştır. Ailede, en iyi Yunanca bi- lenden, en. kuvvetli (biyoloji) âlimin- den, en kudretli İngiliz münekkidi (Arnold) a varıncıya kadar çeşitli sanat ve ilim adamlarının bulunması (Haksley) i terkibi bir bilgiye doğru götürmüştür. Bu terkibi bilginin zen- ginliğine, (Yenj dünya) da ölduğu kadar diger eserlerinde de rastlama- mak mümkün değildir. Bu bakımdan (Haksley) bir Yirminci Asır (Ansiklo- pedist)idir. (A. Moruva) nın İngiliz tenkidcilerine uyarak belirttiği gibi : (Haksley) hangi mevzudan bahsederse etsin, mevzuunun ustasıdır. Fransız şiirinden mi bahsediyor? Tıpkı (Va- leri) gibi konuşur. (Sen Pol) kated- ralini (Tâci Mahal) iile kıyasladığı zaman tam bir mimardır (Haksley), şiirden romana geç- miştir. İlk romanlarında hiçbir hüküm vermeden cemiyetin kimyevi bir tah- lilini yapan (Haksley) romanlarının en iyilerinden biri sayabileceğimiz (Po- int Conterpoint) ı verdi. Böylece şöh- reti her tarafı kapladı. Bu roman bütün dünyaya yeni, atılgan, kaide- leri hiçe sayan bir İngiltere ilân edi- yordu. Bu harbi kazanan İngilterenin yarısı (Kipling) in İngilteresi ise, yarısı (Haksley) in bütün genç arka- daşlariyle birlikte, fedakârlığın, bağ- lılığın, sarsılmaz bir düzen aşkının (Prens Hamlet) i olarak dünyaya ve milletlere âşık gösterdikleri İngiltere- dir. (A. Haksley)in roman anlayışı (realist) tir. Bununla beraber, (realizm), kaba bir sokak fotoğrafçı- lığını taklit eden, oluşları dış âlemin şaşı bir görülüşüne bağışlıyarak bü- tün iç âlemi kadro harici bıraktığı halde mefhumculuğun ta kendisi olan maddeci (realizm) değilair, İçtimai zaruret, tarihi muayyeniyetcilik, ha- yatın maddi istihsali, alt yapı, üst yapı gibi bir takım mefhum gözbağ- (Devamı 13 üncü sayfada) sancıları >llangi Ramanı akusam? (DON KİŞO e) (Don Kişot) cihan edebiyatının en muh- teşem romanıdır. rçekten, son derece be- şeri olması bakımından, bu eserle belki bü- yük Yunanlıların eserleri (kıyaslanabilir. eserlerinin bir araya gelmesine lüzum va (Don Kişot), insanın ruh hâilesidir. Ço- cukları, ve kavrulup hâlâ - çocuklukta kalmış yaşlı budalaları katılırcasına güldüren zayıf (şövalye); âdaletin haksızlığa, . iyiliğin : fena- lığa, güzelliğin çirkinliğe, hürlüğün esirliğe, ve gerçeklerin gerçeği çağların en büyük kalpli kahramanıdır. Bö le olduğu halde, onun maddi vasıtalarının yetersizliği ve onu harekete getiren sebeple- rin dış (realite) hnasında kemmi ve mües- ses itibarlâra gör hayal örtüsüne bürün- anlayışsızların şövalye'yi (komik) le izah etmelerinde bir nevi kolaylık oluyor. Miğferi berber leğeni, mızrağı alel- âde bir sopa, zırhları derme çatma, atı dün- 250 yanın en çelimsizi: olan, böyle iken dünyayı düzeltmiye kalkışan bir (şövalye), gayeye değil vasıtaya, esasa değil teferruata değer verenlerin anlayışına elbette ki alelâde bir çosuk kitabi sayanlardan kaçı, ouun şu sözle- rini hakiki çapında anlıyabilir « a göre, Tanrının tabiatta hür ya- rattığı insanları esir hale koymak, en kaba da tüketilecek bir eser değil... Onun gülünç- lüğü genişliğinin zaruretiyle izah edilmelidir. Bu her şeyi ve insanı, bütüniyle kavrıyan genişlik; ister istemez gülüneü de acıkhılığı